15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 6 N SAN 2011 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Eski ÖSYM Başkanı Eres Söylemez, sınav skandallarını Cumhuriyet’e değerlendirdi ‘Organize bir durum var’ EM NE KAPLAN Başımıza Küller... Koyu bir karanlığın içine girmek üzereyiz. Dünya bir kırılma noktasına gelmek üzere değil, geldi. Gökyüzü kirlendi. Gördüğünüz bulutlar Nâzım Hikmet’in yıllar önce anlattığı bulutlardır. Japonya’ya uzaktan bakıp teselli bulmayın, tehlike hemen yanı başınızda, içinizdedir. Geçmişini ve geleceğini yok etmekte insandan daha ustası yok, gururdan çatlamak üzereyiz. Tarih, artık tarih olmaktan çıktı, çanak çömlekten ibarettir. Kazdığımız tünellerin içinden çıkan tarihe bir baksak, belki de dünya daha az kirlenir, ama kime ne ki bundan... Ekonominin yalnızca genel değerlerinden yola çıkarak uydurulan “büyüme” kavramıyla idare edip gidiyoruz işte. Eskiden “kalkınırdık” ve kalkınırken gelir dağılımının durumunu sorgulardık. “Neden” dediğimiz anda ütopyamız başlardı yeşillenmeye. Ama şimdi bize sorunun da, yanıtın da demode olduğunu söylüyorlar. Savaşın siyasetin bir biçimi olduğunu biliyorduk da, siyasetin tümüyle savaşa dönüştüğünü, her silahın mubah sayıldığını yeni öğrendik. Bulduğumuz her şey, tüm icatlarımız kötülüğün eline geçti. Seslerimizi dünyanın öbür ucuna aktaran harikulade şey artık korkulu rüyamızdır. Bütün zamanların hiç eskimeyen, insanı insan yapan, insanın kendiyle birlikte hayat bulan can suyunu, müziği sakladığımız çoğalttığımız CD’lerimizi bile “suç aletine” dönüştürmeyi başardılar. Toplayıp götürüyorlar. Kirlenme her yerdedir. Göklerden üstümüze inmiyor, bizden gökyüzüne yükseliyor. Ve en sonunda doğa ayaklandı işte. Doğa, kendine ihanet eden insana isyan ediyor. Orasını burasını dürtükleyip duran insana, “artık yeter!” demesinin nedeni bellidir. Doğayla barışık olmayanların birbirleriyle de barışık olamayacağını unuttuk. Savaşı barış sanıyoruz. Hayatı tüketen tuhaf bir savaşın yüksek adrenalini ile kendimizden geçmiş durumdayız. İkiyüzlülüğümüz tarih kadar eskidir, ama artan bilgi ve görgümüzle, yükselen “uygarlığımızla” onda da harikalar yaratıyoruz. Devletler ikiyüzlülüklerini gerekçelere sığınmadan ifşa ediyorlar artık. Ortadoğu’da giriştikleri pespaye savaşı “çıkarlarımızın ve değerlerimizin gereğidir” diye savunan ABD Başkanı Obama en son, çıplak örneklerden biri değil mi? İnsanlığın bu hale gelmesinin, ikiyüzlülüğe teslim olmasının nedeni rüyasını, ütopyasını yitirmesidir. Yaptığı, yarattığı iyi ne varsa elinden alındı, kahramanları unutturuldu. Aptal kutusunun içinde erittikleri beyinlerimiz artık çalışmıyor. “Dikkat tehlike” diye bağıranı, “tehlikelidir” diye damgalayıp bunun için zindana tıkıyorlar. Çare ütopyayı yeniden canlandırmaktan başka bir şey olabilir mi? Yeniden devrim için uğraşmak, yurtseverliği devrim için harekete geçirmekten; siyasal iktidarı gökyüzünü, hayatı kirletenlerin elinden almaktan başka çare var mı? İkiyüzlülüklerini yüzlerine çarpmak istiyorsak, demokrasilerinden, bu en büyük yalanlarından başlamak zorundayız. İnsana değmeyen “büyümelerinden” yola çıkmak durumundayız. Nasıl bir dünya istediğimizi amasız, fakatsız anlatmak ihtiyacındayız. Zaman daralıyor, kısalıyor. Boyutları istila edilmiş zamanın kendi diyalektiğine dönebilmesi için hemen harekete geçmezsek çok, ama çok geç olacak. Bunun için bir an önce ütopyamızın, insanoğlunun kurguladığı en mükemmel hayatın ateşini yeniden yakmalıyız. Külün altında kalan korları üfleyip canlandırmanın zamanıdır. Yoksa kirlenen gökyüzünden daha başka küller de yağacak, derin, ölümcül bir uyku inecek üstümüze. ANKARA Prof. Dr. Ali Demir’in ÖSYM Başkanlığı’na getirilmesiyle birlikte üniversite sınavlarında terkedilen “10 soru kitapçığı” uygulanmasının mimarı eski ÖSYM Başkanı, ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Eres Söylemez, her adaya özel soru kitapçığı uygulamasını anlamakta güçlük çektiğini, polis Koleji sınavıyla başlayan bir süreç yaşandığını vurgulayarak, “Asıl açıklanması gereken bu. Öyle sorulardan çıkan bir sorunla karşı karşıya değilsiniz. Organize bir durum var gibi” dedi. Eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Eres Söylemez, 16 yıl önce sınavla ÖSYM’nin uygulamasına son verdiği 10 soru kitapçığının mimarı Prof. Dr. Eres Söylemez, ‘Sorulardan kaynaklanan bir sorun yok’ dedi. Söylemez, “Sonsuz kitapçık yapılması da mümkün. Ama bunun nedenini anlamış değilim. Yapanlar bilebilirler ama ben bilmiyorum” dedi. rın A ve B olmak üzere iki soru kitapçığıyla yapıldığını, ancak Güneydoğu’da bir ilde doğru şıkların anons edildiği bilgisi üzerine 10 ayrı soru kitapçığı uygulamasına geçildiğini söyledi. İlk yıl bu sistemde biraz zorlandıklarını, ancak daha sonra sistemin iyi oturduğuna dikkat çeken Söylemez, bugün her aday için 1.7 milyon soru kitapçığı basıldığını belirterek, “Sonsuz sayıda kitapçık yapılması da mümkün. Ama bunun nedenini anlamış değilim. Yapanlar bilebilirler ama ben bilmiyorum” dedi. Kopyanın soru ya da soru kitapçığıyla bir ilgisinin olmadığını kaydeden Söylemez, “Kopya iddiaları başka türlü. Polis Koleji sınavıyla başlayan bir sınav süreci var orada. Asıl açıklanması gereken o. Öyle sorulardan çıkan bir sorunla karşı karşıya değiliz. Organize bir durum var gibi. İnsanlarda da böyle bir his oluştu. Yoksa soru kitapçığı ve soru sayısıyla ilgili bir problem değil” diye konuştu. Daha önce sınav sorularını bir ekibin hazırladığını, pedagojik olarak soruların nasıl sıralanacağına bakıldığını kaydeden Söylemez, “Bir silsilesi vardı, hesaplıyorlardı. Ona göre hazırlıyorlardı. Gelişigüzel soruları koyma şeklinde değildi” dedi. Son sınavdaki şifreleme iddialarıyla ilgili olarak Söylemez, artık bilgisayarla herşeyi yapmanın mümkün olduğunu belirterek, “Eğer bunu bilgisayarla yapıyorsanız, bunun güvenliğini sağlamak için de büyük bir çalışma yapılması gerekir” dedi. ÖSYM’nin çok önemli bir kurum olduğunu, yıpratılmaması gerektiğini vurgulayan Söylemez, ÖSYM Başkanı Ali Demir’in açıklamalarının kendisini tatmin etmediğini söyledi. Söylemez, “Bütün hikâye Polis Koleji sınavıyla başladı. ÖSYM’ye senelerini vermiş, uğraşan arkadaşlarımız zan altında kalıyorlar. Çünkü uzun süredir bu konuda bir soruşturma yürütülüyor, ama sonuç alınamıyor. Asıl sıkıntı oradan kaynaklanıyor. Bunların açığa çıkarılıp suçlu varsa suçluların cezalandırılması çok önemli. Güzel bir kurumu hep birlikte mahvediyoruz, hepimizin çok dikkatli olması gerekiyor. Çok yazık olacak. Kişiler geçicidir, ama kurumların kalıcı olması gerekir” diye konuştu. Soru kitapçıklarındaki soru ve seçenek dizilişini kurumun yapmadığı ortaya çıktı ÖSYM işini Meteksan’a yaptırmış KIVANÇ EL ANKARA YGS kitapçıklarını tek başına hazırlaması gereken ÖSYM’nin sadece soruları seçtiği ve kitapçıklardaki soru ve seçenek dizilişini kendisinin yapmadığı ortaya çıktı. Bu yıl algoritma oluşturulmasının sadece ÖSYM’de değil Meteksan’da yapıldığı kaydedilirken bütün soruların dizini de Meteksan’da yapıldığı ortaya çıktı. Basına dağıtılan kitapçığın kendileri tarafından hazırlandığını ve hiçbir adaya verilmediğini savunan Meteksan Genel Müdürü Bilal Altın, ÖSYM’nin hazırladığı master kitapçığın ise sadece 1000 görme engelli adaya gönderildiğini söyledi. Dün bir basın toplantısı düzenleyen Altın, Cumhuriyet’in gündeme getirdiği optik eşleştirme ve okuma işlemlerini neden ÖSYM değil de Meteksan’dan gelen ekibin yaptığına ilişkin soruya “Bunlar idari karar, cevap veremem bana sormayın” demekle yetindi. Önceki dönemlerde 10 kitapçığın ÖSYM içerisinde hazırlandığı ve sadece baskı için Meteksan’a gönderildiği kaydedildi. Bu yıl ise ilk defa ÖSYM’nin sadece master kitapçığı hazırladığı, 1.7 milyon kitapçık ve cevap anahtarının ise ÖSYM tarafından geliştirilen algoritma ile soru ve seçenek diziminin Meteksan’da yapıldığı belirtildi. Şifre iddialarında önemli olanın sorular ve cevapları değil algoritma olduğu düşünüldüğünde ÖSYM’nin algoritmayı neden kapalı devrede kimseye daha sonra sızdırma ihtimali doğmadan hazırlamadığı sorusu da gündeme geldi. Bilal Altın, her sınavda farklı algoritma uygulamadıklarını ÜDS ve YGS’de aynı algoritmanın uygulandığını ifade etti. Soruların basılma aşamasını anlatan Altın, “Dışarıda soruları bilen yok. Kişiye özel kitapçık kapalı bölümde ÖSYM’den gelen master kitapçık ile hazırlandı” dedi. Her adayın soru kitapçığının farklı olduğunu ancak görme engelli 1000 aday için master kitapçıkla aynı tek kitapçık hazırlandığını ifade eden Altın şunları söyledi: “Her bir adaya ayrı bir soru kitapçığı üretilmiştir ve bunun için her bir adayın bir cevap anahtarı vardır. Fakat görme özürlü bin civarındaki aday için, kanun gereği, 14 punto özel soru kitapçıkları hazırlanmıştır. Bu 14 punto soru kitapçıkları, ÖSYM’nin getirdiği soru metni üzerinden büyütülerek yapılmış ve sorular karıştırılmamış. Dolayısıyla, bin civarındaki görme özürlü adaylar için tek tip soru kitapçığı kullanılmıştır ve bu adı geçen ‘master’ dediğimiz soru kitapçığıdır. Basın için hazırlanan kopyada ise görme engellilerle basına verilen kopyanın aynı olmaması için bizim soruların yerini aynı bırakıp sadece cevap seçeneklerini değiştirerek, başka bir ‘master’ yaratmak istememizden kaynaklanmıştır” Basına verilen kitapçığı sınavdan 1 gün önce hazırladıklarını ifade eden Altın, suçu üzerine alarak, “Bir suçlu arıyorsanız evet biziz. ÖSYM talimat verdi biz de hazırladık. Şifre oluşturalım da ortamı gerelim, huzursuz edelim diye amaç yok” dedi. Altın, kitapçık ile adayın eşleşmesini de Meteksan’da bilgisayarların yaptığını söyledi. Basına dağıtılan kitapçıkların başka adaylara verilmediğinin garantisi olup olmadığı ve bunun nasıl inceleneceğine ilişkin bir soruya Altın, “O kişileri bulun. İsmini alın, çıkartın... Ben mi bulayım. 1.7 milyon aday var” dedi. Bu arada master soru kitapçığını yayımlayan ÖSYM’den yapılan açıklamada, kurumu yıpratıcı yayınların önüne geçmek ve adayların tereddütlerinin bitmesini sağlamak için soru kitapçıklarının oluşturulmasında esas teşkil eden master kitapçığın kurumun internet sitesinde yayımlandığı kaydedildi. Açıklamada, 500 bine yakın soru kitapçığının internetten yayımlandığı belirtilerek “Henüz basına verilen soru kitapçığı ile çakışan herhangi kitapçık tespit edilememiştir” denildi. Eşme: Kaygı giderilmedi Eski YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme, sınavda bazı salonlarda harem selamlık uygulaması yapılmasının dikkat çekici olduğunu belirterek “Bununla ilgili hiçbir doyurucu açıklama yapılamadı. Bu uygulama ÖSYM’deki yetkililerin bazı manipülasyonları yapabileceği kaygısına yol açıyor” dedi. Herkese ayrı soru kitapçığı uygulamasını da eleştiren Eşme, “Uygulama ayrımcılık yaratan manipülasyonlara açıktır. Pedagojik yönden çok sakıncalıdır. Sınava yönelik kaygılar giderilememektedir” dedi. Eski Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan da, “Adaya özel soru sorulması teknik ve pedagojik olarak mümkün değil. Adaya özel kitapçık beraberinde bir sürü şüpheyi getirir” dedi. TGB’den suç duyurusu Türkiye Gençlik Birliği’nin (TGB) liseli üyeleri, YGS hakkındaki iddialarla ilgili suç duyurusunda bulundu. TGB üyeleri Ankara’da adliye önünde yaptıkları açıklamanın ardından suç duyurusu dilekçesini başsavcılığa verdi. stanbul’da ise Beşiktaş’taki FEM Dershanesi önünde toplanan TGB üyeleri, binaya “Fethullah Gülen’li yeni dönem LYS şifreleri gelmiştir” yazılı pankart asmak istedi. Polis gruba müdahale ederek pankarta el koydu. ÖSYM’nin önünde toplanan Halkevleri üyeleri de ÖSYM ve YÖK başkanlarını istifaya çağırdı. Grup, “Kılıfın adı: Tatmin oldum” yazılı afişi, ÖSYM’nin demir parmaklıklarına astı. Dershanede ne anlatıldı? YGS’den 2 gün önce Ankara’da bazı adaylara gönderilen cep telefonu mesajında “sınavda mod ve medyan ile ilgili soru çıkacak” denildiği iddia edildi. Bunun üzerine dershane öğretmenlerine danışan adaylar, “Kesinlikle çıkmaz konular eski” yanıtını alsa da bazı dershanelerde sınavdan 2 gün önce “Mod ve medyan” konusunun anlatıldığı iddia edildi. Öğrencilerin dershanelere toplanarak 2 gün önce ne anlatıldığı da merak konusu oldu. Ayrıca Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde sınava giren bazı adayların soru kitapçıklarının poşette değil açık olduğu, ancak bu konuda tutanak da tutulmadığı ileri sürüldü. ‘Kitapçık yayımlandı’ EMN YET DE Ş FREYLE ÇÖZDÜ AL CAN ULUDAĞ ANKARA YGS şifreli kopya iddialarıyla ilgili incelemesini sürdüren bilişim uzmanı polisler, öğrencilere dağıtılan bazı kitapçıklarda çakışma yöntemiyle çözülen sorulara rastladı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Büro Amirliği’ne bağlı uzman bir ekip kitapçıklar üzerindeki incelemesine dün başladı. İlk değerlendirmede bazı soruların şifreleme usulüyle çözülebileceği saptandı. Kaç sorunun şifre yöntemiyle doğru bilindiği ve bunun anlamlı bir değer taşıyıp taşımadığı sır gibi saklanıyor. Emniyet bu yönde hazırladığı ön bilgi notunu Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Şadan Sakınan’a gönderdi. Sakınan, soruşturmayla ilgili görüşmek isteyen basın mensuplarına, “Yeğenim de sınava girdi. İptal edilip edilmediğini merak ediyor. Ona bile bilgi vermiyorum” dedi. Bir skandal da Tunceli’de TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli’de YGS’nin yapıldığı Vali Mehmet Ali Türker İlköğretim Okulu’ndaki bir sınıfta, sınavdan bir gün sonra bir öğrenciye ait soru kitapçığı ve cevap kâğıdı bulundu. YGS’nin ardından pazartesi sabahı okula gelen öğrencilerin bulduğu soru kitapçığı ve cevap kâğıdı okul yönetimi tarafından ÖSYM Temsilcisi Muharrem Binici’ye teslim edildi. Kitapçık ve cevap kâğıdı kentteki Sınavlar Koordinatörü Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Durmuş Boztuğ’un talimatıyla posta ile ÖSYM’ye gönderildi. ARGE YÖNET C S KILANÇ ‘ÖSYM istediğine iltimas yapabilir’ Haber Merkezi İstanbul Kültür Üniversitesi ARGE Merkezi Yöneticisi Burak Kılanç yaptığı değerlendirmede, ÖSYM’nin cevaplarda algoritma kullanıldığını öngörenler için şifrenin fark edileceğine dikkat çekti. Kılanç, her adaya ayrı soru kitapçığı hazırlanması durumunda soru ve cevap dizininde algoritma kullanıldığını dolayasıyla bunu öngörenlere karşı ÖSYM’ nin şifreyi zorlaştırarak önlem almış olması gerektiğini anlattı. Kılanç, “ÖSYM’nin elinde istediği kişiye istediği iltiması yapma gücü vardır. Bilişim teknolojisi anlamında bu mümkündür. ÖSYM’nin benimsediği algoritmanın ne olduğunun sınav öncesinde ÖSYM dışına sızıp sızmadığı soruşturulmalıdır. Algoritma, sınav öncesinden ÖSYM dışına sızmamış olsa bile, her kişiye özel soru kitapçığının hazırlanacağı ÖSYM tarafından kamuoyu ile paylaşılınca, bu konuya kafa yoran bazı dershane öğretmenleri, cevapların bir algoritma ile sıralanacağını önceden düşünmüş ve sınav öncesinde kendilerince bazı şifre çözümleri üretmiş olabilirler” dedi. ‘YGS’de şifreleme söz konusu değil’ Bakan Nimet Çubukçu eski ÖSYM Başkanı Yarımağan’ın ‘Her adaya farklı kitapçık uygulaması yanlış’, ‘korkumdan 8 ay sustum’ gibi açıklamalarının ‘insafsız suçlamalar’ olduğunu söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, “YGS’de şifreleme veya birilerinin kayırılmasının söz konusu olmadığını” savundu. Çubukçu, YGS ile ilgili iddialarda bulunanların, mahcup olacakları, utanacakları sonuçlarla da karşılaşabileceklerini söyledi. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’in konuya ilişkin tüm iddiaları açık yüreklilikle yanıtladığına inandığını ifade eden Çubukçu “Bundan bir siyasi sonuç çıkarmak, bundan bir kâr elde etmeye çalışmak hiçbir şekilde insafla bağdaşmıyor” dedi. Demir’in, taraflı davrandığını ya da adaleti zedeleyecek bir tutum içinde bulunduğunu iddia etmenin, insafsızlık olduğunu söyleyen Çubukçu, Demir’in iddialara ilişkin açıklamalarının tatmin edici olduğunu da kaydetti. ‘Önce kendi hesabını vermeli’ Eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan’ın konuyla ilgili yaptığı “her adaya farklı kitapçık uygulaması yanlış”, “korkumdan 8 ay sustum” gibi açıklamaların son derece “insafsız suçlamalar” olduğunu, Bakan olarak 2 yıl süreyle çalıştığı Yarımağan ile sadece KPSS’de yaşanan hadiseden dolayı görüştüğünü söyleyen Çubukçu, “Aradığımda, ‘bu iddialar çok ciddi, bu konuda hangi hususlar var ise hızla sonuçlandırın’ dedim. Beni 2 gün sonra aradı ve ‘bu sınavda 350 kişi konusu ta Bakan Nimet Çubukçu. mamen tesadüf’ dedi ama ortaya çıktı ki sınavda sorular sızdırılmış. Soruşturma açıldığında gördük ki ÖSYM’de sınav güvenliğini sağlayacak tedbirler alınmamış” dedi. Yarımağan’ın açıklamalarını “çok vahim” bulduğunu ifade eden Çubukçu, Yarımağan döneminde ciddi bir skandal yaşandığını anımsatarak, “Her şeyden önce bunların cevabını kamuoyuna vermeden, kendini bu açıdan temize çekmeden bu açıklamaları yapması, yerli yerinde değil” dedi. Çubukçu, iddiaların gerçek dışı olduğunu ileri sürerek, “Şifreleme söz konusu değildir ve olamaz da. Belli ki bu konuda bir çıkarın peşinde olanlar var. Hiç kimse çocuklarımız, gençlerimiz üzerinden hiçbir şey ummasın” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle