17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 10 HAZ RAN 2011 CUMA 4 HABERLER Erdoğan, Abdullah Öcalan’ın aldığı idam cezasının ertelenmesi nedeniyle dönemin hükümetini suçladı: Henze’nin Çocukları Pişman Değil 12 Eylül’ün hayattaki son kalıntıları, Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya’nın seçim şovu olarak ifadelerine başvurulmasının hiç yararı olmadı değil. Yanlış anlaşılmasın! Bu “soruşturma”nın bir sonuç vereceğini söylemek istemiyorum. 12 Eylül’den hesap sormanın artık olanağı kalmadığını, hukukçular ısrarla ileri sürmekteler. Diyeceksiniz ki, “Türkiye’de hukuk mu işliyor ki? Uysa da uymasa da deyip, birkaç kişiyi içeri tıkarlar, böylelikle 12 Eylül’den hesap sormuş gibi görünmeyi başarırlar”. Böyle yapılsa, cuntanın lideri ve hava kuvvetleri komutanı içeri atılsalar bile, 12 Eylül’ün hesabı görülmüş olacak mı? Tabii ki, hayır! Bu durumda, şu soru düşüyor gündeme: Bir sonuç vermeyecekse bu ifade alma girişiminin faydası ne olabilir ki? Soru yerindedir. Ama ifadelerin alınması yine de yararlı olmuştur. Çünkü bir kez daha görülmüştür ki, tam da Evren ile Şahinkaya’nın ifadelerine başvurulduğu sıralarda ölen ve 12 Eylül darbesini Başkan’a “Bizim çocuklar başardılar” diye bildiren, CIA’nın o zamanki Türkiye sorumlusu Paul Henze’nin “çocukları” yaptıklarından hâlâ pişmanlık duymamaktadırlar. Duymamaları da doğaldır. Çünkü ne yaptıklarının farkında değiller ki, oturup, pişman olup olmadıklarını düşünsünler. İnsanlar gibi toplumların da geçmişleriyle hesaplaşmaları, ancak daha düzgün bir yarın oluşturmaya yöneldiği sürece anlam taşır. Aksi takdirde, hesaplaşmanın kıymeti harbiyesi olmaz. Onun için son pişmanlık para etmez demişlerdir. İster askeri olsun, ister sivil, geçmiş darbelerle hesaplaşmak, ancak ve ancak daha gelişmiş bir demokrasiye yönelme isteğinin ve girişiminin bir parçası olduğu zaman anlam taşır. 12 Eylül bütün yönleriyle irdelenmeden, yalnızca süreci silahla başlatanların sahne önünde görünenleriyle sınırlı kalan bir sorgulamayla daha gelişmiş bir demokrasiye erişmek mümkün olmaz. 12 Eylül darbesinin üstünden otuz yıldan fazla zaman geçti, sürecin iyi algılanmasını sağlayacak birçok olay yaşandı, bir anlamda amaca varıldı. Şimdi sürecin tümüne bakmadan sahne önünde görünen iki generale hesap sormayla sınırlı kalmak, olayı anlamamak demektir. Darbenin hemen sonrasında ekonominin dizginleri kendisine teslim edilen, sandığa gidildikten sonra da ülkenin anahtarına sahip olan Turgut Özal’ın işlevinin Kenan Evren’inkinden çok daha önemli olduğunu görmeyenler, hiçbir şeyi kavramamışlar demektir. 12 Eylül Türkiye’yi küreselleşmekte olan sisteme eklemlemek için uysallaştırmak üzere yapılmıştı. Türkiye’nin o günkü dinamikleri, bu değişimin sağlam biçimde gerçekleşmesi için bir askeri darbeyi zorunlu kılıyordu. Ama bugün, askeri darbe zorunluluğu artık yok. Artık küreselleşme ile bütünleşme, sandık yoluyla sağlanabiliyor. Özal ile başlayan süreç, Tayyip Bey ile sürüyor. Ilımlı İslam diye adlandırılan, aslında borsa ile camiyi uyum içine sokmayı amaçlayan “uyumlu İslam” yoluyla amaca varılabilecek aşamaya ulaşıldığına göre, 12 Eylül kendisinden beklenen hizmeti yapmıştır. Arada senaryoyu tam olarak anlayamayanlar, “asıl oğlan”ın önünü kesmek istediklerinde ise Atlantik ötesinden gelen ince ayar ile doğru yörüngeye sokulmuşlardır. “Keşke” başarılı darbelerden değil, başarısız darbelerden sonra telaffuz edilen bir sözcüktür. Kenan Bey de, Tahsin Bey de başarısız bir darbenin failleri arasında değiller ki, pişman olsunlar. Senaristin kendilerine biçtiği rol ile kendi kestikleri rolün aynı olmaması da sonucu değiştirmiyor. Çünkü onlar, oynadıkları rol ile oynadıklarını sandıkları oyun arasındaki farkın farkında değiller ki!.. ‘Biz olsak uygulardık’ Başbakan Tayyip Erdoğan Sivas Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği mitingde yine CHP’yi hedef aldı. (Fotoğraf: AA) Sıra bilim insanlarında Erdoğan mezarlık girişindeki yazıyı beğenmeyen CHP adayı Binnaz Toprak’a hakaret yağdırdı: ‘Senin her tarafın profesör olsa ne yazar!’ MEHMET MENEKŞE/BEK R ŞAH N SİVAS / GAZİANTEP Her mitinginde CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefinde bu sefer de CHP İstanbul adayı Prof. Dr. Binnaz Toprak vardı. Erdoğan, Toprak’a “Senin her tarafın profesör olsa ne yazar” dedi. Erdoğan, seçim çalışmaları kapsamında dün önce Sivas’a, oradan da Gaziantep’e gitti. Erdoğan Sivas’ta BBP’nin eski genel başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu da andı. Sivas’ın Nuri Demirağ’ı yetiştirdiğini, AKP’nin de bu büyük kişiye vefasını gösterdiğini ve Sivas Havaalanı’nı hizmete açarak Demirağ’ın ismini verdiğini belirten Erdoğan, Demirağ’ın 1930’lu yıllarda İstanbul Boğazı’na köprü yapmayı hayal ettiğini, planı hazırlayarak bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e götürdüğünü söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazi de bundan büyük heyecan duyuyor. Nuri Bey’i Ankara’ya İsmet İnönü’ye gönderiyor. İsmet İnönü ve dönemin Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya, diğer adıyla ‘Kel Ali’ ‘böyle saçmalık olmaz’ diyerek Demirağ’ı engelliyor. O kadar ki Nuri Demirağ vasiyetine de şunu yazıyor: ‘İstanbul’a mutlaka bir köprü gerekiyor. Bunu ben yapamazsam çocuklarım yapacak. Vasiyet ediyorum, İsmet İnönü ve Ali Çetinkaya bu köprüden geçmesinler’ diyor. İşte o günkü CHP neyse bugünkü CHP de aynı, tıpa tıp aynı.” Erdoğan konuşmasında, Zincirlikuyu Mezarlığı’nın giriş kapısındaki “Her canlı ölümü tadacaktır” yazı sını eleştiren CHP’li Binnaz Toprak’ı da sert bir dille eleştirdi. Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte bugün de Allah’ın adını münasebetsiz şekilde ağızlarına alıyor Kılıçdaroğlu. Çıkıyor bir adayı, İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı giriş kapısındaki kitabede Allah’ın ayetine ‘sinir bozucu’ diyor. Ne yazıyor orada? ‘Her nefis ölümü tadacaktır’ diyor. Yani ölmeyecek olan mı var? Kılıçdaroğlu’ndan ‘Niye böyle söyledin’ diye bir şey duydunuz mu? Senin her yerin profesör olsa ne yazar?” Erdoğan, Gaziantep’teki mitingte ise 12’de 12 milletvekili istediğini belirtti. Gaziantep’te miting öncesi Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların büyük kısmında işçiler servis otobüsleri ile miting alanına taşındı, belediyelerde öğleden sonra çalışanların büyük kısmı alana yığıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bü dik, çekilirdik.” Erdoğan’ın programlarda derosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gece CNN ğindiği diğer konular satır başlaTürk’te, dün de Kral FM’de ka rıyla şöyle: Kadın dersen, kızsa hatıldığı programlarda gündeme ilişkaret kabul eder: Benim kin soruları yanıtladı. Erdoğan’ın Kral FM’deki ko konuşma tarzımda gümbür gümnuşması frekans paylaşımı ile bür konuşma vardır. Kız veya Türkiye’de ilk kez 150 yerel ve kadın ifadesi noktasında kadın bölgesel televizyon ile 160 yerel, dersem kızsa hakaret telakki eder, 12 ulusal radyo kanalında aynı an kız dersen bunu bu şekilde de hakaret telakki edebilir. da yayımlandı. ProgMetin Lokumcu: ramda, Öcalan’ın Seçimlerden CHP’nin Taş atarken çekilmiş cezasıyla ilgili tarbirinci parti olacağı resimleri var. Bunlatışmaları değerlendiyönündeki düşüncesini rı hiç görmüyoruz. ren Erdoğan şunları söyledi: dile getiren işadamı nan Benim üzüldüğüm nokta var, medya o “İmralı’dakiyle ilKıraç’ı tehdit eden şahsın üzerinde dugili ceza kesinleşti. Nedir bu ceza? Başbakan Recep Tayyip rurken benim Servetimin (Hopa’da Ağırlaştırılmış müErdoğan, Kıraç’ın bu ebbet hapis. AK ifadelerini düzeltmemesi yaralanan polis) üzerinde neden durmuParti bunun üzedurumunda bundan yor? rinde asla oynamaz. Kıraç’ın daveBizden İmralı’dan sonraki davetlerine çıkarıp gelip E tipi katılmayacağını söyledi. tine gitmem: Dünyanın hiçbir yecezaevlerinde kalmasını talep edenler TÜS AD’ı da “Ne olduğu rinde hiçbir holding, oldu. CHP’liler de, belli değil” diye eleştiren o ülkenin siyasi haMHP’liler de oldu. Erdoğan, Öcalan’ın idam rekâtları üzerinde genel ve açık bir beİmralı’da tutulmasının bir sebebi var. edilmemesi konusunda da yanda bulunmaz. dönemin koalisyon Çünkü bilirler ki, “O Her gün oralarda olur veya bu olur. gösterilerle karşı hükümetini suçladı. Ben geldiğinde karşıya kalırsınız. Bundan dolayı bu adımlar atı onunla beraber yine çalışacalıyor. Kendisi uluslararası stan ğım.” Böyle bir riski üzerine aldartlar neyse orada cezasını maz. (Risk nedir, sorusu üzerine...) En azından gelecek olan yönetimle çekmektedir. Ancak bir şey var. İdam Tür işleriniz var. Örneğin beni açılışa kiye’de kalkmadığında ABD davet eder, ben gitmem. Daha geldi Öcalan’ı teslim etti. Teslim önce ben davetlerine katıldım. edildikten sonra merhum Ecevit, Ama şimdi aksini beyan etmeBahçeli, Yılmaz iktidardaydı. dikçe ben bundan sonra açılışına İdamın ertelenmesine karar ve gitmem. TÜS AD’ın ne olduğu belrildi. Altında onların imzası var. O zaman bunu sumen altı li değil: TÜSİAD’ın ne olduğu yapmasaydınız, bu iş çoktan belli değil. Ne zaman ne yaptığı bitmiş olacaktı. O anda koalis belli değil. Ama konumu belli zayonda olsaydık uygulanması ten. Bir anayasa çalışması yaptı. gereken cezayı uygulardık. Ya Niye bunları sahiplenmiyorsuidam edilirdi ya da istifa eder nuz? ‘PART Ç NDEN YAPILIYORMUŞ G B GÖSTERME ÇABASI’ Operasyon MHP yönetimini şaşırtmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP’nin 10 yöneticisinin istifasıyla sonuçlanan kaset komplosuyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında eski MHP İl Başkan Yardımcısı Yüksel Aydın’ın ev ve işyerine baskın yapılmasına MHP’den “bekliyorduk, şaşırmadık” yanıtı geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, kaset komplosunun “parti içinden yapılıyormuş” gibi göstermek için böyle bir operasyonun yapılacağının sadece kendilerini değil, çok sayıda köşe yazar tarafından günler öncesinden yazıldığını belirterek “Bu MHP’yi yok etmeye dönük, içinde gizli servislerin de bulunduğu çok profesyonel bir operasyon” dedi. Bu konuya daha önce pek çok gazetede köşe yazarlarının da dikkat çektiğini, hatta bazı internet sitelerinde de yer aldığını kaydeden Yalçın, “Başı ve ucu belli senaryo devam etmekte ve zannediyorum 12 Haziran’a kadar belli mihraklar, MHP’yi yok etme adına bunu devam ettiriyor. Bunlar dikkate alınacak, ciddiye alınacak şeyler değil, biz önümüze ve işimize bakıyoruz” dedi. MHP’nin avukatı Hamit Kocabey, yaklaşık 10 gün önce yaptığı açıklamada, İstanbul’da yaşayan “önemli ve popüler” bir MHP’liyle ilgili polise ihbar yapılacağını, “virüs aracılığıyla bu MHP’linin bilgisayarına kaset olayıyla ilgili veriler yükleneceği” duyumu aldıklarını, partilileri bu konuda uyardıklarını açıklamıştı. Kocabey, parti genel merkezi önünde yaptığı açıklamada, Yüksel Aydın’ın evinin İstanbul’da özel yetkili savcılığın talimatıyla arandığını ve arama tutunakları ve bütün bilgileri toplayarak Ankara’ya getirdiklerini söyledi. Kocabey, “Aramalarda hiçbir suç unsuruna rastlanılmadığı görülüyor. Gizli çekim, kamera malzemesi bulunmamıştır. Sadece 2007’de promosyon olarak verilmiş bir kalem kamera bulunmuştur. Hiç kullanılmamış bir kameradır. 4 bilgisayarında suç unsuru bulunmamış” dedi. ‘Anayasa planını açıkla’ AB D N YAĞMUR / YUSUF BAŞTUĞ 2007 KR Z TARTIŞMASI SÜRÜYOR Mehmet Ali Şahin: Mumcu cesur olsun ZONGULDAK (Cumhuriyet) Bir televizyonunun canlı yayınına katılan TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde askerin, aralarında eski ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun da olduğu milletvekillerine Meclis’e girmemeleri yönünde telkinleri olduğu iddialarına ilişkin, “Ben özellikle Erkan Mumcu’nun, Sayın Mehmet Ali Birand kadar cesur olmasını kendisinden bekliyorum” dedi. Tutuklu gazetecilere yönelik görüşleri sorulan Şahin, “Bu arkadaşlarımız gazetecilik yaptıkları için mi, yoksa devam eden bir dava bağlamında bir örgütün üyesi ya da destekçisi oldukları için mi tutukludur? Bu ayrımı yapmak gerekir. Son olarak tutuklanan gazeteci arkadaşlarla ilgili iddianame henüz hazırlanmadı. Yargılanırlar, inşallah sonunda aklanırlar” diye konuştu. Avukatın “kehaneti” tuttu! MERSİN / ADANA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mersin ve Adana mitinglerinde AKP’ye eleştirilerini sürdürdü. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın idamı konusunda MHP’ye iftira attığını ileri süren Bahçeli, 7 Haziran 2002’de, dönemin cumhurbaşkanının huzurunda yapılan liderler zirvesini hatırlattı ve Erdoğan’a “O tutanakları oku” çağrısında bulundu. Erdoğan’a ‘yeni anayasa’ derken neyi kastettiğini açıklaması çağrısında bulunan Bahçeli, “Niyetini açıkça söylersen, bu millet seni sandığa gömer, Meclis’e bile giremezsin” dedi. Erdoğan’ın seçim sloganlarını eleştiren Bahçeli, “Yüce Divan’da bu yolsuzlukların, vurgunların, hırsızlıkların hesabını vereceksin” dedi. Adana Uğur Mumcu Meydanı’nda da halka seslenen Bahçeli 12 Haziran’ın tarihi bir karar anı olduğunu belirterek AKP’ye yüklendi. AKP’nin Türkiye’yi uçuruma süreklediğini, üniter yapının bozulmak istendiğini anlatan Bahçeli, “12 Haziran’da AKP’ye okkalı bir Adana şamarı da siz atın” diye konuştu. Yurttaşları mutlaka 12 Haziran’da sandığa gitmeleri için uyaran Bahçeli, seçimde oynanabilecek oyunlara dikkat edilmesini istedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle