27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MAYIS 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA SAĞLIK 11 Gebelikte ortaya çıkabilecek sorunlar üzerinde tartışıldı Omega3 erken doğum riskini azaltıyor KADINA YÖNEL K Ş DDET Yurdumuzdan Sağlık Haberleri Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEM R ‘Jinekologlar engel olabilir’ 1722 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen 9. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi’nde, gebelikte ultrason, erken doğum riskinin önlenmesi ve obezitenin olumsuz etkileri ele alındı. SİBEL BAHÇETEPE Prof. Dr. Nevin Gaye Erbatur ANTALYA TBMM KadınErkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi ve CHP Milletvekili Prof. Dr. Nevin Gaye Erbatur, kadına şiddetin önlenmesinde kadın doğum hekimlerinin önemli rol oynadığını söyledi. Avukat Canan Arın ise kadına yönelik şiddetin cezalandırılmasında yasaların uygulamada yetersiz kaldığını ve cinsel suçlarda iyi hal indiriminin kaldırılması gerektiğini vurguladı. 9. Türk Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi’nde ilk kez kadına yönelik şiddet ile ilgili oturum düzenlendi. Dünyadaki her 10 kadından 9’unun şiddete maruz kaldığını, ülkemizde ise 2009 yılında 22 bin hanede yapılan bir araştırmada şiddet gören kadınların sayısının yüzde 39’u bulduğunu anımsatan Erbatur, özetle şunları söyledi: “Kadın cinayetleri artıyor, günde 3 kadın cinayete kurban gidiyor. Kimse onların sesini duymuyor. Kadınların sırlarını bilen ve şiddet konusunda onlara en yakın kişiler kadındoğum hekimleridir. “Türkiye Cumhuriyet hükümetlerinin hiçbirinde kadına yönelik erkek şiddetini önleme yönünde irade olmamıştır, Türkiye bu konuda ikiyüzlüdür.” Canan Arın ise kadına yönelik şiddeti önlemek için ulusal ve uluslararası sayısız sözleşmeye imza atmış olmasına karşın hiçbir şey yapılmadığını savundu. Arın, “Şiddete çare arama anlamında hekimler bir fırsat olabilir” diye konuştu. ANTALYA Türkiye Jinekoloji ve Obstrektif Derneği’nin (TJOD) düzenlediği, Sağlık Bakanlığı ile Uluslararası Jinekoloji ve Obstetrik Derneği tarafından desteklenen “9. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi” 1722 Mayıs tarihleri arasında Antalya Lara’daki Kervansaray Otel’de düzenlendi. Gebelikte “Omega3” kullanımının önemine dikkat çeken hekimler, omega 3 kullanımının erken doğum riskini azalttığı ve bebeğin zekâ gelişimi üzerinde olumlu etkileri olduğunu vurguladılar. Omega3’ün yararları ABD’deki Penn State Milto S. Hershey Medical Center Direktörü Prof. Dr. Serdar Ural, ABD’de yapılan çalışmalarda, gebelere verilen vitamin destekleri içinde Omega3’ün de bulunmasının büyük yararlar sağladığı, bebeğin zihinsel gelişimini olumlu yönde arttırdığını, bu nedenle gebelik öncesinde başlanması, emzirme dönemine dek devam edilmesi gerektiğini kaydetti. TJOD Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil ise sezaryan doğum oranlarının düşürülmesi gerektiğini, bu konuda kadınların bilinçlendirilmesinin, gebe okullarının yaygınlaştırılmasının ve okullarda cinsel eğitim derslerinin verilmesinin büyük önem taşıdığını ifade ederken; Dernek 2. Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş da aşırı şişmanlık ve obezitenin sağlıklı yaşamı tehdit eden önemli bir sorun olduğunu, özellikle kadınların menopoz döneminden sonra kilo alma eğiliminde olduğunu ve kalp hastalıkları riskinin neredeyse erkeklerle aynı düzeye ulaştığını kaydetti. Hamilelikte ultrason zararlı mı? Dr. TJOD Genel Sekreteri Prof. geCansun Demir, ülkemizde belik döneminde bebeğin gelişiminin her evresinin ultrasonla izlendiğini, ABD’de ise gebelik döneminde problem olmadığı sürece 3 kez ultrason takibinin yapıldığını söyledi. Fareler üzerinde yapılan deneylerde hamilelikte uzun süre ultrasona maruz kalınmasının kalbe zararlı olabileceğinin ortaya çıktığını anımsatan Demir, “Bizi asıl ilgilendiren konu ultrasonla bakılması sırasındaki ısı artışı. Ultrason incelemesi sırasındaki ısı artışı Obeziteye dikkat nın hangi dönemlerde hangi biyolojik etkilere neden olabileceği konusu ise kesin değil. Ultrasonla tanı için gerekenden daha uzun süreli incelemeden mümkün olduğunca sakınmak gerekli” diye konuştu. Ultrason takibi standardın üzerinde ülkelerde anne karnındaki bebeğin Gelişmişbu kontrollerin sayısının dünya ancak ultrasonla takibinin sınırlı sayıda yapıldığı ülkemizde standartlarının üzerinde olduğu belirtildi. Jinekologlar, ultrasonun gebelikte olumsuz etkileri olduğuna dair bir bilimsel kanıt bulunmadığını ancak inceleme sırasındaki ısı artışından endişeli olduklarını söylediler. Seçimlere doğru yol alırken politikacılar halkın zaten hiç de yerinde olmayan ruh sağlığını daha çok bozmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Kirli bir oy mücadelesi süregeliyor. Kasetler gündemin baş köşesinde. Oysa ülkemizde günde 35 cinayet işleniyor. Her biri son derece yürek yakıcı. Tartıştığı sevgilisini suda boğarak öldürüyor. Elma severdi elma ağacı altına gömdüm diyor. Bir başkası annem dedemden kalan mirastan pay vermedi cezalandırdım ne var bunda diyor. Hastanelerde doktorlara suçlama ve saldırılar artarak sürüyor. Medyamızda halkı aldatan, yanıltan, olmadık umutlara sürükleyen haberler hiçbir denetime uğramadan yayımlanıyor. Halk sağlığı açısından son derecede ciddi bir durum. İlaç formuna getirilen bitkisel ürünler internet yolu ile satışa sunuluyor. Milyarlık bir sektör bu. Neyin nesidir altın çilek hapı? Nedir her derde deva ozon tedavisi? Bugün için henüz tedavisi olmayan genetik kas hastalığına önce akupunktur uygulayıp sonuç alınmayınca gelsin ozon tedavisi. Güven verici konuşmacıları dinlediğim bir TV kanalında damarları açan, tümör gelişimini durduran, tansiyona, hepatite yararlı mucize bir mantar tanıtımı. İnternetten ısmarlayabilirsiniz. Yine çok izlediğim bir kanalda ve gazetelerde, belli ki iyi soruşturulmadan verilen Almanya’daki bir tıp merkezinde kanser aşısı haberi. Bu eksik ve yanlış bilgi hakkında 20 Mayıs tarihli “Bilim Teknoloji”de aydınlatıcı bir yazı var. Medya böyle umut veren haberlere ulaştığında durup bir “acaba” demiyor. Şunu güvenilir bilim insanlarına soralım demiyor. Çok yazık. On binlerce insan olmadık umutlara kapılıyor, yollara düşüyor, büyük paralar harcıyor. Önceki yazımda Anadolu Üniversitesi’nin güzel bir girişiminden, bir projesinden söz etmiştim. Bu tür yayınları izlemek mercek altına almak ve denetime tabi tutmak amaçlanıyor. Ancak yapılan toplantıda yer alan RTÜK üyesi Tarım Bakanlığı temsilcisi, Tabipler Birliği temsilcisi ve basın mensuplarının ifadelerinden bunun çok zor olduğu sonucunu çıkardım. Halkımız da yazık ki kendini bu tür yayınların aldatıcılığından koruyacak bir bilinç düzeyinde değil. Yine de bu projenin başarısının etkinlik kazanmasını diliyorum. Bu arada İzmit’ten ilginç bir haber geliyor. Prof. Onur Hamzaoğlu o çevrede anne sütü ve bebek dışkılarında ağır metaller bulunduğunu bildiriyor. Kanser vakalarının burada beklenenden 3 kat fazla olduğunu saptıyor. Belediye başkanı bu iddiaları ciddiye alıp araştıracağına Prof. Hamzaoğlu için suç duyurusunda bulunuyor. Tıpkı Kütahya’daki siyanür sızması olayında olduğu gibi halk sağlığını ilgilendiren bir konuda yersiz bir çatışma. Ümraniye’ye 330 yataklı hastane İstanbul Haber Servisi İstanbul İl Özel İdaresi İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İPKB), Ümraniye’ye 330 yatak kapasiteli Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yapıyor. İPKB, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık (İSMEP) Projesi kapsamında Ümraniye’ye 208’i çocuk, 127’si kadın olmak üzere 335 yatak kapasiteli Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yapılacağı açıklandı. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bahçesine mevcut hastanenin işleyişini kesintiye uğratmadan yapılacak hastanenin yaklaşık 100 bin metrekare kapalı alana sahip olacağı, mevcut hastane ile bağlantı yer üstünde peyzaj destekli yaya dolaşım alanları ile sağlanacağı ifade edildi. Yeni hastanede 3 katlı, 505 araç kapasiteli yeraltı otoparkının olacağı bilgisi de verildi. Türkiye’deki operasyonlar çok başarılı olsa da nakil sayısı yetersiz Sistem aksıyor Sağlıkta kapitalist bir model dayatılıyor. Kılavuzumuz dünya bankası. Az gelişmiş, insanların sağlık konusunda yeterince bilinçli olmadığı bir toplumda koruyucu hekimlik geri planda. Bütçeden sağlık harcamaları daha çok tedavi ve ilaçlara gidiyor. Hastalıkların üretimi artıyor. Hastaların ödediği katkı payları da artıyor. Performans hasta bakımının kalitesini düşürüyor. Üstelik bu sistem tıp fakültelerinde de geçerli kılınıyor, SGK ödediği faturaların yüzde 30’u özel hastanelere gidiyor. Altyapı olmadan yeni tıp fakülteleri açılıyor. Yineliyorum, böyle bir ülkede öncelik koruyucu hekimlik olmalı idi. Ama bu yapıda, bütün bunların bu yanlışlıkların doğru bir şekilde algılanıp rasyonel önlemler alınmasını beklemek yazık ki olası değil. [email protected] Not: Bunca yurtseverle birlikte parasız eğitim istedikleri için hapiste olan Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzeri düşünen insanların ruh sağlığı yerinde olabilir mi? 60 bine yakın kişi böbrek bekliyor İstanbul Haber Servisi Türkiye’de yaklaşık 60 bin kişi böbrek nakli için sırada bekliyor. Uzmanlar, ülkemizde böbrek nakli konusunda yeterli uzman ve altyapı olmasına karşın, nakillerin halen istenilen düzeyde olmadığını belirterek “Nakil sayılarının yetersiz olmasına karşın ameliyatlar konusunda Türkiye çok başarılı ve yurtdışından çok sayıda hasta ülkemize geliyor” dediler. Ülkemizde böbrek nakli bekleyen hasta sayısının 2016’da 100 bine çıkacağı tahmin ediliyor. 2009’un ilk 6 ayında canlı vericilerden toplam 1044 böbrek nakli yapılmasına karşın, beyin ölümü gerçekleşenlerden yapılan böbrek nakli sayısının yalnızca 255 olduğu belirtiliyor. 2010’un ilk 6 ayında ise canlı vericilerden yapılan nakil sayısının 1055, beyin ölümü gerçekleşenlerden alınan böbreklerle yapılan nakil sayısının ise 170 olduğuna dikkat çekiliyor. Doç. Dr. Şinasi Sevmiş, ülkemizin her bölgesinde son derece tecrübeli cerrahlar ile son teknolojik cihazlarla donatılmış organ nakli merkezle Sağlığına kavuştu Böbrek nakli için Makedonya’dan İstanbul’a gelen ve ameliyat olan Nuriye Zekijiri (31), sağlığına kavuşarak ülkesine döndü. İstanbul’da yaşayan akrabalarının böbrek nakli ameliyatlarında Türkiye’nin iyi bir yerde olduğunu söylemesi üzerine İstanbul’a geldiğini anlatan Zekijiri, yapılan tahlil ve tetkiklerin ardından uygun böbreği Mexime Latifova’dan (65) aldığını, ameliyatın Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Şinasi Sevmiş ve ekibince gerçekleştirildiğini kaydetti. Yapılan operasyonlarda başarı oranı yüksek Mardin’in Midyat ilçesinden stanbul’a gelen Selman Gözcü’ye, International Hospital Organ Nakli Merkezi’nde Prof. Dr. Alihan Gürkan tarafından gerçekleştirilen bir operasyonla annesi Abuzad Gözcü’nün bağışladığı böbrekle nakil yapıldı. 18. ULUSLARARASI D Ş HEK ML Ğ KONGRES UZUN YAŞAMIN SIRRI rinin olduğunu belirterek “Bu merkezlerde elde edilen başarı oranları dünyadaki en gelişmiş merkezlerle aynı, hatta daha iyi seviyededir. Maalesef aynı sözleri organ bağışı için söyleyemiyoruz” dedi. Batı ülkelerinde milyon başına yıllık bağış oranının yüzde 2040 ara sında olduğunu, bu oranın ülkemizde yüzde 3’lerde kaldığına da dikkat çeken Sevmiş, şunları söyledi: “Bu nedenle kadavra sırası bekleyen hastaların büyük bir çoğunluğu ülkemizde kadavradan organ bulamadan hayatlarını kaybetmektedirler.” Hekimler mutsuz İstanbul Haber Servisi Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Genel Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin kamu ile sınırlandırılmasının hekim ve hasta ilişkisini olumsuz etkilediğini belirterek, “Kamudaki iş yükü fazlalığı nedeniyle hasta nitelikli sağlık hizmeti alamıyor, hekimler ise mutsuz” dedi. TDB’nin düzenlediği “18. Uluslararası Diş Hekimliği Kongresi” önceki gün Haliç Kongre Merkezi’nde başladı. Çok sayıda yabancı ve tanınmış hekimin katıldığı kongre bugün sona erecek. Kongre ile ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Taner Yücel, Türkiye’de 2000 yılından sonra diş hekimliği fakültelerinin sayısının arttığını, bugün 38 diş hekimliği fakültesinin olduğunu belirterek “Dramatik bir artış ile karşı karşıyayız. İnşallah açılan bu fakültelerde istihdam ve altyapı tamamdır, öğretim üyeleri eksikliği yoktur” dedi. Yücel, kamuda istihdam edilen diş hekimlerinin 6 bin 400, serbest muayenelerde çalışan hekimlerin ise 13 bin 800’lerde olduğunu anımsatarak “Kamuda çalışan hekimlerin büyük çoğunluğu sözleşmeli ve güvencesiz çalışıyor. Kamuda, hekimler performansa dayalı ücretlendirme sistemi ile karşı karşıya kalıyorlar. Bir hekim günde 5060 hastaya bakabiliyor. Bu hem hastaların nitelikli sağlık hizmetini engelliyor, hem de diş hekiminin çok fazla yükle muhatap olmasına neden oluyor” dedi. Sedefte balıkla tedavi Egzersiz çok önemli İstanbul Haber Servisi Nutriway Sağlık ve Egzersiz Uzmanı Sean Foy, sağlıklı ve uzun bir hayat için doğru beslenme kadar egzersizin önemli olduğunu söyledi. Foy, kendi geliştirdiği ve P.L.A.Y. olarak adlandırdığı formülü fiziksel aktivite, güçlendirme hareketleri, aerobik egzersizi ve gençlik direnci olarak açıkladı. 4.3.2.1 sistemi ile ilgili de Foy, “Günde 10 dakika ayırarak fit ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak mümkün. 4 dakika hızlı tempoda aerobik hareketleri, 3 dakika dayanıklılık egzersizleri, 2 dakika kas güçlendirici hareketler ve 1 dakika da gevşeme hareketleri ile toplamda 10 dakika ayırarak kendinizi daha zinde ve daha rahat hissedebilirsiniz” dedi. ENFEKS YONA NEDEN OLAB L R İstanbul Haber Servisi Hacettepe Üniversitesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nilgün Atakan, şiddetli seyreden sedef hastalarının yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve kolesterol gibi damarsal hastalıkların yanı sıra lenfoma türü kanserler, obezite ve diyabet gibi hastalıklara daha yatkın olduğunun görüldüğünü söyledi. Atakan, sedefin bulaşıcı bir hastalık olmadığını ancak ailesinde sedef olan kişilerde bu hastalığın daha sık görüldüğü bilgisini verdi. Sivas’ın Kangal ilçesindeki Balıklı Göl’ün sedef hastaları tarafından umut olarak görüldüğünü de anımsatarak, “Hastaları uyarıyoruz. ‘Hijyen koşullarının çok uygun olmaması nedeniyle kan yoluyla bulaşan hastalıkların yayılmasına neden olabilir mi’ endişesi taşıyoruz” dedi. Erken teşhis hayat kurtarıyor Türkiye’de gerçekleştirilen araştırmaya göre kadınların büyük bir bölümünün meme kanserine karşı kontrol anlamında hiçbir önlem almadığı ortaya çıktı. İstanbul Haber Servisi Türkiye’de gerçekleştirilen meme kanseri araştırmasının sonuçlarına göre, kadınların yüzde 85’i meme kanserinde erken teşhisin öneminin farkında, ancak yüzde 64’ü meme kanserine karşı kontrol anlamında hiçbir önlem almıyor. “Avon Meme Kanseri Araştırması” verilerine göre, Türkiye’de her 3 kadından birinin ailesinde meme kanseri geçirmiş biri bulunuyor. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk dünyada 25 milyon kanserli bulunduğunu ve her yıl yaklaşık 13 milyon kişinin kansere yakalandığını söyledi. Kutluk, dünyada her yıl yaklaşık 1.5 milyon kadına meme kanseri teşhisi konulduğunu ve kadın kanserlerinde birinci ölüm nedeninin meme kanseri olduğunu kaydetti. Avon Pazarlama Grup Müdürü Çağla Özdoğan ise kadınların meme kanserinin erken teşhis edildiğinde yüzde 68 oranında iyileşeceğine inandığını anımsattı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle