22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 ‘20. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı’ başlıklı ‘koleksiyon sergi’ santralistanbul’da açıldı Resmimizde kırılma noktası Kate Nash stanbul’a geliyor Kültür Servisi Son yılların en çok dikkat çeken genç müzisyenlerinden Kate Nash 13 Nisan’da Babylon’da konser verecek. Solo kariyerinin yanında ‘The Receeders’ isimli punk grubunda da bas gitar çalan Nash’in müziği ve stili günümüzün şehirli Londra tarzının klasik bir göstergesi olarak kabul ediliyor. CEREN ÇIPLAK ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Ünlü ressam Devrim Erbil, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi’nin çağrısıyla “Sanat dünyasında neler oluyor” konulu bir konferans verecek. Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarım Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Özlem Uslu’nun katılımıyla 11 Mart’ta saat 14.00’te İ. Akif Kansu Salonu’nda gerçekleştirilecek konferans tüm sanatseverlere açık. Alaettin Aksoy Çukurova’da Devrim Erbil konferansı Loreena McKennitt stanbul’u tercih etti İSTANBUL (AA) Ünlü sanatçı Loreena McKennitt, yeni albümü “The Wind That Shakes The Barley” albümünün Avrupa tanıtımı için 2728 Mart’ta İstanbul’da olacak. Konuya ilişkin yazılı açıklamaya göre, albümleri dünyada 15 milyondan fazla satan sanatçı, Odeon Müzik’in davetlisi olarak geleceği İstanbul’da 27 Mart’ta bazı TV programlarına konuk olarak katılacak ve 28 Mart’ta da bir basın toplantısı düzenleyecek. Büyük çoğunluğu soyut resimlerden oluşan “20. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı” başlıklı ‘koleksiyon sergi’ santralistanbul’da. Sergide, işadamı Öner Kocabeyoğlu’nun özel koleksiyonundan seçilen 18 ressam ve 2 heykeltıraşın toplam 443 yapıtı yer alıyor. santralistanbul Ana Galeri’de 3 kata yayılan alanda Fahrelnissa Zeid, Fikret Muallâ, Hakkı Anlı, Abidin Dino, Ferruh Başağa, Selim Turan, Avni Arbaş, Nejad Devrim, İlhan Koman, Mübin Orhon, Adnan Çoker, Burhan Doğançay, Ömer Uluç, Albert Bitran, Yüksel Arslan, Mehmet Güleryüz, Komet, Alaettin Aksoy, Ergin İnan ve Koray Ariş’in yapıtları 19 Haziran’a kadar görülebilecek. Dün santralistanbul’da düzenlenen basın toplantısında, serginin danışmanlığını üstlenen Ferit Edgü, serginin bir dönem sergisi, bir tema sergisi, kronolojik bir sergi olmadığını belirterek sergiyi koleksiyonerin gözünden tasarladığını söyledi. Sergi içinde sergi Edgü’nün sıralamasına göre, serginin birinci katının (aslında üçüncü kat) ilk bölümünde aralarında Fikret Muallâ, Abidin Dino, Avni Arbaş’ın da olduğu 8 sanatçının yapıtları “İki Kuşak Figüratifler” başlığıyla sergileniyor. Birinci katın ikinci bölümünde ise bir sergi bütünlüğü amacı güdülerek tek bir sanatçının, Ömer Uluç’un 41 yapıtı yer alıyor. İkinci katta “Paris Okulu Soyut Türk Ressamları” şemsiyesi altında, aralarında Fahrelnissa Zeid, Nejad Devrim, Mübin Orhon’un da olduğu altı sanatçının yapıtları var. Edgü, bu katta yer alan sanatçıların toplam 186 yapıtıyla dünyanın dört bir yanında “Paris Okulu Soyut Türk Ressamları” başlıklı, anlamlı, dahası şaşırtıcı bir serginin gerçekleştirilebileceğini söylüyor. 19 Haziran’a kadar açık kalacak sergide, işadamı Öner Kocabeyoğlu’nun özel koleksiyonundan seçilen, 18 ressam ve 2 heykeltıraşın 443 yapıtı yer alıyor. Serginin danışmanlığını üstlenen Ferit Edgü, sergiyi koleksiyoncunun gözünden tasarladığını vurguluyor. Üçüncü katta ise “Geometri, Işık, Müzik ve Duvarlar” başlığı altında Ferruh Başağa, Adnan Çoker ve Burhan Doğançay’ın 52 yapıtı yer alıyor. Edgü ayrıca serginin üç kitaptan oluşan kataloğunun Türkiye’de bir ilk olabileceğini belirtiyor. Sergide, 19402000 döneminin önemli heykeltıraşlarından İlhan Koman’ın 3, Koray Ariş’in ise 9 yapıtı da izleyicilerle buluşuyor. Kültür Servisi Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi, İsmail Beşikçi’ye “Çağımızda Hukuk ve Toplum” adlı dergideki yazısından ötürü 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmesini kınadı. PEN’in açıklamasında “Şiddete karşı olduğu bilinen ve ömrünün 17 yılını hapiste geçiren onur üyemiz İsmail Beşikçi örnek bir aydın olarak yaşayagelmiştir. Görüşlerini yazması bir yurttaş olarak en doğal hakkıdır. Demokrasi ufku ve iddiası bu hakkı kabulü gerektirir” sözlerine yer verildi. Edebiyatımızda ‘50 Kuşağı’nın önde gelen adlarından ve sanat yazarı Ferit Edgü, koleksiyondaki işlerin büyük çoğunluğunun 1950 sonrası yapıtları olmasının ken Demokrasi ve sanat Anadolu Sanatçılar Derneği’nden sergisi Kültür Servisi Anadolu Sanatçılar Derneği’nin her yıl düzenlediği geleneksel “8 Mart Sergisi” Kartal’da açıldı. Başta emekçi kadınlar olmak üzere, eşitlik ve özgürlük arayışı içindeki bütün kadınların problemlerini sanatın diliyle ifade etmeye çalışan ressamlar ve ressam adaylarının eserlerinden oluşan sergi, 26 Mart’a kadar açık. (www.anadolusanatcilardernegi.com) Borusan Art Center’daki ‘Durumun Sorgulanması: kinci Sergi’de genç sanatçıların atölye ürettikleri çalışmalar sergileniyor Uzun mesafe koşucuları ÖZLEM ALTUNOK BURSA K TAP FUARI’NDA BUGÜN  Söyleşi: “Reçete Türkçe” Yer: Çekirge Salonu Saat: 14.3015.30 Düzenleyenler: Cumhuriyet Kitapları, Dil Derneği Bursa Temsilciliği, Akkılıç Kütüphanesi, Şahinkaya Okulları  Söyleşi: “Uzayın Derinliklerine Davet: Uzayda Bir Yatılı Okul” Konuşmacı: Suzan Geridönmez Yer: Çekirge Salonu Saat: 13.1514.15 Düzenleyen: Günışığı Kitaplığı lke Yılmaz’ın ‘Hey You’ adlı çalışması. Borusan Art Center, 2008 yılından bu yana genç sanatçılara yönelik uyguladığı üretime dönük atölye sisteminin meyvelerini şu sıralar yeni sergisi “Durumun Sorgulanması: İkinci Sergi” ile topluyor. Necmi Sönmez öncülüğünde “eşzamanlı üretim modeli”nin, yani bir eleme sistemiyle projeye dahil olan 35 yaş altı sanatçıların iki yıl boyunca Borusan atölyelerindeki üretiminin sağlandığı bir model bu. Bu ikinci seri de geçen yıl “Mind Models” başlıklı sergiyle yola çıkılan sistemin sağlaması bir anlamda. Zaten 10 sanatçının çalışmalarının yer aldığı serginin kavramsal içeriği de sanatçıların hem kendilerini hem de bugünün politik, sosyal, ekonomik dinamiklerini sorguladıkları bir bütünden oluşuyor. Burak Bedenlier’in özel preslerden geçirilmiş içinden ay ve yıldızların çıktığı çalışması aidiyet, ulus, milliyetçilik gibi kavramlar üzerine düşünmemizi sağlıyor. Gökçe Necmi Sönmez Süvari, Burçak Konukman ve Elif Öner’in çalışmaları ise genç sanatçılarla kurumlar arasındaki ilişkilere eleştiri getiren işler. İlke Yılmaz’ın “Hey You” adlı çalışması, son zamanlarda öldürülüp parçalanan ve çöpe atılan kadınlar fenomenine göndermede bulunan, bir anlamda şiddetin ironisi. Sibel Diker’in video, fotoğraflardan oluşan katmanlı işi ise bir inşaat alanı gibi yayılan kentteki bir bahriyelinin kayıp güncesi gibi. Sönmez, “İşlerin seçilmesinden mekâna uygun olarak yorumlanmasına kadar farklı bir sunum modeli geliştirmeye çalıştık ve bunu da sürekli içinde bulunduğumuz durumu sorgulayarak yapmaya çalıştık” diyor. Aslında Borusan’da uygulanan bu model aynı zamanda çağdaş sanat ortamının da sorgulanması. Serginin genç sanatçılarının çoğu şimdiye kadar kişisel sergi açmamış, kariyerlerinin başlarında, vitrinde olmayan kişiler. Sönmez’in amacı tam da bu: Onları özellikle bu sü Fahrelnissa Zeid Beşikçi’ye PEN’den destek disine heyecan verdiğini söylüyor: “Bana heyecan veren bir diğer konu da 1950 tarihinin Türk sanatında resim dalına dair bir kırılma noktası oluşturduğudur. Türkiye’de 1950 bir kırılma noktasıdır. Demokrasi alanında da kırılma noktasıydı fakat sonra demokrasi testisi su yolunda kırıldığı için o orada kaldı ve hâlâ da orada, ama sanat aldı başını gitti!” Sergideki kimi sanatçıların hayattayken Türkiye’de hiç sergisinin açılmadığını belirten Edgü, bu kadar yapıtın nasıl bir araya geldiğini ve Türkiye’de nasıl toplandığını ise şu sözlerle açıklıyor: “1950, resim sanat tarihinde nasıl bir kırılma noktası ise resim piyasasında da 1980’lerin sonu kırılma noktasıdır. Birincisini açıklamak daha zordur. İkincisi doğrudan doğruya iktisat bilimiyle açıklanabilir. Türk ressamlarına ilgi arttıkça Avrupa pazarlarında özellikle müzayede salonlarında bu ressamların eserleri ortaya çıkmaya başladı. Yani galeri depolarında bulunan, koleksiyoncuların koleksiyonunda olup unuttukları resimler birdenbire değer kazanınca ortaya çıkmaya başladı.” reçte desteklemek, sanat dünyasına taze nefesler katmak. “Müthiş bir kuşak geliyor” diyor Sönmez, “Genç sanatçılardan jilet gibi işler çıkıyor, neresine değseniz eliniz kanıyor. Oysa bir tıkanıklık var. Çünkü Türkiye’de güncel sanat ortamında bir sanatçının gündeme gelebilmesi için üç şartın yerine gelmesi gerekiyor. ‘3 M’ diyorum ben buna; mağdur, meczup ve mağlup. Çağdaş sanatın algısında böyle bir popülerleşmeye meyil var. Bu sergiler bunların ötesinde bir duruş olması gerektiğini işaret ediyor.” Geçen üç yıllık süreçte ortaya çıkan çalışmalar ve edinilen deneyimi ise şu sözlerle özetliyor: “Bu sergilerin tam olarak sonuçlarının alınabilmesi için sanırım daha 56 yıla ihtiyaç var. Burada geçirilen süreçte sanatçıların altyapısıyla birlikte, seçilen malzeme, sunum teknikleri de değişiyor. Bu da onları gelip geçici olmayan, uzun mesafe koşucusu sanatçılara dönüştürüyor. Tıkış tıkış halk otobüslerine benzeyen grup sergilerine karşılık genç sanatçıların çalışmalarını sergilemeleri konusunda farklı yaklaşım oluşuyor.” ( Sergi 12 Mart’a kadar Borusan Müzikevi’nde.) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle