15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 N SAN 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Berlusconi, göçmen krizinde sorumluluk almazsa Birliğin bölünmesinin uygun olacağını söyledi Devrimler AB’yi bölecek ASLI KAYABAL Sümeyye Tiyatroda “Bu nasıl bir şımarıklık, nasıl bir kabalık ve faşistlik, hatta nasıl bir cahillik ve medeniyetten nasibini almamışlık?” diyor Sümeyye Erdoğan “Facebook” sayfasında “tiyatro krizini” anlatırken, “Kimse bana kalkıp da bu çağda tiyatroda normal bir şekilde sakız çiğnemenin oyuncuya saygısızlık olduğunu söylemesin! Biraz dünya görmelerini tavsiye ederim!” diye devam ediyor ve sözü özetle şöyle bağlıyor: “Ben sanatı seven, önemseyen ve sadece izleyici olmakla kalmayıp hobi olarak uygulamasında da olan biri olarak bana o terbiyesizliği yapan oyuncuya diyorum ki, sen istediğin kadar …başörtülülerden nefret et, görmeye… tahammül etme; dünyanın gerçeklerini değiştiremeyeceksin! Ben sanatı sevmeye, tiyatroya gitmeye ve bu sırada başörtülü olmaya da devam edeceğim! Bununla ilgili ne yapacaksın???? Her başörtülüye ... laf atarak mı yaşayacaksın? … Böyle hoşgörüsüz, kaba bir tavrı sanatın neresine sığdırıyorsun? Madem sen (önünde sakız çiğnenemeyecek kadar) yüce ve saygıdeğer bir sanatçısın, nasıl olur da insanların giyim tercihlerinden dolayı (asıl sebebin sakız olduğuna inanacak değilim!) onlara yüzlerce seyircinin önünde laf atıp onları üzecek kadar hoşgörüsüz, kaba, sığ düşünceli ve çağın gerisinde kalmış olabilirsin?! Hani sanatçılar modern.. özgürlükçü.. insanseverdi? Ne sen, ne sanat camiamızda maalesef çokça rastlanan senin gibileri, saygıdeğer sanatçılar değilsiniz! Son olarak; başörtülülere ve sizden farklı olan herkese alışsanız iyi olur! Çünkü biz hep burada, gözünüzün dibinde olacağız!” Nur topu gibi bir “one minute” vârisimiz var! Sümeyye Erdoğan çıtayı, üstelik meydan okumada, babasının ötesine taşıyor. “Kimseden ders alacak değilim!” derken, “dünya görmüşlük” kontenjanından “Bu konularda bana laf etmeye kalkanın alnını karışlarım” demeye getiriyor. Erdoğan hanedanının siyasete hevesli küçük vârisi ne de olsa ABD’de, İngiltere’lerde tahsil görmüş. Sade siyaset değil; sanatın ve sanatçının da ne olup olmadığını artık bize o öğretecek... MİLANO Kuzey Afrikalı mülteciler Lampedusa’ya gelmeye devam ederken İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin Akdeniz’deki göçmen krizinde başka Avrupalı ülkelerin de sorumluluk almasını istemesi, tersi durumda Avrupa Birliği’nin (AB) bölünmesinin daha uygun olacağını açıklaması İtalya ile Brüksel arasında gerginliğe neden oldu. İtalyan hükümetinin mültecilerin başka Avrupa ülkelerine gidebilmeleri için geçici oturma izni vereceğini duyurmasına Brüksel’den, “İtalya’nın vereceği geçici oturma izinleri, bir tek İtalya’da geçerli olacaktır” denildi. Mülteci krizini görüşmek üzere Brüksel’de bir araya gelen AB üyesi ülkelerin içişleri ve adalet bakanlarının katıldığı toplantıda İtalya ve Malta’nın önerdiği “göçmenlerin geçici koruma altına alınması” konusundaki öneri reddedildi, AB Konseyi, İtalya’nın Ruby kötü yola düşmesin diye para vermiş MİLANO (Cumhuriyet) Sahibi olduğu Mediaset’in yayın haklarına hile karıştırıldığı iddiasıyla dün Milano’da yargıç karşısına çıkan İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, yargı sisteminin ülkeyi hedef aldığını söyledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Berlusconi, Ruby adıyla tanınan Karima el Mahruk’a kötü yola düşmemesi için para verdiğini de belirtti. Berlusconi, “Ruby’nin eskortluk yapmak zorunda kalmaması için bir kız arkadaşıyla estetik merkezinde çalışması amacıyla benim 45 bin diye anımsadığım ama gerçekte 60 bin Avro tutarında olduğu anımsatılan bir kredi verdim” dedi. göçmen krizine çözüm olarak sunduğu göçmenlerin geçici koruma altına alınmasını düzenleyen AB anayasasının 55. maddesinin yürürlüğe girmesini şu anki koşullar buna uygun olmadığı gerekçesiyle kabul etmedi. Fransa İçişleri Bakanı Claude Gèant ise ülkeye giriş yapan tüm Tunuslu göçmenleri İtalya’ya geri göndereceklerini açıkladı. AB Komisyonu İçişleri Komiseri Cecilia Malstrom, Berlusconi’nin geçen perşembe günü imzaladığı geçici oturma izninin Shengen ülkelerinde serbest dolaşım için yeterli olmadığını belirtti. İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano ise Berlusconi’nin AB’nin göçmen krizi konusunda sorumluluk almaması durumunda bölünmesinin daha uygun olacağını belirtmesini talihsiz bir açıklama olarak yorumlarken, AB’nin bir bütün olduğunu anımsattı. Hükümet ortağı Kuzey Birliği Partisi ise AB’nin İtalya’nın önerilerini reddetmesine “Avrupa’nın köylüleri değiliz!” sözleriyle tepki gösterdi. Lampedusa’daki mültecilerin boşaltılma işlemi başlamasına karşın adaya mültecilerin gelmeye devam ettiği belirtiliyor. Berlusconi hafta başından itibaren günde iki uçuşla mültecilerin ülkelerine nakledildiğini duyurdu. Lampedusa’daki mültecilerin boşaltılma işlemi devam ettiği için şu anda adada 600 mültecinin bulunduğu bilgisi verildi. 300 dolayındaki Tunuslu mülteci ise Tunus hükümetiyle varılan anlaşma çerçevesinde ülkelerine geri gönderilecek. Berlusconi, Akdeniz’den güney İtalya kıyılarına gelen mültecilerin Avrupa’nın sorunu olduğunu ve bu soruna ortaklaşa bir çözüm getirilmesini savundu. AVRUPA DIŞINDA 2010’DA DA ARTIŞ VAR Silahlanmaya mali kriz freni (kısmen) OSMAN K Z Afrika Birliği Libya için devrede yapan Afrika Birliği (AB) Libya krizinde arabuluculuk heyetinin başkanı Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma, Libya lideri Muammer Kaddafi’nin, sundukları “yol haritası”nı kabul ettiğini söyledi. AB heyetinin Libya’nın başkenti Trablusgarp’taki temaslarında sunduğu “yol haritası”nın ülkede taraflar arasında ateşkesi içerdiği bildirildi. Kaddafi yandaşları, AB heyetinin gelişi sırasında gösteri yaptı. AB heyeti daha sonra Libyalı isyancılarla görüşmek üzere Bingazi kentine geçti. (REUTERS) STOCKHOLM Dünyada askeri harcamalar 2010 yılında 1 trilyon 630 milyara tırmandı. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) raporu, pek çok ülkenin silahlanma giderlerini, askeri faaliyetlerini ekonomik krize rağmen tümüyle durdurmadığını, kısmen kısma yoluna gittiğini ortaya koydu. SIPRI raporuna göre, askeri harcamalar geçen yıl yüzde 1.3’lük artışla 1 trilyon 630 milyar dolara çıktı. Raporda 2010’daki küresel askeri harcamalarda eko nomik krizin de etkisiyle 2001 yılından bu yana en düşük artışa sahne olunduğuna dikkat çekildi. Küresel askeri harcamaların 2001 ve 2009 arasında yıllık ortalama yüzde 5.1 arttığı belirtildi. Askeri harcamalarda rekor her zaman olduğu gibi ABD’de. ABD’yi Çin ve Rusya izliyor. Geçen yıl askeri harcaması en fazla artan bölge yüzde 5.8’lik yükselişle toplam 63.3 milyar dolarla Güney Amerika oldu. Avrupa’nınsa askeri harcamaları 2010’da yüzde 2.8 oranında geriledi. SIPRI’ya göre, Türkiye’nin geçen yıl askeri harcamaları 2009 yılına göre gerileyerek 15 milyar 364 milyon dolar oldu. Türkiye’nin 2009 yılındaki askeri harcamaları 16 milyar 302 milyon dolardı. Yunanistan’ın 2009 yılında 10 milyar 572 milyon dolar olan askeri harcamaları da geçen yıl düşerek 9 milyar 369 milyon dolara indi. Ortadoğu ise harcamaları artan bölgeler arasında. Salonda yangın çıksa böyle olur Devlet Tiyatrosu’nu birbirine katan bu müthiş olayın ilk versiyonuyla pazar sabahı bir haber sitesinde karşılaştığımda, ilk düşüncem “bu herhalde gecikmiş bir 1 Nisan şakası!” oldu. Okuduklarıma inanamadım. Haberin ilk örneğinde, “Oyuncuların müstehcenlik içeren hareketleri (haka dansını andırır figürler) nedeniyle” Sümeyye Erdoğan’ın tiyatroyu terk ettiği belirtiliyordu... “Hakaret” denen hareket; “Sümeyye Erdoğan’la göz göze gelen oyuncunun ‘ne haber’ anlamıyla yaptığı göz işareti” şeklinde tanımlanıyordu… Buna içerleyen ve (tiyatro adabı hakkında kimseden alacak dersi olmayan!) Sümeyye Hanım çevresindekilerle salonu terk etmiş; onlarla beraber “Polis Haftası etkinlikleri nedeniyle” oyunu seyreden “150 polis” de mekândan fırlamış; tiyatro karışmıştı… Sahneyi gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz? Protokol sırasındaki bir dizi koltuk boşalıyor… Aynı anda yangın çıkmış gibi salondaki 150 polis bire bir kendilerini hakarete uğramış addettiklerinden! dışarı çıkıyor. Ve “dünya görmüş” ,“sanatsever” kızımız, oraya bilet alıp gelen tiyatro izleyicilerine verilen bu acayip rahatsızlığı zerre kadar kale almadan, sonra bize “sanat” ve “sanatçı” hakkında ders veriyor… Kendinizi o gece orada, o tiyatroda düşünebiliyor musunuz? O temsilin tadı tuzu kalmış mıdır? Oradaki insanlar, ardından ikinci perdeyi acaba hangi ruh haliyle seyretmiş; sahnedeki sanatçılar hangi moralle oyuna devam etmiştir? Sümeyye Hanım’ın açıklamasında; “Diğer izleyicilere verdiğimiz rahatsızlıktan üzüntü duydum!” tarzı tek satır yok. “Facebook” açıklaması yalnız, aktör Tolga Tuncer ve Tuncer’i sahiplenmeye yeltenecek olanlara “had bildirmek” üzerine kurgulanmış. Sümeyye Erdoğan için başkaları mefhumu yok... Şam’da kampus kuşatıldı Dış Haberler Servisi Rejim karşıtı gösterilere sahne olan Suriye’nin başkenti Şam’da dün de yüzlerce öğrenci toplandı. Muhalif kaynaklar, bir öğrencinin güvenlik güçlerince öldürüldüğü yolunda haberler aldıklarını duyururken, yetkililer bu haberi doğrulamadılar ancak başkentin merkezinde yer alan üniversite kampusunun kuşatıldığını söylediler. Öğrenciler, geçen cuma günü Dera kentinde, önceki gün Tartus kentine bağlı Banyas ilçesinde göstericilere ateş açılması sonucu ölenlerle dayanışma amacıyla toplanırken, “Allah, Özgürlük ve Suriye” diye slogan attılar. Bu sırada Devlet Başkanı Beşşar Esad yanlısı bir grubun da karşı gösteri yaptığı öğrenildi. Dera’da geçen cuma günü 26 kişi, Banyas’da da önceki gün 4 kişi öldürülmüştü. Banyas’daki olayların ardından askerlerin bölgeye girdiği duyuruldu. Banyas’da önceki gün akşam saatlerinde de silahlı saldırıya uğrayan bir askeri araçta bulunan 9 kişinin öldüğü bildirildi. Resmi haber ajansı SANA’nın haberine göre, akşam üzeri LazkiyeTartus otobanı üzerinde seyreden bir askeri araç, otoban etrafındaki binaların ve ağaçların arasına saklanan silahlı kişilerin saldırısına uğradı. Haberde, 2’si subay, 7’si er olmak üzere 9 askerin hayatını kaybettiği, yaralanan 4’ü sivil 32 kişinin ise tedavi altına alındığı belirtildi. TÜRKİYE DİYABET VAKFI OLAĞAN GENEL KURUL İLANI Vakıf senedimizin 17. maddesinin ( c ) bendi uyarınca 2011 yılı Mart ayı Olağan toplantısı 17 Nisan 2011 Pazar günü saat 10.30’da Zuhuratbaba Mahallesi, Lepra Hastanesi girişi Bakırköy/İstanbul adresinde bulunan Prof. Dr. Üstün Korugan Kültür Sanat ve Eğitim Merkezi’nde aşağıdaki gündemi görüşmek üzere toplanacaktır. Yeterli çoğunluk sağlanamadığı takdirde 2. Toplantı 24 Nisan 2011 Pazar günü aynı yer ve saatte çoğunluk aranmaksızın yapılacaktır. Tüm üyelerimize saygı ile duyurulur. Prof. Dr. M. Temel Yılmaz Vakıf Başkanı GÜNDEM 1Açılış ve yoklama. 2Divan Heyeti seçimi. 3Saygı duruşu. 42010 yılı Merkez ve Şubelerin Faaliyet Raporunun okunması ve kabulü. 52010 yılı Vakıf ve İktisadi İşletmelere ait Bilanço, Gelir ve Gider çizelgelerinin okunması ve kabulü. 62010 Denetim Kurulu raporunun okunması ve kabulü. 7Yönetim ve Denetim kurulunun ibra edilmesi. 8Vefat eden ya da ayrılan mütevellilerin yerine yeni mütevelli seçilmesi. 9Dilek ve temenniler. 10Kapanış ‘Kaz fıkrası’ gibi Erdoğan ne olmuş da bu kadar incinmiş? İnternete girip baktığınızda, türlü yorumla karşılıyorsunuz… Gazetelerin birinci sayfalarında görmeye değer bulmadıkları skandal interneti yıkıyor! “Sümeyye Erdoğan tiyatro” sözcüklerini yazdığınızda, karşınıza 600 bini aşkın site çıkıyor... Tolga Tuncer’e nedense kimse mikrofon uzatmamış... Meselenin sadece Sümeyye Erdoğan cephesinden aktarılan boyutuna vakıfız. Başta “müstehcen hareket” diye tarif edilen hadisenin.. gerçekte Sümeyye Hanım’ın sakız çiğnemesinden kaynaklandığı; aktörün buna “interaktif” doğaçlama bölümünde “sakız çiğneme taklidiyle” karşılık vermesi, hanımefendinin bunu derhal “türbana hakaret” düzlemine çekerek “150 kişilik polis izleyiciyle” mekânı terk etmesi şeklinde geliştiğini anlıyoruz… Ünlü “kaz” fıkrası gibi… “Hava bulutlu!” diyen adama arkadaşı “Vay sen bana nasıl kaz dersin!” diye çıkışmış ya! Adam ne kadar “Bunu da nereden çıkardın?” diye dil dökse, dostunu ikna edememiş: “Bulut dediğin yağmur, yağmur dediğin göl olur; gölde kazlar yüzer. Sen bana kaz dedin!” Türban hikâyesi de biraz artık bu “kaz” fıkrasına benzemedi mi? T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Satılmasına karar verilen gayrimenkulun cinsi, kıymeti, evsafı Satış Şartları: Ankara ili Altındağ ilçesi Yenidoğan Mahallesi Öğüt Sokak 24/D kapı nolu tek katlı 92 m2 kullanım alanlı binanın bulunduğu yere rastlayan imarın 4620 ada 29 parselini teşkil eden 291 m2 miktarındaki arsa vasıflı taşınmaz ve üzerinde bulunan muhtesatı ile birlikte hissedarlar arasındaki ortaklığın giderilmesi için açık arttırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulun geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. İMAR DURUMU: İşbu ada parsel imar planında 4 katlı konut alanı olarak ayrıldığı yapılaşma koşullarının saçak seviyesi=12.50m, inşaat derinliği en çok =15.00m, olduğu bildirilmiştir. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 144.750,00.TL %18 KDV Alıcıya aittir lSatış 11/07/2011 günü saat 12.00’den 12.10’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonunda açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 21/07/2011 günü saat 12.00’den 12.10’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonunda ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Açık arttırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin % 20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanın kesin ve süresiz (Dosya numarası belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları, Tellaliye resmi ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dahil olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesholunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen arttırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu arttırmada teklifin İİK 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok arttırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale fark ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğünce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/69.İŞ, sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. (İc. İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 24076) DOSYA NO: 2010/69.İŞ Gbagbo gözaltına alındı Dış Haberler Servisi Fildişi Kıyısı’nda devlet başkanlığını bırakmayan Laurent Gbagbo’nun konutu önceki gün Birleşmiş Milletler (BM) ve Fransız helikopterlerinin füze saldırısına uğradı. Gbagbo’nun daha sonra uluslararası toplumun devlet başkanı olarak tanıdığı Alassane Vatara’ya bağlı birlikler tarafından gözaltına alındığı bildirildi. Fransa’daki diplomatik bir kaynak, Gbagbo’nun Abidjan’daki Golf Oteli’ne götürüldüğünü söylerken, Vatara’nın sözcüsü Anne Uloto da Gbagbo ve eşi Simone’un otelde bulunduğunu belirtti. Gbagbo’nun Fransa’daki danışmanı Toussaint Alain ise daha önce yaptığı açıklamada, Gbagbo’nun Fransız birliklerince konutunda gözaltına alındığını ve muhalefet liderlerine teslim edildiğini duyurmuştu. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ÇİĞDEM ALPASLAN C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle