19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 29 MAYIS 2011 PAZAR 6 HABERLER TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’i hedef alan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a sert tepki geldi ‘Arınç’ın sözleri esef verici’ Cumhuriyet için yeni bir soluk Cumhuriyet Güçbirliği Bağımsız Milletvekili Adayları’na destek olmak için sanatçı, aydın ve akademisyenler Taksim The Marmara Otel’de düzenlenen toplantıda bir araya geldi. Cumhuriyet Güçbirliği stanbul 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı ve Balyoz Darbe Planı davasının tutuklu sanığı eski Birinci Ordu Komutanı emekli orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgül Doğan, “Cumhuriyet Güçbirliği adayları Meclis’te cumhuriyet için yeni bir soluk anlamına geliyor” diye konuştu. Toplantıya, sümerolog, tarihçi ve yazar Muazzez lmiye Çığ, söz yazarı ve besteci Sarper Özsan, sanatçı Esin Afşar, şçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, Prof. Dr. Bengi Bugay’ın yanı sıra çok sayıda önemli isim katıldı. (Fotoğraf: HÜLYA KESKİN) Haber Merkezi CHP’den “Boyner iktidara gelirse porno sitelerini serbest bırakır” açıklamasıyla TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’i hedef alan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a sert tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Bir sivil toplum örgütünün başındaki bir kadına söylenebilecek kelime midir? Bu konuda esefle kınıyorum sayın ‘linç’i, Arlinç’i” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata, “Türkiye, adını nasıl koyarsak koyalım, giderek otoriterleşen bir siyasi sistemle karşı karşıya” açıklamasıyla tepkisini gösterirken; CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran da “herkesin susturulmak istendiğini” vurguladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, dün partisinin seçim çalışmaları için geldiği Malatya’da düzenlediği basın top Gül: Herkes özgürce dolaşmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Twitter’da yaptığı açıklamada internet kullanımı konusunda kimsenin özgürlüğünün kısıtlanmadığını belirtti. Gül, “Benim görüşüm, temelde hiçbir özgürlük kısıtlaması olmamalı. İsteyen herkes internette özgürce dolaşabilmeli. Öte yandan, unutmayalım ki internet, fırtınalı bir okyanus. Gemisini korumak isteyenlere de güvenli limanlar sunulabilmeli” ifadesini kullandı. lantısında, bir gazetecinin Arınç’ın önceki günkü konuşmasına ilişkin sorusu üzerine, “Bülent ‘Arlinç’. Bülent ‘Arlinç’ ile ilgili doğrusu tabii şaşkınlık içindeyim. Bir ‘ar’ tarafı vardır. Ar tarafını destekliyorum. Ar tarafı özellikle Deniz Feneri ile ilgili AKP’de hiç kimse rahatsız olmazken Bülent Arınç, Bülent ‘Arlinç’, ar tarafı tutarak dedi ki, ‘Ben bu Deniz Feneri konusunda rahatsızım’. Yi ne imar konusundaki yolsuzluklarda rahatsız olduğunu ifade etmişti. Yolsuzluklar konusundaki hassasiyetini biliyorum. ‘Bizimkiler mücahitken hepsi müteahhit oldu’ yine sayın ‘ar’ın duruşları idi. Bu duruşları gerçekten destekliyorum ama son, dünkü demeci doğrusu sivil toplum örgütü başındaki bir kadına söylenebilecek kelime midir? Bu konuda esefle kınıyorum sayın ‘Namus bekçisi’ gibi konusu. Alttan altta amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Daha ANKARA Tartışma yaratan yasakçı olma hazırlıkları buninternette filtre dönemiyle ilgili lar” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Boyner arasındaki inArınç ile TÜSİAD Başkanı ternette tartışmaları, sosyal payÜmit Boyner arasındaki sert laşım siteleri başta, birçok web tartışmaya, sivil toplum örgütlesayfasında tepki gördü. Arınç’ı ri de katıldı. İnternet Yayıncıları “namus bekçisi” olarak adlandıDerneği Genel Sekreteri Kudret ran internet kullanıcıları, konuyla Bülent Arınç Ulu, Arınç’ın her konuda uzman ilgili şu yorumları yaptı: gibi davrandığını belirterek, “Çocuklar konuşmanız nede“İnternet konusunda bilgi saniyle hayatlarında hiç duymahibi olmayan halk, siyasiler ne dıkları ilişki türlerini öğrenmiş derse inanıyor” dedi. oldu. Psikolojileri olumsuz yönBaşbakan Yardımcısı Arınç’ın de etkilendi. Yanılgı içindesi“Boyner iktidara gelirse porniz. Ülkenin işsizlik, eğitim, güno sitelerini serbest bırakır” ven, huzur gibi sorunları duaçıklamasına TÜSİAD Başkanı rurken internete mi kaldı tüm Boyner’in “korkutucu, sorumişler. İnternete sansür gelince suzluk, seviyesizlik, siyasi insanların karnı doyacak mı?”. Ümit Boyner rant” sözleriyle karşılık vermeTürkiye Bilişim Derneği İstansi, internet yasaklarındaki tartışmaları yenibul Şube Başkanı Levent Karadağ, interden başlattı. Yasaklamacı uygulamaların tünetle ilgili alınacak kararların toplumun her müne karşı olduklarına vurgu yapan İnternet kesimini ilgilendirdiğini kaydetti. Karar alYayıncıları Derneği Genel Sekreteri Kudret ma aşamasında bilişimcilerin yanı sıra sosUlu, cinselliğin öne sürülüp yasaklamaların yolog, psikolog ve mühendislerin de görüşüzorunlu gibi gösterilmeye çalışıldığını kaynün alınması gerektiğini anlatan Karadağ, detti. Arınç’ın internet konusunda bilgisiz şunları söyledi:“Konuya tek taraflı bakılolduğuna dikkat çeken Ulu, “Bülent mamalı. Yaşamımızın her alanındaki inArınç’ın konuşmalarına baktığımda, taternet için bir tarafı keserken, başka tamamen internet dünyasıyla ilgili bilgisiz rafları etkilememek lazım. Geniş bir topolduğunu gördüm. Açıklamaları tatmin lantı yapılmalı. Sivil toplum örgütleri ve etmiyor ki. Ve bir insan her konuda uziçerik sağlayıcıların görüşü ön planda tuman olamaz. İnternet konusunda bilgi satulmalı. Kullanılan bir tek kelime farklı hibi olmayan halk ise siyasiler ne derse kitleleri etkiliyor. Dikkatli olunmalı. Herinanıyor. Halkın hassas noktalarını bilen kes fikrini açıklamasın. Porno eğer sorunsiyasiler, hemen cinsellik, porno gibi kosa başka önlemler alınsın. İnternet konunulara yöneliyor. Çocuklar öne sürülüyor sunun siyasiler tarafından da porno sözleama annebabalar basit ve küçük yönriyle gündeme getirilmesini doğru bulmutemlerle çocuklarını yasaklı sitelerden yorum. İnsanlar üzerinde korku imparauzaklaştırabilir. Engelleyebilirler. Aslıntorluğu yaratılıyor. Çünkü korku yarada burada korumadan ziyade keyfilik söz tanlar şanslı çıkabilir” dedi. SEV L ARINAN ‘linç’i, Arlinç’i” diye konuştu. AKP’nin sanat deyince ve yasaklar kaldırılsın deyince aklına “porno” geldiğini iddia eden Tekin, şöyle devam etti: “Bunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Bu nasıl bir üsluptur? Bu yasakçı bir anlayış. İnsanların düşüncelerine tahammül edemeyen bir anlayışı şiddetle kınıyorum. Linç anlayışı AKP’nin kültürüne yerleşmiş. Heykel deyince akıllarına başka şeyler geliyor. Elleri yolsuzluk içinde. Dillerini görüyorsunuz, herkese saldıran bir dil anlayışı içerisinde. Kafaları da belden aşağı çalışıyor. Ne söylerseniz söyleyin, sanat deyince porno ve seks geliyor akıllarına. Bu linç anlayışı, yani Bülent ‘Arlinç’ olarak değiştiriyorum soyadını. Kafalar faşist kafa. Öyle bugünden yarına demokrasiyi kavramak kolay değildir. Benden olmuyorsan bertaraf olacaksın. Biz de tam tersine diyoruz. ” En Büyük Şiddet Hangisi? Ülkücüler, yandaş bir gazetenin cam çerçevesini indirmiş... Basın kuruluşları kınama mesajları yayımladı. Şiddeti onaylamak mümkün değil. Ben de kınıyorum. 1980 öncesi, koltuğunun altında Cumhuriyet gazetesi taşıdığı için, o sıralarda dehşetin estiği Üsküdar Meydanı’nda üç ülkücü tarafından çevrilerek parmaklarına geçirdikleri demir parmaklı yumruklarla enine boyuna dövülen, çene ve kaşındaki patlakların izini hâlâ taşıyan ve bir taksi şoförünce yerlerden toparlanıp kaçırılan bir insan olarak, başka bir noktaya daha dikkatinizi çekiyorum ve bir soru ortaya atıyorum: Bugünün MHP’sine uygulanan kaset alçaklığını ve ahlaksızlığını, şiddet olarak görüyor musunuz görmüyor musunuz?! Ben, bir partiye uygulanabilecek en büyük şiddetlerden biri olarak görüyorum. Partiyi kapatırsınız, liderlerini üyelerini içeri atarsınız, Türkiye’de özellikle sosyalist/sol partiler tarihleri boyunca buna alışıktır. Üyelerini döversiniz falan. Ama halkın gözünden düşürmek ve tamamen saf dışı bırakmak ve sonuçta hakkı olan Meclis’e sokmamak ve milletvekillerini çalmak (tam hırsızlık!) amacıyla, şantaj kasetleri ile bir parti üzerinde ülke çapında uyguladığınız şiddeti nasıl tanımlayacaksınız? Bu büyük bir şiddettir! Hem de en büyük terörlerden biri olarak tarihe geçmelidir! Bu şiddetin ne hukuku vardır ne siyaseti! Eline kalem tutuşturulmuşların da bu şiddete ortak ve taraf olduklarını görüyoruz! Evet, burada açıkça, şantajın medya destekçileri ile karşı karşıyayız, ki bu bir tür ortaklığın belgesi sayılabilir! Biri “Hedef Bahçeli, yeni kasetler gelecek..” diye yazarken sürüngenliği belgeli biri de “hedef” kişiyi aşağılayıcı şeyler yazıyor! Mazluma bir tekme de ondan! Bu siyasalruhsalfiziksel büyük şiddeti kınamayan/kınayamayanlara diyecek söz bulamıyorum. Durum, basın medya açısından hiç de etik değil. İktidar, bir “İsrail Şiddeti” olarak/gibi esip gürlüyor ülke çapında! Bay Muktedir, Türkiye kasetlerle dizayn ediliyor, diye nutuk atıyor! Komik! Fikir ağalarının verdikleri bir yalanı çiğniyor durmadan! Kaset tezgâhı içinde olan siyasetçiler her gün ekranlarda yüzümüze bakarak yalan söylüyor, hayret ki hiçbirinin yüzü kızarmıyor! Sorsanız hepsi kaset şantajına karşı! Ama kıllarını kıpırdatmadıkları gibi olaydan siyasal oy çıkartmaya çalışmaktan da geri kalmıyorlar: MHP’nin oy kaybetmediğini görünce, “karşıyız, ama... ” söylemine geçtiler! Görülen o ki, AKP’nin referandumda tavladığı “ülkücüler” de MHP’nin yanına geçmiş... Kaset şantajı aslında 4 yıldır yaşadığımız “ses, CD, sahte belge düzenleme, bunlara dayanan yargılamalar ”, zincirinin devamı niteliğindedir! Aynı yasadışı iktidar mihraklarınca (polis devletinin tipik görünüşü!) ve iktidar ortaklarının bilgi ve himayelerinde kotarılıyor! Muktedirler ve düzenbazlar, sosyal ve siyasal olayları böyle şantaj/seks kasetleriyle tamamen kendi lehlerine yönlendirebileceklerini düşünür. Toplumun karmaşıklığını bilmezler; toplumsal siyasal olayların tek yönlü ve istenilen sonuçları verecek bir yapı olmadığı konusunda da bilimsel bilgileri yoktur. Toplumu düz bir hat sanırlar! Örneğin, muhafazakâr seçmen karşısında MHP’yi çökertiriz, diye düşünürler; oysa muhafazakâr seçmenin önemli bir kesiminin bu şantajı gördüklerini, mağdur edilmiş 5 milyon insan yarattıklarını ayrıca bir kısım “muhafazakâr”ın da zaten ikiliüçlü hayat yaşamaya ve kaçamaklara alışkın olduğunu anlamazlar! Baykal’a yaptıkları şantaj da, karşılarına çok ciddi bir rakip çıkarttı! Referandum sürecine giderken çökertecekleri ve lider çıkartamayacak bir CHP yaratacaklarını umdular. Belki de ellerine geçirdikleri “kaset oyuncağı”nın esir oldular! Zamansız patlattılar! Böylece CHP’de değişim sürecini hızlandırdılar! Laf yerine proje üreten bir ekibi işbaşına getirttiler! Şimdi de aynı hatayı MHP’de yaptılar.. Durumu kendi rayında akışa bıraksalar belki de MHP bir baraj sorunu yaşayabilirdi! Ama kaset olayı bu partiyi iyi bir oyla Meclis’e sokacak! İktidar ortakları, kendi çukurlarını kazdı! İktidar ve muktedirlik, hele hele hukuk, adalet tanımayan, iktidarda kalabilmek için her yolu meşru/mubah görenler için, zaten utanılacak bir şeydir! İktidar, aynı zamanda bir şiddet yeridir! Zorbalık yeridir! Utanılacak yönü ve yanı budur! Bu utancı, iktidarının gizli değil de, sürekli ve açık bir niteliği haline dönüştürmek, Türkiye gibi demokrasinin eser miktarda olduğu kabul edilen ülkelere özgüdür! Ama Türkiye hiçbir zaman demokrasiden bu kadar uzaklaşmamıştı! klında hep müstehcenlik var’ Bursa’da bir basın mensubunun “Arınç ile Boyner arasındaki tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz” şeklindeki bir soruyu yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ayata, şöyle konuştu: “Bu durum, işveren örgütlerini de ‘sana yakın olan, bana yakın olan’ diye ayırmanın başka bir uzantısıdır. Örneklerini gördük, ‘bitaraf olan bertaraf olur’ diye demeç verilmişti. İlgili işveren kuruluşu bu konudaki rahatsızlığını belirtmişti. Bunun da ötesinde daha üzücü nokta var. Kesinlikle hepimiz çok iyi biliyoruz ki ilgili işveren kuruluşunun sözcüleri, ‘internetteki yasaklar kaldırılsın’ dedikleri zaman, akıllarında belirli illegal kanalları veya bu konuda yasak yayınlar yapan, toplum ahlakını bozan siteleri kastetmiyordu. Onlar, düşünce özgürlüğünü, bilgi alma özgürlüğünü, haberleşme özgürlüğünü kastediyordu. Sanki onlar bunu düşünüyormuş, kastetmiş gibi, özel taciz ifade eden bir demecin kullanılması ayrıca üzücüdür, ayrıca esef vericidir.” CHP Genel Başkan Yardımcısı Oran da “Ocak 2011’de İzmir’de çağdaş yaşamla ilgili ‘Hayat içki ve seksten ibaret değil’ şeklinde sarf ettiği sözlerinin ardından, bugün de Sayın Arınç internet konusundaki baskıcı ve yasaklayıcı zihniyeti ile yine sahnede. Özgürlük denince Arınç’ın aklına hep müstehcenlik geliyor. AKP hükümetinin özgürlükler ve demokrasi konusunda toplumda bir kaygı yarattığı çok açıktır” dedi. ‘A EMEK DEMOKRASİ BLOKU ‘Cephe genişlemeli’ İstanbul Haber Servisi Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun İstanbul 1. Bölge adayı Sebahat Tuncel, “13 Haziran’da blok, diğer siyasi partilerden çok daha fazla konuşulacak. Çünkü Türkiye’nin böyle bir oluşuma ihtiyacı var. Blok bir sonraki dönemde iktidar adayı bile olabilir” dedi. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku İstanbul adayları, akademisyenlerle Beyoğlu’ndaki Cezayir Restoran’da bir araya geldi. Basın toplantısında konuşan milletvekili adayı Sebahat Tuncel, Türkiye’nin zor bir döneme gireceğini belirterek, “80 Anayasası 30 yılımıza heba oldu. Önümüzdeki anayasa belki 100 yıl götürecek. Önemli olan, blok olarak bu sürece müdahale edebilir miyiz? Bu yüzden cephenin genişlemesi gerekli” dedi. BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi üslubunu eleştirerek, “Erdoğan, ustalık döneminde olduğunu söylüyor. Baktığımızda ise ‘bir siyasi ergenlik söyleminde olduğunu’ fark ediyoruz” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle