18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Belediyenin plan tadilatıyla değeri katlanan Mensucat Santral Fabrikası arazisinde 36 katlı otel ve rezidanslar yükselecek 9 Toprak’a talih kuşu kondu Mensucat Santral’ın Zeytinburnu’ndaki arazisi stanbul Büyükşehir Belediyesi’nin plan tadilatıyla bir anda stanbul’un en değerli arazilerinden biri oldu. M YASE LKNUR Türkiye’nin en eski tekstil üretim tesislerinin başında gelen Mensucat Santral’ın Zeytinburnu’ndaki arazisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin plan tadilatıyla bir anda İstanbul’un en değerli arazilerinden biri oldu. Son günlerde televizyonlarda “16/9” şifreli reklamlar izleyicileri meraklandırdı. 16/9 televizyonlardaki geniş ekran kavramını simgelese de bu reklamda kastedilen Astay İnşaat’ın Zeytinburnu’nda satışa sunduğu dairelerin deniz manzarasını vurgulamak içindi. Otel, rezidans, alışveriş merkezi ve apartların dikileceği bu arazi üzerinde birkaç yıl önce Bezmen ailesine ait Mensucat Santral bulunuyordu. Halil Bezmen’in şirketi iflasa sürüklemesinin ardından fabrikaya TMSF tarafından el konuldu. Şirketin 28 dönümlük arazisi TMSF tarafından 2007 yılında 45 milyon dolara MÜSİAD üyesi Mesut Toprak’a satıldı. Tayteks Şirketi’nin sahibi Mesut Toprak, son yıllarda hızla yükseldi. Four Seasons Otelleri ve Atik Paşa Yalısı’nı almasıyla ünlenen Mesut Toprak’ın bu araziyi almasından sonra başına talih kuşu kondu. Zeytinburnu’ndaki arsanın Bezmen’e ait olduğu dönemde inşaat izni 1 emsal olarak belirlenmişti. Emsale göre Bezmen, 28 dönümlük arazide en fazla 6 katlık bir bina yapabilirdi. Nazım mar Planı teklifi Arazi 2007’de Mesut Toprak’a satıldıktan sonra nazım imar plan teklifi yapıldı. 10.10. 2008 tarihli Zeytinburnu Belediye Meclisi’nin ve 16.05.2008 tarihli İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kararıyla arazi ticaret ve turizm alanına çevrildi. İnşaat izni de 1/5000 planlarda 1 emsalden 2.5 emsale çıkarıldı. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 117 sayılı plan tadili kararı 16.08.2008 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından da onaylandı. Bu değişiklik uyarınca turizm tesis alanına dönüştürülen arazide otel, motel, apart otel, toplam inşaat alanının yüzde 40’ı kadar rezidans ve ticari üniteler yapılacak konuma getirildi. Hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliği de 1/5000 ölçekli nazım imar plan kararlarına uygun olarak düzenlendi. Bu düzenleme Zeytinburnu Belediyesi Meclisi kararı ile onandı ve karar alınması için İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gönderildi. Ancak 10 Kasım 2009 tarihli büyükşehir belediyesi meclis gündemine alınmasına karşın dosya, 13 Mart 2009 tarihinde meclis kararı ile iade edildi. 5216 sayılı kanunun 14. maddesinin son fıkrasının “üç ay içinde büyükşehir belediye meclisinde görüşülmeyen kararları onaylanmış sayılır” hükmüne karşın üç ay içinde karar alınmadı. Bu nedenle ilçe belediyesinin almış olduğu karar kesinleşmiş oldu. İstanbul Vali Yardımcısı Ahmet Set tarafından 13.4.2009 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na gönderilen yazıda, yasanın amir hükmü hatırlatılarak ilçe meclisinin almış olduğu 1/1000’lik uygulama planına ilişkin kararın kesinleştiği bildirildi. Böylece Halil Bezmen’den esirgenen inşaat izni Başbakan’ın gözdelerinden Mesut Toprak’a verilmiş oldu. Belediyenin yaptığı plan değişikliği arazi Halil Bezmen’e aitken yapılmış olsa TMSF, araziyi çok daha yüksek bir bedelle satacağından kamunun kârı da katlanmış olacaktı. Görevimiz Tehlike – II Nature dergisinin geçen haftaki sayısında yayımlanan bilimsel bir araştırmaya göre, 540 milyon yılda canlı türlerinin yüzde 75’inin yok olmasına yol açan beş “tükenme” dalgası yaşamış olan dünya, bir altıncısının eşiğinde olduğunu düşündürüyormuş (USA Today). Pazartesi yazımda işaret ettiğim gibi bu haber bana Türkiye’de olanları çağrıştırmıştı. Geride bıraktığımız yarım asırda, her seferinde, sosyalist demokratik muhalefetin temsilcilerinin, kurumlarının yüzde 75’inden fazlasını imha eden iki askeri darbe dalgası yaşamış olan Türkiye’de bu kez de parlamenter rejim altında şekillenen bir üçüncü dalga yaşanıyor diye düşündüm. ‘Yaşam alanı’ uyumsuzluğu Berkley, Sao Paulo üniversitelerinden ve Durham Ulusal Evrimsel Sentez Merkezi’nden bilim insanlarının birlikte hazırladığı çalışma geçmişteki soyu tükenme dalgalarının, yanardağların patlaması, örneğin 65 milyon yıl önceki dinozorları da yok eden son dalgada olduğu gibi Meksika’nın Yucatan bölgesine meteor çarpması benzeri doğal şoklardan kaynaklandığını saptıyorlar. Bilim insanları, bu kez, canlı türlerinin yok olmasında en etkin rolü, insanların yaşam alanlarının genişleyerek diğer canlıların yaşam alanlarını işgal ederek dönüştürmesinin oynadığını düşünüyorlar. Biyologlar, geçen 500 yıl içinde 5 bin 770 memeli hayvan türünden 80’inin soyunun tükendiğini saptamışlar. Science dergisinde 1995’te yayımlanan bir başka araştırma, soyu tükenme hızının, geçmişteki dalgalarınkinden, türüne göre 100 ila 1000 kat daha yüksek olduğunu gösteriyormuş. O araştırmadan bugüne yapılan bilimsel çalışmalar bu bulguları defalarca doğrulamış, dahası, soyu tükenme sürecinin giderek hızlanmakta olduğunu da ortaya çıkarmış. Geçen 20 yılda, kapitalizmin doğal kaynakların kullanımını, tropik ormanların kesimini, doğal çevrenin, su kaynaklarının, atmosferin kirletilmesini ne kadar hızlandırdığını anımsayıp Türkiye’ye geçelim. Türkiye’de sosyalist demokratik muhalefet, bundan önce iki kez askeri darbelerin şoku ile imha edildi. Son yıllarda biraz farklı bir süreç yaşanıyor. Yaklaşık 25 yıldır, Siyasal İslam, sivil toplum alanını, Aydınlanma geleneğinin, seküler, demokratik ve sosyalist düşüncelerinin yaşamasına olanak veren alanlarını yavaş yavaş işgal ederek dönüştürüyor, kendi “hakikat rejimini” ve “biyopolitiğini” (beden disiplinini) yerleştiriyordu. Bu süreç “28 Şubat”tan sonra AKP hükümetleri döneminde hızlandı. Ergenekon davasıyla birlikte tırmanan “pasif devrim sürecine”, yukarıdan, devletin şiddet araçlarının, yargı kurumlarının reflekslerinden kaynaklanan şoklar eklendi; süreç daha da hızlandı. Alman meclisine vize dilekçesi Dış Haberler Servisi Federal Alman Meclisi Dilekçe Komisyonu’na bir vatandaş tarafından Türk turistlere vizenin kaldırılmasını öngören bir dilekçe verildi. Dilekçenin kabul edilip mecliste görüşülmesi için gerekli 50 bin imzanın 3 haftalık süre içinde toplanması gerekiyor. Bu süre ise 13 Nisan 2011’de doluyor. ‘Deliller tartışılmadı’ ‘Recep Bey’ diyemeyecekler Haber Merkezi Hükümete yakın bir reklam firması olan YRD İstanbul Reklamcılık ve Danışmanlık, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sık kullandığı “Atma Recep Din Kardeşiyiz” ve “Recep Bey” sözlerinin kullanım hakkını aldı. Şirketin yöneticisi Safiye Oral Cenkci, “Bu sözleri herhangi bir ticari üründe kullanacak mısınız” sorusuna “ Öylesine aldık diyelim” yanıtını verdi. Edemir için savcının tahliye istemi reddedildi H LAL KÖSE Savcı Öz iddiaları reddetti Haber Merkezi Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz, gazeteci Ahmet Şık’ın avukatı Akın Atalay’ın sözlerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Atalay, Zekeriya Öz’ün sorgu sırasında, “Ben kimlerle ilgili yakalama ve arama istenildiğini bilmiyorum. Emniyet bizden talep ediyor, biz de çoğu zaman olduğu gibi imzalayarak mahkemeye havale ediyoruz” dediğini iddia etmişti. Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencileri kayıtlarının yenilenmesi için eylem yapıyor. Eğitime bağış engeli AL AÇAR Spor dünyası Zeynep’e ağlıyor Spor Servisi Galatasaray Voleybol Yıldız Takımı oyuncusu, voleybol spor okulları genel koordinatörü Ali Himmetoğlu ile voleybol bayan takımı eski sporcusu Zeynep Himmetoğlu’nun kızı 16 yaşındaki Ayşe Himmetoğlu yaşamını yitirdi. 2 Mart’ta beyin kanaması geçiren Himmetoğlu’nun ölümü spor camiasında büyük üzüntü yarattı. Himmetoğlu’nun cenazesi yarın Karacaahmet Mezarlığı girişinde bulunan Şakirin Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından toprağa verilecek. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) bazı öğrencilerin 2. dönem harç paralarını yatırmalarına karşı Trabzon Kamu Üniversiteleri Güçlendirme ve Dayanışma Derneği’ne 25 TL’lik bağış parasını vermedikleri gerekçesiyle kayıtları yenilenmedi. İktisat Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Dursun Ali Koyuncu, “Zorla bağış parasına karşı arkadaşlarımızla üniversite önünde yaklaşık 1 aydır oturma eylemi yapıyoruz. Okula kaydımız yenilenmediği için sınavlara giremeyeceğiz” dedi. Üniversitesi Rektörü Prof Dr. İbrahim Özen’in basına bağış paralarının zorunlu olmadığı yönünde açıklaması olduğunu anlatan Koyuncu, savcılığa başvurduğunu söyleyerek, “Savcı bana ‘bağışın zorunlu olmadığını ancak soruşturma açabilmesi için YÖK’ün izni olması gerektiğini’ söyledi” dedi. Bağış paralarının iadesi için 1500 imza topladıklarını belirten Koyuncu, imzalarla birlikte hukuki yollara başvuracaklarını söyledi. ODTÜ yüksek lisans öğrencisi Hüseyin Edemir, terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla 14 aydır tutuklu yargılandığı davada, savcının beraat ve tahliye istemiyle umutlandı. Mahkeme ise Edemir’in, üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi olduğu gerekçesiyle tahliye talebini reddetti. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıkan Edemir, “Ben, dosya numarasından ibaret değilim. Bir hayatım var” dedi. Savcı Kasım İlimoğlu, esas hakkındaki görüşünü mahkemeye sundu. Edemir’in yargılanmasına neden olan belgelerin orijinal olmadığına dikkat çeken savcı, “Belgelerin asılları getirilerek, hukuki delil olup olmadıkları tartışılmamıştır. Delillerin yasallığı araştırılmamıştır. Adil yargılama kavramının önemli unsuru ‘silahlarda eşitlik ilkesine’ aykırı davranılmıştır” dedi. Savcı, Yargıtay kararlarından da alıntı yaparak, Yargıtay’ın “salt silahlı bir örgüte ilgi duyulmasını, örgüte katılmak için zemin arayışında bulunulmasını” örgüt üyeliği için yeterli bulmadığını vurguladı. Mahkeme ise İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nden Edemir aleyhindeki belgelerin ele geçtiği “Ülkemizde Gençlik” dergisinde 2001 yılında yapılan aramaya ilişkin tutanakların istenmesine hükmetti. Heyet, Edemir’in tahliye talebini reddederek davayı erteledi. Ve küresel tsunami Bence bu hızlanma, Türkiye’deki egemen rejimin istikrarını koruyabilmesi için, toplumsal muhalefetin susturulması gerekiyor olmasından kaynaklanıyor. Pazartesi yazımda tartıştığım “Küresel Tsunami” önümüzdeki dönemde, bu kıyılara ulaşacak. AKP ekonomi ve dışişleri kadroları, yaklaşımlarını, yetersiz varsayımlara ve kaynaklara dayandırdıklarından, bu dalgayı yönetmekte zorlanacaklar. O zaman rejimin istikrarını korumak için muhalefetin sesini kısmak daha da önem kazanacak. Enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlar hem enflasyonu hem de maliyetler üzerinden büyümeyi etkileyerek, işsizliği, yoksullaşmayı arttıracak. Türkiye ekonomisi, hızlı ekonomik büyümeyi sıcak para girişini hızlandırarak, dış ticaret dengesinin bozulmasına aldırmadan kaygan bir zeminde korumaya çalışıyordu. Geçen haftalarda uluslararası mali piyasalarda bu konu gündeme gelmeye, kuşkular dile getirilmeye başlanmıştı. Geçen haftanın başında, az gelişmiş ülkelerin bono (borç) piyasaları, Kuzey Afrika üzerinden gelen ani bir güven çürümesiyle, 2008’den bu yana en büyük satış dalgasını yaşadığında, Bloomberg yorumcuları, “En çok Türkiye kâğıtları kaybetti” diye yazarken, petrolünün yüzde 93’ünü ithal etmek durumunda kalmasına da değiniyorlardı. RBS London’dan yükselen piyasalar analisti Tim Ash’a göre de “Türkiye bugünkü krizden önemli ölçüde etkilenecek”. Bugünkü krizin etkileri piyasa dinamikleriyle de sınırlı kalmayabilir. Rejimlerden hoşnut olmayanlar, büyük kalabalıkları önemli, medyanın kolaylıkla görebileceği merkezlere toplayarak orada bir süre kalmayı başarabildikleri takdirde fiziki çaplarından çok daha büyük etkiler yaratarak rejimleri zorlayabileceklerini öğrendiler. Bu dersi Kürt hareketinin de almış olduğu anlaşılıyor. Kıbrıs halkının düş kırıklığının da öfkeye ve kitlesel eylemlere dönüşmeye başladığı görülüyor. Bu iki dinamiğe bir de Suriye veya Kuzey Irak üzerinden gelebilecek bir siyasi sarsıntının ya da sığınmacı dalgasının olası etkilerini eklediğimizde rejimin istikrarını korumakta nasıl daha da zorlanacağını gözümüzde canlandırabiliriz sanırım. CHP yeni projelerini seçmene tanıtmak için partilileri eğitmeye başladı Aynı aileden 4 kişi öldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın Polatlı ilçesi Kıranharmanı köyü yakınlarında Porsuk Çayı’na uçan otomobilde aynı aileden biri çocuk 4 kişi boğularak öldü. Araçtakilerin Mehmet (45), Hüseyin (17), Ahmet (20) ve Enes Hakim (6) oldukları belirlendi. Ölenlerin Şanlıurfa’dan Polatlı’ya gelen mevsimlik tarım işçisi olduğu öğrenildi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Çocuklarına kahvaltılık bulamadığı için yaşamına son veren Yüksel Demir’in geride kalan ailesine, gazetemiz okurlarınca nakdi yardım yapıldı. Toplanan yardımlar gazetemizin Diyarbakır Büro Şefi Mahmut Oral tarafından Demir ailesine teslim edildi. ‘Aile Sigortası’ halka anlatılacak İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet Halk Partisi, “Aile Sigortası” projesi konusunda örgüt içi eğitimine başladı. Parti, “Aile Sigortası”nı seçmenlere bire bir görüşmeler yoluyla anlatmaları için örgütünü eğitiyor. CHP Parti Meclisi üyesi İrfan Hüseyin Yıldız, önceki gün Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde Kartal ilçe örgütüne “Aile Sigortası” konusunda bir sunum yaptı. Seçmenlere projeyi anlatmakta kullanılacak argümanlar konusunda bilgi veren Yıldız, üyelerin bu konudaki sorularını da yanıtladı. CHP’nin yaşama geçirmek istediği Aile Sigortası’nın yoksulluk, eşitsizlik gibi sorunları çözmek için tasarlandığı gibi, yoksullukla mücadeleyi sürekli kılan bir yapı da arz ettiğini belirten Yıldız, aile sigortası kapsamındaki sosyal desteklerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Aile Sigortası Kurumu (ASKUR) tarafından yürütüleceğini açıkladı. AsKur’un üçüncü bir sosyal güvenlik kurumu gibi çalışacağına dikkat çeken Yıldız, aileye sosyal yardım ve hizmet sunan 14 kurumsal yapının tek çatı altında toplanacağını ve bu alandaki dağınıklığın da giderileceğini söyledi. Hüseyin Yıldız, bu projenin insanları tembelliğe iteceği yolundaki kaygıların yersiz olduğunu, aile sigortasının genel olarak işgücü ve iş alanlarının artmasına yönelik bir program olduğunu kaydederek “Kamuya personel alımında, Aile Sigortası uygulamasından yararlanan ailelere öncelik tanınacaktır” dedi. Verilen desteklerin, mesleki eğitim kurslarına devam etme, İşKur’a kayıtlı olma gibi koşullara bağlanacağını bildirdi. Demir ailesine yardım Çukuru naylonla kapatmışlar Eslem’in feci ölümü Linç olayına 10 tutuklama BURSA( Cumhuriyet) Bursa’nın Gürsu ilçesinde annesiyle birlikte bir mutfak ve dekorasyon mağazasına giden Eslem Taban’ın üzerine 70 kilo ağırlığındaki çelik kapı düştü. Minik Eslem, yaralı olarak kaldırıldığı Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Foseptik tuzağına bir kurban daha SAMSUN (Cumhuriyet) Samsun’un Çarşamba ilçesine bağlı Çatlı köyünde ailesiyle akrabalarının evine giden 4 yaşındaki Ümit Hallaç’ın ortadan kaybolması üzerine ailesi aramaya başladı. Küçük çocuk üzeri naylonla kapatılmış fosseptik çukuruna düştüğü görüldü. Çukurdan çıkarılan çocuğun boğulduğu anlaşıldı. Çocuğun cesedi otopsi için Trabzon Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Hakaretin cezası 8 ay Gümüşhane’deki bir lisede girdiği din derslerinde Alevilere hakaret eden imam Şuayip Güllü hapis cezasına çarptırıldı MEHMET MENEKŞE C MY B C MY B HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde 2 Mart’ta polis ekibine yapılan saldırıyla ilgili gözaltına alınan 16 kişiden 14’ü tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Zanlılardan 18 yaşından küçük 4 kişinin de aralarında bulunduğu 10’u tutuklandı. 4 zanlı ise serbest bırakıldı. AMASYA Amasya’daki Gümüşhacıköy Lisesi’nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine “sözleşmeli öğretmen” olarak giren ve öğrencilere, Alevileri aşağılayarak ‘Alevilerin sapık ve ensest ilişkileri vardır’ diyen mahalle imamı Şuayip Güllü 8 ay hapis cezasına mahkum edildi. Güllü, ilk duruşmada olayın komplo olduğunu söyledi. Öğrencilerin ifadelerine başvuran mahkeme heyeti, Gül lü’nün “suçunun sabit olduğuna” karar vererek 8 ay hapis cezası verdi. Ancak devlet memuru olması, sabıkasının bulunmaması, olumlu davranışları nedeniyle cezaya altıda bir oranında indirim yaptı. Cezanın mahiyeti nedeniyle de hükmün açıklanması geri bırakılarak tecil edildi. İmam hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunan öğrenci velisi Oktay Beyazgül hakarete uğramalarının yanlarına kâr kaldığını belirterek sonucun kendilerini memnun etmediğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle