18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 18 MART 2011 CUMA 6 HABERLER Cumhuriyet, Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği kapatılan akaryakıt kaçakçılığı dosyasının raporlarını açıklıyor Türk’ün Nükleer ile mtihanı Yıllar önceydi, Dr. Ziya isminde biri kanseri zakkumla tedavi ettiğini söylemiş ve büyük gürültü koparmıştı. Tartışma dinmek bilmiyordu. O sırada kanser hastası umarsız bir ihtiyar zakkum kaynatıp, suyunu içip, ölmüştü. Oğlu daha önce kendisini uyarmıştı da oysa. Yapma baba! Ölürsün, diye yalvarmıştı. İçine şeker koydum, bir şey olmaz, diye yanıtlamıştı yaşlı adam. Beni güldüren de bu “içine şeker koydum, bir şey olmaz” savunmasıydı. Tabii kanser hastasının en ufak umuda bile sarılmaya hazır umarsızlığını dikkate almayıp “ne olacak, cehalet işte!” diyen züppe kolaycılığıyla, ayıp etmiştim. Üstelik umarsız ihtiyarın cehaleti bireysel olduğu kadar toplumsaldı da. Mucizeye bel bağlama kültürüyle yetişmiş bir toplumun ürünleriydik hepimiz... Yalçın Doğan dostum gibi, ben de, nükleer tehdit gündeme getirildiğinde, tüpgaz benzetmesiyle karşılık veren Başbakan’ın aymazlığı karşısında dehşete düştüm. Sonra, onu seçip oraya getiren bir toplumun bireyi olarak düşündüm ki, bu bireysel değil, ortak toplumsal aymazlığın bir örneğidir ve salt bu yüzden Türk, nükleer ile imtihanına daha baştan yenik başlamaktadır. Türk’ün nükleer ile imtihanındaki en büyük handikapı, suratındaki hafifseyici gülümsemeyi hiç unutmadan sık sık tekrarladığı şu söylemidir: Bişşiiy olmaz abiii! “Bişşiiy olmaz abii”, tevekkülü, sebep sonuç ilişkisinin de yadsınması anlamını taşır ki, yüksek teknolojiyle birleştiği zaman çok korkunç sonuçlar doğurur. Ve tabii ki, sebep sonuç ilişkisinin reddiyesi yalnızca “bişşiiy olmaz abii” ile sınırlı değildir. “Bişşiiy olmaz abi”, kimi zaman da, döner dolaşır bir başbakanın ağzından tüpgaz teknolojisi kullanımı ile nükleer enerji kullanımının aynı şey olduğu sanısına dönüşür. Burada “bişşiiy olmaz abii” tekerlemesi yerine kullanılan tekerleme şudur: Hepsi bir be abii! Şimdi bu zihniyete, Kayışdağı’na çıkmak ile Ağrı Dağı’na çıkmanın aynı şey olmadığını, her ikisinin de ayrı ayrı önlemler, donanımlar gerektirdiğini nasıl anlatacaksın ki?.. Gerçi “bir musibet bin nasihattan evladır” düşüncesiyle, deneme yanılma metoduyla gerçeğin görülmesini önermek de mümkündür. Ve böyle bir düşünce, “bişiiy olmaz abii” zihniyetiyle birleştiğinde, Türk nükleer ile imtihanına bir sıfır değil, birkaç sıfır geriden başlar ve de çok büyük olasılıkla sonunda da çakar. “Hepsi bir be abi” zihniyetinin yanlışlığını anlatmak hem kolaydır hem de zor. Eğer dinleyen söyleyenden değil, hatta onun kadar bile değil, biraz arifse bunu anlatmaktan daha kolay ne olabilir? Ulaşımın kağnı ile yapıldığı yerde, “Allah korusun” metodunun sakıncaları, kuşkusuz ulaşımın otobüs, kamyon, hızlı tren ve uçakla yapıldığı durumlardakinden daha azdır. Nal büyüklüğündeki nazar boncuğu, bir yel değirmeninin de, bir nükleer santralın kapısında da asılı dursalar, kazaların önlenmesindeki etkileri aynı, yani sıfır mesabesindedir. Ama herhalde, bu iki değişik olaydaki aynı güvenlik önlemi tavrının doğuracağı tehdit, birbirlerinden çok farklıdır. Türk’ün toplumu, nükleer ile imtihanını başarıyla atlatabilecek donanıma sahip insanlar açısından yoksul değildir. Ne var ki, demokrasi ortamlarında yapıldığında bu imtihanda önemli olan yalnızca, bilim adamlarının birikimleri, akil adamların sağduyuları değil, ama aynı zamanda ortalama adamın aklıdır. Çünkü imtihanın yanıtlarını demokrasilerde ilk iki kategorilerdekiler değil, daha geniş kitle olan, ortalama aklın temsilcileri vereceklerdir. Olaya bu açıdan baktığımız zaman görürüz ki, Türk’ün nükleer imtihanı ile Türk’ün demokrasi ile imtihanına sıkı sıkıya bağlıdır ve Türk demokrasi ile imtihanında çaktığı takdirde, nükleer ile imtihanından geçmek olanağına da sahip değildir. 50 milyar liraya ne oldu? LHAN TAŞCI ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’dan “neden kapatıldığının” açıklamasını istediği 38 milyar dolarlık (53 milyar TL) akaryakıt kaçakçılığı dosyasına Cumhuriyet ulaştı. 26 müfettiş ve kontrolör, 4 yıl boyunca çalışıp 67 rapor düzenledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 31 ülkeden aldıkları yanıtla hesapladığını söylediği 38 milyar dolarlık akaryakıt kaçakçılığının izine rastlanılmadı. Dış ülkelerden gelen kayıtların müfettişlere verilmediği ortaya çıktı. Müfettiş raporlarında, “kayıtların temin edilemediği” vurgusu yapıldı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2007 yılındaki grup toplantısında 38 milyar dolarlık akaryakıt kaçakçılığından söz ettiğini ve bunun izini sürdüklerini açıkladığını belirterek bu dosyanın kapatıldığını duyurdu. Başbakan Erdoğan ile ana muhalef lideri Kı Başbakan Erdoğan, ‘31 ülkeden kayıt geldi, 38 milyar liralık kaçakçılık var’ dedi. 26 müfettiş ve kontrolör, 4 yıl boyunca çalıştı, ancak kaçakçılığın izine rastlayamadı. Müfettiş raporlarında, “kayıtların temin edilemediği” vurgusu yapıldı. Bu durumda, Erdoğan’ın açıkladığı kayıtların müfettişlere ulaştırılmadığı ortaya çıktı. lıçdaroğlu’nu karşı karşıya getiren kaçakçılık olayında süreç şöyle gelişti: Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin 13 Şubat 2007 tarihindeki grup konuşmasında, şunları söylemişti: “Dış Ticaret Müsteşarlığımız, petrol ithal ettiğimiz 48 ülkeden kayıtlar istedi. Bu ülkelerin 3l’inden cevap geldi. Bu kayıtları ülkemiz kayıtlarıyla karşılaştırdık ve çarpıcı sonuçlara ulaştık. 31 ülke diyor ki, Türkiye bizden, son 2.5 yıl içinde, 28 milyar dolarlık petrol ithal etti. Buradaki kayıtlara göre ise bu 31 ülkeden aynı dönemde ithal edilen akaryakıt miktarı sadece, lütfen dikkat 9.3 milyar dolar. Arada tam 18.7 milyar dolarlık bir fark var. ÖTV, KDV ve EPDK payını eklediğiniz zaman, bu fark, 38 milyar dolar seviyesine çıkıyor. Henüz 17 ülkenin kayıtlarını almış değiliz, bunlar da geldiği zaman, aradaki fark daha da büyüyecek...” lan sevkıyatlar ile ilgili olarak AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nce Fransa Gümrük İdaresi’nden daha önce almış oldukları yazıda belge saklama süresinin 3 yıl olduğunun ve zamanaşımı süresinin gerekçe gösterilerek bu tür taleplere cevap veremeyeceklerinin belirtilmiş olduğundan yurtdışı araştırmasının yapılamadığı, mevcut bilgiler ve belgeler ışığında herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı” saptaması yapıldı. Raporda, “Türkiye’de faaliyet gösteren dağıtım şirketlerinin ithalat rakamları ile yurtdışında tespiti yapılan sevkıyat miktarlarının karşılaştırılması amacıyla yurtdışı araştırılmasına başvurulduğu, İspanya, Fransa, Gürcistan, Letonya, Yunanistan ve Romanya’dan istatistiki ve genel bilgilerin 67 rapor düzenlendi Başbakan’ın bu açıklamaları üzerine, 8 Gümrük Müfettişi, 8 Gümrükler Genel Müdürlüğü Gümrük Kontrolörü, 6 Gümrük Muhafaza Kontrolörü, 4 Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğü Kontrolörü olmak üzere 26 soruşturmacı görevlendirilerek, kaçakçılığın peşine düşüldü. Denetim elemanları 4 yıl boyunca çalıştı ve 67 ayrı rapor hazırladı. Raporlar bir dosya havuzuna alındı ve 7 Ocak 2011 tarihinde Gümrük Başmüfettişi Cemil Emre’nin imzasıyla ulaşılan sonuçlar değerlendirildi. Raporda, Gürcistan, İspanya ve Yunanistan’dan yapılan sevkıyatlar ile ilgili olarak çalışmaların tamamlandığı belirtilerek, “Fransa’dan yapı temin edildiği, elde edilen bilgilere göre dağıtım şirketleri ile diğer bazı şirketlerin akaryakıt ve türevlerinin ithalatlarında toplam 1 milyon 118 bin ton farkının istatistiki olarak ortaya çıktığı” belirtildi. Raporun sonuç bölümünde, bazı bilgi ve belgelerin müfettişlerce temin edilemediğine dikkat çekilerek, şöyle dendi: “... Düzenlenen 67 adet soruşturmaincelemebasitteklif raporlarından, akaryakıt kaçakçılığı konusunda daha sağlıklı veriler temin edilip kaçakçılığın da ne şekilde yapıldığı hususları göz önünde bulundurularak bu durumların ortadan kaldırılması ve engellenmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınması ve eksikliklerin giderilmesi, kurumlar arasında koordinasyonun sağlıklı şekilde sağlanması, istatistiki verilerin düzenli, uyumlu ve tam olarak oluşturulması, bu konularda gerekli çalışmaların sistematik biçimde yapılarak gerekirse mevzuat düzenlemesine gidilmesi...” Baykal’ın avukatı basına sızdırılan bilgilerin müvekkiline verilmemesine tepki gösterdi ‘ fade vermeyeceğiz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, gazeteci İklim Bayraktar’ın gündeme getirdiği “taciz iddialarıyla” ilgili olarak “müşteki” sıfatıyla ifadesinin alınması talebinde bulunulan eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın avukatı Muzaffer Yılmaz, müvekkiliyle ilgili tüm bilgi ve belgelerin kendilerine verilmemesi halinde ifade verilmeyeceğini bildirdi. Baykal’ın avukatı Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, Baykal’ın avukatı olarak 15 Mart 2011 tarihinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe ile başvurarak Baykal’ı ilgilendiren bilgi ve belgelerin yasal hakların kullanılabilmesini teminen kendilerine verilmesini talep ettiklerini, savcılığın ise İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “bu ifadelerde henüz yakalanmamış kişilere ilişkin telefon görüşmesi ve bilgilerin bulunması sebebiyle müdafi ve suçtan zarar gören vekili tarafından incelenmesi ve suret alınması hakkının kısıtlanması” kararını gerekçe göstererek, bilgi verilemeyeceği belirttiğini aktardı. Yılmaz, açıklamasına şöyle devam etti: “Baykal’a ilişkin tüm belgelerin ve hatta telefon tapelerinin basında sayfalarca yer al GEML K’TE BAKANLIK DARBES Başkanlık AKP’ye geçti LEVENT GENCELL /AL AYAROĞLU Tekin’e de sözlü iletildi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e de sözlü olarak tebliğ ettiği, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ise henüz iletilmediği öğrenildi. Tekin önümüzdeki hafta başında ifade vermeye gideceğini söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Ankara’da Kastamonu Etkinlikleri Günleri’ne katıldı. Tekin etkinliğe katılan HSP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile selamlaştı. (AA) masına rağmen, kendisinin veya vekili olarak bizim soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebileceğimiz iddiası anlamsız, gerçek dışı ve yersizdir. Bilgi ve belge verilmemesi hukuka aykırıdır. Talep Baykal’ın kendisine yapılan iftira ve tertibe ilişkin sorumluların ve bütün gerçeklerin ortaya çıkarılmasını bir an önce ve herkesten çok istediğinin bir kanıtıdır. CMK’nin 234. maddesi gereği Baykal’la ilgili tüm bilgi ve belgelerin tarafımıza verilmesi, bu husus yerine getirilmeden ifade verilmeyeceği bildirilmiştir.” Deniz Baykal da yaptığı yazılı açıklamada, Ankara’da görülmü’ne gelerek buradaki dosyaları incelemeye aldı. Operasyon kapsamında 26 kişi gözaltına alındı. Kırklareli Belediye Başkanı CHP’li Cavit Çağlayan “Niçin arama yaptıklarını bilmiyoruz. Belediyemiz temiz ve dürüst çalıştı” dedi. Çağlayan’la görüşen CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek de yaptığı açıklamada, “Belediyemizin ve arkadaşlarımın yasalara uygun şekilde çalıştıklarını biliyorum. Açık mesi gereken davanın İstanbul’da Ergenekon davasının içerisine çekilmek istendiğini kaydederek “İstanbul’daki davanın şikâyetçisi ya da mağduru durumuna girmek anlamına gelecek bir ifade vermemizin söz konusu olamayacağını savcılığın ve kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız” dedi. çası CHP’li belediyelere de bu tür operasyonların olacağını düşünüyordum. Ben arkadaşlarıma güveniyorum” dedi. GEMLİK/ZONGULDAK Gemlik Belediyesi CHP’den AKP’ye geçti. AKP, Bursa’nın en büyük ilçelerinden birinin belediye başkanlığını İçişleri Bakanlığı darbesi ile kazanırken CHP’li ve MHP’li 1 üye de AKP’nin adayına oy verdi. Zonguldak Belediye Başkanı CHP’li İsmail Eşref’in milletvekili aday adaylığı sebebiyle görevinden istifa etmesiyle boşalan belediye başkanlığı için yapılan seçimde ise CHP’nin adayı Muharrem Akdemir başkan seçildi. Gemlik Belediye Başkanı Fatih Mehmet Güler ile 2 yardımcısının meclis üyelikleri mahkeme sonuçlanıncaya kadar bakanlık tarafından askıya alınması nedeniyle Gemlik Belediye Meclisi’nde yeni sandalye dağılımı CHP’den 11, AKP’den 9 ve MHP’den 3 oldu. İlk 3 tur oylamada CHP’nin adayı Nejdet Ersoy ile AKP’li Refik Yılmaz yeterli oyu alamadılar. 4. tur oylamada CHP’li üye Muharrem Sarı ile MHP’li Mehmet Çelik, AKP adayına oy verdiler ve Yılmaz, partisinin kazanamadığı belediyenin başkanlığına vekâleten oturdu. Zonguldak CHP’de kaldı Zonguldak Belediye Meclisi’nde ise seçimin ilk turunda 20 CHP genel meclis üyesinden üçünün oyunu AKP’nin adayı Metin Demir’e verdiğinin anlaşılması üzerine CHP’li üyeler birbirine girdi. İkinci tur oylamada CHP’nin adayı Muharrem Akdemir CHP’li 20 meclis üyesinin tamamının oyunu alarak başkan seçildi. AKP’li belediye meclis üyelerinin itiraz etmesi üzerine iki partinin belediye meclis üyeleri arasında kavga çıktı. Polis kavgayı güçlükle önledi. KIRKLAREL BDP nevruz ateşini yaktı IĞDIR (Cumhuriyet) BDP Genel Başkanı Selehattin Demirtaş, nevruz kutlamasında ilk ateşi Iğdır’da yaktı. Hükümetin Kürt sorununun çözümünü istemediğini vurgulayan Demirtaş, “Gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz. Çünkü bunların Kürt sorununu, başörtüsü ve Alevi sorununu çözecek yürekleri yok. Kim kendi sorununu çözmek istiyorsa kendisi mücadele edecek. Başka yerden medet ummak gaflettir, yanılgıdır” dedi. CHP’li belediyeye polis baskını Yurt Haberleri Servisi Kırklareli Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Kırklareli Belediyesi’nde ihaleye fesat karıştırıldığı iddiasıyla Kırklareli, İstanbul ve Tekirdağ’da eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda kapsamında 26 kişi gözaltına alındı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, dün saat 09.00’da CHP’li belediyenin Destek Hizmetleri Bölü MHP’li başkana gözaltı Mersin’in Gülnar İlçe Belediyesi’nde greyder ve kepçe alımı ihalesinde yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla Belediye Başkanı MHP’li Ahmet Günel ile 2 belediye çalışanı Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınarak adliyeye sevk edildi. 31 MART’A KADAR KALACAK Seçmen listeleri askıya çıkıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 12 Haziran’da yapılacak genel seçimde bağımsız adaylık için yatırılacak teminat miktarını 7 bin 734 lira olarak belirledi. YSK’nin Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Yasası’na göre 25 yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilecek. Seçmen listeleri bugünden itibaren muhtarlıklarda askıya çıkarılacak ve 31 Mart’a kadar askıda kalacak. Listelerde adı bulunmayanlar, nüfus müdürlüğüne başvurarak adres kayıt sistemine kayıt olabilecek. Sandık seçmen listelerinin kesinleşmesinden sonra seçmen bilgi kâğıtlarının hazırlanması ve dağıtılması işlemine 24 Nisan’da başlanacak. Siyasi partilerin aday listelerini YSK’ye 11 Nisan’da saat 17.00’ye kadar teslim etmeleri gerekecek. YSK’ye verilen aday listelerinde gösterilenlerden istifa etmek isteyenler en geç 24 Nisan Pazar günü saat 17.00’ye kadar YSK’ye bu isteklerini ulaştıracak. Bu tarihten sonraki istifalar dikkate alınamayacak. Mumcu suikastında ihmali görülen yetkililerle ilgili suç duyurusuna takipsizlik kararı Zana 17 yıl sonra Meclis yolunda DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)Kapatılan DEP’in eski milletvekili Leyla Zana, BDP Diyarbakır İl Başkanlığı’na başvurarak, bağımsız olarak bölgede uygun bulunacak bir ilden milletvekili adayı gösterilmesini istedi. Zana, hangi kentten aday olacağı bölümünü boş bırakarak, kararı parti yönetiminin vermesini istedi. Zana’nın büyük olasılıkla Diyarbakır merkezden aday gösterileceği kaydedildi. ‘Yetkililerin ihmali görülmedi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 24 Ocak 1993’te evinin önünde katledilen yazarımız Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu ile çocukları Özgür ve Özge Mumcu’nun, “Uğur Mumcu Suikastı” konusunda yürütülen soruşturma ve kovuşturmada ihmali görülen yetkililer hakkında yaptığı suç duyurusunda, “ihmal ve kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “takipsizlik” kararında, Mumcu ailesince sunulan suç duyurusu dilekçesinde, “Uğur Mumcu suikastı düzenleyicilerinden yargı karşısına çıkarılamayan, suçun asli failleri ve azmettiricileri ile yürütülen soruşturma ve kovuşturmada ihmali görülen yetkililerin cezalandırılması” isteminde bulunulduğu anımsatıldı. Suikast olayı ile ilgili şüpheliler hakkında 3 ayrı iddianame ile kamu davası açıldığı, tüm şüpheliler hakkında yakalama emri ve bir kısım şüpheliler hakkında kırmızı bülten çıkarıldığı, halen şüphelilerin yakalanması yönündeki çalışmaların Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan kamu davaları kapsamında devam ettiği belirtilen kararda, “Kamu görevlilerinin soruşturma ve kovuşturmada herhangi bir ihmallerinin bulunmadığı gibi dosya şüphelileri hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları ve açılmış iddianameler bulunduğundan CMK’nin 223/7. maddesi gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi” denildi. ‘Uzan Türkiye’ye dönmeyecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cem Uzan’ın avukatı Mehmet Ferhat Ünalan, müvekkilinin Türkiye’ye dönmek ve milletvekili adayı olmak gibi bir niyeti bulunmadığını bildirdi. Ünalan, yaptığı yazılı açıklamada, “Daha önce de belirtildiği gibi müvekkil, bundan sonra yaşamını Fransa’da sürdürecektir” ifadelerine yer verdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle