23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MART 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 15 Aldığı kararla tepki toplayan Yılmaz’a göre, milli gelirin yüzde 12’sine yakın kredi hacimi var, dikkatli olmak gerek Kredi artışı hâlâ hızlı Ekonomi Servisi Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, sıkılaştırıcı yönde olacağı belirtilen politika önlemlerinin yılın ikinci çeyreğinden itibaren kredi kullanımı ve yurtiçi talebin artış hızını sınırlayacağını tahmin ettiklerini belirtti. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Ankara Sanayi Odası’nda (ASO) düzenlenen “ASO Gündem Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye ekonomisi konusunda değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz’ın konuşmasının satırbaşıları itibarıyla şöyle;  Bugün itibarıyla milli gelirin yüzde 12’sine yakın bir kredi hacmi söz konusu. Kredi hacmine baktığımızda artış hâlâ belki 2008 seviyesinin altında olabilir ama milli gelire oranına baktığımızda artışın oranı daha yüksek. Postmodern şgal Başbakan Erdoğan, Libya işgali, pardon, NATO operasyonuna ilişkin dün bu yazı yazılırkenki son açıklamalarında “Nihayet komuta NATO gücünün eline geçti, Paris devre dışı kaldı” dedi. Irak, Afganistan işgallerinden önemli dersler alındığının altını çizdi. ArapAfrika Birlikleri’nin NATO’nun yanında yer almalarının önemine değindi. Türkiye’nin Libya halkına, kardeşlerine yönelik ateş açılması eylemlerinin içinde olmayacağı güvencesini verdi. Türkiye’de postmodern darbe olabiliyor da, dünya ölçeğinde gerekli görülen ülkeler, iktidarlara ders vermeye, iktidardan düşürmeye yönelik postmodern işgal olmaz mı hiç? Tam da Başbakanımızın altını çizdikleri gibi; ABD merkezli Irak, Afganistan işgallerinde yaşandığı üzere, işgal operasyonlarında işbirliği yapan işgalci zengin Kuzey dünyasının ülkeleri, bataklıkta saplanıp kalıp, başarılı işgal operasyonları, savaş ganimetleri hevesleri kursaklarında kaldığında; bedeli kendileri için en az zararla kapatmak üzere askeri güçlerini çekme yarışındalarken. Devreye NATO askeri güç ittifakı, yeni misyon, vizyonlarla sokuluverdi. AKP’nin kuruluşu, iktidara gelişinde önemli rol oynamış Irak işgalinin önünü açma siyaseti, projelendirildiği, söz verildiği gibi sonuna kadar işletilseydi, Irak tezkeresinin çıkması gafleti, suçu işlenseydi, komşu ülke olarak bataklıktan kolay kolay çıkma şansını bulamayacak Türkiye, üstüne üstük kendi toprakları içinde bir sürü yeni askeri işgal bölgesinde, başta ABD NATO askerlerini barındırıyor konumda olacaktı.. O gün bu gündür NATO çerçevesinde Irak, Afganistan, İran’a yönelik Türkiye’ye verilmek istenen görevlerin, ödenecek bedellerinde Türkiye’nin altından kalkamayacağı boyutlar var. Kuzey Irak’ta askerimize geçirilen çuval, işgal edilen Irak’ın paylaşım kavgasında Türkiye’nin devre dışında bırakılmasının belgesiydi.. Ancak ABD, savaş ganimetleri, en çok da denetimi tam ele geçirilmiş, istenen şirketler paplaştırılmış kanlı petrolün getirisinin geri teptiği, kaosta, Irak iç savaşında maliyetinin çok yükseldiği noktalarda, BushObama iktidar değişimi ile Ortadoğu petrollerinin maliyetini düşürme zorunluluğu ile yüz yüze geldi. Sevgili Korkut Boratav hocamızın ekonomist diliyle altını çizdiği üzere, ABD askeri işgal stratejileri ile birden fazla ülkede, IrakAfganistan, İran’ı içine alacak savaşları sürdüremez konuma geçildi.. Irak’ta henüz kapsamı belirsiz sorumlulukların yerel yönetimlere aktarılması, askerin ağırlıklı gücünün geri çekilmesi, Afganistan operasyonlarında NATO güçlerinin de devereye sokulması, İran’ı frenlemeye dönük ise Türkiye’de NATO füze koruma kalkanı projesinin öne çıkarılması gündeme geldi. Yeni Osmanlıcılık düşlerinde, ABDAB’nin Ortadoğu çıkarlarının kilit noktasında, İslamOrtadoğu ülkelerinin siyasi iktidarları, haritalarının yeniden düzenlenmesi sürecinde “ılımlı İslami iktidar projesi” ile birlikte, kedine stratejik ortak, liderlik vizyonu biçmiş iktidarımız.. Çok büyük çelişkilerin yaşandığı İslam dünyasında sokakların başkaldırısı ile gündeme gelen gelişmelerde, iki arada bir derede... ABDAB ülkeleri bile çıkarlarını kollamada işin altından kolay kolay kalkamaz noktalardalar.. İşgallerin maddi koşulları kalmadığı gibi, insan hakları, demokrasi yayma gerekçelerinin de inandırıcılığı yok. Bir ülkede diktatörlerin çıkarlarının, diğerlerinde sözde halkların haklı hak arayışlarının gözetildiği masalları tutmuyor, çifte standartlar çok fazla sırıtıyor. Üstüne üstük Libya’da bal gibi de postmodern bir işgal projesi gündeme sokulurken, ABABD ülkeleri çıkar çatışmaları, NATO işlevi tartışmaları yaşanıyor.. Kaddafi diktatörlüğünün, katliamlarının durdurulacağı, Libya’nın işgal edilmeyeceği formülü ile askeri güç kullanımının insanları öldüren bombardımanların sonuçları sırıtıyor... Doğrusu, Libya’da istenen yeni iktidar oluşumu, dahası haritalar bölüşümünde, belki de ülke bütünlüğünün parçalanması hedefinde, doğrudan işgalin olası bedellerini üstlenmeden, sonuçlarını alma arayışları gündemde.. Postmodern işgalle alınacak sonuçlara ilişkin insan hakları kayıpları da içinde, olasılıklar sınırsız. Postmodern işgalin Libya halkının genel çıkarlarından yana kaygılarla olmadığı ise kesin.. Erdoğan hükümetlerinin kendi konumlarına, biçilen rollerine dönük en haklı çıkışlarına bile stratejik ortaklardan gelen sert tepkiler besbelli bu sıkışıklıktan. Erdoğan hükümetine “one minute” benzeri bir şov için izin verilmiyor. Başbakan Erdoğan haftalar arayla “NATO’nun işi yok”tan “NATO’suz olmaz” deme noktasına düşüyor. Tezkere çıkmadan askeri, silahlarla donatılmış gemileri yola çıkarmak zorunda kalıyor. talebin artış hızını sınırlayabileceğini tahmin ettiklerini belirten Yılmaz, bunun yeterli olamadığını, alınan son kararın da bu çercevede değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Merkez Bankası olarak bu konuda dikkatli olmamız gerekir diye düşünüyoruz.  Sıkılaştırıcı yönde olacağı belirtilen politika tedbirlerinin yılın ikinci çeyreğinden itibaren kredi kullanımı ve yurtiçi talebin artış hızını sınırlayacağını tahmin ediyoruz. Tüketici kredileri, otomobil satışları gibi tüketim talebine ilişkin göstergelerde gözlenen yavaşlama eğilimi bu öngörüyü doğrular nitelikte. Ancak ‘yeterli midir’ diye sorarsanız, henüz yeterli değildir. O nedenle son aldığımız kararları bu çerçevede değerlendirebilirsiniz.  Yatırım talebindeki iyileşme sürüyor. Ancak yatırım talebi 2008’in birinci çeyreğini 100 olarak aldığımızda hâlâ kriz öncesinde. Gelinen nokta 89.9 ve son zamanlarda yatırım harcamalarındaki artış yüzde 3435 seviyelerine gelmiş durumda, ancak bu hâlâ bizim gibi ülkelerde kriz seviyesinin altında.  İstihdam koşullarındaki iyileşme devam ediyor, ancak ülkemizde işsizlik oranlarının bir müddet daha kriz öncesi seviyelerin üzerinde Alınan önlemlerin özellikle yılın ikinci çeyreğinden itibaren kredi kullanımı ve yurtiçi seyredeceğini tahmin ediyoruz.  Kredi, gayrimenkul ve emek piyasalarına bakıldığında, küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikler henüz ortadan kalkmadı.  Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki siyasi gelişmelerin küresel ekonomi üzerinde kalıcı bir etkisinin olup olmayacağı hala belirsiz.  Ham petrol fiyatlarında yaşanan hızlı yükselişin kalıcı olup olmaması, önümüzdeki dönemde küresel ekonominin gideceği yön konusunda belirleyici olacak.  Fiyat istikrarından sorumluyuz, ancak finansal istikrar yalnız Merkez Bankası’nın kendi başına sağlayabileceği bir durum değil.  Uluslararası gıda fiyatlarındaki artış eğilimine paralel işlenmemiş gıda enflasyonu önümüzdeki dönemde kademeli yükselecek. Türkiye’de sürdürülebilir yatırım yok Ekonomi Servisi Dünya Bankası kuruluşu IFC’ye göre Türkiye’de sermaye piyasaları aracılığıyla gelen sürdürülebilir yatırım miktarı 4 milyar lira iken, açık ve net olarak ‘sürdürülebilir yatırım’ şeklinde nitelendirilebilecek yatırım miktarı ise yok denecek düzeyde. IFC’nin yayımladığı araştırma raporuna göre, sürdürülebilir yatırımlar, çevresel sürdürülebilirlik, sosyal etki ve kurumsal yönetişim risklerinin yatırım kararlarının dahil edilmesiyle gerçekleşiyor. Türkiye’de sürdürülebilir yatırımların sınırlı miktarda olduğuna dikkatin çekildiği raporda, ülkede hızla uluslararası hale gelen kurumsal sektörün büyümesinin, sürdürülebilir yatırımları ve uluslararası kaynaklardan gelen uzun vadeli fonları çekebilmesine bağlı olduğu vurgulandı. Raporda, Türkiye’deki düşük birikim oranları ve devlet borçlanmasının özel sektör borçlanmasına olumsuz etkisinin sürdürülebilir yatırımların gelişimini engelleyen yapısal sorunlar arasında yer aldığı belirtildi. Grevlere ÖDP, EMEP, CHP ve TKP’liler ile sendikalar yoğun destek veriyor Metal işçisinin grevi yayılıyor DESA’DA EYLEM İstanbul Haber Servisi Deriİş Sendikası, DESA’nın Düzce ve Sefaköy’deki fabrikalarındaki sendikalı işçilere yönelik baskı ve yıldırma politikalarını bugün protesto edecek. DİSK, KESK ve Türkİş’in desteğiyle yapılacak basın açıklaması, Taksim’de saat 13.00’te başlayacak. Deriİş’ten yapılan yazılı açıklamada, “Sendikamızda yaşanan işten atmalara karşı başlattığı mücadeleyi gerek ülkemizde gerekse de Avrupa’daki emek dostlarıyla geliştirmeyi hedef alarak eylemsel süreci başlatmıştır. 26 Mart’ta gerek ülkemizde gerek Avrupa’da DESA ve Prada mağazaları önünde eylemler gerçekleştirilecektir. Mücadelemize destek verenlerle yapacağımız eyleme emekten yana olan herkesi katılmaya çağırıyoruz” denildi. 21 yıl aradan sonra metal işkolunda başlayan grev dalgası genişliyor. Eskişehir’de başlayan grevi Kocaeli takip ederken pazartesi de Gebze’de iki işyerinde daha greve çıkılacak. AHMET KURT U.S. Polo’dan çocuklar için mağaza geliyor Ekonomi Servisi Türkiye’de ve 40 ülkede Aydınlı Grup yönetiminde bulunan U.S. Polo Assn, bu yıl Türkiye’de ve yurt dışında 43 yeni mağaza açarak yüzde 35 büyüme hedefliyor. Aydınlı Grup Genel Müdürü Levent Özkan, açacakları yeni mağazaların 5’inin çocuk mağazası olacağını, 5 yıl içinde çocuk mağazası sayısını 2530’a çıkarmayı planladıklarını belirterek, bu alanda hedeflerinin büyük olduğunu, bu yıl çocuk mağazalarından 10 milyon lira ciro beklediklerini söyledi. Dayanışma treni kalkacak D SK, 29 Mart’ta Gebze’deki AREVA Fabrikası’nda başlayacak grevi “Haydi Grevci Metal şçileriyle Dayanışmaya” çağrısıyla dayanışma şölenine dönüştürecek. Etkinliğine, D SK – KESK – TÜRK Ş üyesi sendikaların kitlesel katılımı hedefleniyor. KOCAELİ Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile 20102012 Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde, MESS’in dayattığı esnek çalışma ve düşük ücreti kabul etmeyen DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası, MESS’e bağlı işyerlerinde şubat ayı içerisinde astığı grev kararını uygulamaya soktu. Eskişehir Doruk işyerinde başlayan grev dalgası İzmit’e yayıldı. Kullar’da faaliyet gösteren Standard Depo’da greve çıkan işçiler grev pankartını fabrika kapısına astı. Fabrikada çalışan yaklaşık 100 işçi sabah 09.00 itibarıyla üretimden gelen güçlerini kullanarak hak ettikleri ücreti ve sosyal hakları alana kadar mücadele edecek. İşçiler sık sık, “Standard Depo işçisi köle değildir”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Yaşasın onurlu grevimiz” sloganları atarak işvereni uyardı. Sendika Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “Toplu iş sözleşmesi düzeninde bir hegemonya kurulmaya çalışılıyor ve işçiler buna başkaldırıyor. İşçileri esaret altında tutan o sarı sendikanın işçileri sömürmesine engel olacağız” dedi. Yıldız Entegre’den 2 bin kişiye iş 100 milyon Avro’luk yatırımla Mersin’de 7. fabrikasının temellerini atan şirket, bu yatırımla MDF üretim kapasitesini 1 milyon 400 bin metreküpe çıkaracak. MURAT GÜLDEREN Özbal, Nabucco’nun borularına talip Petrol, doğalgaz ve su hattı boruları olmak üzere Asya’dan Avrupa’ya kadar toplam 26 ülkeye boru ihracatı yapan Özbal Çelik’in Mersin’deki 3. fabrikası Nihat Ergün’ün katılımıyla açıldı. Yatırımla yıllık 75 bin ton olan boru üretim kapasitesini 150 bin tona çıkaran firma, istihdam sayısını da ikiye katladı. Özbal Çelik Boru Yönetim Kurulu Başkanı Yücehan Öztüre, “Nabucco’da Tonaj olarak 2 milyon 500 bin ton boruya ihtiyaç var. Projeden en büyük payı almak istiyoruz” dedi. MERSİN Laminat parke, MDF, kapı paneli ve tutkal üretimi yapan Yıldız Entegre, Mersin’de 100 milyon Avro’luk yatırımla kurduğu yeni fabrikasıyla tedarikçilerle birlikte 2 bin kişiye istihdam sağlayacak. Bu yatırımla birlikte 1 milyon 50 bin metreküp olan MDF üretim kapasitesini 1 milyon 400 bin metreküpe çıkaracak olan Yıldız Entegre bu fabrikayla alanında Ortadoğu’nun üssü olmayı hedefliyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün katılımıyla gerçekleştirilen temel atma töreninde konuşan Yıldız Entegre Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Hakkı Yıldız, “225 bin metrekarelik alana sahip Mersin’deki tesisimiz günde 1500 metreküp kapasiteli MDF üretim tesisi olarak hizmet verecek. Fabrika bünyesinde ayrıca MDF, MDF lam, emprenyeli kâğıt, parke ve üre formadehit tutkalı üretimi gerçekleştirmeyi planlıyoruz” dedi. Erdoğan Galataport’ta kararlı Başbakan Tayyip Erdoğan, WOW Otel’deki “ stanbul Shopping Fest” açılışı ve “Türkiye’nin Markaları Türkiye’nin Çocuklarını Giydiriyor” kampanyasının plaket töreninde konuştu. Erdoğan, “ şte bir Galataport süreci, bir Haydarpaşaport süreci... Bunlar çok önemli. Bakın bir Galataport’u biz gerçekleştiremedik. Ne yaptılar? Engellediler. Kim önümüze dikildi? Yargı. Eğer Galataport şu anda bizim planladığımız gibi başlamış olsaydı, bitmiş olacaktı ve böylece o Tophane’deki çirkinlikleri görmeyecektik. Aynı şekilde Haydarpaşaport. Bizim Haydarpaşaport’taki hedefimiz, yaklaşık 6 bin yatak kapasitesi. Bunlardan şu anda biraz zaman kaybettik, ama bunu gene gerçekleştireceğiz. Ve bunu gerçekleştirmek suretiyle, işte sizlerin de attığı bu adımlarla, inanıyorum ki stanbul dünyaya çok daha farklı bir şekilde ürünleriyle de güzellikleriyle de mesajını verecek” dedi. Ş ŞECAM’IN NET KÂRI 484.3 M LYON TL Şişecam Topluluğu’nun 2010 yılı net satışları bir önceki yıla göre yüzde 15 artışla 4 milyar 206.2 milyon TL’ye ulaşırken, net karı 484.3 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Şişecam Topluluğu, 2010’da 800 milyon dolar civarında bir ihracat hacmi yakaladı. 2010’da grubun cam ve soda üretimindeki artışı 2009’un yaklaşık yüzde 27 üzerinde gerçekleşti. Cam üretimi 3.4 milyon ton olurken, sodada üretim 1.4 milyon ton olarak gerçekleşti. Topluluğun 2010 sonu itibariyle konsolide öz kaynakları önceki yıla göre yüzde 12 civarında artış göstererek 4.1 milyar TL seviyesine ulaştı. GENÇTURKCELL’DEN ‘BU MU, BU MU’ GençTurkcell’in gençlere sahip olmak istedikleri avantajları seçme fırsatı verdiği ve isteyenlerin kendi anketini oluşturabildiği ‘www.bumubumu.com’ sitesinde, ilk 20 günde 50 bin anket sorusu için 2 milyon oy kullanıldı. GençTurkcll’in, “Bugüne kadar ne giyeceğini, ne diyeceğini, ne yiyeceğini, ne dinleyeceğini sana soran oldu mu?” diyerek başlattığı ve soruların yanıtlandığı siteye ilgi her geçen gün de artıyor.Turkcell Grup Pazarlama Hizmetleri Fonksiyonel Grubu Genel Müdür Yardımcısı Lale Saral Develioğlu, gençlere yönelik pazar payında son aylarda 2 puanlık artış kaydettiklerini söyledi. INTEL’DEN NOKTA’YA YATIRIM Intel’in dünya çapında yenilikçi teknoloji şirketlerine sermaye yatırımı yapan global yatırım kuruluşu Intel Capital, Türkiye’de tüketici internet dünyasının büyümesine destek olmak amacıyla online medya şirketi Nokta ile stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Türkiye, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde yatırım yapmak için 50 milyon dolarlık fonu bulunan Intel Capital’in Türkiye’deki ilk yatırımı Nokta oldu. Intel Capital’in yatırımı, Nokta’ya, kaynaklarını yenilikçi dijital medya projelerine daha fazla yönlendirme, sosyal medya portföyünü genişletmek için yeni stratejik satın almalar yapma, yetkinliklerini geliştirme ve çalışan sayısını artırma olanağı sağlayacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle