22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 28 MAYIS 2011 CUMARTES 4 HABERLER Arınç, özgürlük kaygılarına tepki gösterdi, ‘Türkiye büyüyor bunu söyleyeceksiniz aksini değil’ dedi Sözün Bittiği Yer Önceki gün Mine, her sabah oturup gazeteleri okuduğu köşesinde bir çığlık attı, sonra da elindeki cerideyi bana uzattı: Bu kadar olmaz. Allahaşkına, al şunu oku! 26 Mayıs tarihli Radikal gazetesinin 20. sayfasında Mesut Hasan Benli’nin haberini gördüğüm anda sizinle paylaşmaya karar verdim. Paylaşacaktım paylaşmasına ama ne diyecektim? Sözün bittiği yerde ne söylenir? Ne söylenirse söylensin bir şey fark eder mi? Neyse gelelim olaya: Yoldan gelip geçenlerin Ankara’nın bilinen semtlerinden Yüksel ve Konur sokaklarında nutuk atarken tanıdıkları, biraz durup bakınca, dengesinin bozulduğunu hemen anladıkları, Yaşar Öztemel eski bir avukat. Kendisi 12 Eylül’de DevYol davası kapsamında gözaltına alınmış, tutuklanmış, uzun yıllar içeride kalmış ve gördüğü ağır işkence yüzünden akli dengesini yitirmiş, dolayısıyla avukatlık da yapamaz hale gelmiş. Son zamanlarda Ankaralılar onu Konur ve Yüksel sokaklarının köşesinde, nutuk atarken veya yapılan eylemlere destek verirken görmekteydiler. Semtte sık olan eylemlere destek veren Yaşar Öztemel, 23 Mayıs Pazartesi, İzmir’in Buca Belediyesi’ne iş yapan bir taşeron firmada çalışırken sendikal faaliyeti yüzünden işten çıkarılan Batıgül Tunç’un eylemine destek vermiş. Polis, izinsiz olduğunu ileri sürdüğü gösteriyi dağıtırken, 15 kişiyi, bu meyanda semt sakinlerinin yakından tanıdığı Yaşar Öztemel’i de nezarete almış. Öztemel’in avukatı Duygu Demirel müvekkilinin gözaltına alınırken polis tarafından feci şekilde dövüldüğünü, şiddetin nezarethanede de sürdüğünü ve Öztemel’in bütün bir akşam, elleri arkadan, ‘Amerikan’ tabir edilen biçimde kelepçeli olarak tutulduğunu (bunun ne kadar eza verici olduğunu yaşayanlar bilirler) ileri sürüyor ve ekliyor: İşkence mağduru müvekkilim, üniforma görmeye dayanamıyor, dengesini yitiriyor. 12 Eylül geçeli, Yaşar Öztemel hapisten çıkalı çeyrek yüzyıl olmuş. Ama 12 Eylül’de gördüğü şiddet ve işkenceden akli dengesini yitiren Yaşar Öztemel hâlâ şiddete maruz kalmaya, dövülmeye devam ediyor. Sakın bu olaya bakıp da “Türkiye cephesinde yeni bir şey yok” demeyin! Çünkü var. 12 Eylül rejiminin baskısı, dayağı, işkencesi, üniformalıydı. Bugünün baskısı, dayağı, işkencesi, gözaltısı ve tutuklaması ise sivil. Bilmem Yaşar Öztemel’e sivil dayak ve işkence, üniformalıdan daha hafif gelmiş midir? Her neyse, yarım yüzyıldan fazla bir süre geçse de, askeri faşizm ile “ileri demokrasi” arasında baskının üniformalı veya sivil olmasından başka bir fark olmadığı ortada. Yaşar Öztemel daha sonra gözaltındaki kimi sanıklarla birlikte toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefetten mahkemeye sevk ediliyor. Avukat Evrim Deniz Karatana savcı ve mahkeme hâkimine Öztemel’in cezai ehliyeti olmadığını, raporu bulunduğunu söylüyor. O sırada nöbetçi olan, Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi. Mahkeme, uyarıya karşın yedi şüpheli içinden bir tek Yaşar Öztemel’in tutuklanmasına karar veriyor. Öztemel’in avukatı Duygu Demirel’in, müvekkilinin cezai ehliyeti bulunmamasına rağmen neden tutuklandığı sorusuna hâkim, tarihe geçecek şu yanıtını veriyor: İçeride tedavi olsun diye tutukladım. Hukukumuzda tutuklama nedenleri CMK’nin 100. maddesinde belirtilmiştir. Ne Türkiye’de ne de çağdaş dünyanın herhangi bir ülkesinde, akli dengesizliklerin tedavisi için tutuklama diye bir sebep bulunmaktadır. Akli dengesini yitirenlere ortaçağda, içlerindeki şeytanı çıkarmak üzere işkence edilir, bunlar zaman zaman da içeri atılırlardı. Ama o uygulamalar ortaçağda kaldı. Çağdaş bir ülkede, böyle bir gerekçe ile tutuklamaya ilk kez bizde rastlanıyor. Değerli okurlar, bir yargıcın bu açıklaması üzerine, artık sözün bittiği noktaya vardığımızı belirtmekten başka söyleyecek bir şey bulamıyorum. Daha sonra bir üst mahkemeye yapılan itiraz ile tutukluluk halinin kaldırılmasına ve Yaşar Öztemel’in serbest bırakılmasına karar verilmiş olması bile, bilmiyorum, durumun vahametini hafifletmeye yeter mi? Son gözdağı TÜSİAD’a Ümit Boyner’in internete sansür girişimine karşı çıkan açıklamasına tepki gösteren Arınç, “Sayın Boyner ya da onun gibi düşünenler iktidara gelirse porno siteleri ya da diğer konularda istediklerini serbest bırakabilirler’’ dedi. Arınç, TÜS AD’ın kendilerine güven vermediğini söyleyerek, hükümeti eleştirmemelerini istedi. LEVENT GENCELL ÜM T BOYNER: SÖZLER Haber Merkezi TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sözlerini “korkutucu”, üslubunu ise “sorumsuzluk” olarak niteledi. Arınç’ın kendine yönelik sözlerini yanıtlayan Boyner, internet kullanımı konusunda evrensel ölçütler üzerinden bir denetlemeyi savunduklarını ancak gündeme gelen yasaklama girişimlerinin bireysel özgürlükler üzerindeki kaygılarını yeniden gündeme getirdiğini belirterek “Türkiye’nin daha özgür bireylerden KORKUTUCU, ÜSLUBU SORUMSUZLUK üzerinden bir sivil toplum kuruluşu başkanına, nedenini bilemediğimiz bir hezeyanla, bu kadar ağır bir hakaret yöneltmek, konuyu seviyesiz bir siyasi istismar konusu haline getirmekten başka bir şey değildir” dedi. Arınç’ın kendisi ve çocuklarını gündeme getirerek “siyasi rant elde etmeye” çalışmakla suçlayan Boyner, şu görüşleri dile getirdi: “Kendisinin özgürlük, demokrasi ve sivil toplum konusunda daha ileri bir anlayışa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.” BURSA Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in “Son zamanlarda özel hayatımızın sınırlandırılması, kontrol altına alınması yönünde artan bir baskı hissediyoruz” sözlerini yanıtlarken TÜSİAD’a aba altından sopa gösterdi ve TÜSİAD’ın sadece ekonominin iyi olduğunu söylemesini önerdi. Bursa’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bülent Arınç, TÜSİAD’ın kendilerinde bir güven zafiyeti meydana getirdiğini söyledi. Arınç, Türkiye’de her şeyin sınırsız olmadığını belirterek TÜSİAD Başkanı Boyner’in özgürlükler konusunda yaptığı açıklamalara göndermelerde bulundu. İnternete sansür gelmediğini savunan Arınç “Sayın Boyner ya da onun gibi düşünenler oluşan bir demokrasi olması için herkesin çaba sarf ettiği bir dönemde, Sayın Arınç’ın tutumu korkutucudur. Kaygılarımızı arttıran bir diğer husus, Sayın Arınç’ın üslubundaki sorumsuzluktur. Sayın Arınç’ın bireysel özgürlükler ve özel hayatın sınırlandırılması konusundaki eleştiriler söz konusu olduğunda, bu konuyu doğrudan cinsel istismar, porno ve şiddet ile bağdaştırması sağlıksız bir düşünce yapısını ortaya çıkarmaktadır. Seçim öncesi dönemde ahlaki değerler iktidara gelirse porno siteleri ya da diğer konularda istediklerini serbest bırakabilirler. İnternete sansür gelmiyor. Sayın Boyner’in de çocukları var. Ama Sayın Boyner bilsin ki, dünyanın her yerinde porno sitelere, şiddete, hayvanlar ve çocuklarla ilişkiyi anlatan, her türlü çirkinliği yayan sitelere filtre var ve olmalıdır” diye konuştu. “TÜSİAD’ın bizde bir güven zafiyeti meydana getiren bir tutumu var” diyen Arınç, TÜSİAD’a ekonomik konularda daha çok söz söylemesi gerektiği uyarısında da bulundu. Ekonomide güzel şeylerin olduğunu iddia eden Arınç, “Türkiye büyüyor, sanayide iyiye gidiş var. Bunu söyleyeceksiniz. Aksini söyleseniz olmaz. TÜSİAD’da biliyor ki sanayi ci ve işadamları hallerinden memnundur. Daha çok iş yapıyor, ihracat yapıyorlar. Bu konuda hükümeti eleştiremezler. Eleştirirlerse en azından kendi üyelerine sormalılar. Sorun halinizden memnun musunuz diye. Bunları yapamayınca hükümeti eleştirmeye başlıyorlar. ‘İnternette sansürcülük anlayışı geliyor’ diye. Böyle bir şey yok” dedi. ‘Oyu azalan gitsin’ stanbul 2. bölgede seçim turuna çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, “CHP’ye ilgi giderek artıyor. Referandumdaki mitinglere göre, daha iyi görünüyoruz. Başbakan’ın benim hakkımdaki eleştirilerini ciddiye almıyorum. CHP’ye ilginin arttığını gördükçe Başbakan’ın korkusu artıyor” dedi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a ‘’Hangi partinin oyları azalırsa o genel başkan koltuğu bıraksın’’ çağrısı yaptı. MHP L DER BAHÇEL ’DEN ÇAĞRI: Başbakan üzerine gitsin AYŞE SAYIN Kılıçdaroğlu CHP’nin oylarının yükseldiğini AKP’nin ise düştüğünü söyledi ‘Erdoğan’ın korkusu artıyor’ AL AÇAR CHP’lilere demirli saldırı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in genel merkezdeki ofisinde çalışan Özgür Kurt ile Abdulkadir Çelik, önceki gece saldırıya uğradı. Genel merkezden çıktıkları sırada çevredeki parti bayraklarını bıçaklarla sökmeye çalışan üç kişiyi uyarmak isteyen Kurt ile Koçak, demir çubuk ve sopalarla dövüldü. CHP’lilere saldıranların bıçak da kullandığı ve saldırganlardan birinin ise belindeki silahı gösterdiği kaydedildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’ye ilginin giderek arttığını, bu durumun AKP’yi rahatsız ettiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, partisinin seçim çalışmaları kapsamında dün İstanbul 2. bölgede Eyüp, Beyoğlu, Beşiktaş, Kâğıthane, Sarıyer ilçelerini dolaştı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın CHP mitinglerine diğer partilerden de katılanların olduğu yönünde açıklamasının anımsatılması üzerine “Sayın Erdoğan’ın bana yönelik eleştirilerini çok ciddiye almıyorum. Ciddiye alınacak eleştiriler de değil ama kendisine güveniyorsa istediği tel evizyon kanalına gelsin. Eleştirilerini yüzüme söylesin. Bütün eleştirilerine yanıt veririm ama kendisinin cesareti var mı, tahmin etmiyorum. Cesur insanlar bu ülkeyi yönetirler. Korkak olanların ülkeyi yönetmeye hakları da yoktur” diye yanıtladı. Diyanet İşleri Başkanı’nın Erikli Baba Cemevi’ni ziyaret edeceğinin anımsatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, “Bu ziyaret ayrıştırmayı değil, birleştirmeyi sağlar. Oumlu karşılıyorum” dedi. Kılıçdaroğlu, “CHP’ye başka partilerden destek var mı?” sorusu üzerine de şunları söyledi: “Biz istiyoruz ki bu güzel coğrafyada halkın iktidarını kur mak için geçmişte hangi siyasi partiye oy vermişse ama bu dönem CHP’ye versin. CHP’nin Türkiye’nin çağdaşlaşması sürecinde önemli bir katkı yapacağına inanıyorum. Biz demokrasiyi ve özgürlüğü getireceğiz. 4’üncü devrime imza atmaya çalışıyoruz. Ancak telaş şuradan CHP’nin oyu yükseliyor, AKP’nin oyu düşüyor. Sayın Erdoğan diyor ki ‘birinci gelmezsem.’ Kimin oyu düşerse o genel başkanlıktan istifa etsin. Yüreği varsa çıksın söylesin meydanlarda ‘AKP’nin oyu düşerse ben genel başkanlığı bırakacağım’ desin. Buradan söylüyorum. CHP’nin oyu düşerse ben genel başkanlıktan ayrılacağım. Bu kadar basit.” “MHP’deki kaset istifalarından sonra oyların CHP’ye kayacağına dair bazı iddialar var. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?” sorusuna da Kılıçdaroğlu, “Yandaş köşe yazarlarını ciddiye almıyorum. Onlar bir odaktan talimat alıyorlar. O çerçevede yazı yazıyorlar” diye yanıtladı. Kılaçdaroğlu ve beraberindekiler Eyüp gezisinde de Eyüp Sultan türbesini ziyaret ederek dua etti. Ardından Okmeydanı’na geçen Kılıçaroğlu’nun konvoyu burada kalabalık bir grup tarafından karşılandı. KIZILCAHAMAM MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisini hedef alan kaset komplolarını kuranlara “Ayaktayız, asla düşmeyeceğiz” sözleriyle yanıt verdi. Bahçeli, seçim gezilerini dün Ankara’nın Kızılcahamam ve Kazan ilçelerinde sürdürdü. Kızılcahamam’da “Ülkücü Şehitler Anıtı”nın açılışını yapan Bahçeli, kaset komplosuyla ilgili sert açıklamalarda bulundu. Bahçeli, “Bizi yıldıramayacaklarını anlayanlar, yenemeyeceklerini görenler, bezdiremeyeceklerini düşünenler, tezgâhlarla, senaryolarla ve oyunlarla üzerimize gelmektedir. Ne tehditlerle doğrularımızdan cayarız, ne de komplolarla melaneti sineye çekeriz” dedi. MHP’yi hedef alan kaset komplosunun parti içinden hazırlandığını kanıtlamaya dönük bir MHP’linin bilgisayarına virüs yüklendiği ve parti avukatlarının da çalıştığı yönündeki haberlerin sorulması üzerinde Bahçeli, şunları söyledi: “Konu savcılığa intikal etmiştir. Sayın Başbakan’ın da meydanlarda konuşacağı yerde Başbakanlık sorumluluğuyla olayın üzerine gitmesinde yarar vardır.” Teşkilatlara virüs alarmı Öte yandan söz konusu virüslü dosya ile ilgili MHP’nin avukatı Hamit Kocabey, “İstanbul’da 34 MHP’linin bilgisayarına virüslü dosya gönderme girişiminde bulunulduğu bilgisini aldık” dedi. Kocabey parti yönetiminin teşkilatları alarma geçirdiğini bildirdi. AKP’L HAZRO BELED YES PKK, başkanın oğlunu kaçırdı ANKARA/HAKKARİ (Cumhuriyet) Diyarbakır Valiliği’nden yapılan açıklamada Hazro ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı Fethullah Mehmetoğlu’nun oğlu Fuat Mehmetoğlu’nun terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığı bildirildi. Açıklamada Mehmetoğlu’na ait aracın da teröristlerce yakıldığı, arama çalışmalarının devam ettiği belirtildi. Öte yandan Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde Mehmetçiğin yol kontrolü sırasında yol kenarına yerleştirilen mayın uzaktan kumandayla patlatıldı. Bu sırada taciz ateşi de açıldı. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı. ecep kadar kazanıyor musun?’ Kılıçdaroğlu, Beşiktaş Meydanı’nın ardından gittiği Nurtepe’de ise 12 Haziran seçimlerinin milat olacağını söyledi. Miting alanındaki bir simitçiye de seslenen Kılıçdaroğlu,“Ne kadar para kazanabiliyorsun. Recep kadar kazanabiliyor musun” diye sordu. Simitçiden “Hayır” yanıtını alınca “Halkın iktidarında Recepler değil, halk kazanacak” dedi. ‘R D YARBAKIR, MARD N, MERS N Üç kentte ses bombalı saldırı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da Yenişehir ilçesindeki askeri lojmana, önceki gece ses bombası atıldı. Patlamada 2 kişi yaralandı. Mardin Nusabin’de de bir banka şubesi önünde nöbet tutan polislere, dün 21.00 sıralarında ses bombalı saldırı düzenlendi. Ölen ya da yaralalanan olmadı. Mersin Toroslar’da ise önceki gece AKP’nin seçim bürosuna ses bombası atıldı. Binada bulunanlar dışarıya kaçarak kurtuldu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle