19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 22 MART 2011 SALI 4 HABERLER TÜSİAD’ın anayasa taslağında yurttaşlık tanımının değiştirilmesi ve ideolojisizlik benimseniyor Sahip Çıkmak 12 Haziran seçimlerine üç aydan az kaldı. Eskilerin deyimiyle “seçim sathı mailine” girdik bile. Kamuoyu, Japonya depremi, Akkuyu Santralı ve Libya konularıyla fazlasıyla meşgul olduğundan, henüz seçimin sıcak gündeminin farkında görünmüyor ama adaylık yarışı kızışmaya başladı. Bütün seçimler önemlidir. İnsanlar, içinde bulundukları her seçimin diğerlerinden farklı olduğunu düşünür. Bu defa da öyle düşüneceklerdir. Gerçi laik Cumhuriyetin niteliğini değiştirip laik rejim yerine “ılımlı İslam” (ki aslında “uyumlu İslam” olarak anlamak daha doğru olacaktır) modelinin konma yolundaki önemli virajların en sonuncusu da, 12 Eylül referandumu ile dönülmüş bulunmaktadır. Kısacası rejim değişikliğinin ana aşamaları bundan önceki oylamalarla tamamlanmıştır. Bundan sonra, sözde parlamenter sistemden “Başkanlık” ya “Başkancı” sisteme geçiş aşaması kalmıştır. Bugün “Bay Başbakan”ın sahip olduğu fiili olağanüstü yetkiler göz önünde bulundurulduğunda, sistemin Başbakancı olarak kalmasıyla Başkancıya dönüşmesi arasında pek büyük bir fark olmayacağa aşikârdır. Bu demek değildir ki 12 Haziran seçimleri önemsizdir. Tam tersine yitirilen demokrasi mevziilerinin geri alınabilmesi için 12 Haziran’ın da önemi büyüktür. AKP’ye parlamentoda tek başına anayasa değişikliğini kotaracak çoğunluğun verilmemesi için bütün muhalefete iş düşmektedir. Her şeyden önce, muhalefetin bütün partilerinin mevzilerini korurken bir demokrasi cephesi oluşturmalarında yarar vardır. Bu cephenin oluşması, bütün muhalefet partilerinin demokrasiye, aynı şekilde bu yolda kendi potansiyel seçmenleriyle birlikte, daha önce ileri sürülmüş vaatlerine sahip çıkmaları, örgütlerin seçime canla başla sarılmaları, nihayet sandığa sahip çıkmaları gerekmektedir. Ana muhalefet partisi CHP’nin, bu sahip çıkma işinde geçen seçimlere oranla daha tutarlı bir tavır içinde olduğunu görüyoruz. Sencer Ayata sosyal demokrasinin toplumun en altındaki en mağdur olmuş kesimine sahip çıkılması gerektiğini söylüyordu. Sosyal demokrasinin sosyal ayağı hem hakkaniyet, hem üretim açısından bunu gerektirir. Sosyal demokrasinin demokrasi ayağı ise hukuk açısından hakları çiğnenmiş olanlara sahip çıkılmasını zorunlu kılar. CHP bu konuda da gadre uğramış olanlara sahip çıkacağını belirtmiş, hatta bu konuda çeşitli yetkililerinin açıklamalarıyla vaatte bulunmuştur. Silivri’de bulunan üç tutsağın, (Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın) CHP listesinden seçime girmeleri konusunda demokrat kamuoyunda bir konsensüs oluşmuş bulunuyor. Ancak son zamanlarda, CHP’nin Silivri tutsaklarına sahip çıkmasına karşı ciddi bir kampanya yürütenler olduğunu fark ediyoruz. Her şeyden önce, bunlara sahip çıkılmasını önlemek isteyenler, T. Özkan’ın bağımsız adaylık kararında olduğunu söyleyerek üçlüyü ayırmaya çalışmaktadırlar. Oysa Tuncay, Cumhuriyet Haber Portalı’na 14 Mart’ta yaptığı açıklamada Kemal Kılıçdaroğlu’na da yazarak CHP de olmak istediğini dile getirdiğini belirtmiştir. CHP’nin Silivri tutsaklarına sahip çıkmasını engellemek isteyenler, bunun darbeye arka çıkmak olarak algılanacağını söylemektedirler. Kuşkusuz CHP’nin karşı çıktığı, hukuk çiğnenerek tutukluluk yoluyla insanların infaz edilmesidir. Adı geçen üç kişinin durumu da budur. Yoksa hiç kimsenin darbe iddialarının kovuşturulmasına karşı çıkmak gibi bir niyeti yoktur. Eğer CHP asılsız iddialar karşısında sinip, seçmene bu kadar basit bir şeyi bile anlatamayacaksa, neyi anlatabilecektir ki? Aynı hukuki durumda olan, ikisinin de (Haberal ve Özkan) çok ciddi sağlık sorunları bulunan bu üç hukuk ve demokrasi mağdurunu birbirlerinden ayıracak bir kriter de olmadığına göre, CHP bunlara sahip çıkmalı, bu konuda sağlam durmalıdır. Etnik çağrışım vurgusu UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA TÜSİAD’ın uzun süredir hazırlıklarını yaptığı anayasa taslağında yurttaşlık tanımının değişmesi öngörülüyor. Bugün kamuoyuna açıklanacak TÜSİAD önerisinde “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” şeklindeki mevcut vatandaşlık tanımının, “etnik çağrışım yapmayacak anayasal vatandaşlık” ilkesi temelinde değiştirilmesi öneriliyor. Taslakta başkanlık sistemine karşı çıkılırken din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin seçmeli olması tartışmaya açılıyor. “Din ve vicdan hürriyeti üzerindeki tüm kısıtlamaların kaldırılması” ilkesiyle de üniversitelerde türban yasağının kaldırılması üstü kapalı biçimde gündeme getiriliyor. Kürt sorununun çözümünde yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılması, Genelkurmay’ın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması da önerilerden bazıları. TÜSİAD’ın bir süreden beri Tartışma yaratacak ideoloji atfı Devlet ideoloji dayatmasın: Devlet hiçbir resmi ideoloji dayatması içinde olmamalıdır. Buradaki resmi ideoloji ifadesinin “Atatürkçülük”ü de kapsayıp kapsamayacağı merak konusu. Bazı uzmanlar anayasada bu ifadenin de yer almaması gerektiği görüşünü savunuyor. Din eğitimi isteğe bağlı olmalı: Okullarda din eğitimi isteğe bağlı seçmeli ders olmalıdır. Sivil toplum kuruluşları devletin kontrolü altında din eğitimi verebilmelidir. Ancak bu eğitim şiddete teşvik ya da halk arasında kin ve nefret duyguları uyandıracak biçimde olmamalıdır. Parti kapatmada Venedik kriterleri uygulansın: Siyasi parti yasakları sadece Venedik kriterleri ile sınırlandırılmalı yani sadece şiddete başvuran ya da şiddeti öven partiler kapatılabilhazırlıklarını yaptırdığı yeni anayasa taslağı bugün, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ile anayasa profesörleri Ergun Özbudun ve Turgut Tarhanlı tarafından melidir. Genelkurmay MSB’ye bağlansın: Sivil otoritenin asker üzerinde sağlam şekilde tesisi gerekir. Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalıdır. AYİM ve Askeri Yargıtay kaldırılmalıdır. Özgürlüklerin önündeki engeller kaldırılsın: Din ve vicdan hürriyeti üzerindeki tüm kısıtlamalar kaldırılmalıdır şeklindeki genel ifade ile hem üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılması hem de Alevilerin taleplerinin karşılanması hedefleniyor. Kürt sorunu: Yerel yönetimlerin yetkileri genişletilmelidir. Başkanlık sistemi: Başkanlık sistemi Türkiye’ye uygun değildir. Parlamenter sistem sürdürülmelidir. felsefesi ile içindeki önemli öneriler arasında şunlar yer alıyor: Birey eksenli, ideolojisiz anayasa: TÜSİAD taslağında yeni anayasının iki önemli kamuoyuna açıklanacak. Aralarında çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin de bulunduğu 20 kişilik bir komisyon tarafından hazırlanan taslağın temel felsefesi, “devlet değil birey eksenli demokratik anayasa” ve “İdeolojilere eşit mesafede ideolojisiz anayasa” olarak benimsendi. Meclis yazmalı: Yeni anayasa TBMM tarafından hazırlanmalı, kurucu meclis ya da anayasa meclisi gibi arayışlara gidilmemelidir. Ancak anayasanın tüm toplumun uzlaşısını sağlayabilmesi için Meclis’in daha temsili olması önemlidir. Bunun için ya baraj düşürülmeli ya da Türkiye milletvekilliği sistemi getirilmeli, bunların hiçbiri yapılamıyorsa birden fazla ilde seçim kazanan partinin temsilcilerinin anayasa çalışmalarına katılımı sağlanmalıdır. Etnik çağrışımlı vatandaşlık tanımı olmasın: Etnik çağrışım yapmayacak anayasal vatandaşlık tanımı getirilmelidir. Kimlik farklılıkları zenginlik olarak görülsün: Kimlik farklılıkları zenginlik kaynağı olarak görülmeli. Kimliklerin ifadesi serbest olmalıdır. Demokrasi dersi CHP’yi ziyaret eden Ricciardone’nin ‘Türkiye ilerliyor’ sözüne Kılıçdaroğlu tutuklu gazeteci sayısı ile karşılık verdi UTKU ÇAKIRÖZER SEÇİME DOĞRU SÖYLEM DEĞİŞTİ ANKARA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kendisini ziyaretinde “Türkiye’de 70’li yıllara göre demokrasi çok ilerlemiş” diyen ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’ye “Evet ilerledi. 68 gazeteci cezaevinde. Bunun demokrasi ile ne ilgisi var” dedi. Ricciardone’nin Kılıçdaroğlu ile CHP Genel Merkezi’nde yaptığı görüşmede dış politika, ekonomi ve yargı konuları gündeme geldi. Türkiye’de daha önce de görev yaptığını belirten ABD büyükelçisinin “70’li yıllarla kıyaslanınca Türkiye’de demokrasi açısında oldukça ilerleme var” sözlerine Kılıçdaroğlu şu karşılığı verdi: “Birkaç ay önce Brüksel’e giderken tutuklu gazeteci sayısı 51’di, bugün 68. Bunun demokarasi ile ne ilgisi var. 4. kuvvet medya baskı altında. Demokrasimiz kötüye gidiyor, gerileme var. Kuvvetler ayrılığı ilkesine uyulmuyor. Gazeteciler yazmadıkları kitaplar nedeniyle dahi tutuklanıyorlar.” lendirmeyi yaptı: “Yargı üzerindeki baskı da Türkiye için önemli bir sorun. Yargı siyasallaşmış durumda. Türkiye, yargı kararı ile sanat eseri yok eden ilk demokrasi olmak üzere.” Libya’ya yapılan uluslararası müdahalenin de gündeme geldiği görüşmede Kılıçdaroğlu, “Basından okuduğum kadarıyla siviller de hayatını kaybediyor” dedi. Ricciardone ise “Bilgim yok” yanıtını verdi. AKP’de yeni anayasa belirsizliği AKP’de, Erdoğan’ın “başkanlık sistemine geçiyoruz” kararı vermesi halinde yeni anayasanın da buna uygun yapılacağı ancak başkanlık sistemine geçilmemesi durumundaysa yeni bir anayasa yapılmayabileceği görüşleri de dile getiriliyor. ERDEM GÜL ‘ABD’ye bekliyoruz’ ABD Büyükelçisi Ricciardone görüşmede, Kılıçdaroğlu’nu ABD’ye davet etti. Kılıçdaroğlu, program yoğunluğunu gerekçe göstererek ziyaretin seçim sonrasında gerçekleşebileceği karşılığını verdi. Görüşmede ABD büyükelçisinin CHP’nin ekonomi politikaları konusunda bilgi istediği de öğrenildi. Yolsuzluk konusunun da gündeme geldiği görüşmede Kılıçdaroğlu, Kayseri dosyasını Ricciardone’ye örnek olarak anlattı. Görüşmede ran’ın nükleer silah ürettiği konusunda ise Kılıçdaroğlu’nun “ ran’ın dünyayı tatmin etmekten uzak” mesajını verdiği öğrenildi. ‘Sanat katlediliyor’ Kars’taki “ nsanlık Anıtı”nın yıkım kararını ilginç bir örnekle gündeme getiren Kılıçdaroğlu, ABD büyükelçisine şu değer Askeri yargı TBMM’ye sunulan tasarıyla sil baştan şekillendiriliyor Bir ihbar mektubu yetecek LHAN TAŞCI KA.DER’DEN ADAYLIK TEPK S Ücret kadınların önünü kesecek İstanbul Haber Servisi Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA.DER) Başkanı Çiğdem Aydın, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 2007 seçimlerinde 446 TL olan “bağımsız milletvekili adayı başvuru ücreti”nin 2011’de 17 kat arttırılıp 7 bin 734 TL’ye yükseltmesini kınadı. Açıklamada uygulamanın, “Özellikle kadın adayların önünü kesmeye yönelik ‘ayrımcı, art niyetli ve antidemokratik’ olduğu” vurgulandı. Türkiye’de gelirden en düşük payı alan kadın, engelli ve gençlerin bağımsız aday olarak şanslarının ortadan kaldırıldığı belirtilen açıklamada, uygulamanın anayasaya da aykırı olduğu kaydedildi. Açıklamada “Katılımcılığa ve demokrasiye büyük darbe vurmaktır. TBMM’de halkı temsil edecek kişilerin çeşitliliğini engellemektir. ‘Siyaseti parası olan yapmalıdır’ diyerek ayrımcılık yapılmaktadır. Asgari ücretin net 629.96 TL olduğu ülkemizde, bağımsız bir adayın 12 aylık gelirini başvuru ücreti olarak talep etmekte, böylece adalet ve hakkaniyet kavramlarını hiçe saymaktadır” denildi. ANKARA TBMM’ye sunulan tasarıyla askeri yargı sil baştan dizayn ediliyor. Tasarıya göre, askeri kişiler ve hâkimler hakkında isimsiz, imzasız gerçek adres taşımayan mektup ve elektronik posta ihbarları gerekçesiyle araştırma ve soruşturma yapılabilecek. Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanları hakkında Başbakan’ın, Jandarma Genel Komutanı hakkında ise İçişleri Bakanı’nın izniyle soruşturma yapılacak. Askeri Yargıtay’da daire ve üye sayısının arttırımında Genelkurmay Başkanı’nın yalnızca görüşü alınacak, son sözü Milli Savunma Bakanı söyleyecek. Askeri yargı tasarısında dikkat çeken düzenlemelerden bazıları şöyle: Askeri hâkimler hakkında, başvuru sa hibinin adı, soyadı, imzası ile iş veya yerleşim yeri adresi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası bulunmayan ihbar ve şikâyetlerin “somut delile” dayanması halinde mektuplardan hareketle araştırma ve soruşturma yapılabilecek. Aynı durum askeri kişilerle ilgili olarak da geçerli olacak. Halen tutuklu olan Albay Dursun Çiçek hakkında çok sayıda ihbar ve şikâyet mektubu işleme konulmuştu. Mevcut düzenlemede Genelkurmay Başkanı’nın teklifiyle ihtiyaca göre askeri hâkim alınıyordu. Tasarıyla bu konuda Genelkurmay Başkanı’nın yalnızca görüşü alınacak ve Milli Savunma Bakanlığı’nca askeri hâkim ataması yapılacak. Askeri Yargıtay’daki üye sayısı ile daire sayıları Mili Savunma Bakanlığı tara fından azaltılabilecek ya da arttırılabilecek. Genelkurmay Başkanı’nın mevcut düzenlemedeki gibi uygun görmesi koşulu aranmayacak, yalnızca görüşü alınacak. Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne üye seçilebilmek için “en az yarbay rütbesinde olma” şartı kaldırıldı. Birinci sınıf hâkim olmak yeterli. Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Kara Kuvvetleri Komutanı hakkında soruşturma iznini Başbakan, Jandarma Genel Komutanı hakkındaki izni ise İçişleri Bakanı verecek. Soruşturma izni verilmesi halinde ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu kovuşturmanın açılmasına karar verdiği takdirde ise dosya Yargıtay Başkanlığı tarafından Yüce Divan’a sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilecek. AKP’de eğilim FIRAT KOZOK yoklaması Köksal ve Bayraktar üst sıralarda ANKARA AKP’nin 12 Haziran genel seçimlerinde milletvekilliğine aday göstereceği isimleri belirlemek için yaptığı temayül yoklaması Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarının zaferiyle sonuçlandı. Erdoğan’ın danışmanlarından Erol Kaya İstanbul 1. bölgeden 1. sırada, Yalçın Akdoğan Ankara 1. bölgeden 6. sırada, eski özel kalem müdür yardımcısı Çağatay Kılıç da İstanbul 2. bölgeden 6. sırada çıktı. Yoklamalarda TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, eski Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ve futbolcu Hakan Şükür de ilk sıralarda yer aldı. Hakİş Başkanı Salim Uslu Ankara 1. bölge den 12. sırada yer bulabildi. Star gazetesi Ankara temsilcisi Şamil Tayyar Gaziantep’teki temayül yoklamasında birinci olurken Ankara 2. bölgeden aday olan Zaman gazetesi yazarı Mümtaz’er Türköne 35’inci sırada yer bulabildi. Bayraktar Trabzon’da, Köksal ise Kırıkkale’de ikinci sırada yer aldı. Şükür ise İstanbul’da ilk beşe girdi. Eski milli futbolcu Tanju Çolak da AKP İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ı ziyaret etti. Akay, basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından Çolak’ı, AKP’de siyaset yapmaya davet ettiğini belirtti. Çolak da “Burada olmaktan gurur duyuyorum” dedi. C MY B C MY B Çolak AKP’ye doğru ANKARA Referandum sonrası öncelikli gündemini yeni anayasa olarak açıklayan AKP, seçim tarihi yaklaştıkça söylem değişikliğine girdi. AKP, seçim kampanyasında yeni anayasa taslağını açıklamayacak. Partide, yeni anayasa konusundaki heyecanın azaldığı, seçim sonrası yeni anayasa yapılıp yapılmacağının da Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemi konusundaki kararına bağlı olduğu belirtiliyor. AKP’de aday belirleme çalışmalarının yanı sıra seçim bildirgesi hazırlıkları da sürüyor. Bildirge, Erdoğan’ın talimatıyla Cumhuriyet’in 100. yılı olması nedeniyle 2023 hedefleri çerçevesinde hazırlanıyor. Ancak edinilen bilgilere göre AKP, bir süredir seçim kampanyasında yeni anayasa taslağını da açıklamaktan vazgeçti. Başlangıçta parti içinde, kampanya boyunca partilerin kendi taslaklarının da açıklanıp “bizim anayasamız budur, buna göre oy verin” denileceği düşünceleri ifade edilmişti. Böylece seçim öncesi seçmenin tüm partilerin taslaklarını okuyup, hangi anayasayı istiyorsa ona göre oy verecekleri beklentileri dile getirilmişti. Ancak özellikle seçim tarihi yaklaştıkça, AKP’de yeni anayasa konusu seçim kampanyasının tamamen dışında tutulmaya başlandı. Partinin yeni anayasa konusunu kampanyanın dışına atmasında, özellikle referadum sonrası başta yargı olmak üzere çıkartılan büyük düzenlemeler de etkili oldu. AKP, referandum sonra sında uyum yasalarıyla Yargıtay ve Danıştay’ın yapısını değiştirdi. Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştiren tasarının da bu hafta TBMM’den geçmesi bekleniyor. Böylece AKP’nin yeni anayasada hedeflediği yüksek yargıya yönelik en önemli değişiklikler gerçekleştirilmiş oluyor. AKP’de bu değişikliklerin uyum yasalarıyla gerçekleştirilmesinin, “yeni anayasaya ilişkin heyecan ve istekleri azalttığı, özellikle yargı alanında yeni bir anayasa değişikliğine ihtiyaç kalmadığı” şeklinde değerlendiriliyor. Partide yeni anayasanın seçim kampanyasının dışında tutulmasının bir başka nedeni olarak da başkanlık sistemi konusundaki karar gösteriliyor. Buna göre Erdoğan’ın başkanlık sistemi konusunda vereceği karar, yeni anayasanın da kaderini belirleyecek. AKP’de Erdoğan’ın “başkanlık sistemine geçiyoruz” kararı vermesi halinde yeni anayasanın da buna uygun yapılacağı ancak başkanlık sistemine geçilmemesi durumundaysa yeni bir anayasa yapılmayabileceği görüşleri de dile getiriliyor. AKP’nin hukukçu kurmayları da seçmene bir yeni anayasa taslağı sunulmayacağı bilgisini doğrularken Erdoğan’ın kampanya boyunca yeni anayasayı vaat edeceğini, yeni anayasanın belli başlık ve hedeflerini anlatacağını ifade etti. Erdoğan’ın seçmenden taslağını açıklamamakla birlikte “referanduma gerek kalmadan anayasa değiştirecek bir çoğunluk” için oy isteyeceği de belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle