24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ŞUBAT 2011 PAZAR HABERLER CUMHURİYET SAYFA 9 Hem ‘torba yasa’ tasarısı hem de emekçilere yönelik polisin sert müdahalesi protesto edildi ‘3 Şubat kara gün’ Yurt Haberleri Servisi Torba yasa tasarısını protesto etmek isteyen emekçilere yönelik olarak Ankara polisinin sert müdahalesi dün çeşitli kentlerde protesto edildi. Eyleme katılanlar, 3 Şubat’ı AKP iktidarı için “Kara bir gün” ilan etti. Adana’da 5 Ocak Meydanı’nda toplanarak “Tayyip sonun Mübarek olsun” diye haykıran DİSK, Türkİş, KESK, TMMOB, TTB, CHP, ÖDP, EMEP, Alevi Kültür Dernekleri üyeleriyle demokratik kitle örgütü temsilcileri ve çeşitli sosyalist dergi okurları, buradan İnönü Parkı’na dek yürüdü. Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı eyleme çevreden geçen yurttaşlar da destek verdi. Alkış ve ıslıklarla tepkilerini gösteren eylemciler, AKP’yi yuhaladı. “Bin Ali, Mübarek, sıra Tayyip’e gelecek”, “Kahrolsun AKP”, ”AKP halka hesap verecek”, “Emekçiye uzanan eller kırılsın” ve “OSTİM’in katili AKP’dir” şeklinde slogan atan grup, OSTİM’de yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Eylemde konuşan KESK Adana Dönem Sözcüsü Mehmet Antmen, “AKP’nin yaptığı yanına kâr kalmayacak, emekçiler AKP’den hesap soracaktır” dedi. Gaziantep’te Yeşilsu’da bir araya gelen KESK, DİSK, TMMOB ve TTB başkan ve üyeleri Ankara’da düzenlenen torba yasa tasarısını protesto eylemlerinde polisin ve iktidarın tutumuna tepki gösterdi. Ortak açıklamayı okuyan KESK dönem sözcüsü Eğitim Sen Şube Başkanı Ali Ersönmez, Kızılay’da haklarını arayan emekçilere karşı vahşet uygulandığını ifade etti. Ersönmez, 3 Şubat’ı AKP iktidarı için “kara bir gün” olarak ilan ettiklerini belirterek “Demokrasiye tahammülsüzlüğün Tunus’taki, Mısır’daki sonuçlarını bütün çıplaklığıyla görüyoruz. Saltanatların polisiye baskılarla korunamayacağı açıktır” dedi. Amasya Yavuz Selim Meydanı’nda düzenlenen protesto gösterisine ÖYMEN’DEN MÜSLÜMAN KARDEŞLER TEPKİSİ ‘Hazin ama şaşırtıcı değil’ BAHADIR SELİM DİLEK 10 yıllık polise askerlik yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “yırtma” ifadesini kullandığı meslekte 10 yılını dolduran polislerin hiç askerlik yapmamasını sağlayan ve polise askerlik ayrıcalığı getiren düzenleme yasalaştı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, düzenlemenin polis teşkilatına ciddi bir destek olduğunu belirtirken “Bu seçim rüşveti falan değil” dedi. Emniyet teşkilatında 10 yılını doldurmuş polislerin askerlik hizmetini yapmış sayılmasını öngören tasarı, önceki gün torba tasarı görüşmelerinin arasında TBMM Genel Kurulu’na getirilerek kabul edildi. Askerlik Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasaya göre, Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında bulunan ve Emniyet Hizmetleri Sınıfı’na mensup personel ile mezun olup göreve başlamak kaydıyla polis eğitim ve öğretim DÜZENLEME YASALAŞTI kurumlarında öğrenim görmekte olanlar ve bu kurumların giriş sınavlarını kazanmış olanlardan askerlik hizmetini yapmamış olanların askere celp ve sevk işlemleri ertelenecek. Bu yükümlülerden Emniyet teşkilatında 10 yıllık hizmet süresini tamamlayanlar, askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak ve hiç askerlik yapmayacak. Tasarı üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, üniformalı ve silahlı olarak çalışan polis memurlarının, zaten askerlik görevine benzer bir görevi icra ettiklerini dile getirdi. Hiçbir Avrupa ülkesinde polis memurlarının ayrıca askerlik yapmadığını belirten Atalay, “Bu düzenleme polis teşkilatımıza ciddi bir destek verecek. Bu, seçim rüşveti falan değil. Yıllardır üzerinde çalıştığımız bir konudur” diye konuştu. ANKARA CHP Bursa Milletvekili emekli Büyükelçi Onur Öymen, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Müslüman Kardeşler devlete ve kamu düzenine sahip çıkmalı” sözlerine, “Hazindir ama şaşırtıcı değildir” diyerek tepki gösterdi. Öymen, “Birtakım dini unsurları başka ülkelerin siyasetine yön verecek tarzda teşvik etmek Türkiye’nin işi değildir. Türkiye’nin kendisi laik olan bir ülke; başka bir ülkede dini grupların devlete yön vermesinin savunuculuğunu yapamaz” dedi. Öymen, Davutoğlu’nun Müslüman Kardeşler’e ilişkin verdiği mesajlar ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs Türkleri’ne ilişkin “besleme” tanımlamasını şöyle değerlendirdi: Türkiye başka ülkelerin içişlerine karışmamalı Sayın Davutoğlu’nun bunları söylemesi aslında hazindir ama şaşırtıcı değildir. Bir kere, Lübnan’da yaptığı gibi, Türkiye başka ülkelerin içişlerine karışma yoluna gitmemelidir. Mısır’ın kimler tarafından nasıl yönetileceğine Mısır halkı karar verecektir. Mısır’daki şu veya bu siyasi grubun, partinin, dini grubun savunuculuğunu, sözcülünü yapmak Türkiye’nin işi değildir. Zaten, AKP hükümeti, Filistin’de de Müslüman Kardeşler’in bir uzantısı olduğunu açıkça tüzüğüne yazan Hamas örgütünü desteklemekte, onun sözcülüğünü yapacağını söylemektedir. Ortadoğu’da barışın, huzurun, istikrarın yerleşmesi için Türkiye’nin çaba göstermesi ne kadar doğruysa, bence o ülkeleri hangi partilerin, hangi grubun idare edeceğini telkin etmeye çalışmak da o kadar yanlıştır. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB üye ve yöneticileri katıldı. “Tayyip sonun Mübarek olsun” yazılı pankartlar açan grup adına basın açıklamasını yapan EğitimSen Amasya Şu be Başkanı Cüneyt Kula, AKP’nin oluşturmaya çalıştığı polis devletine teslim olmayacakların ve sonuna kadar mücadele edeceklerinin altını çizdi. Yoğun güvenlik önlemi alındığı gözlenirken, üç polis kamerasının çekim yapması dikkat çekti. Malatya’da da ADD Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir de tasarının başta çocuk ve kadın emeği üze rindeki sömürüyü arttırdığını, sermayenin vergi ve prim alacaklarını yeniden yapılandıracağını, işçi ve kamu emekçisi aleyhine çok sayıda madde içerdiğini vurguladı. DÜZENLEMELER VATANDAŞA YANLIŞ ANLATILIYOR İDDİASINA TEPKİ GÖSTERDİ CHP İŞSİZLİK MİTİNGLERİ ABİDİN YAĞMUR MERSİN CHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin, Türkiye’nin en önemli sorununun işsizlik ve yoksulluk olduğunu belirterek bu konudaki çözüm önerilerini halkla paylaşmak için mitingler düzenleyeceklerini, ilk mitingin 12 Şubat’ta Adana’da yapılacağını söyledi. Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ise “KOBİ’leri ayağa kaldıracağız. Devletin kredilerini, şimdiki başbakanın yaptığı gibi, damadımızın gazetesine değil, KOBİ’lere aktaracağız” dedi. Mersin’de parti binasında basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcıları İzzet Çetin ve Erdoğan Toprak, “İşsizlik Kader Değil” mitingleriyle ilgili bilgi verdi. 12 Şubat’ta Adana’da yapılacak olan mitinge, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılacağını belirten Çetin, “Bu miting, CHP’nin ilk seçim mitingi olacak. Sayın Genel Başkanımız, işsizlik ve yoksullukla mücadele programını, çözüm önerilerini halka kendisi anlatacak. Sadece Adana’da değil, Tarsus ve Mersin başta olmak üzere bölgedeki tüm illerden mitinge katılım olmasını bekliyoruz” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak da, Güneydoğu’da yaşanan terör ve işsizlik sorununun Çukurova yöresini de etkilediğini ifade ederek “8 yıldır iktidarda olanlar Güneydoğu’ya yatırım götürmediler, dost elini uzatmadılar. Terörle mücadelede çözümü başka yerde aradılar. Hizbullah’ın kucağında aradılar. Gidip onlarla çay içmekte aradılar” diye konuştu. CHP’nin rakibinin AKP değil işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk olduğunu belirten Toprak, “Biz onlarla mücadele ediyoruz. Onlara 12 Şubat’ta Adana’da meydan okuyacağız. Meydan okumakla kalmayacağız, çözümlerimizi halka anlatacağız” dedi. Laik bir ülke, dini grupların devlete yön vermesini savunamaz Mısır halkı kendi özgür iradesiyle geleceğini bulacaktır. Birtakım dini unsurları başka ülkelerin siyasetine yön verecek tarzda teşvik etmek Türkiye’nin işi değildir. Türkiye’nin kendisi laik olan bir ülke; başka bir ülkede dini grupların devlete yön vermesinin savunuculuğunu yapamaz. Yani, yarın kendileri de Müslüman Kardeşler’in ülküsünü benimserlerse Türkiye’de ondan da hiç şaşırmayın. Türkiye’nin Ortadoğu ülkelerinin iç politikasına bu derece karışması son derece rahatsızlık vericidir. Yarın öbür gün bu ülkelerden daha kuvvetli tepki de gelebilir. Gasp edilecek DİSK hükümetin deneme sürelerine ilişkin yaptığı açıklamalara da değinerek “4857 sayılı İş Kanunu’nda deneme süresinin en önemli uygulama alanı ihbar öneli ve ihbar tazminatıdır. Deneme süresi içinde tarafların iş sözleşmesini bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız olarak feshedebileceği açıkça belirtilmektedir. İş Kanunu’nda, kıdem tazminatı ve iş güvencesi hükümlerinin aksine, ihbar öneli ve ihbar tazminatı için herhangi bir asgari çalışma şartı aranmamıştır. Bu nedenle, deneme kaydının bulunmadığı hallerde, iş sözleşmesi 1 gün bile sürse en az 2 hafta ihbar tazminatı söz konusu olacaktır. Bu uygulama bu hakkın gasp edilmesi anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı. DİSK, bunun yanı sıra torba tasarı ile getirilmek istenilen, esnek çalışma, çırak ve stajyerler, geçici görevlendirme ve iş müfettişleri konusunda da hükümetin vatandaşı yanıltarak yanlış yönlendirdiğini savundu. ‘Beyrut’ta hükümet kurmak sizin işiniz mi?’ Mısır’ı hangi siyasi grubun, hangi dini grubun yöneteceğini telkin etmek sizin göreviniz mi? Bırakın o ülkenin halkı karar versin. Mısır meydanına 1 milyon kişi toplandıysa AKP bize yol göstersin diye mi toplandı? Çok vahim bir gidiş içindeyiz. Hele bir de böyle anayasa değişikliği yapıp başkanlık sistemi gelirse, siz artık düşünün sonucunu. Çok ayıp şeyler bunlar Şimdi her ülkede aykırı, hiçbir zaman kabul edemeyeceğimiz sesler çıkabilir. Kuzey Kıbrıs da demokratik bir ülkedir. Başka demokratik ülkelerdeki her tepki karşısında Türkiye bu tavrı sergiliyor mu? Ama biz de tasvip etmiyoruz bu tip, böyle Türk halkını incitici sözlerin, sloganların söylenmesini; bizim için de çok üzücüdür. Bir Başbakan’a düşen buna bakarak bütün Kıbrıslı Türkleri incitecek, onların aldığı maaşı filan dile getirecek bir tavır sergilemek değildir. Baştan aşağı yanlışlıklar yapıyorlar bence... Kıbrıs halkının büyük çoğunluğu Türkiye’ye yürekten bağlıdır. O insanların bu aykırı sesleri paylaşmadığını düşündüğümüzü söylemek Türkiye için çok olgun bir jest olur, bir karşılık olurdu. Kaşıkla verip sapıyla gözünü çıkartmamak lazım. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ankara’da torba yasa tasarısına direnen emekçilerin şiddete uğradığı bir dönemde, İzmir Büyükşehir Belediyesi, taşeron şirketlerden kadrosuna kattığı binlerce işçiyle, emek şenliğinde bir araya geldi. Büyükşehir belediyesi tarafından düzenlenen “Emek Şenliği”, önceki akşam Halkapınar Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Kutlamaya Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Türkİş’e bağlı Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, DİSK Genel İş Sendikası Genel Başkanı Erol Ekinci, İzmir’de emek şenliği CHP Parti Meclisi üyeleri, belediye başkanları ve işçi sendikalarının bölge temsilcileri, belediyede çalışan işçiler ve memurlarla aileleri katıldı. Etkinliğe büyükşehir belediyesinde örgütlü tüm sendikalar destek verdi. Taşeron sistemine karşı verdiği mücadeleyle son dönemde ön plana çıkan Kocaoğlu, binlerce işçi tarafından sevgi gösterisiyle kürsüye çıktı. Kocaoğlu, “Hep emekten yana, hep tam bağımsız demokratik Türkiye’den yana durdum. Hep genelin menfaatını korudum, kolladım ve kollayacağım” diye konuştu. Gecede, Şevval Sam, Halk Müziği Sanatçısı Öznur Korkmaz konser verdi, çeşitli halk oyunları gösterileri sahnelendi. Öymen İlk durak Adana DİSK’ten hükümete yanıt ANKARA (ANKA) Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ankara’da gerçekleştirilen eyleme ilişkin hükümetin “Torba yasada sendikaların iddia ettiği gibi düzenlemeler yok. Düzenlemeler vatandaşa yanlış anlatılıyor” iddiasına yanıt verdi. DİSK yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin torba yasadaki çalışma hayatına ilişkin yapmak istediği düzenlemeleri tek tek yorumlayarak, hükümetin vatandaşı yanılttığını savundu. Tasarı’da belediye işçilerini ilgilendiren maddeye ilişkin olarak DİSK, “Çeşitli belediyelerde çalışan işçilerin rızaları alınmaksızın Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatlarına gönderilmeleri ve beş iş günü içerisinde işe başlamazlarsa işlerine son verilecek olması, işçilerin geçim sıkıntısına nasıl bir çare olacaktır? Bakanlık göz göre göre halkı kandırmaya çalışmaktadır. Ücretlerini alamayan işçilerin ödemelerinin yapılmasında yetki kullanmayan hükümet sürgünden yana tavrını koymakta 5 işgünü şartı koyarak işsizliğe açılan kapıyı aralamaktadır” açıklamasını yaptı. DİSK hükümetin tasarıda yer verdikleri işsizlik fonuna ilişkin açıklamalarına da cevap verdi: “Aralık 2010’da sadece 170 bin kişiye ödenen işsizlik maaşının toplam tutarı 63 milyon TL’dir. Buna karşın hizmet temini için kullanılabilecek kaynak, 334 milyon TL’lik prim gelirinin yarısıdır. Yani 167 milyon TL’dir. Bu durum işsizlik fonunun kimler adına kullanılmak istendiğini ortaya koymaktadır. Halbuki sadece prim gelirlerini kullanarak 900 bin kişiye işsizlik maaşı ödenmesi mümkündür. Buna karşın bugüne kadar kaynakların büyük bir kısmı hükümet kasasına akmıştır. İŞKUR verilerine göre 60 milyarın üzerinde bir kaynak oluşturan fondan bugüne kadar yapılan 14 milyar 666 milyon TL’lik çıkışın sadece 3 milyar 710 milyon TL’si işsizlik maaşı ödemeleri için kullanılmıştır. Geri kalanı bütçeye ya da işverenleri sigorta primi olarak SGK’ye ödenmiştir. Yani fon yağmalanmıştır.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle