19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MAYIS 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER Türkiye KamuSen’in iki araştırması çarpıcı sonuçlar ortaya koydu: Her 100 gençten 20’si iş bulamıyor 7 Diplomalı işsizler artıyor Her yıl yaklaşık 700 bin gencin üniversiteyi bitirerek hayata atıldığı Türkiye’de, diplomalı işsizlerin sayısı yüzde 30’lara ulaştı. Üniversite mezunu her 100 gençten 20’si çalışma hayatının dışında kalıyor. Memurlar sendikalı olmaktan kaçınırken çalışan kadınlar da kendilerine ve çocuklarına yeterince zaman ayıramadıklarını belirtiyor. MUSTAFA ÇAKIR Halit Çelenk Hiç Ölür mü? “Devrimci devinimimizin her alanında, partisinde, sendikasında, basınında, yayınında, yargısında, savunman olarak savunma kürsüsünde, savunduğu değerlerin sanığı olarak sanık sandalyesinde, saldırıya uğradığı cezaevleri koridorlarında, görüş yerinde, emniyette gözaltında, gönlü ile hücreye taşa gömülenlerle, yüreği ile ip altında gülenlerle, nerede dursa orada, devrimci kavgamızın önde dalgalanan onurlu bayrağı...” Çok uğraştım. Başaramadım! En iyisi Muzaffer ve İlhan Erdost’un, Halit Çelenk için yazdıklarını bir kez daha okurlarıma sunmak istedim... Halit Çelenk öldü. Böyle bir insan ölmez elbet! Bir tek kişi değildi ki o. Tek başına bir devrimdir. Tek başına bir bayraktır. Tek başına bir anıttır. Hukuk diye bir şey varsa, ki var, ama buralarda pek yok. İşte olması gereken, olan bir hukuk anlayışının öncüsüydü, o hukukun avukatıydı. Tüm yaşantısını vermişti. Toplumda hukuk denen bir değeri var etmeye, yaşatmaya, yaratmaya, sevdirmeye, benimsettirmeye. Ama hukuk düşmanları da öyle çoktu ki! Daha adını duyar duymaz başlıyorlardı, “o hukuk diye anılan şey yalnız bizimdir, bizim içindir. İstediğimiz gibi kullanırız” demeye... Hepimizin avukatıydı, savunmanıydı. Yüzlerce, binlerce kez yargıç karşısında savunduklarının adlarını saysam şaşar kalırsınız. Kimler yoktu ki, yayımlanan listelere bir bakın; yazar, politikacı, gazeteci kim varsa özgürlüğe, gerçek hukuka, akla, bilime saygılı; hepsini yargı önünde savunmuş, hem de bir karşılık beklemeden, içtenlikle... Aylardır, hatta yıllardır adı sevilmez bir hastalıktan acı çekiyordu. Ama hepimizden daha sağlam, daha güvenli, daha yürekli kişiliğini yitirmiyordu. Yaşı kaç olursa olsun, bir haksızlık, bir yanlışlık, bir ters suçlama oldu mu karşısında yer alıyordu. Tek başına bir ordu, bir hukuk ordusu!.. Muzaffer Erdost’un Çelenk’in anısına yazdıklarında kardeşi İlhan’ın da adı var! İki Erdost da Çelenk’in yakınlarıydı. İkisinin de savunmanıydı o, dostlarıydı. En sıkıntılı dönemlerde yanlarında yer alan bir inançlı devrimci olarak. Bir ünlü avukatı yitirdik, diye yazıyor gazeteler! O, bir gün gerçekleşecek gerçek demokrasinin avukatıydı. Gerçek devrimci bir demokrasinin... Halkın, emeğin, emekçinin; bilime, sanata, kültüre inananların avukatı... Ören’deki evinde arada bir görüşürdük. Her zaman yanımızda; her zaman güzellikten, iyilikten, insanlıktan yana bir savunman... Bir daha eşi gelmez, gelemeyecek olan bir hukuk öncüsü... Deniz’lerin idam edildiği günü de kaçırmadı. Onların yanına çıkıp gitti. Ardında unutulmayacak anılar bırakarak... ANKARA Türkiye KamuSen ArGe Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de her yıl 700 bin genç üniversiteyi bitirerek hayata atılıyor. İstatistiklere göre üniversite mezunu gençler arasında işsizlik oranı yüzde 11.2. Üniversite mezunu her 100 gençten 20’si, iş bulma ümidi olmadığı gerekçesiyle çalışma hayatının dışında kalıyor. Dolayısıyla diplomalı işsizlerin oranı gerçekte yüzde 30’lara kadar tırmanıyor. Araştırmaya göre üniversite mezunu kadınlarda işsizlik oranı yüzde 16.7 gibi “trajik bir orana” ulaşmış durumda. Her yıl Kamu Personeli Seçme Sınavı’na 900 binin üzerinde üniversite mezunu başvuruyor. Araştırmada, “Bu rakam dahi diplomalı işsiz sayısında gelinen durumu göstermesi açısından son derece önemlidir. Üniversite mezunu gençlerimiz umudunu kamuda, gelir garantili bir iş bulmaya bağlamışlardır” denildi. emurlar sendikalı olmaktan kaçınıyor Araştırmada, Çalışma Bakanlığı’nın rakamlarına göre kamuda sendikalı olabilecek memur sayısının 1 milyon 767 bin 737 olduğu belirtildi. Memurların yüzde 57.9’u, yani 1 milyon 23 bin 362’si sendikalara üye. 744 bin 375 memur ise örgütlenmekten kaçınıyor. Sendikalı kamu görevlilerinin yüzde 51.4’ü arkadaşlarının ısrarı üzerine sendikaya üye oluyor. Sendika yöneticilerinin girişimleri ile üye olanların oranı ise yüzde 29.3. Sendikalı kamu görevlilerinin yüzde 6’sı duyurular, yüzde 5.1’i medya aracılığıyla, yüzde 1.9’u M ise sendikal eylemlerden etkilendiği için sendika üyeliğini seçiyor. Araştırmaya göre memurların yüzde 29’u sendikalardan ekonomik haklarını geliştirmesini bekliyor. Memurların yüzde 17.6’sı özlük haklarının ilerletilmesi, yüzde 11.2’si daha güvenli bir çalışma hayatına kavuşmak, yüzde 9.6’sı birliktelik sağlamak, yüzde 9.1’i işverene karşı daha güçlü olmak için sendikaya üye olduğunu belirtiyor. Sendika üyesi kamu görevlilerinin yüzde 16.6’sı ise sendikanın yaklaşımlarına fikri yakınlık duyduğu gerekçesiyle sendika üyesi oluyor. Çalışan kadınlar çocuklarına zaman ayıramıyor Türkiye KamuSen ArGe Merkezi, Anneler Günü nedeniyle de çalışan kadınlar arasında anket yaptı. Ankette, kamuda çalışan kadınların en büyük sorununun kendilerine ve çocuklarına zaman ayıramamak olduğu ortaya çıktı. Toplam 538 kamu çalışanının katılımıyla gerçekleştirilen ankete göre çalışan annelerin çocukları ile en büyük sorunu, sabah işe giderken ve akşam uyku saati geldiğinde yaşadıkları ortaya çıktı. Çalışan annelerin yüzde 32.3’ü sabah çocuklarından ayrılırken sorun yaşıyor. Çocukların uyku saati geldiğinde de çocuklarının kendilerinden ayrılarak uyumayı reddettiğini belirten annelerin oranı yüzde 30.7. Çalışan kadınların yüzde 85.1’inin kendilerine yeterince zaman ayıramadığını belirttiği ankette, “Çocuklarıma yeterli zaman ayıramıyorum” diyen annelerin oranı da yüzde 63.2. Çalışan kadınlar çoğunlukla ailelerinin yakınında yaşamayı tercih ediyor. “En büyük korkum çocuklarıma iyi bir gelecek sağlayamamak” diyen annelerin oranının yüzde 17.8 olarak ölçüldüğü ankette; kamu işyerlerinde baskı gördüğünü belirten kadınların oranı da yüzde 62.8 olarak belirlendi. YÜZDE 50’DEN 37’YE DÜŞTÜ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Bakan Günay’ın sözlerine sert tepki gösterdi Adalete güven üç yılda eridi FIRAT KOZOK Kocaoğlu: Bardak taştı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın “Siyasetin adının yolsuzlukla anılmasını, siyaset yapan adına bir talihsizlik sayarım” sözlerine sert tepki gösterdi. Kocaoğlu, “Bardak taştı” dedi. AKP’nin İzmir’den milletvekili adayı gösterdiği bakanı, bugüne dek kentte olabildiğince iyi ağırlamaya çalıştıklarını, haksız eleştirilerine yanıt vermekten kaçındıklarını belirten Kocaoğlu, ancak Bakan’ın dün bazı gazetelerde yer alan açıklamalarını kabul edemez bulduklarını vurguladı. Günay’ın ağzından bazı gazetelerde, “Ben Türkiye’de yerel yönetimler ya da genel yönetimlerde siyasetin adının yolsuzlukla anılmasını, siyaset yapan adına bir talihsizlik sayarım”, “İzmirIlgaz aynı oyun” içerikli haberler yer aldığını anımsatan Kocaoğlu, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Bugün (dün) bardak taştı. Sayın Baş ANKARA AKP’nin adalet sisteminde yarattığı tahribat Cumhurbaşkanlığı’na sunulan rapora da yansıdı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunduğu ve TÜİK’in verilerine dayanılarak hazırlanan “Sağlıkta Dönüşüm Programının Sekiz Yıllık Değerlendirmesi” başlıklı raporda, toplumun sağlık hizmetlerine duyduğu güven vurgulanırken, adalete olan güvenin 3 yılda nasıl gerilediği de ortaya kondu. 2007’de adalete olan güven 2003 yılını da geride bırakarak yüzde 50’lere yaklaşırken 2010 yılında yüzde 37.2’ye geriledi. Bakan Akdağ, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Gül’e, bakanlığının çalışmalarıyla ilgili “Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programının Sekiz Yıllık Değerlendirmesi” ve “Türkiye Diyabet Önleme ve Kontrol Programı” adlı 2 ayrı rapor sunmuştu. Bu çalışmalardan, Sağlıkta Dönüşüm Programı konulu raporda ilginç bir ayrıntı göze çarptı. “Kamu Hizmetlerinden Memnuniyet Oranı” başlıklı grafikte, sağlık sistemine olan güven artışı vurgulanırken “asayiş”, “eğitim” ve “adalet” kurumlarına olan güven verileri de kıstas olarak alındı. GC’den destek ziyareti zmir’de, 7’si belediye çalışanı olmak üzere 17 kişinin tutuklandığı operasyonun ardından zmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na destek sürüyor. zmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Sertel, Başkan Yardımcısı Ali Ekber Yıldırım, yönetim kurulu üyeleri Aylin Suphandağlı, Medat Şenay ve Cemal Sevgi önceki akşam ziyaret ettikleri Kocaoğlu’na tepki ve üzüntülerini iletti. Sertel, bu sürecin en kısa sürede sonuçlandırılması gerektiğini vurguladı ve tutuklanan 17 kişinin bir an önce ailelerine kavuşmasını dilediklerini söyledi. Kocaoğlu da, “Gözaltına alınıp salıverilen ve tutuklanan bürokratların tamamı uzun yıllardır tanıdığım, güvendiğim arkadaşlarım. Soruşturma sürdüğü için dosyalarına bile ulaşamıyoruz. Henüz tam olarak ne ile suçlandıklarını dahi bilmiyoruz” diye konuştu. bakan’ın seçim konvoyuna saldırı gerçekleştirenlerle İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma ve tutuklama kararı verenler arasında bir bağ kuran Sayın Bakan, bu sözlerinin anlamını mutla ka açıklamalıdır. Tüm bu söylemler, Sayın Günay’ın İzmir’e seçim kampanyası için mi yoksa bilemediğimiz başka bir nedenle mi geldiği konusunda kafalarda soru işaretleri oluşturmaktadır. Anlaşılan Sayın Günay ne İzmir’i ne de İzmirlileri henüz tanıyamamıştır. Yaptığı açıklamalarla kentimizde infial uyandırmakta ve dolayısıyla hem İzmir’e hem de İzmirlilere kötülük yapmaktadır.” Çetin Doğan’ın seçim bürosu açıldı İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Güçbirliği İstanbul 2. Bölge bağımsız milletvekili adayı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın Beşiktaş Barbaros Bulvarı üzerindeki “seçim irtibat bürosu” açıldı. Törene tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden mesaj gönderen Doğan, “Sevgili gençler. Zaman, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okumak ve okutmak zamanıdır. İçinde bulunduğumuz şartlar sizleri ve benim gibi 70’lik gençleri yıldırmadı, yıldırmayacak” dedi. Almanya’ya göçün başladığı yıllardan bugüne bütün bilgi ve belgeler bu müzede Göçün tarihi DOMİD’e emanet H LAL KÖSE T P kurucusu Kılıç öldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) kurucularından Zeki Kılıç geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda etti. Zeki Kılıç, 12 Mart 1971 muhtırasından sonra, Emek dergisindeki bir yazısından dolayı iki yıl Haymana Cezaevi’nde hapis yattı. Tahliye edilmesinin ardından TİP Ankara İl Başkanlığı görevine getirilen Zeki Kılıç, Sosyalİş Sendikası Genel Sekreteri olarak da görev yaptı. Kılıç’ın cenazesi, Maltepe Camisi’nde kılınacak ikindi namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. AKP’nin politikası Grafiğe göre, 2007 yılında adalete olan güven 2003 yılını da geride bırakarak yüzde 50’lere ulaştı. Ancak, izleyen yıllarda AKP’nin izlediği politikalarda bu oran hızla geriledi. 2010 yılında adalete güveni öncelik sırasına koyanların oranı yüzde 37.2’ye düştü. Sağlık Bakanlığı’nın TÜİK verilerinden hareketle hazırladığı grafiğe göre asayişe olan güven 2003’te yüzde 57.9 iken 2010’da yüzde 78’e çıktı. Güven rekoru sağlığın Verilere göre kıstas alınan bu dört kurum içerisinde en yüksek güven artışı sağlık alanında oldu. 2003’te yüzde 39.5 olarak saptanan güven oranı, 2010’da yüzde 73’e yükseldi. Benzer bir artış eğitim alanında da yaşandı. ÖSYM ile ilgili tartışmaların henüz başlamadığı bir dönemde hazırlanan rapora göre 2003’te yüzde 48.7 olan oran 2010’da yüzde 61.5’e çıktı. ‘Türkiye’den destek yok’ Aytaç Eryılmaz, DOM D’in Türkiye’den ne destek ne de ilgi gördüğünü söylüyor. “Desteğe ihtiyacımız var. Türkiye’de sergi yapmak istiyoruz diyoruz, bize geri dönen olmuyor... Kaç büyükelçi eskittik” diyor. KÖLN Almanya’ya Göçün Dokümantasyon Merkezi ve Müzesi Derneği (DOMİD), sabır taşlarıyla örülü yollardan geçip, Avrupa’da göç tarihi konusunda en yoğun arşiv malzemesine sahip merkez haline geldi. Concertboy marka radyodan ranzaya, mektuplara, bavullara dek 70 bini aşkın koleksiyonuyla müzeleşmeyi bekliyor. Merkezin yöneticisi Aytaç Eryılmaz, “Amaç bu tarihinin varlığını hissettirmek. Göç tarihini muhafaza etmek. Toplamak, saklamak, sergilemek” diyor. Almanya’daki göçmenlerin tarihini anlatmak için 1990’da Köln’de kurulan dernek, müzelerde, okul kitaplarında tek taraflı ve eksik tarih anlatısına karşı bir girişim olarak çalışmalarına başladı. İlk başta, Türkiye’den Almanya’ya göçün izi sürülürken 2002’den sonra diğer ülkelerden gelenlerin hikâyelerine kapılar açıldı. 12 Eylül darbesi, Franco, Salazar cun ‘ALMANYA’NIN TAR H ’ Merkezin kurucularından olan Eryılmaz, DOM D’in yalnızca bir arşiv olmadığını, Almanya’nın tarihi olduğunu vurgulayarak “DOM D’in müzeleşmesi için mücadele ediyoruz. Almanya ‘Müzeye gerek yok. Malzemeleri tarih müzelerine entegre edelim’ diyor. Yıllardır tartışıyoruz... 70 bin materyalimizin 30 binini envantere geçirdik. Yıllarca projeler üreterek ayakta kaldık. Bu koleksiyonu toplamak bazen zor oldu. Eşyaları almak için kimi zaman tanıdıkları araya sokup ikna için uğraştık. Sabır ve güven vererek bunu başardık” diyor. ‘Kimsenin midesi sürekli dolu değil’ SAMSUN (Cumhuriyet) Sağlık Bakanı Akdağ, 2.5 aylık Kübra bebeğin ölümünün istismar edildiğini savundu. Akdağ, “Bu bebeğimizin açlıktan öldüğü söylendi. Neye dayandırıyorlar? Yavrumuzun otopsi bulgusunda midesinin boş olduğuna. Hiçbir çocuğun hatta hiçbir insanın midesi sürekli olarak dolu olmaz. Beslenirsiniz, beslendikten bir müddet sonra mide boşalır.Yavrumuzun durumu ne idi ne değildi, Adli Tıp raporunun kesinleşmesinden sonra ortaya çıkacak” dedi. taları nedeniyle Almanya’ya giden 50 bin politik göçmenin yolculuğu da projeye dahil edildi. Sözlü tarih çalışmaları kapsamında, Türkiye’den 150, toplam 400 kişi ile görüşüldü. İlk kuşak, başından geçenleri anlatırken görüntü vermekten çekindiği için, bu görüşmeler bant kaydı olarak yapıldı. Son iki yıldır Alman Kültür Vakfı’nın katkılarıyla daha geniş bir çalışma ortamına kavuşan derneğin, 70 bini aşkın dokümanı, sözlü anlatımları içeren 650 bant kaydı ve bir de göç kütüphanesi var. Dernek, Türkiye’den göçün 50. yılı nedeniyle İstanbul, Ankara ve İzmir’de orijinal malzemelerle sergi açmaya hazırlanıyor. Danimarka’dan vize müjdesi Haber Merkezi Avrupa’nın en katı yabancılar yasasına sahip ülkesi Danimarka Türkiye’ye vizeleri kaldıran ilk Schengen üyesi oldu. İşçi olarak gidenlere ve iş kurmak isteyenlere vize kalktı. Turist vizesi konusunda ise hâlâ bir belirsizlik söz konusuyken önümüzdeki hafta bu konuda açıklamanın yapılacağı belirtildi. Sayısal’da 1 kişiye 1.3 milyon 13, 22, 31, 39, 44 ve 45 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle