25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 18 N SAN 2011 PAZARTES ekonomi@cumhuriyet.com.tr 12 EKONOMİ 413.5 milyar Avro’yu bulan dış borcunu yapılandıramayan Yunanistan her şeyini masaya koydu Varını yoğunu satıyor MURAT LEM ATİNA Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Yunanistan Telekominikasyon Kurumu (OTE), Yunanistan Elektrik Kurumu (DEİ), Yunanistan Su ve Kanalizasyon Kurumu (EYDAP), Yunanistan Ziraat Bankası (ATEbank) gibi birçok KİT kuruluşunun 2015 yılına kadar satılacağını bakanlara bildirdi. KİT’lerin yanında, bazı adalar, havaalanları ve limanlar satışa çıkarken, silahlı kuvvetler de krizden nasibini aldı. Bu amaçla ülke genelinde başta acemi eğitim merkezleri olmak üzere tugay, tümen seviyesinde birçok birlikte küçülmeye gidiliyor, uçaklar azaltılıp gemiler ve tanklar jilet yapılıyor. Küresel ekonomik krizin ilk etkilediği ülkelerden olan Yunanistan’da dış borçların artması, devlet tahvillerinin uluslararası alanda ilgi görmemesi, genel grevlerin boyut kazanması, ülkeyi batma nok Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Yunanistan Telekomünikasyon Kurumu (OTE),Yunanistan Elektrik Kurumu (DE ), Yunanistan Su ve Kanalizasyon Kurumu (EYDAP), Yunanistan Ziraat Bankası (ATEbank) gibi birçok K T kuruluşunun 2015 yılına kadar satılacağını bakanlara bildirdi. K T’lerin yanında, bazı adalar, havaalanları ve limanlar satışa çıkarken, silahlı kuvvetlerde krizden nasibini aldı. Bu amaçla ülke genelinde başta acemi eğitim merkezleri olmak üzere tugay, tümen seviyesin de birçok birlikte küçülmeye gidiliyor, uçaklar azaltılıp gemiler ve tanklar jilet yapılıyor. tasına getirdi. İktidara geldiği günden bu yana ülkesinin kredibiletisini yükseltebilmek için büyük çaba harcayan Yorgo Papandreu başbakanlığındaki PASOK hükümeti ise çareyi ne var ne yok satmakta buldu. Önceki gün yapılan bakanlar kurulu toplantısına satış yapılacak olan kuruluşların dosyaları ile gelen Papandreu, bu konuda kararlı olduğunun altını çizdi. Basında yer alan haberlere göre ilgili bakanlara iletilen ve satışı istenen kuruluşlar arasında Yunanistan Telekomünikasyon Kurumu (OTE), Yunanistan Elektrik Kurumu (DEİ), Yunanistan Su ve Kanalizasyon Kurumu (EYDAP), Yunanistan Ziraat Bankası (ATEbank) gibi birçok KİT kuruluşu bulunuyor. Bakanlardan söz konusu kuruluşların en geç dört yıl içinde satılması için gerekli çalışmaların hemen başlatılması da isteniyor. ğı belirtildi. Merkez Bankası tarafından açıklanan söz konusu dış borç miktarı ülkenin tarihindeki en yüksek borç rakamı olarak kabul ediliyor. ABIMFAvrupa Merkez Bankası (Troyka) ile varılan anlaşma gereği bir kısmı alınan kredilerin geri ödenememe tehlikesi ise daha şimdiden giderek artıyor. Bu konuda ilgili Troyka yetkililerinin yaptıkları açıklamalar dikkate alındığında, Yunanistan’ın borç ödemelerini yeniden yapılandırma konusundaki istemi şimdilik kabul edilmediği gibi, hükümetten daha sert ekonomik tedbirler alması Her alanda küçülüyor İktidara geldikleri iki yıldan bu yana dış boçların sürekli olarak artması, Papandreu hükemetini endişelendirirken son verilere göre ülkenin dış borcunun son bir yıl içinde 44 milyar Avro daha artarak 413.5 milyar Avro’ya ulaştı da istendi. Bu durumu dikkate alan Başbakan Yorgo Papandreu ise KİT’lerin yanında, Türkiye’ye uzak (problem yaratılmasını istemiyor) bazı adalar, havaalanları, limanlar ile kamuya ait değerli arazilerin acil satılması konusunda ilgili bakanlara kesin emir verdi. Bununla da yetinmeyen PASOK hükümeti, borçların artmasında büyük etkisi bulunan silahlı kuvvetlerin küçültülmesi için düğmeye bastı. Bu amaçla ülke genelindeki birçok acemi yetiştirme birlikleri kapatılıyor. Tugay, tümen seviyesinde ana karada yayılmış yaklaşık 800 birlik birleştirilip 500’e indirilecek. Ayrıca personel sayısında önemli azaltmalar yapılacak ve en az sekiz bin subay acilen emekli edilecek. Uçak sayılarındaki azaltmalarla sürecek olan küçülme, deniz kuvvetlerinde aktif görev yapmakta zorlanan gemilerin jilet yapılması ile devam edecek. Hekim Grevini Destekleyelim… İnsan sağlığı üstünden kâr biriktirmek amaçlı, “kapitalist tıp modeli”nin Türkiye’deki uygulaması, sağlık sistemini de allak bullak etti. Kılavuzu Dünya Bankası olan “Sağlıkta Dönüşüm” adlı operasyon, halka daha çok sağlık hizmeti verme görüntüsü altında, halkın sağlık için cebine elini daha çok sokuyor. Çoğu halktan alınan vergiprim kaynaklarını sağlık üstünden özel hastanelerin, ilaç ve medikal sanayisinin cebine dolduruyor.(*) Derinleştirilen sağlık pazarının sömürülenleri ise sağlık çalışanları... AKP iktidarı, böbürlenerek sağlık harcamalarının milli gelirin yüzde 67’sine kadar çıkarıldığından dem vuruyor. Bunun nesi ile övünüyorlar? Bütçesini daha çok tedaviye, ilaca harcamak durumunda kalmış bir toplum, hastalıklı bir toplum demektir. Harcamayı, hastalıktan korunmaya, yani “koruyucu hekimlik” için yaparsanız, o zaman gerçekten sağlık için harcama olur. Hızla hastalık üreten bir bataklığa göz yumup, sonra, oradan hastalananlara ilaç ve tedavi için para harcamanın nesiyle övünülür? İşte Türkiye bu noktaya getirildi. TC kimlik numarası ile her sağlık kurumuna gidebilirsiniz, denildi. Peki sonra? Önce hasta açısından bakalım: Akın akın gidiliyor hastaneye, giriş serbest ama sonra? Doktor şipşak muayene ediyor, dinleyemiyor, ilgilenemiyor. Çünkü, hasta çok ve doktora denilmiş ki, şu kadar hasta muayene etmezsen, şu parayı hak edemeyeceksin. Üstelik, hasta, üstünkörü muayeneye bir de katkı parası ödemeye mecbur edildi. Yazılan ilacı alırken de cepten para çıkıyor. Hasta başvurusu arttıkça, cepten sağlığa giden para da artıyor. Gelelim sağlık çalışanı cephesine. Akın akın hasta sökün ettikçe, iş yükü ağırlaşıyor. Hekimin hasta başına ayırdığı zaman azalıyor ve sağlık personeli, ne kadar muayene o kadar para ile özetlenebilecek “Performans sistemi” isimli bir mengeneye sıkıştırıldı. Sağlıkçıları, etik olmayan yollara yönlendiren bu paragöz uygulamanın sonuçları vahim... Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Bedriye Yorgun, keşmekeşi şöyle ifade ediyor: “Performans öncesi kamu hastanelerindeki hasta sayısındaki artış oranı yüzde 24 düzeyindeydi. Performans sistemine geçildiği 2004’te yüzde 32 artış oldu. 2005 yılında ise yüzde 81 ile zirveye ulaşıldı... Performans ile birlikte sezaryen ile doğum oranı 45.2’ye yükseldi... Ameliyat sayısı, performans öncesi 2002 yılında 1.5 milyon iken, bu rakam 4.5 milyona, yani tam üç katına çıktı. Kutu bazında ilaç tüketimis 750 milyondan 1.5 milyar kutuya çıktı.” Sağlık hizmetini yaygınlaştırma adı altında, hekime, “performansın kadar para” deyince, ameliyatlar patlıyor, ilaç tüketimi patlıyor. Ne akla sığar, ne insafa... Ama bundan asıl nemalananlar, sağlık pazarının, halka sağlık hizmeti götürmek adı altında derinleştirilmesinden daha da nemalanacak olanlar, özel sağlık sektörü... Medikalparklar, Medikanalar, Universaller, Acıbademler... Araştırıp bakın, bütün bu sağlık holdinglerinin kurucuları kimler? Hangi AKP’li sermayedarlar, hangi yandaş medya patronları, hangi AKP yönetici eşleri ortak bu zincirlere?.. Sağlığın patronu haline getirilmek üzere olan Çalışma Bakanlığı’na bağlı Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ödetilen hasta faturalarının yüzde 30’u şimdiden özel hastanelere ait. Hem de ne faturalar... Devlet hastanesinde 100 olan fatura, özel hastanelerde 140... Fazladan para akıyor özel sağlık fabrikalarına. Esas hedef, zaman içinde özel hastaneciliğin ağırlığını arttırmak, devlet hastanelerini, “Kamu Hastane Birlikleri” adı altında, önce şirket statüsüne dönüştürmek, işletme haline getirmek, sonra da özelleştirmek. İnsan sağlığı üstünden yapılan ve fırsat bulunursa daha da arttırılacak bu sömürüye, Hipokrat yeminine sadık, insaf sahibi, vicdanlı hekimler, diğer sağlık çalışanları karşı duruyorlar. Amaçları, bu hayâsız çarkın dişlisi olmamak ve kendilerine biçilen role karşı çıkmak. Talepleri, güvenceli bir iş, güvenceli gelir, mesleki bağımsızlık/klinik özgürlük, sağlıklı koşullarda, şiddetin olmadığı ortamlarda çalışma... Bu talepler bütünüyle hastaların da yararına. Kendini mutsuz hisseden bir hekimden, hastaya ne fayda gelir? 1920 Nisan’da hekimler üretimden gelen güçlerini kullanarak bütün bu rezillikleri protesto edecekler. Hastanelerde g(ö)rev yapacaklar. Onları destekleyelim, omuz verelim... (*) Sağlıkta sömürü çarkının nasıl işlediğini konu alan, İzmir Tabip Odası yayını kitabım, “Paran Kadar Sağlık: Türkiye’de Sağlığın Ticarileşmesi”, Yordam Kitap tarafından okuyucuya sunulmuş bulunuyor. Çalışanlar şiddetten şikâyetçi ANKARA (AA) İnsanlık tarihiyle birlikte ortaya çıkan saldırganlık ve şiddet olgusu, çağımızda da günlük yaşamın en büyük sorunu olmaya devam ediyor. Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serpil Aytaç ile araştırma görevlisi Salih Dursun, mobbing (işyerinde şiddet, taciz) konusunda bir araştırma yaptı. Hizmet, otomotiv ve tekstilde toplam 204 kişiyle görüşülerek yapılan araştırmaya göre, çalışanların yüzde 54.4’ü işyerinde fiziksel, duygusal, sözlü veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Araştırmanın sonuçlarından bazıları şöyle: En fazla maruz kalınan şiddet türü yüzde 44.8 ile sözel şiddet olurken, bunu yüzde 15.8 ile duygusal baskı ve yıldırma davranışları takip etti. En az oranda maruz kalınan şiddet türü ise yüzde 3.5 ile cinsel şiddet ve yüzde 4.4 fiziksel şiddet oldu. Araştırma, işyerinde erkeklerin yüzde 40’ının, kadınların ise yüzde 67.5’inin şiddet davranışlarına maruz kaldığını ortaya koydu. İşyerinde, erkekler daha çok fiziksel şiddete (yüzde 55.6) maruz kalırken kadınlarınsa daha fazla karşılaştığı şiddet türü, duygusal baskı, sözel ve cinsel şiddet oldu. Duygusal baskı ve yıldırma davranışlarına maruz kalan erkeklerin oranı yüzde 31.3. Bu oran kadınlarda yüzde 68.7. Sözle saldırıya uğrayan erkeklerin oranı yüzde 31.9, kadınların oranı ise yüzde 68.1. Araştırmada, öncelikle işyeri saldırganlığı mağdurlarına yönelik örgütsel ve sosyal destek sağlanması gerektiği vurgulanarak, şiddete yönelik farkındalığın arttırılması ve raporlama sistemi kurulması gerektiği belirtildi. Vaatlere karnımız tok IMFDünya Bankası Bahar Toplantıları, Yunanistan, Macaristan başta pek çok ülkede protesto edildi. Bu eylemlerde küresel ekonomik krizin faturasının emekçilere kesildiği ve geniş kitlelerin yeni taahhütlerle oyalandığı ifade edilirken protestoların gölgesinde biten toplantıların ardından yayımlanan bildiride Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın bazı kesimlerindeki son olayların, ülkeden ülkeye değişecek biçimde, kalıcı sosyal ve ekonomik etkilerinin olacağına işaret edildi. Pahalı gıda yoksulu vuracak IMFDünya Bankası Bahar Toplantıları’nın sonuç bildirgesinde de yer bulan yüksek gıda fiyatları endişesini dile getiren Robert Zoellick, bu yüzden son bir yıl içinde 44 milyon kişinin daha yoksulluğa sürüklendiğini belirtti. Ekonomi Servisi IMFDünya Bankası Bahar Toplantıları çerçevesinde toplanan Uluslararası Para ve Finans Komitesi’nin (IMFC) kapanış bildirisinde, mevcut ekonomik görünüme yönelik önemli risklerin tartışıldığı ve toparlanmayı güçlendirmek için gerekli adımların atılmasına karar verildiği belirtildi. Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick de gıda fiyatlarındaki artışın dünyadaki yoksul kesime yönelik en büyük tehdidi oluşturduğunu, bu nedenle son bir yıl içinde 44 milyon kişinin daha yoksulluğa sürüklendiğini belirtti. “Tam boyutlu bir krizden sadece bir şok uzaklıktayız” diyen Zoellick, Dünya Bankası’nın, yüksek gıda fiyatlarıyla mücadele eden yoksul ülkelere destek için çalıştığını aktardı. IMFC kapanış bildirisinde şu tespitler ve öneriler yer aldı: Finansal istikrara ve ülkelerin borç sürdürülebilirliğine yönelik risklerle başa çıkılması ve gelişmiş ekonomilerde mali konsolidasyonun zamanında uygulanmasını sağlamaya dönük süreç hızlandırılmalı. Gelişmekte olan ülkelerde aşırı ısınmanın önlenmesi ve yüksek emtia fiyatlarının doğurduğu risklerle mücadeleye yönelik adımlara ihtiyaç var. Orta vadeli sürdürülebilirlik için istihdam yaratılması önemli. Japonya’daki depremin ani ekonomik etkisi ile bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki gelişmeler yakından izlenmeyi gerektiriyor. Politikaların birbirlerine etkisini ele almak ve sağlam, dengeli bir küresel büyümeyi sağlamak için birlikte çalışmayı sürdürmeyi taahhüt ediyoruz. Finansal sektörün dayanıklılığını ve ekonomik toparlanmayı destekleme yeteneğini güçlendirmek için çabalar hızlandırılmalı. H A F TA NI N NE OLDU? Ç İ ZE LGES İ Enflasyon korkusu rattı. Libya ve Ortadoğu’daki belirsizlikler varlığını korudu. Hazırlayan: PEL N ÜNKER NE OLACAK? Küresel piyasalarda bu hafta da Avro Bölgesi ülkelerinin durumu, IMF ve G20 toplantılarından çıkan sonuçlar izlenecek. ABD’den cuma günü gelecek işsizlik verisi önem taşıyor. Öte yandan Avro Bölgesi’nde salı günü imalat ve hizmetler PMI, ABD’de yeni konut inşaatları ve inşaat ruhsatları duyurulacak. ABD’de bilançolar açıklanmaya devam edecek. Citigroup, General Electric, Goldman Sachs, Intel verileri bu hafta gelecek. Yüksek enflasyon ve sorunlu ekonomilere dair endişeler geçen haftanın da ana gündemiydi. Çin’de açıklanan mart ayı enflasyon verisi tahminleri aşarak yüzde 5.4 çıktı. Veri Çin Merkez Bankası’nın daha fazla sıkılaştırma tedbirlerini gündeme taşıdı. ABD’de beklentilerin altında kalan şirket bilançoları piyasalara olumsuz yansıdı. Avrupa’da borç endişeleri sürdü. Moody’s İrlanda’nın notunu iki kademe düşürdü. Yunanistan’ın borçlarını yeniden yapılandıracağına dair söylentiler, İspanya ve Portekiz’in durumu bölgeyi olumsuz etkiledi. Japonya’da nükleer tehlikenin alarm seviyesine yükseltilmesi tedirginlik ya Borç sorunları gündemde ilk kez yeni Başkan Erdem Başçı’nın başkanlığında toplanacak. Son dönemdeki para politikalarının mimarlarından biri olan Başçı’nın başkan olarak atanmış olması, yakın zamanda politika faizinde bir artış olmayacağına işaret ediyor. Son cari açık verisi zorunlu karşılıklarda yeni bir arttırım ihtimalini doğursa da, 400 baz puanlık artışın piyasalardaki etkisinin gözlemlenmeye devam edilmesi bekleniyor. Bunun dışında pazartesi tüketici güveni açıklanacak. Kurların Avro/dolar paritesine şekillenmesi bekleniyor. Cari açık katlanıyor İç piyasaya baktığımızda ise haftanın en önemli verisi cari işlemler açığıydı. Cari açığın yılın ilk iki ayında 12 milyar doları aşması TCMB önlemlerinin henüz etkisini göstermediğine işaret ederken, MB başkanlığına Erdem Başçı’nın atanması kısa zamanda politika değişikliğine gidilmeyeceğine dair rahatlama yarattı. Bütçe verileri tahminler dahilinde çıkarken, işsizlik verisi de şaşırtıcı olmadı. S&P’nin Türkiye’nin notunu teyit etmesi olumlu algılandı. Başçı’lı ilk PPK toplantısı TCMB Para Politikası Kurulu perşembe ALTINDA REKOR HAFTASI Altın fiyatları yeni bir rekora imza attı. Çin’de açıklanan yüksek enflasyon verisi yükselişi destekledi. Değerli metal 1487 dolar seviyesine tırmandı. Kapalıçarşı’da alınıp satılan 24 ayar külçe altının gram fiyatı yüzde 1.19 artışla 72 liraya, Cumhuriyet altını da yüzde 1.05 artışla 483 liraya çıktı. İstanbul serbest piyasada ABD Dolar’ının TL satış fiyatı yüzde 0.73 artışla 1.5170 liraya yükseldi. Gösterge faiz 8.71’e çıktı. BORSADA YÜKSEL Ş HIZ KESMED İMKB geçen hafta ortalama yüzde 0.52 artışla 68 bin 450 puandan kapandı. Dışarıdaki karışık seyre karşın İMKB üst üste beşinci haftayı da yükselişle tamamladı. Tahminler dahilinde gelen cari açık ve bütçe verileri yukarı yönün korunmasında etkili oldu. Avro zirveden döndü ECB’nin faiz kararının etkisiyle Avro/dolar paritesi 1.4520’ye çıktı. İrlanda’nın notunun indirilmesinin ardından parite gevşedi ve 1.4420 seviyesinden haftayı tamamladı. Avro, TL karşısında da yüzde 0.78 artarak 2.1880 liraya yükseldi. MERKEZ BANKASI KURLARI DÖVİZ CİNSİ ALIŞ SATIŞ 1 ABD DOLARI 1,5119 1,5192 1 AVUSTRALYA DOLARI 1,5887 1,5991 1 İSVİÇRE FRANGI 1,6905 1,7014 1 İNGİLİZ STERLİNİ 2,4716 2,4845 1 KUVEYT DİNARI 5,419 5,4904 1 SUUDİ A. RİYALİ 0,40438 0,40511 1 AVRO 2,1867 2,1972 1 KANADA DOLARI 1,5697 1,5768 1 DANİMARKA KRONU 0,29313 0,29457 100 JAPON YENİ 1,8133 1,8253 1 NORVEÇ KRONU 0,27908 0,28096 1 İSVEÇ KRONU 0,24247 0,24499 18 NİSAN 2011 EFEKTİF ALIŞ SATIŞ 1,5108 1,5215 1,5814 1,6087 1,688 1,704 2,4699 2,4882 5,3377 5,5728 0,40135 0,40815 2,1852 2,2005 1,5639 1,5828 0,29292 0,29525 1,8066 1,8322 0,27888 0,28161 0,2423 0,24555 Brent petrolu 127 dolardan 122 dolar civarına geriledi. Düşüşte Libya’da Kaddafi’nin ateşkes kararıyla Goldman Sachs’ın yatırımcıya emtiada kâr realizasyonuna gitme tavsiyesi etkili oldu. C MY B C MY B Petrolde kâr satışları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle