Katalog

12 MART 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER Erdoğan’dan CHP, BDP ve Avrupa Parlamentosu raporu nedeniyle AB’ye zehir zemberek sözler 5 aslında bütün halka bir gözdağı verilmek isteniyor: ‘Haklarınız için mücadele edemezsiniz! Sesini çıkartma, eğer çıkartırsan seni de tutuklarım!’ diyor ve bütün bunlar ağızlardan ‘demokrasi’ kelimesinin düşürülmediği bir ülkede yaşanıyor. O halde, neden en demokratik haklarını talep eden öğrenciler, Dolmabahçe’de yerlerde tekmeleniyor? Neden ODTÜ’de öğrencilere biber gazları ve panzerlerle saldırılıyor? Neden öğrenciler Erzurum’a sokulmuyor? Neden Ferhat ve ben halen tutukluyuz?” ‘Balık baştan kokmuş’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP’yi “Balık baştan kokmuş, tuz kokmuş” diyerek, AB’yi Avrupa Parlamentosu (AP) raporu nedeniyle “Adaletten uzak siyasi rapor hazırlamakla” eleştirirken BDP’yi de, “Gençlerin ellerine molotofkokteyli verenlere lanet ediyorum” sözleriyle suçladı. Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le aralarını bozmak isteyenlerin başarılı olamadıklarını” söyledi. Erdoğan, AKP Gençlik Kolları Başkanlığı’nca düzenlenen “Vizyon 2023” konulu sempozyumda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu: Kimin kimi dinlediği ortaya çıktı: Ricciardone, Odatv yöneticilerinin gözaltına alınmasının ardından, Türkiye’yi eleştirerek “Anlamıyorum” değerlendirmesini yapmış, Erdoğan, Ricciardone’ye “Acemi elçi” demişti. (Fotoğraf: AA) ediyorum. Böyle bir anlayış olamaz. Siyasi rapor: Siyasi bir rapor hazırlamış, sanki Türkiye’deki muhalefet gibi. Bir defa incele, Türkiye’de ne var ne yok. Yani bu kadar Türkiye’nin olanlarından uzak, ne oluyor, ne bitiyor bunlardan uzak, böyle bir rapor, ısmarlama, sipariş üzerine hazırlanmış rapor olamaz. Tabii gönlümüz, adil bir rapor beklerdi. Ama adaletten tamamıyla uzak bir rapor hazırlanmış. AB bugün, Türkiye’nin değişimini eleştirecek değil, Türkiye’deki değişimi örnek alması gereken bir noktaya gelmiştir. Şiir okuduğum için içeri tıkıldım: Cezaevinden Gelen Mektup... Bir mektup aldım Bakırköy Kadın Cezaevi’nden... Günlerden çarşambaydı ve İstanbul’a kar yağıyordu... Akşam ağır ağır çökmüştü İstanbul’a... Uzun bir acıyı, kuşkuyu içinde taşıyan insanları düşündüm... 18 yaşındaki bir üniversite öğrencisi olan tutuklu Berna Yılmaz’ın mektubunu bir solukta okudum. Yanarak soğuktan buza kesmiş bir ter bastı bedenimi. Hüznün gülüşü, soğuk, karlı bir kış manzarası ve mektup... Bugün o “Merhaba Sayın Hikmet Çetinkaya” diye başlayan mektubu sizlerle paylaşmak istedim... “Öncelikle size ve orada çalışan herkese selamlarımı ve sevgilerimi yolluyorum. Bu size yazdığım ikinci mektubum. Hatırlarsınız, 14 Mart 2010 tarihinde ‘Roman Çalıştayı’nda, Başbakan’ın konuşması sırasında parasız eğitim isteğimizin yazılı olduğu pankartı açtığımız için Ferhat Tüzer ve ben tutuklanmıştık. Aradan 10 ay geçti ve ben size yine hapishaneden mektup yazmak zorunda kalıyorum. Bu 10 ay içerisinde 2 mahkeme görüldü ve ikisinde de ‘tutukluluk halimizin devamına’ karar verildi. Yani parasız eğitim istediğimiz için ‘suçluyuz’ ben ülkede, üstelik bu ‘suç’ anayasada da belirtilmiş bir hak olmasına rağmen. Peki soruyorum size, okul harcını çıkartabilmek için inşaatlarda çalışan, sırf parası olmadığı için eğitim hakkından mahrum kalan gençlerin ve çocuklarını okula kayıt yaptırabilmek için okulun halılarını yıkamak zorunda kalan annelerin olduğu bir ülkede, parasız eğitim istemek kadar doğal ne olabilir? Ama doğal karşılanmıyor ve ‘suç’lu sayılıp hapishanelerde yatırılıyoruz.” On ayda iki duruşma... Ne diyorsunuz? Mektup devam ediyor: “Nasıl bir tahammülsüzlük ki anayasayla güvence altına alınan bir hakkı dile getirdiğimiz için 15 yılla yargılanıyoruz? Son yaşananlarla ve bize yapılanlarla Muhalefetin, ibretle izlenen üslup ve yöntemi bizim nezdimizde kendisine sığınak bulamayacak. İşte görüyorsunuz; her ağızlarını açtıklarında, ‘Dinleniyoruz, izleniyoruz, takip ediliyoruz’ diyerek bizi suçluyor, bizi itham ediyorlardı. Kimin kimi izlediği, kimin kimi takip ettiği işte bugün ortaya dökülüyor. Ahlaksızlık suçlaması: Siyaset, ahlaksızlığın sığınağı olamaz. Siyaset, ahlaksızlık üzerine yürütülemez, ahlaksızlığa kılıf olarak örtülemez. Ahlakın en temel ilkelerinden yoksun olanlar, milletin önünde gidemez, millete öncülük, liderlik yapamazlar. Gül’le aramızı bozmak istediler: Biz koltuk mücadelesi içinde değiliz, böyle bir sıkıntımız yok. Hatırlayın, Sayın Cumhurbaşkanı ile aramıza nifak tohumları ekmek isteyenlerin ne kadar gayret sarf ettiklerini. Bunların hiçbirinin tutmadığını görünce sesleri, solukları ne oldu, kesildi. Biz, yol arkadaşlığı değil, ka ‘Yüzde yüz mutabıkız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşen ABD Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, “basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemeyeceğini, bu konuda Erdoğan ile yüzde yüz mutabık olduklarını” belirtti. Ziyaretin ardından der arkadaşlığı yaptık. Biz, birbirimizin ayağına, omzuna basarak değil, ilkeli siyasetle, ahlaklı siyasetle, birbirimize omuz vererek, gönül birliği yaparak bugünlere ulaştık. Lanet ediyorum: Hiç kimse, gençler üzerinden, gençleri ve gençliği istismar ederek siyaset yapmasın istiyoruz. Hele hele gençlerin kanı üzerinden sibasına Türkçe açıklama yapan Ricciardione, görüşmede “Her şeyden bahsettiklerini” vurguladı. Ricciardone “Soruşturmalarla ilgili yaptığı açıklama ve tepkilerin gündeme gelip gelmediği” sorusu üzerine, “Balyoz ya da Ergenekon hakkında açıklaması olmadığını” vurguladı. yaset artık son bulsun istiyoruz. Güneydoğu’da o genç yavrularımızın ellerine, batıda, bazı şehirlerimizde gençlerin ellerine kaldırım taşlarını vererek, molotofkokteyllerini vererek, onları, halka hizmet veren devletin, halkın otobüslerini, vatandaşın araçlarını kundaklamaya itenlere, ben huzurunuzda, kusura bakmayın, lanet Faili meçhulleri sorgulayın. Terörü, terörü doğuran sebepleri sorgulayın. Bize düşman diye sunulan konuları, mevzuları sorgulayın. Hayali düşmanları, sanal düşmanları sorgulayın. Bu millete demokrasiyi nasıl çok gördüklerini, yazıp çizenlerin nasıl içeri tıkıldıklarını, işte bu fakir gibi şiir okuyanların nasıl içeri tıkıldıklarını sorgulayın. Gazetelerin nasıl kapatıldıklarını sorgulayın. Tek partili dönemin o karanlık günlerini sorgulayın. Darbelere çanak tutanları sorgulayın. Çocukluk düşü: Çocukluğumda düşünürdüm, ‘Acaba biz ne zaman şu havadaki arabalara bineceğiz’ diye. Ama artık öyle düşünmüyorum çünkü artık torunlarım da rahat rahat binebiliyor. Niye; bakıyoruz ki lüks otobüs şirketlerinin fiyatlarıyla artık uçak fiyatları aynı rakama indi. Geçen gün, önüme tablolar geldi baktım 39 liraya seyahat edilen günler oluyor. İç hatlarda patlama var. Dış hatlar da bire bir artmış vaziyette. Bu noktaya geldik. Berna ve Ferhat niçin tutuklu hâlâ? Suçları ne? Demokratik bir eylem yapmaları mı? Mektup şöyle noktalanıyor: “Yaşadıklarımız, düşüncelerimizde ya da taleplerimizde bir farklılık yaratmadı. Aksine benim, ailemin ve arkadaşlarımın öfkesini daha da arttırdı. Haklı olmamıza ve üstelik de anayasada var olan bir hakkı kullanmış olmamıza rağmen hâlâ tutuklu oluşumuz, bizi daha da öfkelendirdi. 24 Mayıs 2011 tarihinde 10. ACM’de (Ağır Ceza Mahkemesi) 3. duruşmamız görülecek. Tam 15 ay sonra tekrar çıkacağız hâkim karşısına. Sizden isteğim, köşe yazılarınızda bu hukuksuzluğa daha fazla yer vermeniz. 24 Mayıs günü görülecek mahkememe, sizi ve okurlarınızı eğitim hakkımıza sahip çıkmak için yanımızda olmaya çağırıyorum. Şimdiden göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ediyor, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum. 28.02.2011 Berna Yılmaz Bakırköy Kadın Hapishanesi” Adalette eşitlik ilkesi, hukukun üstünlüğü, örgütlenme özgürlüğü, şu bu... Demokratik bir tepki mi gösterdi emekçiler, gençler... At içeriye, bağla bir örgüte ve bildiğini oku... Rahatla!.. Bugün Zeynep Oral’la birlikte Bursa TÜYAP Kitap Fuarı’nda Cumhuriyet Kitapları standında okurlarla buluşuyoruz. Zeynep Oral: Saat 14.0015.00 / Hikmet Çetinkaya: Saat 16.0017.00 APTBMM PARLAMENTO KOM SYONU EŞBAŞKANI FLAUTRE ‘Haberi olmayan Erdoğan’ Ç MEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Raportörü Ria Oomen Ruijten tarafından kaleme alınan Avrupa Parlamentosu raporu ve raporu hazırlayanlar için kullandığı “dengesiz” sözü, APTBMM Parlamento Komisyonu eşbaşkanı Helen Flautre’ın tepkisine yol açtı. Helen Flautre Cumhuriyet’e danışmanı aracılığıyla konu ile ilgili bir açıklama yaptı. u söz, kullanlar hakkında fikir verir’ Flature şunları dile getirdi: “Bu ‘B tür hakaretleri yorumlamak istemiyorum. Bu tür sözler genellikle kullanan insanlar üzerine fikir verir. Bizim basın özgürlüğüne ilişkin tavrımız yeni değil. Türkiye’deki basın özgürlüğü sorununu sadece bu raporda değil, daha önce de dile getirdik. Bendeki izlenime göre Türkiye’deki basın özgürlüğü sorunundan habersiz olan tek kişi Başbakan Erdoğan’dır.” Ria Oomen Ruijten ise şimdilik “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle ilgili bir yorum yapmayacağını” söyledi. BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ UYARILARINI B LG EKS KL Ğ NE BAĞLADI Gül, raporu beğenmedi SEDAT KURT DENİZLİ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye’yi sert ifadelerle eleştiren raporuyla ilgili, “Raporda, Türkiye’de gerçekleştirilen köklü reformlar ve ekonomideki gelişmelere yer veriliyor. Bunun yanında, herhalde bilgi noksanlığından kaynaklanan bazı yanlış değerlendirmelerin olduğunu görüyoruz” dedi. Gül, Denizli ziyareti kapsamında valilikte gazetecilerin sorularını yanıtladı. Japonya’da meydana gelen deprem ve tsunami felaketini yakından izlediklerini bildiren Gül, “Afetin acısını bilen bir ülke olarak biz daima bu tip durumlarda ihtiyaç olduğunda karşılıklı yardımlaşmaya da önem veririz” diye konuştu. lumlu şeyler de var’ iması Gül, AP’nin Türkiye raporuyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine de şunları söyledi: “Rapor, yargıda köklü reformların yapıldığını, anayasa değişikliğinin önemli olduğunu, Türk ekonomisinin nasıl ileri gittiğini bunları da söylüyor.” ‘O C MY B C MY B