16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 1 N SAN 2011 CUMA [email protected] 12 Yazarımız Ankara dışında olduğundan bugünkü yazısını yayımlayamıyoruz. DIŞ HABERLER Lima’da sosyal uçurum Peru’nun başkentinde zenginlerin oturduğu bölgede evleri görmek olanaksız. Hepsi sur gibi duvarlarla çevrili, duvarların da üstünde elektrik verilmiş teller var. Bir de uyarı yazmışlar, yüksek voltaj diye. nd bölgesinden kıyıya Lima’ya dönüyoruz. Artık yükseklik sıkıntısı yok. Peru’da kıyıda yaşayanlar (costenos) dağdakileri (serranos) küçümsermiş, uygarlıktan nasiplenmeyip hâlâ pacha mama (toprak ana) kültüne bağlı kaldıklarından olsa gerek(!). And kültürü Amerika’nın gerçek sahiplerinin kültürü oysa. Lima Andlar’a uyum sağlayamayan İspanyolların deniz kıyısında kurdukları kolonyal başkent. 9 milyon nüfusuyla dünyanın kalabalık kentlerinden biri. Kent merkezinde Plaza Mayor, UNESCO kültür mirasına alınmış, kolonyal yapılar, Katedral ve Başkanlık Sarayı’yla çevrili büyük bir alan. Lima trafiği tam bir felaket, İstanbul’u aratmaz. Okyanus kıyısı falezler üzerine yerleşmiş yüksek binalarıyla Antalya’yı anımsatıyor. Kafe, restoran ve dükkânlarla dolu Larcomar’da Peru’ya özgü bir içki olan pisco sour eşliğinde güneşin Pasifik’te batışını izlemek gerek. Tabii yanında yine Peruluların limonla terbiye edilmiş ünlü cebiche’si (İnkaların tombo meyvesinin suyuyla hazırladıkları çiğ balık) olmalı. Peru mutfağı oldukça zengin. Yerli, İspanyol karışımı mutfağı sonradan gelen Çin ve Japon göçmenlerin de etkisiyle çeşitlenmiş. Patatesin ve mısırın bin bir türü var. Pasifik kıyısında göz alabildiğine uzanan sebze bahçelerinde yetişen BEŞŞAR ESAD TAL MAT VERD Olağanüstü hal yerine yeni yasa Protestoları dindirme derdindeki Şam yönetimi, yeni yasayla iç tehdit unsurlarının azaltılması ve dış tehdit unsurlarına ağırlık verilerek bunların yeniden tanımlanmasını planlıyor. Dış Haberler Servisi Suriye’de 1963’ten beri yürürlükte olan olağanüstü hal yasasının kaldırılması için resmi bir komite kurulacağı bildirildi. Suriye resmi haber ajansı, Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın, olağanüstü hal yasasının kaldırılması üzerinde çalışacak bir komitenin oluşturulması talimatını verdiğini duyurdu.Olağanüstü hal yasasının kaldırılması, yönetim karşıtı gösterilere sahne olan Suriye’de muhalefetin başlıca talepleri arasında bulunuyor. Suriye’de iktidardaki Baas Partisi yetkililerinin de katıldığı çalışmalar çerçevesinde olağanüstü hal yasasının yerine Ulusal Güvenlik Yasası hazırlandığı bildiriliyor. Yeni yasayla, iç ve dış tehdit unsurlarının yeniden gözden geçirilmesi öngörülüyor. Bu çerçevede, iç tehdit unsurlarının azaltılması ve dış tehdit unsurlarına ağırlık verilerek bunların yeniden tanımlanması bekleniyor. Yeni yasayla, mahkemeye çıkarılmadan tutuklu kalma süresi, ülkenin ve devletin bütünlüğünü hedef aldığı varsayılan davranış ve ifadeler ile kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin sınırların yeniden saptanacağı belirtiliyor. Suriye’de yaşayan Kürtlerin taleplerinin araştırılması ve son Esad önceki gün ulusa sesleniş olaylarda ölenlerle ilgili araştırma yapılması için konuşmasının ardından Şam’da de iki komisyon kurulmeydanlara çıkarak gövde duğu açıklandı. gösterisi yaptı. (Fotoğraf: EPA) A Yoksulluk oranının yüksek olduğu ülke protestolara sahne oluyor. Gezimiz sırasında halkın, yolları yapılmadığı için Panamerikana otoyolunu taşlarla kapatarak gerçekleştirdiği eyleme tanık olduk. nca Cola... Peru aynı zamanda Pasifik kıyısındaki soğuk su akıntısı sayesinde zengin bir balık ve deniz ürünleri ülkesi. Restoranlarda geleneksel İnka yemeklerini tatmak mümkün. Benim favorim taku taku oldu. Fasulye püresiyle karıştırılmış pilav kızartması yanında et. Mor mısırdan yapılan chicha mazamorra bir tür tatlı ve sütlaçla karıştırıldığında nefis oluyor. Bir tür mısır birası olan chicha, yine mor mısırdan yapılan chicha morada kuşkonmazlar Türkiye dahil pek çok ülkeye ihraç ediliyor. Andlar’da yetiştirilen koyun, alpaka, vikunya gibi etler Peru mutfağında önemli bir yer tutuyor. And Dağları. TÜRK YE’N N ŞAM ELÇ L Ğ NDEN UYARI ‘Pasaportsuz dışarı çıkmayın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suriye’deki Türk vatandaşlarına geçen hafta “olayların meydana geldiği mahalde bulunmamaları” çağrısı yapan Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği şimdi de “pasaportsuz dışarı çıkmayın” uyarısında bulundu. Büyükelçiliğin internet sitesinde yer alan “acil” başlığı ile yapılan duyuruda, “Suriye’de ikamet eden veya ziyaret vesilesiyle bulunan vatandaşlarımızın pasaportlarını her zaman yanlarında bulundurmaları ve ihtiyaç halinde pasaportlarını göstermeleri tavsiye edilmektedir” denildi. 25 Mart’taki duyuruda ise Suriye’de bazı şehirlerde toplumsal olayların meydana geldiğine işaret edilerek Suriye’de yaşayan Türk vatandaşlarının mevcut koşullarda, “Olayların meydana geldiği mahallerde bulunmamaları, tesadüfen bulundukları yerde bu tür olaylar yaşanması halinde olay yerinden ivedilikle ayrılmaları” tavsiye edilmişti. İki ülke arasında vize muafiyeti olmasından ötürü, çok sayıda Türk vatandaşının Suriye’de bulunduğu tahmin ediliyor. allestas adaları (üstte) deniz aslanlarına ev sahipliği yapıyor. B ve İnca Cola en çok tüketilen içecekler. İnca Cola sarı renkte ve epeyce şekerli ama Peruluların favorisi. Hatta CocaCola’nın bu sarı suyla rekabet edemeyip İnca Cola’yı satın aldığı biliniyor. Lima’da zenginlerin oturduğu bölgede evleri görmek olanaksız. Hepsi sur gibi duvarlarla çevrili, duvarların da üstünde elektrik verilmiş teller var. Bir de uyarı yazmışlar, yüksek voltaj diye. Yoksulluğun yüzde 60’ları geçtiği ülkede sömürenler kendilerini böyle güvende hissedebiliyor demek ki. Peru nüfusunun sadece yüzde 15’i beyaz. Yüzde 45’i Keçuva yerlisi, yüzde 35’i melez. Lima’da gittiğimiz süpermarket İspanya’dan ithal yiyeceklerle tıka basa doluydu, ancak alışveriş eden bir tek yerli görmedim, onlar bekçi ya da temizlikçi. Buranın gerçek sahipleri şimdilerde boğaz tokluğuna beyazlar için çalışıyorlar. Devasa reklam panolarında bile suretleri yok, sanki burada yaşamıyorlar ama Lima’nın dışı tek göz gecekondularla kaplı, güneye doğru yol alırken Pasifik boyunca geçtiğimiz kasabalar, kentler gecekondudan ibaret, müthiş bir yoksulluk içindeler. lümle yaşam arasında salınıp duran ülke Göz alabildiğine uzanan kuşkonmaz, enginar tarlalarından, bağlardan, narenciye bahçelerinden geçiyoruz, tüm bu tarım alanları hacendadoslara yani toprak sahibi oligarklara ait. Bağların sahibi Şilililer. Altın, gümüş, çinko ve bakır gibi zengin maden yatakları da Kuzey Amerikalıların elinde. Sol partilerin bari biraz daha fazla vergi ödesinler diye meclise sundukları yasa tasarısı uyutuluyor. Yaklaşık 2 hafta sonra başkanlık seçimi var, sömürülen Peru halkı kıtanın isyancı halkları gibi sömürüye dur diyebilecek mi? Peru’ya gitmeden önce Telesur’da okuduğum bir yazıda, ölmekte olanın henüz ölmediği, doğmakta olanın da henüz doğmadığı için Peru’nun ölümle yaşam arasında salınıp durduğu savlanıyordu. Ö ‘Üzerinde insan yaşayan bir toprak keşfedilemez’ P eru’da son durağımız Peru’nun Galapagos’u olarak bilinen Ballestas Adaları. Pasifik’te yer alan bu adalarda yüzlerce çeşit kuş (penguenler, pelikanlar, flamingolar ve daha niceleri) ve denizaslanları yaşıyor. Kuşların atıkları guano denilen gübreyi oluşturuyor. İnkaların tarımda kullandıkları guano Avrupalılarca keşfediliyor. 19. yüzyılda Avrupa’ya ihraç edilen guano Lima oligarşisinin servetine servet katmış ama Peru’nun tarımı büyük zarar görmüş. Daha sonra güherçile guanonun yerini almış ve güherçile üreten Bolivya, ticaretini yapan Şili ve Peru arasındaki ünlü Pasifik savaşının çıkmasına neden olmuş. Bu savaşta Bolivya okyanus kıyısındaki topraklarını kaybederken Peru da büyük bir yıkıma uğramış. Savaşı kazanan aslında Şili’nin arkasında tüm güherçile bölgesini denetleyen İngiltere olmuş. Biz Peru’yu gezerken Nobel Edebiyat Ödülü de başkanlık seçimini kaybedince küsüp İspanyol vatandaşlığına geçen, soldan çark, 90’lardan bu yana neoliberal, katıldığı her toplantıda Latin Amerika’daki sol uyanışa ve Küba devrimine saldıran Perulu yazar Mario Vargas Llosa’ya sunuldu. Ödül töreninde yaptığı konuşmada bile Küba’daki “diktatörler”e, Venezüella’dakine ve Nikaragua ile Bolivya’nın “yalancı demokrat”, “popülist, palyaço” yöneticilerine sataşmaktan kendini alamadı. Llosa’ya göre Latin Amerika’yı “fethedenler”, kılıçlarında, atlarında ve heybelerinde kıtaya eski Roma’yı, Yunanı, Rönesansı, Cervantes’i ve güçlü Kastilya dilini getirmişler. Oysa keşiften ya da fetihten söz eden egemenlerin tarih öğretisinin tersine tüm kıta Avrupalı çapulcularca işgal edilmiş, yağmalanmış ve kültürü yok edilmiş, soykırıma uğramış; bunu anlamak için buraları gezip görmek yeter! Peru’nun medyatik yazar Vargas Llosa kadar bilinmeyen ama Güney Amerika solunun çok önemsediği iki yazarı daha var: Biri felsefeci ve gazeteci Jose Carlos Mariategui, diğeri Jose Maria Arguedas. Türkçede “Derin Irmaklar” romanıyla bilinen Arguedas Andahuaylillaslı. Beyaz olmasına karşın Quechua yerlileri arasında büyümüş. And kültüründen etkilenerek “indigenismo” yani yerlicilik hareketine destek olan romanlar yazmış. İki ayrı Peru’yu, İspanyol ve İnka olanı, And Dağları’nı ve kıyıları, iki kültür arasındaki uçurumu anlatmış. Bu bölünmüşlük onun ölümüne neden olmuş; 1969’da intihar etmiş. Bu yıl onun 100. doğum yıldönümü. Perulu birçok aydın bu yıla onun adı verilerek kutlanmasını istedi ancak sağcı hükümet onun yerine Machu Picchu’yu keşfeden aslında soyan arkeolog Bingham yılı olarak kutlamayı seçti. Ne diyelim, yalakalığın sınırı yok. Peru’yu ve zengin And kültürünü tanıdıktan sonra, bir vakitler bolca kullandığımız Amerika’nın keşfi, fethi gibi tanımlamalardan çok utandım. Kim kimi keşfetmiş ki! Ronald Wright’ın Çalıntı Kıtalar kitabı için konuştuğu yerli şeflerinden biri şöyle diyor: “Üzerinde insan yaşayan bir toprak keşfedilemez. O zaman ben de Atlantik’i geçer, İngiltere’yi keşfedebilirim.” Yararlanılan kaynaklar: 1) Logo Travel gezi notları 2)Peru, Bolivya ve Galapagos Adaları (Bülent Demirdurak) 3)Ateş Anıları 1 ve 2. kitap (Eduardo Galeano) 4) Çalıntı Kıtalar (Ronald Wright) B TT Gözler seçimlerde Güney Amerikalı ilk yerli başkan Morales sanıyordum, aslında Peruluların 2000’lerde Toledo adında bir Keçuva başkanları olmuş. Adam yoksul bir köylü ailesinden. 15 yaşında Amerikalı barış gönüllülerince keşfediliyor ve ABD’ye götürülüyor, orada okuyor, çalışıyor. Günün birinde gökten zembille iner gibi başkan adayı olarak geri geliyor, çok bildik bir öykü değil mi? Yerlilerin büyük desteği ile seçiliyor ve IMF’nin en acı ilaçlarını Peru halkına yutturuyor, yolsuzluklara ve skandallara bulanmış olarak dönemini tamamlıyor ve ABD’ye öğretim görevlisi, bilmem ne şirketinin danışmanı olarak geri dönüyor, şimdi yine aday olacakmış. Bir başka demir yumruk başkan Fujimori hapiste ama kızı seçimlerde aday ve kazanma şansı yüksekmiş. Gecekondular, kadının ismi Keiko yazılarıyla donanmıştı. Rehberimiz Jose’ye sol ulusalcı aday Ollanta Humala’nın şansı ne diye sordum. Humala’nın Chavez’in ve Evo Morales’in yakın dostu olduğunu ama Peru’da çok desteği olmadığını söyledi. Carter’dan Castro’ya ziyaret Fidel Castro, önceki gün Küba lideriGörüşmede Carter, ilişkileribaşkent ileiçin Havana’da eski ABD Başkanı Jimmy Carter bir araya geldi. onarmak ABD’nin Küba’ya yönelik ambargosunu sona erdirmesi gerektiğini söyledi. Carter, bununla birlikte Havana’nın da ABD’li yardım görevlisi Alan Gross’u serbest bırakmak gibi adımlar atması gerektiğini kaydetti. Adaya 3 günlük ziyaret düzenleyen Jimmy Carter ve eşi Rosalyn (fotoğrafta en solda), Castro’yla görüşmelerinin ardından dün Havana’daki Jose Marti havaalanından ülkeden ayrıldılar. (Fotoğraf: AP) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle