Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUR YET 10 MART 2011 PERŞEMBE 4 HABERLER İklim Bayraktar, taciz iddiasının ardından kendisine yöneltilen ‘komplo’ suçlamalarına yanıt verdi ‘Kürdo Kürdini Lupus’ ‘Homo homini lupus’ sözcüğünü De Cive (1651) adlı yapıtıyla bunca ünlü kılan Thomas Hobbes’tur, ama ansiklopediler bu sözün ondan da bin yıldan uzun bir süre önce (495) Plautus Asenica tarafından söylendiğini belirtir. İşin bu yanı belki de önemli olmayan bir ayrıntıdır. İnsanın insanı yok ettiğini, insanın insanın felaketi olduğunu belirtmek amacıyla kulanılan bu benzetme, işin garibi, pek doğadaki gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Çünkü kurtlar birbirlerini yemezler, hatta kavgada çok ağır yaralanmış durumda bile olsalar bir kurt bir başka kurdu yemez. Yani kurt kurdun insanı değildir. Birbirlerini yiyip yok edip bitirenler, kurtlar değildir, insanlardır ve aynı insanlar benzetme olarak, kurtları harcarlar. “Homo homini lupus” (İnsan insanın kurdudur) deyişi, Muhsin Kızılkaya’nın PKK tarafından önceki gün bir kez daha ölümle tehdit edilmesi üzerine aklıma düştü bu defa. Muhsin Kızılkaya, munis tabiatlı, sakin ama düşüncelerini savunmakta sağlam bir aydındır. Kendisinin Türk aydını veya Kürt aydını olması, değeri ve önemini değiştirmez. Hemen belirteyim ki, Mehmet Metiner, Kemal Burkay ve Şivan Perwer için de geçerlidir söyleyeceklerim. Muhsin Kızılkaya örneğini öne almamın nedeni, kendisini daha eskiden tanımam, aramızda bir ünsiyet olmasındandır. Yazılarıyla, aydın mücadelesiyle Kürt davasına katkılarda bulunduğunu düşündüğüm (bu konudaki değer ve önemini tayin bana düşmez) Muhsin Kızılkaya, yıllar yılı düşünceleri nedeniyle devletten çok çekmiştir. Klasik yüzeysel bakış, Kızılkaya, yaşamı dolayısıyla kimi Kürtler gibi “Türk Kürt’ün kurdudur” demiş olsaydı bu deyişi mazur görülebilirdi. Oysa Muhsin’i kovuşturan, kovalayan, sıkıştıran Türk devletinden gelmiyor tehlike, temel tehdit Kürtlerin temsilcisi olduğunu söyleyen PKK’den geliyor. Eğer Kürt sorununa salt etnik açıdan bakarsanız, buradaki çelişkiyi anlamanız da anlatmanız de mümkün değildir. Öyle ya Kürtlerin haklarını savunan barışçı bir Kürt aydını, Kürt örgütü tarafından ölümle tehdit ediliyor. Belki Türk devleti de korumaya alacak. Belki diyorum, çünkü geçmişte yaşadıklarımız bu konuda ne kadar başarılı ve ısrarlı olunabileceği konusunda bende ciddi kaygılar uyandırıyor. Ama olay ilk bakışta müthiş çelişkilidir. Gerçekte ise hiç değildir. Olaya doğru açıdan yaklaşır da, sorunun Kürt sorununu da içermesi, etnik bir yönünün de olmasının yanı sıra basit KürtTürk ayrımının ötesinde olduğunu anlarsak, ilk bakıştaki çelişkinin de üstesinden geliriz. O zaman etnik kökenleri bir yana bırakarak, barıştan, demokrasiden yana olan insanların da, onları tehdit eden kuruluşların da etnik kökenlerini hiç kale almadan, her şeyden önce, demokratik çözüm için, bu insanların yaşamlarının korunmasının önkoşul olduğunu düşünürüz. Eğer yukarıda adını verdiğim Kürt aydınlar konusunda hiçbir ayrım yapmaksızın, Türk, Kürt, Çerkez, Ermeni vd. aydınlar bir araya gelip, etkin bir demokratik koruma kalkanı oluşturamaz, tek ve tok bir sesle devletin zaman zaman söz haklarını çiğnediği bu insanların yaşama haklarını korumasını istemezsek, bir yere varamayız. Yine; Kürt’ün Kürt’ün kurdu olduğu bu örneğin bize gösterdiği olayın etnik sınırların ötesinde, Kürtlüğün, Türklüğün (bunları da içermekle birlikte) çok üstünde olduğu gerçeğini göremezsek bir yere varamayız. Yazının şok edici başlığını, soruna Türk’ün Kürt’ün kurdu olduğu şeklinde yüzeysel yaklaşanları sarsmak için atıldığını da belirteyim. Yoksa son Muhsin Kızılkaya örneğinde olduğu gibi, nasıl Kürt Kürt’ün kurduysa, Mustafa Balbay örneğinde olduğu gibi, Türk de Türk’ün kurdu olabilmektedir. Evet yani ‘Kürdo Kürdini lupus’ da, ‘Türko Türkini lupus’ da hem doğrudur hem de yanlış. Konu onun çok ötesinde ve üstünde. Bu gerçeği kavradığımız zaman hiç kimse kimsenin kurdu olmaz. ‘Büyük balık Baykal değil’ AL CAN ULUDAĞ ANKARA “Deniz Baykal bana sözlü tacizde bulundu” iddiasını ortaya atan Odatv muhabiri İklim Bayraktar, konuya ilişkin görüştüğü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine “kendin çek getir” ifadesini kullanmadığını söyledi. Bayraktar’ın, soruşturma kapsamında kendi telefonlarının taciz olayının sonrasında konuyla ilgili Soner Yalçın’la yaptığı görüşmenin ardından dinlenmeye başladığını söylemesi dikkat çekti. İklim Bayraktar, taciz iddiasının ardından kendisine yöneltilen “komplo” suçlamalarına yanıt verdi. Kılıçdaroğlu’nun önceki gün “İklim Hanım, bana AKP bir üst düzey yöneticiye ait özel ilişkilerden söz etti” şeklindeki ifadelerine karşı çıkan Bayraktar, “Böyle bir konuşma geçmedi diyebiliriz. Çünkü geçmedi. Anlayamıyorum, niye böyle bir şey söyleniyor? Geçti diye iddia ediyorsa bunu kendisi açıklasın ve ispat etsin” dedi. Bazı basın yayın organlarında yer alan Kılıçdaroğlu’nun kendisine “Çek getir” ifadesini kullanmadığını belirten Bayraktar, “Böyle bir konuşma olmadı” dedi. Deniz Baykal’ın “Bir şantaj ve komplo projesinin yaşama geçirilmesine fırsat verilmemiştir” şeklindeki açıkmasına da tepki gös ‘ KT DARIN EN ÖNEML SM OLDUĞUNA ŞÜPHE YOK’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, gazeteci İklim Bayraktar’ın “Büyük balık” sözüyle ilgili olarak, “O görüşmeyi kim yaptıysa büyük balığın kimliğini onlar açıklamalı. O gazeteci ya da görüştükleri, o ismi açıklamalı” dedi. Deniz Baykal’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile gazeteci İklim Bayraktar arasında geçtiği iddia edilen konuşmanın içindeki “Büyük balık” ifadesine ilişkin, yakın çevresine, “O görüşmeyi kim yaptıysa büyük balığın kimliğini onlar açıklamalı. O gazeteci ya da görüştükleri, o ismi açıklamalı. Benimle ilgili değil. Görüşmeyi yapan teren Bayraktar, şunları kaydetti: “Komplonun benim üzerimden yapıldığını ispat etsinler. Başka yerde bundan bahsediyorlarsa, bunu ben bilemem. Madem komplo diyorlar, bunu yapmaya giden, gönderilen böyle boş mu gider? Ses kaydı yok, görüntü yok. Böyle mi olur komplo? Ben hiçbir şeyi deşifre etmedim. Ben hiç kimseye hiçbir şey söylemedim. Ben ortalığa çıkıp bana böyle yapıldı demedim. Savcılığa dilekçe vermedim. Ben bir tek eşime ve da ben değilim. Ama görüşmenin tarafları AKP ile ilgili olduğunu söylüyor. Yanıtı bende değil. O iki kişide aranmalı” dedi. Deniz Baykal, dün akşam NTV’de de “Büyük balıktan kasıt ben değilim. İktidarın en önemli ismi olduğuna şüphe yok” diye konuştu. Bu görüşmeler bilgi alıp verme ya da buluşma gibi laubali ilişkiler içinde olunması CHP’nin yıpranmasına neden olur, yanlış olurdu. Ben oradaki görüşme ve sonrasında takındığım tutumla bu tuzağı bozmuş olduğum için memnunum” değerlendirmesini yaptı. NTV’de Can Dündar’a konuşan Deniz Baykal, parti yönetimine ilişkin sitemini “Ben olsaydım kulağından tutup çıkarırdım. Sonra da ilgili kişiyi haberdar ederdim” sözleriyle dile getirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddiaların ortaya çıkmasından bu yana Deniz Baykal ile henüz bir görüşme yapmadığı da öğrenildi. Bekir Bozdağ, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İklim Hanım, bana AKP’li bir üst düzey yöneticiye ait özel ilişkilerden söz etti” açıklamasına sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun yapması gerekenin “Birilerine çamur atarak işin içinden sıyrılmak olmadığını” kaydeden Bozdağ, “Siyasi ahlaka sahipse açıklasın. Kimseyi töhmet altında bırakmasın. Namuslu, haysiyetli bir genel başkana düşen böyle bir bilgi varsa bunu kamuoyuyla paylaşmaktır” dedi. CHP’ye sitem Baykal’ın, gazeteci Bayraktar ile CHP yöneticileri arasındaki görüşmeler konusunda da yakın çevresine “Bu komplo AKP hakında dahi olsa, eğer işlemiş olsam CHP’yi de ‘ilzam’ (cevap veremez duruma getirme) edeceğine dikkat çekiyorum. Gürsel Tekin’e söyledim.” Telefonlarının savcılık tarafından dinlendiğinden şüphe etmediğini dile getiren Bayraktar, “Zaten benim telefonlarım Soner Yalçın’ın beni ilk aradığı günden itibaren alınmış. Ondan öncesi yok” açıklamasını yaptı. Bayraktar, “Bir görüşmenizde ‘Diyorum ki ben sana büyük balık getirdim. O diyor ki ‘tamam sen git kendi şartlarınla yap’ ifadesinde geçen ‘büyük balık’ sözüyle Baykal’ı mı kastettiniz” sorusuna “O ifade lerin yarısı orada. Yarısı yok. Bunu başka bir şey için kullanmış olabilirim. Açık bir tanım yok ki, neden Baykal’a söylenmiş gibi algılanıyor?” yanıtını verdi. “Peki kimi kastettiniz?” denilmesi üzerine ise Bayraktar, “Söylemek istemiyorum. Ama Deniz Bey değil. Büyük balık olsa Gürsel Bey’e söylerken böyle anlatırdım” dedi. Bozdağ: Açıklasın AKP Genel Başkan Yardımcısı ÇELEB CHP ADAYI ADAYLIK YARIŞI Sendika başkanları partilerini belirledi MUSTAFA ÇAKIR ‘Devlet’ bu kez ‘AKP’ dedi ERDEM GÜL YSK SON NOKTAYI KOYDU Yurtdışındaki seçmen gümrükte oy verecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu (YSK), yurtdışındaki seçmenin nerede oy kullanacağına ilişkin tartışmaya son noktayı koydu. Kurul, yurtdışındaki seçmenin gümrük kapılarında oy kullanması kararına karşı AKP’nin yaptığı itirazı reddetti. YSK, yurtdışındaki seçmenlerin gümrük kapılarında oy kullanmalarına ilişkin kararın düzeltilmesine ilişkin başvurusunu reddetti. YSK, “Seçim takviminin belirsizliklere göre oluşturulamayacağı ve süre yetersizliği” görüşüyle seçmenlerin bu seçimde de gümrük kapılarında oy kullanmasına karar vermişti. Bu konuda gerekli çalışmayı yapmayarak bu sonuca neden olmakla eleştirilen AKP ise kararın düzeltilmesi için YSK’ye başvurmuştu. YSK, AKP’nin başvurusun reddederek, oyların gümrük kapılarında kullanılmasını kesinleştirdi. ANKARA İşçi ve memur sendikalarının başkanları, 12 Haziran’da yapılacak seçimlerde milletvekili aday adaylığı için kararlarını açıklıyor. En fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu olan Türkİş’in Genel Başkanı Mustafa Kumlu, seçimlerde aday olmayacak. Kumlu, gazetemize yaptığı açıklamada, “Siyaseti düşünmüyorum” dedi. AKP’den aday adayı olacağı konuşulan Hakİş Genel Başkanı Salim Uslu, söylentileri duymadığını belirterek “Görevimin başındayım. Onun dışında bir yorum yapmıyorum” dedi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ise CHP’den aday adayı olacak. Çelebi, kararını bugün kamuoyuna açıklayacak. Türkİş’e bağlı Haberİş’in Genel Başkanı Ali Akcan daha önce MHP’den Çorum milletvekilliği için aday adayı olduğunu açıklamıştı. Akcan dün sorumuz üzerine, henüz parti yöneticileri ile görüşemediğini, son kararını bugün akşama kadar vereceğini söyledi. Yine Türkİş’e bağlı sendikalardan Basınİş Sendikası Genel Başkanı Yakup Akkaya seçimlerde CHP’den aday adayı olduğunu söyledi. Aynı zamanda CHP Parti Meclisi (PM) üyesi de olan Akkaya, bugün sendikadan istifa edecek. Memur konfederasyonlarından MemurSen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun ismi AKP’den milletvekili aday adaylığı için geçiyor. Gündoğdu’nun son anda aday olabileceği belirtiliyor. Bir diğer memur konfederasyonu olan Türkiye KamuSen’in Genel Başkanı Bircan Akyıldız, MHP’den aday adayı olacak. Kararını bugün kamuoyuna açıklayacak olan Akyıldız, “Bundan sonra ülkeye siyasetçi olarak hizmet etmek istiyorum” dedi. CHP PM üyelerinden Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Seyhan Erdoğdu da CHP’den aday adayı olduğunu söyledi. Erdoğdu, fakülteden bugün istifa edeceğini belirtti. Bitmeyenleri de açtı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan skenderun’da Adalet Sarayı ile kamu ve özel sektöre ait 19 ayrı tesisin toplu açılışını yaptı. Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de eşlik etti. Erdoğan’ın açılışını yaptığı ve tamamlanmayan kamu tesisleri arasında skenderun Devlet Hastanesi, kapalı spor salonu, elektrik şebekesinin yeraltına alınması da bulunuyor. Erdoğan yağmur altında bekleyen halka Başbakanlık’a ait otobüs üzerinden seslendi. Türkiye’de örnek adalet sarayları yaptıklarını söyleyen Erdoğan, “Bütün hâkimlerimizin savcılarımızın fiziki imkânları yerinde olsun istiyoruz. Bu şartlarda adalet dağıtılsın ama geciken adalet olmasın. Kararlar süratle verilsin. ki dakikada da dosya incelemesi olmasın, hakkı verilsin, halkın yargıya güvendiği bir Türkiye olsun.” diye konuştu. (AKIN BODUR) ‘Bir gün çark döner’ Bahçeli, Baykal’ı hedef alan taciz iddialarının siyaseti yozlaştırdığını belirterek bu yöntemi siyasi mücadelede kullananları uyardı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçmenlerle partisinin etkileşimini arttırmak için “444 6 647 (MHP)” numaralı çağrı merkezini düzenlenen törenle devreye soktu. 38 kişinin görev yaptığı merkezde saatte 2 bin 500 kişinin dilek, şikâyet ve önerilerinin alınabilmesinin de mümkün olduğunu anlatan Bahçeli, çağrı merkezi konuşmalarının dinlenmesine karşı önlem alınıp alınmadığına ilişkin bir soru üzerine, “Hayır, kolaylık sağlıyoruz, isteyen istediği gibi dinler” dedi. MHP lideri, bir gazetecinin, eski CHP lideri Deniz Baykal’la ilgili “taciz” iddialarına ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi: “Bu tartışmalar Türkiye’de toplumsal ahlakı zedeliyor, siyasi kültürü yozlaştırıyor ve medyasiyaset ilişkisini çirkinleştiriyor. Artık bu tür tartışmalardan kurtulmak lazımdır. Türk siyasi hayatında mümtaz bir yeri olan, hükümet ve Bakanlar Kurulu üyeliği yapmış kişileri böyle küçümseyecek, hor görecek böyle yanlış bilgilerle onların toplum nezdindeki saygınlığını kaybettirebilecek usuller kimseye yaramaz, bir gün çark döner başkaları da buna muhatap olur, o zaman daha da kötü hale gelir.” ANKARA Seçim kararı alınıp adaylık sürecinin de başlamasıyla birlikte AKP, içinden çıktığı Necmettin Erbakan’ın Milli Görüş partileriyle 9 yıllık yapısından çok farklı bir tercihin odağı haline geldi. Yargı, dışişleri, ekonomi bürokrasisinin önde gelen isimleriyle bakanlıkların müsteşar ve yardımcıları düzeyindeki isimlerin tek tercihleri AKP oldu. Bürokrasiden istifalarda en büyük hareketliliğin yaşandığı AKP, bu seçimde ilk kez “devlet” diye nitelendirilen güvenlik bürokrasisinin de gözde partisi olarak öne çıktı. Adaylık için istifaların ilk gününde güvenlik bürokrasisinin en üst düzey isimleri olan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler ile Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, AKP’den milletvekili adayı olduklarını açıkladı. Güler ve Köksal’ın yanı sıra Tunceli’deki görevi sırasında “buzdolabı dağıtan vali” olarak ünlenen Giresun Valisi Mustafa Yaman ve 10’dan fazla vali ve emniyet müdürünün AKP’den aday olmak için istifa etmeleri bekleniyor. A Takımı AKP’de 12 Haziran seçimleri öncesi ortaya çıkan bu görüntü, 1995 seçimlerinde emniyetçilerin milletvekili adaylığı için Tansu Çiller liderliğindeki DYP’den aday olmaları sürecine benzetildi. Parti içinde de bürokrasinin üst düzeyinden adaylık için istifa eden isimlerin Erdoğan’dan adaylık için güvence aldıkları, bu nedenle adaylıklarının kesin olduğu belirtiliyor. AKP’de vali ve emniyet müdürü kökenli isimlerle birlikte bürokrasiden gelen isimlerin seçimde TBMM’ye girerek yeni dönemde Erdoğan’ın ‘A takımı’ konumunu üstlenecekleri de ifade ediliyor. Milletvekili olabilmek için istifa eden bürokratlar arasında RTÜK Başkanvekili Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde Şube Müdürü Alparslan Gürgenç ile Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürü Ömer Ulu da bulunuyor. Edinilen bilgilere göre, AKP yönetimi bürokrasiden gelecek isimlerin yanında yeni dönemin AKP grubunu oluşturmak için farklı kesimlerden isimleri aday gösterme arayışlarını da sürdürüyor. MHP oylarını çekmek için referandumda “evet” kampanyası yürüten eski ülkücüler, “Yetmez ama evet” diyen eski solcu ve liberaller ve referandumda evet oyu veren Kürtlerden sembolik isimlerin aday gösterilmesi için görüşmeler sürüyor. AKP yönetimi, CHP’ye karşı da, bugüne kadar ulaşamadığı Alevi seçmeni etkileyecek Alevi aday arayışlarını da sürdürüyor. Belediyeler CHP’DE ‘ADAY OLMAYIN’ TAVS YES ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP MYK Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplandı. CHP MYK, CHP’li belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin milletvekili adayı olmaması yönünde tavsiye kararı aldı. Bu kararla CHP’de bugün beklenen muhtemel istifaların önüne de geçilmiş oldu. Milletvekili adayı olmak isteyen bazı belediye başkanlarının Genel Merkez’den haber bekledikleri kaydedilmişti. Bu arada CHP İstanbul İl Yönetim Kurulu, İstanbul İl Başkanlığı’ndan istifa eden Nebil İlseven’in yerine Doç. Dr. Bahri Şahin’i vekâleten atadı. C MY B C MY B