18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sayı 36 [email protected] Basına bir dava da Muhittin Bey'den! usta çizer lban Ertem'e tebligat! Muhittin Kavaf adlı işçi emeklisi, gazetemiz bahçesine gelerek yıllarca çalışarak geliştirdiği maharetini gösterdi ve yargıya taşınmış bir konu hakkında bizi bilgilendirdi. Son derece sinirli olduğu gözlenen Muhittin Bey, bakın 35 yıllık azim öyküsünü bize nasıl anlattı: “1976 yılında, o zamanki Gırgır dergisinde, ‘Okuyuculara 80 bin lira dağıtıyoruz. Hiç kupon biriktirmeden, sadece bir tek numara ile hayatınız değişebilir’ başlığıyla bir çizim yayımlanmış ve o çizimdeki numarayı yapana 80 bin lira vereceklerini açıklamışlardı. Yıllar süren titiz ve azimli bir çalışmayla o numaranın aynısını yapmayı başardım. Gel gör ki verilen adrese gittiğimde derginin yerinde olmadığını gördüm, dergi el değiştirmiş, her şey değişmişti... Ancak, vazgeçmedim. Bilirkişiye gittim, çizimin İlban Ertem'e ait olduğunu saptadı. Sonra iz sürdüm, İlban Ertem'in Bodrum'da yaşadığını öğrenip kendisine tebligat gönderip paramı istedim. Artık çalışmamın karşılığını almak istiyorum.” Ünlülerden Tiyatro Anıları (1) Bir ara (artık çoğu aramızda olmayan) ünlü tiyatro sanatçılarımızın anılarını kendi ağızlarından dinlemiş, kaydetmiştim. Bazılarını zaman zaman aktarayım. Dönemin tiyatrosunu olduğu kadar, dönemin Türkiye’sini de yansıtıyorlar. Muhlis Bey ayağa fırladı birdenbire. Bastonunu masaya indirerek, “Bana bak, Komiser!” diye gürledi. “Bunların hepsi tiyatro denilen mektepten yetişmiştir. Bu mektep o kadar yüksektir ki, senin boyun oraya kadar yetişmez! Aklın da ermez! Biz gidiyoruz. İzin belgemizi imzalar yollarsın. İmza atmayı becerebiliyorsan eğer...” Ne yalan söyleyeyim, karakoldan avaf'ı 35 yıl çıktığımızda hepimiz zangır zangır titriyorduk. şte Muhittin K kupürü: gi Ama on dakika içinde bir polis memuru, uğraştıran der imzalı mühürlü izin belgesini kuzu kuzu otelimize getirdi. Ekrem Dümer: Toto Karaca: “Tiyatro denilen mektep” Anadolu’da turneye çıktığımızda, nerede oynayacaksak önce oranın karakoluna gider, kaydımızı yaptırır, izin belgemizi alırdık. Muhlis Sabahattin’le yaptığımız turnelerden birinde bir Orta Anadolu şehrine yolumuz düştü. Eşyalarımızı otele bırakıp hemen karakolun yolunu tuttuk. Hepimiz yol yorgunluğundan dökülüyorduk. “Bir an önce belgemizi alalım da oyundan önce otelde biraz uyuyalım,” diyorduk. Cümbür cemaat komiserin karşısına dikildik. Komiser, Muhlis Sabahattin’e yer gösterdi. Biz hepimiz ayaktayız. Verdiğimiz isim listesine bir göz attı Komiser, bizleri küçümseyerek süzdü, sonra Muhlis Beye, “Nereden topladınız bunları?” diye sordu. Bir kahkaha attı. “İçlerinde okuma yazma bilen var mı? “O kendini oynuyordu” İstanbul Tiyatrosu’yla turnedeyiz. Fasulye Kazanı'nı oynuyoruz. Rahmetli Celal Sururi, Emniyet Amiri rolünde... Herkesi kırıp geçiriyor. Alkışlar, kahkahalar gırla gidiyor. Günün birinde İstanbul’a dönmesi gerekti. Bana, “Oyunu seyret, çarşambadan itibaren benim rolümü sen oynayacaksın,” dedi. Celal Bey’i o rolde zaten birçok kere seyretmiştim; ama iki gece çok daha dikkatle izledim. Çarşamba gecesi de sahneye çıkıp rolünü, mizansenine, repliğine, mimiğine kadar aynen oynadım. Ama seyirciden çıt çıkmadı. Kimse gülmüyor! Oyundan sonra, toprağı bol olsun, Toto Karaca’ya, “Toto Abla,” dedim, “Celal Bey’in rolünü aynen oynadım. Onun yaptığı her şeyi, hareketlerine, tiklerine kadar tekrarladım. Kimse gülmedi. Neden acaba?” Toto’nun yanıtı kulağıma küpe oldu: “Ekrem’ciğim, Celal Bey kendini oynuyordu... Sen ise Celal Bey’i oynuyorsun.” Aman dikkat! Arap yatırımcının arasına isyancı Araplar karışmasın! 19 MART: Libya’ya yapılan operasyonlarda yer almamamız çok yerinde. Ama bilirsiniz ki, biz bir süre yer almayız, daha sonra katılırız genellikle. Libya’ya yapılacak bir operasyonun içine çekilecek olursak Komplosto sahibi bir kazateci olarak yüceler yücesi iktidarımıza şu güzelliği öneriyorum: “Libya’daki operasyonlara bulaştığımız anda bu bulaşmanın aslında Ergenekon Davası kapsamında olduğunu” açıklayın ve Ergenekon üyelerinden bazılarının Libya’da bulunması nedeniyle bu operasyona dahil olunduğunu anlatın. Ayrıca oradan, eli kalem tutan birkaç “gazeteci” rastgele getirilip içeri atılırsa Biat kardeşinizin bu senaryosu daha da gerçekçi olur!.. 21 MART: Yücelerden yüce Başbakanımız Cidde’de “Türkiye’de Arap sermayesinin önüne set çekenler oldu. Artık Arap kardeşlerimize kapılarımız ardına kadar açık, engel yok, çekinmeden gelin alın” demiş. Sn. Başbakanım çok güzel demişsiniz ama affınıza sığınarak, ben Arap dünyasında son zamanlarda yaşananlara bakarak biraz ürküyorum. Ya bu Arap yatırımcıların arasına Arap ülkelerindeki isyan dalgasını yayanlar da karışırsa, sonra biz n’aparız?.. Adamlar bayağı bayağı isyan etmeyi, başkaldırmayı öğrendiler, öğreniyorlar. Aman dikkatli olalım! Araya isyancı Arap yatırımcı karışmasın! Bunları yazmaktaki tek maksadım, bizim ileri demokrasiye sahip güzel ülkemizde zerre kadar olmayan şeyler olmasın, öncülüğünüzde süren bu güzel ‘ak düzen’ bozulmasın. 22 MART: Milletvekili aday adayları ortaya çıktıkça Ak Partinin farkı da ortaya çıkıyor. Ak Partili aday adayları A milli takım kadrosu gibi!.. İşte size; Hakan Şükür, Tanju Çolak. Bence Ak Parti bu aday adaylarını milli takım gibi hemen kampa almalı. Sergen Yalçın neden hâlâ bekliyor anlamış değilim! Bir sonraki seçimde Emre, Volkan, Semih, Burak, Arda, Türk yapılmış bir Alex, Emenike ve Niang gibi isimler de bu kadroya eklenirse, milletvekilleri Meclis salonundaki kapışmalarda daha atak, daha hücuma dayalı, daha çift kale oynayabilirler! 24 MART: Ahmet Şık adlı gazetecinin henüz yazma aşamasında içeri girmesine neden olduğu söylenen kitabı Kadıköy’deki bir yayınevinde aranmış. Yüzde 42 niyetlilere göre; “henüz basılmamış kitabın davası” bu! Oysa İleri Demokrasinin bu ileri hali benim gibi bir kazatecinin gözlerini yaşartıyor. Bundan sonraki aşama bence bu tür gazeteciyazarların beyinlerinin çıkartılarak incelemeye alınması olmalı. Yani beyin salatası, yerine beyin gözaltısı!.. Daha yazmaya bile başlamadan düşünce aşamasında yapılacak bu müdahale polisimizi de dünya gözaltı zirvesine taşıyacaktır!..  sezen aksu taklidi yapan, orgazm taklidi de yapsın!  çat kemancı, haklısın...  dondur be meyhaneci! seneye içecez!..  balık adam ayaktan kokar!  günlük tutuluyorum...  garson bey, bu çorbayla kıllanma duygularım azdı.  çocukluk aşısı...  çok kıllık ve kıyafet düşkünüsün!  terelelli baba türbesi...  paranın dini var imanı da atanacak!  müşteri her zaman vanlıdır!.. C HAN DEM RC C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle