17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 10 HAZ RAN 2011 CUMA 6 HABERLER Kılıçdaroğlu, düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi ‘Yetki yasası siyasi şov’ ÖZLEM GÜVEML Kadınlar ve Özgürlük Başbakan miting alanlarında sık sık dile getiriyor, nüfusunuzu arttırmalısınız, çok çalışmalı yani çok çocuk yapmalısınız, en az 3, anlaştık mı, durmak yok... Örneğin Sincan’da 16 Mayıs’ta şöyle diyordu: “Bizim başarımız, bizim gücümüz nereden geliyor? Genç nüfusumuzdan. Yıllarca bu ülkede doğum kontrolünü teşvik ettiler. Şu anda CHP aynı şeyi yapıyor.. Bu millete doğum kontrolüyle, ne yazık ki dünya sahnesinde, yaşlı bir nüfusa sahip ülke olması için hep telkinler yaptılar… Sakın bu oyuna gelmeyin. En az 3 çocuk...” Bu “talimatları” Gül’den tutun Davutoğlu’na kadar hepsi yineliyor! Türkiye’de çevre katliamlarını gözetmekle görevli bakan Veysel Bey, Başbakanından aldığı feyzle seçmenlerine en az beş çocuk yapmalısınız diyerek çıtayı yükseltti! Eh, Başbakanı en az 3 diyor, yani ucu açık! Belki 10’a kadar yolu var! AKP’nin bu çok çocuk politikasının anlamı nedir? Bugün Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji’de (CBT) önemli bir yazı yayımlıyoruz. Fransız sosyal bilimci Emmanuel Todd, Arap ülkelerindeki demokratik başkaldırıyı yorumluyor. 2007 yılında yazdığı “Durdurulamaz Devrim” kitabıyla, bu gelişmeleri öngörmüş ender bilimcilerden! Todd’a göre bu devrimin ayak sesleri, nüfus göstergelerinde önceden duyulmuştu: Kadınlar arasında okuryazarlık hızla artmış, doğum oranları düşmüş ve yaygın olan akraba evliliklerinde önemli bir azalma olmuştu! Diyor ki: “Her türlü modernleşmenin koşulu demografik modernleşmedir. Onunla birlikte, dindarlık zayıflıyor. Arap toplumlarında daha şimdiden laikleşme anlamında, bir antiİslamlaşma yaşanıyor, tıpkı bir zamanlar Avrupa’da antiHıristiyanlık gibi... Değişmez İslam ve değişmez Müslüman tamamen Batı’nın hayali tasarımlarıdır.” Devam: “Bu gelişimin sonunda, politik sistemin değişimi, gitgide yayılan demokratikleşme dalgası ve tebaalıktan vatandaşlığa geçiş var... 1975’te kadın başına 7.5 çocuk, 2005 yılında 3.5’a düştü. Tunus doğum oranları artık Fransa’ya yaklaştı. Fas, Cezayir, Libya ve Mısır’da kadın başına üç çocuk sayısının altına inildi. Yani genç yetişkinler anne ve babalarının aksine okuma yazma biliyor, doğum kontrolü uyguluyor...” Peki, Arap/İslam dünyasında çağdaşlaşmada neden geri kalındı? Sıkı durun, önemli bir yanıtı var: STANBUL’da seçim turu yapan Kemal Kılıçdaroğlu, Bakırköy Belediyesi Atatürk Spor ve Yaşam Köyü’nde engelli yurttaşlarla buluştu. (VEDAT ARIK) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yetki Yasası’nın tamamen siyasi şova dönük olduğunu, Anayasa Mahkemesi kararlarına da aykırılık taşıdığını söyleyerek yasa çıktıktan sonra üzerinde çalışmaya başladıkları itiraz dilekçesi tamamlandığında Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını belirtti. Kılıçdaroğlu dün Bakırköy Belediyesi Atatürk Spor ve Yaşam Köyü’nde engellilerle buluştuktan sonra Bahçelievler, Güngören, Bağcılar ve Küçükçekmece’de seçim turu yaparak halkı selamladı. Seçim otobüsünde Yetki Yasası ile ilgili AA’nın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Bakanlar Ku ANNES N ANLATIRKEN GÖZLER DOLDU lideri, turu Cumhuriyet Halk CHP katıldı. stanbulEmre kapsamındahiç okula gitmediEvleri’nin Yunus Kültür Merkezi’ndeki yıl sonu törenine Kılıçdaroğlu, annesinin ğini, en büyük isteğinin okumak olduğunu ama öğrenemeden hayatını kaybettiğini dile getirirken gözleri doldu. Aracın ses sistemi bozulduğu için Bağcılar’da halka seslenemeyen Kılıçdaroğlu, Halkalı’da babası vefat eden CHP milletvekili adayı Ali Özgündüz’e taziye ziyaretinde bulundu. rulu ile ilgili bir olay değil. Yetki yasası, Anayasa Mahkemesi kararlarına bakıldığında anayasaya aykırılık oluşturuyor. Tamamen siyasi şova dönük” değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu’nun yapısının değiştirilmesi hak kında yaptığı açıklama ile ilgili ise “Demek ki bugüne kadar yaptıkları yanlış. Deneme yanılma yöntemiyle ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Toplantı olduğunda dedim, ‘Herhalde kendisinin yolsuzlukla suçladığı bakanların isimlerini açıklayacak.’ Açıklamazsa bunların hepsi hikâye” dedi. Yargıtay’ın, Hatip Dicle’ye milletvekilliği yolunun kapandığı yorumlarına ilişkin Kılıçdaroğlu, “Yargı kararlarına herkesin saygılı olması lazım ancak yargının da siyasallaşmaması lazım. Otoritenin elinde olan bir yargı, yargı değildir. Endişelerim var” dedi. Bahçelievler’de halka seslenen Kılıçdaroğlu, “Evine AKP bayrağı astırmayan vatandaş tehdit ediliyor” yazılı pankartı okuduktan sonra “İstedikleri kadar tehdit etsinler. Artık korku imparatorluğunun sonu geldi” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, kalabalığın arasında bulunan direnişteki Ontex işçilerine de destek verdi. Esnafın sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, Bağcılar’da kuru fasulye ve pilav yedi. KILIÇDAROĞLU ANTALYA’DA KONUŞTU ‘Onların anketlerine bakmayın’ FARUK KESK N/KORAY GEÇGEL Antalkürya’da birlikte “Kuzey Hindistan ve Çin için de geçerli olan, yani İslam, Hinduizm ve Konfüçyanizm farklı üç din bölgesi için basit bir açıklama var. Bu üç bölgenin ortak noktası, kadının küçük görülmesi ve haklarının kısıtlanmasına dayanan geleneksel bir aile yapısıdır. Bu yapı Mezopotamya’da İslam öncesine kadar uzanıyor. Hatta Muhammed, günümüze kadar birçok Arap toplumundaki kadının sahip olduğundan fazlasını sunmuştu kadınlara...” Ataerkil düzen “her türlü toplumsal gelişmeyi engellemekte. Hakları kısıtlanan kadın, çocuklarını daha ilerici ve dinamik bir şekilde yetiştiremiyor. Toplum kemikleşiyor ve adeta uykuya dalıyor, bireylerin güçleri gelişemiyor. Özgür eş seçimine dayanan aşk evliliği hakkı 19. yy. Avrupası’nda toplumsal hiyerarşiyi dağıtarak, özgürlük gereksinimini doğurdu...” Arap ülkelerindeki gösterilerde en önde kadınlar ve kızları görüyoruz! Türkiye Arap ülkesi değil ve hiç olmadı! Atatürk’ün bu ülkeye yaptığı en büyük devrim, belki de kadınların üzerindeki yüzyılların zincirini parçalayıp atmasıdır! Bu açıdan kadınlar devinim ve değişimin motorudur, çünkü toplumun en baskı altındaki ezilen kesimidir, üstelik toplumun yarısıdır! Dinciler, AKP ve diğerleri için kadını türbanlamak, klasikmodern çuvalın içine sokmak, tarihsel geçmişlerinden aldıkları bir görev! Kadını dinierkek toplumun klasik çocuk doğuran ve erkeğine hizmet eden figürü olarak tutmak. Türban, hiçbir zaman kadın veya insan hak ve özgürlüklerinin bir unsuru olmamıştır! Her zaman en gerici erkek ideolojisinin yaptırımıdır! Erdoğan ve adamları, kadını toplumsal sahneden ve yaratıcılıklarından geri çekerek, evde çocuk doğurma makinesi olarak çalıştırmak istiyor! Bol çocuk, zavallı bir anne, sürünen ama üç kuruş sadaka alan bir aile.. gereğince toplum hayatına entegre olamamış milyonlarca çocukgenç... Ve her türlü siyasal, ideloojik, dinsel iktidar manipülasyonlarına açık oy depoları! Türkiye çok yol aldı kadın özgürlüğünde. Önemli bir kesim özgür... Ama Erdoğan’lara, özgür olmayan milyonlarca kadının varlığı gerekmektedir! Dört yılda bir “milli irade” aracı olarak kullanacağı... Fakat kadınların mücadelesi, tarihin tekerleğini ileri doğru çeviriyor... ANTALYA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Siz bakmayın onların anketlerine, gazetecilerine, yorumcularına, bakmayın onların yandaşlarına. Halk ayakta, korku imparatorluğuna direndi, korkusunu yendi. Şimdi ayakta 13 Haziran’da halkın iktidarını kuracağım” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın memleketi Antalya’da büyük bir coşkuyla karşılandı. “Başbakan Kemal” sloganları eşliğinde konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, “Bizim mitingler devletin mitingi değil. Vali, kaymakam talimat vermiyor. Okullar tatil edilmiyor, yandaşların fabrikaları kapatılıp işçi zorla miting alanına götürülmüyor. Baskılara rağmen, medyaya rağmen, halkın iktidarını kuracağız” dedi. Çiftçilerin büyük sorunları olduğunu, herkesin borçlu durumuna geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Antalya’da 7 olan icra dairesini sayısını 14’e çıkardı. Bunların bir sloganı var: İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün. Sevsinler senin büyüme anlayışını. İcra daireleri büyüyor. Antalya borç içinde, Recep Bey huzur içinde yatıyor” dedi. Vaatlerinin yerine getirilebilir olduğunun görülmesinin ardından şimdi de “CHP iktidara gelirse faizler yükselir, borcunuzu ödeyemezsiniz, perişan olursunuz, sakın CHP’ye oy vermeyin” diye propaganda yapıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bunların hayatı halkı aldatmak üzere kurulu. Ben size inanıyorum, ben size güveniyorum. Beraber karşılıklı Türkiye’yi yöneteceğiz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’nun “Bana yetki verin, gücümü halktan alacağım, AKP’ye bağlanan hortumları keseceğim. Söz veriyorum size” diye seslenmesi üzerine bir yurttaş platforma hortum attı. Kılıçdaroğlu da bunun üzerine, “O hortumlardan akan para halka gelecektir, size gelecektir” dedi. süye çıkan Kılıçdaroğlu ile Baykal uzun süre platform üzerinde dolaşıp elele yurttaşları selamladılar. Eski ve yeni genel başkanların ikisinin de “mavi gömlek” giymesi dikkati çekti. (AA) ‘Beraberlik’ mesajı CHP lideri mitingden önce Baykal’ı telefonla arayarak ‘Mitingte konuşmak ister misiniz’ diye sordu. Baykal, Kılıçdaroğlu’nu havaalanında karşıladı TÜREY KÖSE ‘Türkiye değil, icra daireleri büyüyor’ ANTALYA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile eski Genel Başkan Deniz Baykal, dün Antalya mitinginde elele birlik, beraberlik mesajları verdi ve daha sonra da Lara’da bir otelde baş başa görüştü. Kılıçdaroğlu, mitingden önce Baykal’ı telefonla arayarak “Konuşmak ister misiniz” diye sorarken Baykal, gerek olmadığını söyledi. Baykal, Kılıçdaroğlu’nu havaalanında karşıladı. Kılıçdaroğlu ile Baykal kaset olayının ardından Antalya’da dün ikinci kez birlikte kürsüye çıktı. Baykal referandum öncesinde 7 Eylül 2010 tarihinde Antalya mitinginde “genel başkanıyla” birlikte miting kürsüsüne çıkmıştı. Baykal bu miting için Ankara’dan Kılıçdaroğlu ile aynı uçakta Antalya’ya gelirken, “havaalanında genel başkanını karşılayan Antalya milletvekili” fotoğrafı vermekten kaçınmak için böyle davrandığı yorumları yapılmıştı. Baykal 12 Haziran seçimleri öncesinde sadece “memleketi” Antalya’da çalıştı. AKP Antalya milletvekili adaylarından Menderes Türel, kampanya boyunca “CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu’nun Baykal’ı Antalya’ya hapsettiğini” söyleyerek bunu kullandı. Baykal’la dün miting öncesinde bir süre sohbet etme olanağı bulduk. Bir düğün için Kocaeli’ye ve 23 Nisan törenleri için başkente yaptığı seyahatlar dışında 2 buçuk aydır hiç Antalya’dan dışarı çıkmadan çalıştığını anlattı. Kılıçdaroğlu’nun miting öncesinde kendisini telefonla arayarak saat değişikliği konusunda bilgi verdiğini ve geldiğinde fırsat olursa baş başa görüşme dileğini ilet tiğini aktardı. Kılıçdaroğlu, Baykal’a “Mitingde konuşma yapmak ister misiniz” diye de sormuş, ancak Baykal gerek olmadığını söylemiş. Mitingte Baykal, “24. dönem parlamentosuna yeniden seçilecek olan, CHP’ye uzun yıllar hizmet etmiş Antalya milletvekilimiz” diye anons edildi. Mitingin saat 17.00’de yapılacağı ilan edilmesine karşın, CHP mitinglerini yayınlayan Halk TV’nin RTÜK’ten ceza alması nedeniyle belgesel yayımlaması zorunluluğu yüzünden 19.30’da başladı. Son seçimlerde Antalya’da CHP ve AKP 5’er ve MHP ise 3 milletvekili çıkarmıştı. Bu seçimlerde milletvekili sayısı 13’e çıktı. Kılıçdaroğlu, 12 Haziran’da ilk büyük seçim sınavına girerken Baykal ise memleketinde “küçük” bir sınava giriyor. Halk TV için beklendi 2.5 aydır sürekli Antalya’da C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle