23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 6 MART 2011 PAZAR [email protected] 16 MÜZİK Göster cemalin sevdiğim Mustafa Kılçık, ilk albümünde Alevi Bektaşi kültürüne hizmeti amaç edinmiş HAT CE TUNCER Canın Cananı rda Müzik tarafından yayımlanan Firak albümü adını Mustafa Kılçık’ın “Göster Cemalin SevdiğimFirak” adlı eserinden alıyor. Kılçık “Firak”ın “ayrılık” ı anlamına geldiğini anlatıyor: “Kavgalı gürültülü bir ayrılık değil de elde olmayan sebeplerden dolayı bir ayrılıktan söz ediyoruz. Canın cananı bekleyişi, gülün bülbülü bekleyişi, âşığın maşuğu bekleyişi gibi uzaktan uzağa sevip de Leyla’nın Mecnun’u gibi vuslata olan özlemdir firak. Ama bu bir kadına, erkeğe duyulan zahirdeki bir bekleyiş A sonra da aynı bünye içerisindeki Toraman Bağlamaevi’nde çalışmaya başlar: Besteleri okundu Avcılar’da 2001 yılı sonlarına doğru “Gülüş Müzik Okulu”nu açan Kılçık, bağlama dersleri vermenin yanı sıra beste çalışmalarını ve bağlaması ile çeşitli sanatçılara albümlerinde eşlik etmeyi sürdürür. Kılçık’ın Sabahat Akkiraz’ın okuduğu “Dağlar Verin Yarimi”, Emre Saltık’ın söylediği “Gönlümün Sultanı” gibi besteleri, değişik sanatçıların repertuvarında yer bulur. Hasret Gültekin’den etkilenme “Toraman Bağlamaevi bağlama yapılan bir yerdi. Benim görevim oradaki bağlamaları çalıp tanıtmak, kalitesini anlatmaktı. Orası sanatçıların uğrak yeriydi, müzik çevrem gelişti, sanatçılarla tanıştım. Askerlik döneminden önce de şiirler yazardım ama daha çok politik mücadele ile ilgili şiirlerdi. Daha sonra şiirde Alevi Bektaşiliğe doğru meyillenme başladı. Deyişler daha bir yakın geldi bana. Bir baktım insanlar bestelerimi HASB HAL levi Bektaşı inacıyla ilgili yoğun bir araştırmalar yapan Kılçık 2001 yılında Dertli Divani’nin Hasbihal ekibiyle birlikte muhabbet havasındaki konserlere çıkmaya başlar: “Hasbihal ile Türkiye’nin dört bir yanını gezdik, dünyanın birçok yerine gitme olanağımız oldu. Alevi Bektaşi inancı adına sahip olduğum bilgileri Dertli Divani’den aldım. Hasbihal konserleri eğlence tarzı değil de, deyişleri anlatan, Alevilerin dününü bugününü anlatan havada geçer. Benim de deyiş albümü yapma isteğim A Hasbihal muhabbetlerinde doğdu. Albümümü, Alevi Bektaşi inancı yolunda hizmet amaçlı yapmayı tercih ettim. Toyluk döneminde mahlasım ‘Deli Ozan’dı. Bu mahlası kendim bulmuştum. Bizim köyün delisinin adını bana verdikleri için toyluk dönemimdeki ‘Deli Ozan’ mahlasını kendim bulmuştum. Ama Dertli Divani ‘Sana bir mahlas bulmak lazım’ dedi. Zaten mahlası bir ustanın bulması gerekiyor. Dertli Divani ve Hasbihal’deki arkadaşlarım vefalı olmaktan gelen Vefai mahlasını uygun buldular.” T.C. KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN EK SIRA CETVELİ İLANI Dosya No: 2003/18 Müflisin Unvanı: EMCTEMBOR BORU SANAYİ VE TİCARET AŞ. DOSYA NO: 2003/18 Yukarıda açık unvanı yazılı müflis masasından geç talep edilen 43 ve 44 kayıt No’lu alacak istemleri tahkik ve tetkik edilmiş olup, İİK 206 ve 207. maddeleri uyarınca düzenlenen ek sıra cetveli incelenmek üzere Daireye bırakılmıştır. İİK’nin 235. maddesi gereğince alacağın sırasına dair şikâyetlerin ilandan itibaren (7) gün içinde Kadıköy İcra Mahkemesi’ne, alacağın esasına ve miktarına dair itirazların ilandan itibaren 15 gün içinde Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yapılması gerekmektedir. İİK’nin 232234235. maddeleri uyarınca ilan olunur. 03 Mart 2011 Basın: 15085 Benliğini bırak da gel şık Vefai mahlasıyla tanınan Mustafa Kılçık, ilk albümü “Firak”ta kendi eserlerinin yanı sıra Âşık Noksani, Âşık Ruhi, Pir Sultan Abdal gibi Anadolu’nun büyük ozanlarının deyişlerini besteleyerek Alevi Bektaşi müziğine hizmet etmeyi amaçlıyor. Kahramanmaraş Nurhak doğumlu olan Mustafa Kılçık, yörenin geleneklerine bağlı olarak henüz çocuk yaşlarında bağlama çalmayı öğrenmiş: “13 yaşında annem vefat ettikten sonra gurbete çıktım. 1989’da yaşam şartlarından dolayı okulu da bırakmak zorundaydım. 7 erkek bir kız kardeştik. Nurhaklılarla birlikte Gaziantep’e gidip inşaatlarda çalıştım, Hatay’a portakal toplamaya gittim. 18’ime kadar inşaatlarda çalıştım. Arkadaşların bağlaması varsa çalardım, kitap okurdum. Askerliğimi Gaziantep’te yaparken çarşı izinlerine Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı’na gidiyordum. O zamanlar halk müziği sanatçısı Özlem Taner, orada bağlama dersleri veriyordu. Ben de askerliğim bitince Arif Sağ’ın yerine gitmeye karar verdim.” Kılçık, 1996 yılında İstanbul’a gelir ve Arif Sağ Müzik Merkezi’ne girer, 2 yıl  okumaya başladı. İlk olarak ‘Doyamadığım’ adlı bestemi Ekrem Ataer okumuştu. Hasret Gültekin’den çok etkilendim, hâlâ da en sevdiğim ustalardandır. Sesimi, çalmamı hatta giyim tarzımı bile Hasret Gültekin’e benzetirdim. Zamanla artık Mustafa Kılçık olmak için çaba göstermem gerektiğini anladım. Nota bilmiyordum ama bağlamada teknik kapasitem bir yere gelmişti. Zamanla albümlerde çalmam için teklifler aldım. Yusuf Toraman’ın da bende büyük emekleri vardır, ilk adımlarımda bana hep önayak oldu, tavsiyelerde bulundu.” değil, Batıni anlamda sezgisel ve düşünsel anlamda bir ayrılık ve bekleyiştir. Firak Batıni bir kelimedir, genel olarak albümdeki eserlerin hepsinde bir aşk vardır. Hepsinin içeriği özlem ve G ayrılıktır. ‘Göster cemalin sevdiğim/ Mahrum etme didarından’ diyoruz. Kesinlikle zahiri anlamda düşünülemez. Batıni anlamda sevgili zaten canandır. Hak dediğimiz her şeyi kendinde resmeden varlıktır. Bizim inancımızdaki hak görünmeyen değil, aksine Hazreti Ali’nin dediği gibi görünen her şeydir.” ustafa Kılçık, “Yeter”, “Senden Mürüvvet”, “Sen Değil misin” gibi “Vefai” mahlasıyla yazdığı eserlerin yanı sıra derlediği deyişlere de albümünde yer veriyor. Albüm 20. yüzyılın başlarında yaşayan Âşık Ruhi’nin “Derviş” deyişiyle başlıyor. “Suçum” 20. yüzyılın başlarında yaşayan Âşık Derdiçok’un bir deyişi. Kul Fakir’in “Dostun Gül Cemali” şiirini Hacı Bayrak’ın müziğiyle okuyan Kılçık, Âşık Dermani Baba’nın “Ey Dilber Beni Ağlatma” ve Pir Sultan Abdal’ın “Hak Nasip Eylese” deyişlerini bestelemiş. 18. yüzyıl ozanı Âşık Noksani’nin “Firgatın Oduna” deyişini besteleyen Kılçık, yine Noksani’nin “Zahit” deyişini Kantarma dedelerinden derlemiş: “AleviBektaşi inancında, kişinin kendisini Hakkâ teslim etmesi çok önemlidir. Her Alevi yola girerken ikrar verir. ‘Bu yol ateşten gömleği giymek kadar zor, demirden leblebi yemek kadar zor’ der. O yola girerken nefsinin önüne tel çekmiştir. Alevi inancında benlik, ikilik en büyük kusurdur. Derviş Ruhullah ‘Çıkılmaz benlikle arşı didâre/Varını yoğunu yak da gel derviş’ diyor.” M C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle