19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 28 MAYIS 2011 CUMARTES 6 Haliç’te Yaşayan Simonlar HABERLER LKOKUL ÖĞRENC LER DE GAZDAN ETK LEND Polisin attığı gaz bombaları nedeniyle yurttaşlar zor anlar yaşadı, trafik aksadı. Dolmabahçe Sarayı’nı ziyarete gelen Sarıyer Türkan Şoray lköğretim Okulu öğrencileri gazdan etkilendi, bir okul görevlisi ise bayıldı. Polisin sarayın bahçesine dahi gaz bombası atması tepkilere neden oldu. Gülen hakkında takipsizlik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, tutuklu Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabı üzerine, Fethullah Gülen ile kitapta ismi geçen O.H.Ö. hakkında, “anayasal düzeni değiştirmek amacıyla suç örgütü kurmak ve bu örgüte üye olmak” iddialarıyla başlattığı soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verdi. Savcılığın kararında emniyetten gelen “Gülen örgütüne rastlanmamıştır” bildirimi etkili oldu. MİT de “Ergenekon örgütü yoktur” demesine karşın 4 yıldır soruşturma ve davalar sürüyor. Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, Avcı’nın kitabını ihbar kabul ederek, Fethullah Gülen ile O.H.Ö. hakkında 20 Ağustos 2010’da soruşturma başlatmıştı. “Anayasal düzeni değiştirmek amacıyla suç örgütü kurmak ve bu örgüte üye olmak” iddialarıyla yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Kararda, kitap ile Avcı’nın başsavcıvekilliğine 29 Ağustos 2010’da verdiği 6 sayfalık ifadesi özetlendi. Avcı’nın, bazı emniyet yetkilileri hakkındaki soruşturmaların “cemaatin yönlendirmesi sonucunda yapıldığı” yönündeki iddiaları anımsatılan kararda, Avcı’nın kitabında ve ifadesinde bahsettiği konuların somut delillere dayanmadığı, kişi ve yer belirtmeksizin soyut iddiadan oluştuğu savunuldu. Karada, soruşturma kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazılan yazıya, “Kayıtlarımızda yapılan araştırmada 5237 sayılı TCK ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında Fethullah Gülen cemaati adı altında bir örgüte rastlanılmamıştır” cevabı verildiğine de dikkat çekildi. Kararda, O.H.Ö’nün 25 Ekim 2010’da alınan 2 sayfalık ifadesi özetlendi. O.H.Ö’nün, şahsıyla ilgili kitaptaki hiçbir iddiayı kabul etmediği belirtilen kararda, mahkeme kararıyla O.H.Ö’nün ev ve işyerinde yapılan aramada ve bilgisayarının incelenmesinde herhangi bir suç delili bulunamadığına yer verildi. Buna Nasıl Bir Ad Koymalı? Gözünüzün önüne şöyle bir sahne getirin: Yerde delik deşik bir ceset… Elinde kanlı bir bıçakla cesedin yanı başında duran kişi “Yetişin, bu adam beni öldürdü!” diye yırtınıyor… Böyle bir görüntüyü nasıl adlandırırsınız? Bir başka sahne kurgulayalım: Evinize giren hırsızı atik davranıp etkisiz hale getirdiniz. Sonra bir yere kapatıp polisi aradınız. Bir süre sonra kapı çalındığında hırsızın imdat çığlıkları atarak polisleri yardıma çağırdığını; avazı çıktığı kadar haykırarak, acındırarak, yalvararak, tehdit ederek, bin bir yalan ve soytarılıkla kendisinin ev sahibi, sizin hırsız olduğunuza onları inandırmaya çalıştığını düşünün… Şu anda bu satırları okumaktayken birçoğunuzun aklından geçtiğini tahmin ettiğim deyim benim de aklıma geldi: Yavuz hırsız ev sahibini bastırır… Diyelim ki bu tamam… Peki, ilk örnekteki durum için ne demeliyiz? Herhalde, olsa olsa, yavuz katil maktulü bastırır gibisinden bir şey… Türkiye’de siyaseti izlerken, aklıma bu türden düşünceler, görüntüler üşüşüyor… Saçmalıyorum belki de… Fakat bu kadar saçma bir ortamda, bu kadar saçma sözler duyarak ve okuyarak, başka nasıl olunabilir? Biri çıkıp şöyle bir söz edebiliyor: Silivri eşittir Kandil… Yani Kandil’i, dağdakileri, daha açık adıyla PKK’yi, Silivri’de yatanlar yönetiyor… İçimden, “Vay anasını!” diyorum… Örneğin şu bizim Balbay ne adammış!. Demek ki Silivri’deki hücresinden Kandil’deki Karayılan’la haberleşiyor. Ona direktifler gönderiyor… Bu arada olasıdır ki İmralı’yla da UFO’lar yoluyla ya da telapatiyle ilişki kuruyor… Mustafa’dır bu, yapar mı yapar! Zindan koşullarında, el yazısıyla ve iki elini birden kullanarak arka arkaya tuğla gibi kitaplar çıkaran adamdan her şey beklenir… Ya Tuncay Özkan, Perinçek, Oda TV’ciler, hele o şeytani zekâ sahibi kalpaklı profesör ve ötekiler… Bu gibilerden her şey beklenir… Derken, bir zamanlar ciddi bir muhalefet odağı iken şimdi bu kimliğinin pamuk ipliğine bağlı olduğu duyumsanan “Vatan” gazetesinde, bir zamanlar kendini herhalde solcu saymış olan bir köşe yazarının (O. Gönensin) parlak görüşüyle karşılaşıyorsunuz. Görüş şu: Halkoylamasında aynı cephede buluşan CHP, MHP, BDP, ulusalcılar ve Ergenekon, şimdi de bu seçimde AKP karşısında birleşik cephe oluşturmuşlar… Peki kim bu Ergenekon? Engizisyon bile bu konuda henüz karara varamamış… Ama söz konusu kişi, CHP ve MHP içindeki Ergenekoncuların seçimlere gergin bir ortamda gidilmesi için çaba harcadığını ileri sürüyor ve BDP’ye aklını başına toplayıp onlardan uzak durmasını öğütlüyor… Yukarıdaki cümlenin karışıklığının farkındayım… Fakat karışıklık bende değil, düşüncesini özetlemeye çalıştığım bu kişinin beyninin içinde… Yaşadığımız ülkede akıl sağlığımız, bütün bir halkın akıl sağlığı hiç bu kadar tehdit altında olmamıştı… Çünkü hırsız ve katil, toplumun neredeyse her kesiminde, ev sahibi ve maktul olarak çıkmamıştı karşımıza… İstiyorsanız sözlüğü açar, alfabenin her harfinin altında bu durumu tanımlayan sözcükleri bulabilirsiniz… Sözlüklerin bile alamayacağı kadar uygunsuz olanları ise, dilinizin ucunda tutmayıp listeye kendiniz ekleyin... Yazının başlığı “Buna nasıl bir ad koymalı?” olsa da, ad koymakla iş bitmiyor… Önümüzdeki seçim, çirkefle pınar suyu arasındaki karşıtlık kadar keskin bir ayrımlaşmanın oylanması olacak… Ülke ya arınma yolunda adım atacak, ya da belki hiç çıkamamak üzere bütünüyle çirkefe gömülecek… Bugün (28 Mayıs Cumartesi) saat 20.00’de müzisyen H. Çetin’le Zonguldak Atatürk Kültür Merkezi’ndeyiz. Bağlantı için tel: 0539 539 64 66 (Fotoğraf: AA) ‘GÖZALTILAR HUKUKSUZ’ Fındıklı’ya kadar polis ile eylemciler arasında süren kovalamacada, polisler tramvaya yolcu alınmasına izin vermedi. Çevredeki kafelere de giren polis, öğrencileri döverek gözaltına aldı. GençSen MYK Üyesi Işıl Kurt ise, “Polis dağılan kişileri dahi gözaltına aldı. Polisin bu tutumu derhal sona ermeli. Bu gözaltılar hukuksuzdur. Derhal arkadaşlarımızın bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Kongreyi protesto eden öğrenci ve akademisyenlerden 10 kişi gözaltına alındı Gaz bombası yağdı İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül himayesinde YÖK’ün düzenlediği “Uluslararası Yükseköğretim Kongresi: Yeni Yönelişler ve Sorunlar” adlı kongreyi protesto eden öğrenci ve akademisyenlere, polis yine sert müdahalede bulundu. Polis, yaşadıkları sorunlarla ilgili hazırladıkları dosyayı kongredeki yetkililere sunmak isteyen öğrenci ve akademisyenlere gaz bombası attı, 10 kişiyi döverek gözaltına aldı. Öğrenci ve akademisyenler dün sabah saatlerinde Beşiktaş, Kabataş ve Dolmabahçe de toplandı. “Üniversitelerde söz hakkı sermayenin değil, öğrencinindir” yazılı pankartı taşıyan öğrenciler, Dolmabahçe’den “Sermaye defol üniversiteler bizimdir”, “Eşit, parasız, bilimsel anadilde eğitim” sloganlarını atarak, alkışlar ve ıslıklar eşliğinde kongrenin düzenlendiği Maçka’daki Swissotel’e doğru yürüyüşe geçti. Ancak Çevik Kuvvet polisleri öğrencilerin otele doğru ilerlemesini engelledi. Bunun üzerine öğrenciler oturma eylemi başlattı. Daha sonra ise öğrencilerin yanına EğimSen üyeleri katıldı. Barikatı kaldırmadı EğitimSen 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı ve Yıldız Üniversitesi Öğretim Üyesi İsmet Akça da polise yalnıza otelin önünde açıklama yapacaklarını yinelemesine karşın, polis barikatı kaldırılmadı. Akça, “AKP’nin yeni YÖK yasasını çoktan hazırlayıp çekmecesinde tuttuğunu sağır sultan bile duydu. Buna karşın çeşitli çalıştay, kurultay ve kongrelerle sanki bir katılım süreci varmış gibi görüntü yaratılıyor” dedi. TKP’li öğrenciler adına yapılan açıklamada ise “Bu kongrenin üniversite gençliğini temsil ehliyetinin olmadığını ilan ediyoruz. AKP’nin üniversitelerimizi teslim almasına izin vermeyeceğiz” denildi. Açıklamaların ardından bazı öğrenciler dağıldı. Ancak aralarında GençSen üyelerinin de bulunduğu bir grup Swissotel’e doğru yürümek isteyince polisin sert müdahalesi ile karşılaştı. Polis, öğrencileri dağıtmak için tazyikli su ve gaz bombası kullandı. Kalabalık, Dolmabahçe ve Beşiktaş’a koşmaya başladı. GÜL: YÖK değişmeli Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Üniversite, artık eskiden olduğu gibi öğrencileri tek tipleştirme ve aynılaştırma gayesi güdemez. Artık içine kapalı bir ülke olmadığımızı, dışa açık olduğumuzu, dünya ile bütünleştiğimizi herkes görmelidir. Türkiye’de üniversitelerin gerçeği araştırmak ve adaleti sağlamak konusunda sorumluluğunun çok önemli olduğu kanaatindeyim. YÖK artık üniversiteleri kontrol altına almaya adanmış bir kurum olmaktan çıkmalı ve üniversiteler arasında koordinasyonu sağlayan bir kurum olmalı ” dedi. ‘Yeşil ışık bekliyorum’ CHP lideri Kılıçdaroğlu, Etiler’deki patlamada yaralananları ziyaret etti Öcalan: Çatışma kaçınılmaz olur Yurt Haberleri Servisi Terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan, devletten “yeşil ışık” beklediğini belirtti. Avukatlarıyla geçen hafta görüşen Öcalan, kendisiyle en son görüşen heyete “Silahlı mücadele yönteminin devre dışı bırakılıp, silahsızlanma sürecinin de içinde olduğu demokratik çözüm yöntemini” önerdiğini ve bu yönde çalıştığını belirtti. Öcalan bir “yeşil ışık” beklediğini, heyete daha somut, pratik öneriler sunacağını fakat böylesi bir durumda daha rahat çalışma yürütebilmenin koşullarının oluşturulması gerektiğini söyledi. Öcalan devletin adım atması gerektiğini, atmazsa ortaya iki yönetimli çatışma çıkacağını öne sürdü. Öcalan, “Birinci yönetim, demokratik özerklik yönetimidir. İkinci yönetim ise, AKP’nin hegemonik iktidar yönetimidir. Demokratik çözüm şansının yitirilmesi durumunda demokratik özerk güçler ile AKP’nin iktidar güçleri arasında çatışma kaçınılmaz olacaktır. Bu ortaya çıkan çatışma bir TürkKürt çatışması olmayacaktır. AKP’nin iktidar güçleriyle demokratik özerk güçlerin çatışması olacaktır” dedi. ‘Ortak refleks gösterelim’ İstanbul Haber Servisi Etiler’deki bombalı saldırı sonucu yaralanarak Okmeydanı ve Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma hastanelerine kaldırılan yaralıları ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkede yaşayan herkesin teröre karşı ortak bir refleks göstermesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, patlayan bomba sonucu dün yaralananları tedavi gördükleri hastanelerde ziyaret etti. İlk olarak Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giderek yaralıların durumu hakkında yetkililerden bilgi alan Kılıçdaroğlu, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Önceki gün Bingöl’de olduğunu, 33 askerin şehit edildiği noktaya gittiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Genç bir kızımız, masum bir kızımız hiçbir günahı olmayan kızımız, arabasında giderken bomba koyuyorsunuz ve bir ayağını kaybediyor. Bir kız çocuğu için bir ayağın ne kadar önemli olduğunu bilmez miyiz? Bu dramı yaşamak güzel bir şey değil. Bu ülkede terörün bitmesi lazım artık. Masum insanları teröre kurban etmek kime ne yarar sağlayacak. Terör, hiçbir topluma yarar getirmemiştir” diye konuştu. Yaralıların tedavileri sürüyor Polis, bombalı saldırıya yönelik soruşturmayı çok yönlü olarak sürdürürken saldırıyı üstlenen olmadı. stanbul l Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada,yaralılardan A.D. (30), S.E. (52), S.I. (23), A.O.Ç. (46) ve A.Y’nin (31) durumlarının iyi olduğu; solunum yolu yanığı olan Y.Ş’nin (50) ise yanık cerrahi yoğun bakım ünitesinde olduğu, hastanın göz yırtılması nedeniyle ameliyatının planlandığı kaydedildi. Açıklamada, yaralı A.B’nin ise sağ bacağının diz altından kesildiği, sol bacakta ise kırıkların olduğu, hastanın yoğun bakım ünitesinde tedavi edildiği belirtildi. C MY B C MY B Star gazetesi yazarı Ergun Babahan’ın köşesinde MHP ile ilgili yeni bir kaset imasında bulunmasına tepki gösteren bir grup, gazetenin Güneşli’deki binası önünde eylem yaptı. Dağılmaları konusunda uyarılan gruptan bazıları gazete önünden ayrılmayınca polis müdahale ederek 6 kişiyi gözaltına aldı. Polisle göstericiler arasında yaşanan arbedede gazete binasının camları kırılırken, bazı protestocular da yaralandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Basın Konseyi saldırıyı kınadı. TGC ve Basın Konseyi Star’a saldırıyı kınadı stanbul Haber Servisi Kaset skandalının ardından istifa eden MHP’de eski genel başkan yardımcısı Bülent Didinmez ile eski stanbul l Başkanı hsan Barutçu’nun avukatı Mete Han Özkan, yapılan haberlere ilişkin 11 gazeteci, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve bir TV kanalından yayımlanan “Kollama” adlı dizinin yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Özkan, Beşiktaş’taki stanbul Adliyesi’ne gelerek savcı Adnan Çimen ile görüştü. Özkan, “Savcılığa ihbarda bulunduğumuz bazı gazeteci ve siyasiler, yeni kasetlerin varlığından bahsederek Bahçeli’yi istifaya davet etmektedir. Son günlerdeki yayın, yorum ve köşe yazılarında Bahçeli’yi istifa ile tehdit etmeleri, yeni genel başkan bulmaları, bu şebekenin şantaj mektubundan farklı değildir” dedi. MHP’den suç duyurusu Kaset skandalı iki siteyi daha kapattırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Telekomünikasyon letişim Başkanlığı (T B), Ankara 14. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararı üzerine iki internet sitesine erişimi engelledi. T B “www.rapidshare.com” ve “www.fileserve.com” isimli sitelere önceki akşam itibarıyla erişimi engelledi. MHP avukatlarının başvurusu üzerine mahkeme, 16 Mayıs’ta skandal kasetleri içeren bazı sitelere erişim yasağı getirilmesi kararını vermişti. Mahkemenin gerekçesinde ise bu sitelerin “müstehcenlik” içerdiği belirtilmişti. Yayımlandığı izleme sitelerinin engellenmesine karşın kasetlerin izlenebilmesi, dikkatleri “rapidshare.com” gibi indirme sitelerine çekmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle