Katalog

12 MART 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Cari işlemler dengesi yüzde 91.4 artışla rekor kırdı Bu yılın ilk ayında 3 milyar 62 milyon dolardan 5 milyar 860 milyon dolara yükseldi. Dış ticaret dengesi de yüzde 109.6 arttı. Ekonomi Servisi Merkez Bankası 2011 yılı Ocak ayı ödemeler dengesi gerçekleşmelerini açıkladı. Buna göre geçen yılın ocak ayında 3 milyar 62 milyon dolar açık veren cari işlemler hesabı, bu yılın aynı ayında yüzde 91.4 artarak 5 milyar 860 milyon dolar açık verdi. Cari işlemler açığının artmasında dış ticaret açığındaki artış etkili oldu. 2011 yılı Ocak verilerine göre ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret dengesi, geçen yılın ilk ayına oranla yüzde 109.6 artarak 5 milyar 888 milyon doları tutarında açık verdi. Ocak ayı alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, altın dahil ithalat harcamaları bir önceki yıla oranla yüzde 44.3 oranında artarak 16 milyar 873 milyon dolar ve ihracat gelirleri yüzde 22.1 oranında artarak 9 milyar 561 milyon dolar olurken, tahmini bavul ticareti gelirlerinin yüzde 32.3 oranında artarak 537 milyon dolara ulaştığı görüldü. Turizm gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19.2 artarak 876 milyon dolara, turizm giderleri de yüzde 52.9 artışla 416 milyon dolara yükseldi. Bunun sonucunda, ocak ayı net turizm gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0.6 oranında azalarak 460 milyon dolara düştüğü gözlendi. Cari transferler kalemi, bu yılın ilk ayında 265 milyon dolar gelir kaydetti. Cari transferlerin büyük çoğunluğunu oluşturan genel hükümetten kaynaklanan transferler 239 milyon dolar tutarında net giriş kaydederken diğer sektörler kalemi altında yer alan işçi gelirleri de 22 milyon dolar gelir kaydetti. Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Sanayi Ciro Endeksi, ocakta, 2010’un aynı ayına göre yüzde 33.2 arttı, bir önceki aya göre ise yüzde 19 azaldı. Madencilik ve taşocakçılığı endeksi yüzde 40.7 artış kaydetti. 40 Yıl Sonra... Japonya’daki tarih kayıtlarına “en büyüklerden” olarak geçecek deprem elbette ki güncel gündemi sildi süpürdü. Bizim on binlerce insanımızı göçük altında ölüme teslim ettiğimiz depremin 31 katı tahrip gücündeki depremde enkaz altında kalan, ölen olmadı. Soru yöneltilen uzman bilim insanları Japonya’daki güçte bir depremde Türkiye’de neler olabileceği, yüz binlerce insanın göçük altında kalabileceği gerçeğini dillendirmekten ürktükleri için, bu şiddette bir depremin Türkiye’de söz konusu olamayacağı ile bizleri teselli etmeye çalıştılar. Uygarlığın neresinde olduğumuza ilişkin bir kez daha utanç verici gerçeklerle yüz yüze gelmiş olduk. Doğal afetin dayattığı Japonya depremi gündeminin dışına çıkıp, bugün 12 Mart darbesinin yıldönümü olduğunu anımsatarak, “40 yıl sonra” sorgulamasını sizlerle paylaşmayı yeğledim.. AB ülkelerinden kimi insan hakları eksenli çalışmalar yapan örgütlenmeler bizden önce bu türden bir sorgulamayı, basın açıklaması ile dünya kamuoyuna duyurmak istemişler.. Gündemi, başlığını onlardan çaldım. Tabii girişten de anlayabileceğiniz üzere, bu AB odaklı insan hakları örgütlenmelerinin ortak açıklamalarının amacı, 12 Mart’tan 40 yıl sonra Türkiye’nin gerçek, çoğulcu demokrasiden ne kadar uzakta durduğunu anlatmak.. İslam ülkelerindeki sokaklar isyanında, Batı emperyal odaklarının da rol model olarak pazarlamaya çalıştıkları Türkiye’deki demokrasiye geçer notu verilemeyeceğinin altını çizmişler. Piyasalar üzerinden ekonomik büyüme başarısı ile övünen AKP iktidarlarına karşın, insani gelişmişlik ekseninde yapılan tüm araştırmalarda Türkiye’nin en sondan ülkeler arasında başı çekmesini sorgulamışlar.. Türkiye demokratik gelişmişlikte de sınıfta kalıyor, yarı özgür ülkeler arasında sayılıyor.. Freedom House’un içinde bulunduğumuz yıla ilişkin raporundaki verilere göre Türkiye 178 ülke arasında 138. sırada geride bir yerde. Demokratik değil baskılar ülkesi olarak tanımlanıyor.. 12 Mart, halktan yana olumlu gidişe, “dur” demeye yönelik ilk askeri darbe. Tabii ki 27 Mayıs da askeri darbe. Gelin görün ki Meclis çoğunluğunu antidemokratik kullanmış, demokrasi suçları işlemiş, sivil diktatoryal eğilimleri ağır basmış, icraatlar yapmış bir iktidara karşı yapılmış olması boyutu da var. En önemlisi 27 Mayıs askeri darbesinin ardından ülkemizde, dış dünyadan da destek gören bir toplumsal uzlaşma ile, çağdaş demokrasiye açılım amaç edinilmiş.. 1961 Anayasası, örgütlenme özgürlüğü getiren yasaları, hele de 1963 sendikal haklar yasaları ile.. sosyal devlet düzenine, demokratik, çağdaş örgütlenme sürecine geçişin araçları yasal güvenceye alınmıştır. Sonrası malum; Türkiye’de çok etkin, çok hızlı bir sendikal, mesleki, siyasal örgütlenme, sosyal devlete, sola açılım süreci, örgütlülüğü yaşanmıştır. İç ve dış odaklı emperyal düzenin bekçileri, Türkiye’deki bu patlamadan ürkmüşlerdir. 1965’ler sonrası “bu anayasa bize lüks” söylemini ağızlarına sakız yapmışlar, sol, siyasal, demokratik örgütlülükleri kırmanın yollarının arayışında terörü, faili meçhul cinayetleri, sağsol çatışmalarını Türkiye’nin gündemine sokmuşlardır. Toplumun çağdaş demokrasiye doğru örgütlenme, fışkırma gücüne, sağ iktidar gücü, ırkçıİslamcı örgütlenmelerle kırma, provokasyon, çatışma yaratma eylemleri yetmemiş, 12 Mart askeri darbesi böylece sahneye sokulmuştur. 12 Mart askeri darbesi, Türkiye’nin cumhuriyet devrimleri, değerleri ile, 1961 Anayasası, çağdaş demokrasi yolunda, sol, sosyal örgütlenmeler bileşkesindeki doğal, toplumsal gelişimi, örgütlenme dinamiklerini ilk anlamlı kırma operasyonudur. 12 Mart askeri darbesi ile Türkiye’nin demokratik insan haklarından yana gelişme dinamiklerini kırma operasyonu yetersiz kalınca.. 12 Eylül sürecine gelişte çok daha vahşi provokasyonlar sahneye konmuş, aynı çizgideki terörün tırmandırılışı ile, kan dökülerek her türden toplumsal örgütlenme dinamiklerini kırmada.. sivil siyasi iktidarlar bir kez daha yeterince başarılı olamamışlardır.. En son Demirel iktidarında emperyal düzenin dayattığı 24 Ocak kararları da uygulatılamayınca, Türkiye’ye biçilen arka bahçe ülkesi rolü için, 12 Eylül darbesine gereksinim duyulmuştur. 12 Eylül Anayasası, hukukunun; demokratik örgütlenmeleri, sendikaları, solu silindir gibi ezen; on binlerce insanın cezaevlerinden geçirilerek teslim alınması projesinin özeti budur. Sonraki biçimsel demokratik düzene geçişte artık her şey çok farklıdır. İnsan hakları, demokrasinin değerleri, hukuku ayaklar altında, medyatik güdülemede, toplum çok hızlı bir biçimde kendi insan hakları, kimliği, çıkarlarına yabancılaştırılmıştır. Irk, din ayrımcılığı mezhepler, aşiretler üzerinden siyaset, cepheleşmede, önce Özalizm, sonra Erdoğanizm.. güçlü sandık iktidalarında, cepheleşme, piyasalar düzeni, ılımlı İslam projeleri ile geldiğimiz nokta budur... Durak, 2011’de 85’inci kuruluş yılını kutlayacak Koç’un katma değer yaratmayı sürdüreceğini açıkladı Koç 5 bin kişilik iş yarattı OTOMOT VC LER 12 N SAN’DA SAVUNMA YAPACAK Ekonomi Servisi Rekabet Kurulu, bankacıların ardından şimdi de motorlu taşıt pazarının 23 şirketini terletecek. Rekabet Kurulu, motorlu taşıtlar pazarında faaliyet gösteren yirmi üç adet girişim hakkında sürdürülen soruşturmanın sözlü savunmasını 12 Nisan’da yapacak. Kuruldan yapılan açıklamada, kurulun 9 Eylül 2009 ve 28 Ocak 2010 tarihli kararları uyarınca motorlu taşıtlar pazarında faaliyet gösteren söz konusu şirketlerin hedef ve stok bilgileri ile satış ve fiyat stratejilerini paylaşmak suretiyle 4054 sayılı kanunun 4. maddesini ihlal edip etmediklerinin belirlenmesi amacıyla sürdürülen soruşturmanın sözlü savunma toplantısının 12 Nisan 2011 Salı günü saat 10.00’da yapılacağı açıklandı. Savunması alınacak şirketler şunlar: ALJ, Anadolu Araçlar, Baylas, Borusan, Çelik Motor, Doğuş Otomotiv, Ford, General Motors Türkiye, Honda Türkiye Hyundai Assan, İsotlar Grup, Karsan, Mais, Mazda Motor Logistics, Mercedes Benz Türk, Mermerler, Nissan, Otokar, Peugeot, Şahsuvaroğlu, Temsa Global, Tofaş, Toyota Pazarlama. Koç Holding’in 2010 konsolide satış gelirleri 53 milyar 812 milyon lira oldu. Gerçekleştirilen 1 milyar 881 milyon lira yatırım ile 5 bin ilave istihdam sağlandı. Ekonomi Servisi Koç Holding, 2010’da net kârını 1 milyar 734 milyon TL’ye çıkarırken, konsolide satış gelirleri de 53 milyar 812 milyon TL oldu. Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Turgay Durak yaptığı açıklamada, gücünü Türk ekonomisinden alan Koç Topluluğu’nun başarılı finansal ve operasyonel sonuçlar almayı sürdürdüğünü belirtti. Durak, Koç Holding’in, konsolide satış gelirlerinin yüzde 20 artışla 53 milyar 812 milyon TL, faaliyet kârının yüzde 18 artışla 4 milyar 105 milyon TL, ana ortaklık paylarına düşen net dönem kârının ise yüzde 21 artışla 1.734 milyon TL olarak gerçekleştiğini söyledi. Durak, faaliyet gösterdikleri tüm ana işkollarında elde edilen başarılı performansı memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek faaliyetlerle ilgili şu değerlendirmede bulundu:  Tüpraş, güçlü operasyonel ve finansal yapısı, yüksek depolama kapasitesi ve geniş dağıtım ağı ile desteklediği stratejisini sürdürmüş, maliyet azaltıcı ve verimlilik arttırıcı projeler uygulamaya devam etmiştir. Şirket, ilave katma değer yaratmak amacıyla 2014’te tamamlanması öngörülen yaklaşık 2 milyar dolar tutarındaki “fueloil dönüşüm projesi” üzerinde çalışmayı sürdürmektedir.  Aygaz, yüzde 30 düzeyinde pazar payı ile liderliğini sürdürdü. OPET 277 milyon dolar yatırım yaparken pazar payını yüzde 17’ye çıkardı. Hedefimiz enerjide Türkiye’yi bölgede etkin oyuncu yapmak.  Yapı Kredi büyümeyi sürdürmüş, müşteri memnuniyetine, ticari verimliliğe ve kârlılığa odaklanarak, yüzde 45 artışla emsalleri arasında konsolide net kârını en fazla arttıran banka olmuştur. Turgay Durak Arçelik için yeni pazarlar Arçelik’in Türkiye’nin en geniş hizmet ağına sahip şirketi olan dayanıklı tüketim sektörünün lideri olduğunu vurgulayan Turgay Durak, “Arçelik, 2010’da da beyaz eşya, klima ve TV pazarındaki liderliğini korumuştur. Rekabetçi üretim imkânları, etkin işletme sermayesi yönetimi ve stok yönetiminde sağlanan iyileşmelerle sektörün üzerinde bir kârlılık elde etmeye devam eden Arçelik, ArGe odaklı çalışmalarıyla da piyasaya yenilikçi ürünler sunmayı sürdürmüştür. Arçelik’in Batı Avrupa’da pazar payı yüzde 5.3’e yükseldi, ngiltere’de pazar payı yüzde 16.4’e yükselirken buzdolabında birinci, beyaz eşya genelinde ikinci oyuncu konumuna geldi. Bundan sonraki dönemde de bölgesel ekonomik dalgalanmalardan en az şekilde etkilenmek amacıyla ihracat pazarlarını çeşitlendirmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu. Otomotiv şirketlerinin Türkiye’nin otomotiv ihracatından yüzde 50, üretiminden ise yüzde 52 pay aldığını aktaran Durak, Ford Otosan’ın, otomotiv pazarında üst üste 9’uncu kez lider olduğunu, Tofaş’ın ise fikri mülkiyet hakları tamamıyla kendisine ait olan Yeni Fiat Doblo’yu satışa sunduğunu söyledi. İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI 13 MART 2011 PAZAR Saat: 11.00 KONUĞUMUZ, YAŞAMINI, MİMARLIĞINI VE YAZARLIĞINI; ÜLKEMİZİN KÜLTÜR, TARİH VE ÇEVRE DEĞERLERİNE ADAMIŞ, GAZETEMİZ YAZARI VEFAT Cemiyetimiz Üyesi, Basın Şeref Kartı ve 2005 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi, Değerli Arkadaşımız ACI KAYBIMIZ Malatya eşrafından Rahmetli Hüsnü OKYAY'ın eşi, Reşat Bahadır OKYAY ve Hamit Serdar OKYAY'ın sevgili anneleri, Nurşen OKYAY ve Müge OKYAY'ın kayınvalideleri, Sinan OKYAY ve Gülce Güleycan OKYAY'ın biricik Babişleri; uzun yıllar CHP Malatya Kadın Kolları Başkanlığı ve Malatya İl Belediye Encümen Üyeliği yapmış değerli insan OKTAY EKİNCİ “CUMHURİYET DEVRİMİ VE ANADOLU UYGARLIKLARI” KONUSUYLA CUMHURİYET OKURLARI İLE BULUŞUYOR. (Film ve projeksiyon eşliğinde sunum yapılacak ve toplantı sonrası yazarımız kitaplarını imzalayacaktır.) YER: MECİDİYEKÖY KÜLTÜR MERKEZİ ALİ SAMİ YEN STADI YANI KAT OTOPARKI KAT: 6 İletişim: 0537 871 82 34 0533 438 50 22 0532 275 21 42 Lütfen yerinizi ayırtınız. Kahvaltı Ederi: 20 TL. KAYHAN KÜREMAN 10 Mart 2011 Perşembe günü vefat etmiştir. Kaybı topluluğumuzda üzüntü yaratan Küreman’ın cenazesi 12 Mart 2011 Cumartesi günü ikindi namazının ardından Karacaahmet Şakirin Camisi’nden alınarak Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Küreman’ı sevgi ve saygı ile anarken, ailesine, basın topluluğuna başsağlığı dileriz. TÜRK YE GAZETEC LER CEM YET FİKRET OKYAY vefat etmiştir. Sevenlerinin başı sağolsun. Sen hep var olacaksın, İçimizde yaşayacaksın, Nur içinde yat... B AL BAY ’I U NU T M AYI Z, UN UT T UR M AYI Z w w w . c u m o k. o rg OKYAY AİLESİ S i l i v r i ’ d e “ D u r uş m a l a r ı zleme Eylemi” PANEL 12 MART SORGULANIYOR Oturum Başkanı CHP KAMUOYUNA ÇAĞRI Önseçim, demokrasi ve dinamik bir parti birliğinin ön şartıdır. Önseçim demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilerek adayların belirlenmesidir. Önseçim seçme ve seçilme hakkının teslimidir. Önseçim parti içi demokrasinin ve örgüt dinamizminin arttırılmasıdır. Bugünkü yönetimde demokratik taleplerin sağlanması olanaklıdır. Ali IŞIK 68’liler Birliği Vakfı Saymanı Konuşmacılar Prof. Dr. Yakup KEPENEK Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Gökalp EREN 68’liler Birliği Vakfı Eski Başkanı Erol BİLBİLİK Emekli Binbaşı – Araştırmacı Yazar 9. Bursa TÜYAP Kitap Fuarı Çekirge Salonu 12 Mart 2011, Cumartesi, Saat 12.00 – 13.30 Eylem Sürüyor! SO: Çevre ile ilgili teşvik verin Ekonomi Servisi İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, özel sektörün, çevre ile ilgili tüm konularda teşvik edilmeye ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak “Burada mesele, teşvikleri doğru yönlendirebilmektir. Bu noktada, yerel yönetimlerle ilişkiler de gerçekten büyük önem taşıyor” dedi. Küçük, İSO’nun 1. Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Yasalara, direktiflere uymayalım, denetlenmeyelim, ceza ödemeyelim demiyoruz. Sadece maksadı aşan, rekabet gücümüzü azaltan uygulamalara karşıyız. Zira, zaman zaman ülkemizde denetim, adeta bir ceza yazma fırsatı olarak görülebilmektedir” diye konuştu. Duyarlı demokratlar bir imza da sizden! 18 Mart’da Silivri’deyiz! • Saat: 08.00’de c’in bahçesinde olalım. • Başvuru : 0535.636 59 11 0535.270 56 84 C MY B www. nsecimistiyoruz.com 1. Bölge İbrahim Ovacık 2. Bölge Ali Erdoğan 3. Bölge Mahmut Karakaya NOT: Islak imza kampanyası devam etmektedir. Bilgi için Murat Taştan 0533 779 53 08 C MY B