23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 16 KÜLTÜR CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2011 PERŞEMBE [email protected] Dört yılın ardından Gevende yeni albümü ‘Sen Balık Değilsin ki’ ile ‘unutkanlık’ halimize atıfta bulunuyor 0. YILI MUNUN 30 E’UN DOĞU HUM ‘Assos’ta Felsefe’... Kahire Kitap Fuarı iptal edildi Kültür Servisi Mısır’da Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in istifasını isteyen muhaliflerin bugün 10. gününe giren isyanı şüphesiz gündelik hayatı da etkisi altına aldı. Mısır Müzesi’nin yağmalanma girişimlerinin ardından şimdi de her yıl yaklaşık iki milyon kişinin ziyaret ettiği, Arap dünyasının en büyük ve köklü fuarı, Kahire Kitap Fuarı iptal edildi. Guardian’ın haberine göre açılışı her yıl Başkan Hüsnü Mübarek tarafından yapılan ve bu yıl da 43’üncüsünün 28 Ocak’ta açılması planlanan fuar, sokaklarda Mübarek’in yönetimine karşı yapılan protestolar ve ülke genelinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sebebiyle iptal edildi. Fuarın onur konuğu ülkesi Çin ise kendi delagasyonunun açılış gecesinde geri çekti. Bununla beraber aralarında İngiltere Yayıncılar Birliği ve Frankfurt Kitap Fuarı’ndan yabancı temsilcilerin de bulunduğu bir grup geçen hafta ülkeyi terk etti. İnternet ve telefon hatlarındaki kesinti nedeniyle Kahire Kitap Fuarı’ndan herhangi bir yetkiliye ise erişilemediği bildirildi. Türkiye Yayıncılar Birliği’nden edinilen bilgiye göre söz konusu fuara Türkiye’den bu yıl katılım olmayacaktı. Soldan sağa; Ömer Öztüyen, Serkan Emre Çiftçi, Okan Kaya, Ahmet Kenan Bilgiç, Gökçe Gürçay. Kültür Servisi Hem felsefe tarihinin hem de aydınlanma döneminin en önemli filozoflarından David Hume’un doğumunun 300. yılında dünyanın çeşitli ülkelerinde konferans, sempozyum etkinlikleri düzenleniyor. Laiklik tarihinde, din fetişizminin ortadan kalkması bağlamında önemli bir düşünür olan, Avrupa aydınlanma hareketinin öncülerinden Hume, “Assos’ta Felsefe”nin bu yıl 5 Şubat’taki ulusal toplantısında Felsefe Sanat Bilim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Örsan K. Öymen’in öncülüğünde “Hume’da Tanrı, Din ve Ahlak” başlığı altında ele alınacak. Hume’un, Tanrı’nın varlığı, Tanrı’nın nitelikleri, mucizelerin, peygamberliğin varlığı, ruhun ölümsüzlüğü konularındaki bilinemezci ve kuşkucu bakış açısının ele alınacağı, ayrıca geliştirdiği duyguculaik ahlak anlayışının inceleneceği sempozyumda Örsan K. Öymen’in yanı sıra Prof. Dr. Mete Tunçay, Dr. Oruç Aruoba ve Doç. Dr. Halil Turan birer sunum gerçekleştirecekler. (Herkese açık ve ücretsiz olan toplantı için online kayıt için: ww.philosophyinassos.org ) Hafıza tazeleyen şarkılar... AYŞEGÜL ÖZBEK lk albümleri “Ev”in ardından dört sene boyunca çok gezdi, çok gördü ve her fırsatta müzik yaptı Gevende. Şimdi, yine Baykuş Müzik etiketli ikinci albümleri “Sen Balık Değilsin ki”yle buluşuyorlar meraklılarıyla. Oktay Rifat’ın şiirinden bir mısra “Sen Balık Değilsin ki” ile “unutkanlık” halimize atıfta bulunuyorlar. “Adaletsizliklere, haksızlıklara, acılara ve savaşlara karşı uzak bir akraba gibi hissetmek ve hissizleşmek, hafıza kaybı...” Yakın arkadaşları Mihran Tomasyan’ın aynı adlı gösterisinden de esinlenerek koydukları albümün adı ile ilgili, “Özeleştirinin veya hatırlamanın ‘biz’ dediğimiz kalabalık bir birliktelikten geldiğinin altını çizdik kendimizce” diyorlar. Eskişehir’de başlayan yolculuklarına “artık bir ayaklarının pergel misali durduğu bir ev olan” İstanbul’da devam eden grup, albümde gitarist Eivind Aarset dışında çekirdek grubu korumuş. Yurtiçi ve yurtdışı pek çok farklı türde müzisyenle etkileşim içinde olan Gevende, albümü dinledikçe onlardan öğrendikleri birçok şeyin, kendiliğinden parçalarına yansıdığını görüyor. “Müzik öyle bir İ şey ki, bu etkileşime girmek için peşinden koşmana gerek yok. Tıpkı yıllardır dinlediğimiz Eivind Aarset gibi. Birlikte hiç müzik yapmadık ama onu ne kadar iyi anladığımızı gördük. Ahmet Oslo’ya gittiğinde tanıştı ve sohbetimiz öyle başladı. Bir Ermeni türküsünden esinlenerek yaptığımız Beboyi Yerkı’da hissederek çalması bizi çok mutlu etti. ” Norveçli gitarist Aarset’in dışında açılış parçası “Vigeland” ve “Igloo” gibi kuzeyli başka izler de var albümde. “Kuzey Avrupa’dan çıkan müzikler bizi hep heyecanlandırır. Bu yüzden müziğimize zannettiğimizden SENDİKANIN 60 YILLIK TARİHİ BELGESEL OLDU ’in mücadele öyküsü Kültür Servisi Petrolİş Sendikası’nın kuruluşundan bugüne, 60 yılının anlatıldığı 90 dakikalık “Bir Mücadele Öyküsü” adlı belgesel film, önceki akşam Beyoğlu’ndaki Ses Tiyatrosu’nda gösterildi. Yoğun katılımın olduğu gösterimde, DSP Genel Başkanı Masum Türker, Emek Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel ile sendikanın eski başkanları da bulundu. Dokumental Film tarafından iki yıllık çalışmayla hazırlanan “Bir Mücadele Öyküsü” belgeselinin yönetmenliğini Özüm Seda Duran ve Özgür E. Arık, genel koordinatörlüğünü ise Hakan Koçak üstleniyor. Belgeselde, Beykoz’da küçük bir dükkânda kurulan ve günümüzde ülke çapında bir sendikaya dönüşen Petrolİş’in tarihi, çeşitli dönemlerde görev almış sendika yöneticileri, grevlere tanıklık etmiş işçiler ve sınıf mücadelesine emek vermiş aydınların ağzından anlatılıyor. Belgeselde ayrıca çarpıcı ayrıntılar da yer alıyor: Bugünlerde tekrar gündeme gelen Hizbullah’ın sendikanın Batman Şubesi Genel Kurulu’na müdahalesi, sendikanın düzenlediği bir grevi engellemeye çalışan kolluk güçlerinin komutanının Veli Küçük olması bu çarpıcı ayrıntılar arasında... Gösterimin ardından konuşma yapan Petrolİş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, “Tarihi olmayan kurumlar, belleği boşaltılmış insana benzer. Sendikanın tarihini hatırlamak ve geçmişle gelecek arasında bir bağ kurmak amacıyla bu belgeseli hazırlattık” dedi. Cafer Penahi’nin beş başyapıtı Berlin’den önce İstanbul’da Yasaklı yönetmen İstanbul Modern’de Kültür Servisi İran’da rejim karşıtı propaganda yaptığı suçlamasıyla 6 yıl hapis cezasına çarptırılan ve sinema yapması 20 yıl boyunca yasaklanan muhalif yönetmen Cafer Penahi’nin beş uzun metrajlı filminden oluşan program, 61. Berlin Film Festivali’nden önce, İstanbul Modern’de gösterilecek. Bugün başlayacak ve 10 Şubat’a kadar sürecek programda, Penahi’nin “Beyaz Balon”, “Ayna”, “Kanlı Altın”, “Ofsayt”, “Daire” adlı filmleri gösterilecek. 1995 yılında 48. Cannes Film Festivali’nde “Altın Kamera” ödülü alan “Beyaz Balon”, yedi yaşındaki Raziye’nin yılbaşı hediyesi olarak istediği Japon balığına ulaşma öyküsünü anlatıyor. Senaryosunu Abbas Kiarostami’nin yazdığı “Beyaz Balon”, İran sokaklarında geçen yabancı ve karmaşık bir hayat kesitini yansıtıyor. 1998’de 17. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde “Altın Lale”yi kazanan “Ayna” ise modern İran’ın sosyokültürel yaşantısına ayna tutan bir film. 2003 yapımı “Kanlı Altın” da yine İran’daki sosyal sınıf farkını ve erkeklerin sıkışmışlıklarını ele alan bir dram. Penahi’nin 2006 yapımı “Ofsayt” filmi ise kadınların futbol maçına alınmadığı İran’da “her şeyi yapmanın bir yolu olduğu” fikrinden yola çıkarak, futbol maçına erkek kılığında giden kadınların heyecan dolu dramını anlatan, yönetmenin komedi unsurları içeren tek filmi. 57. Venedik Film Festivali’nde “Altın Aslan” ödülünü alan “Daire” ise farklı geçmişlerden gelen ve toplumun baskısı altında kapana kısılmış dört kadın karakter üzerinden daireden çıkmanın imkânsızlığını gösteren bir başyapıt. gülüyoruz’ Oktay Rifat’ın şiirinden bir mısra ‘Sen Balık Değilsin ki’, aynı zamanda Mihran Tomasyan’ın aynı adlı gösterisinin de adı. “Özeleştirinin veya hatırlamanın ‘biz’ dediğimiz kalabalık bir birliktelikten geldiğinin altını çizdik kendimizce” diyor Gevende albüm için. daha fazla etkisi vardır kuzeyin.” Canlı performanslardaki doğaçlamaları ile meşhur Gevende’nin ilk albümden “Esinti” de bambaşka bir şekilde yeni albümde yer almış. Konserlerinde de şarkıları doğaçlamanın tatlı akımına kapılıp sizi başka dünyalara sürükler. Öyle ki şarkı nerede başladı, nerede son buldu anlamak zor olur. Albüm sürecinde iş başka türlü işliyor tabii: “Müzikle geçirdiğimiz her an sürecin bir parçası oluyor ve kayıtlar sırasında konsantre bir hal alıyor. Hepsinin temelinde doğaçlama yatıyor. Kayıtlar dört hafta, öncesindeki stüdyo doğaçlamaları iki ay sürdü. Her parça için de başka bir hikâye var aslında. ‘Akvaryum’a altı ay kafa patlattık, içimize sinmedi. Bir gün hadi bambaşka bir şey deneyelim dedik ve 10 dakika içinde bu hali çıktı.” (10 Şubat Hayal Kahvesi, 17 Şubat – Ghetto) çkide 24 yaş sınırı malum son zamanlarda konuşulan bir konu. Hal böyleyken alternatif müzik üretenler için Türkiye’deki durumu sorduk Gevende’ye: “Gün geçtikçe daha iyiye giden bir hal vardı ki, hükümetimiz de bunun farkında olacak hemen müdahalede bulundular. Sağ olsunlar; neydi halimiz öyle festivaller, eğlenceler, içkiler... Bu konu oldukça ciddi. Müzik sektöründeki pek çok insanı, mekânı, organizasyon şirketlerini ciddi bir şekilde etkiliyor alkollü içeceklerle ilgili yönetmelik. Zaten sayıları yeteri kadar çok olmayan festivallerin yapılamaması, pek çok konser mekânının da konser yapamamasına neden olacak. Müzik gruplarının çoğunun farklı şehirlerde konserler verebilmesi, içki firmalarının sağladıkları sponsorluklarla olabiliyordu. Bu destek ortadan kalktığı için diğer şehirlerde konserler verilmesi de çok zorlaşacak gibi görünüyor. İşte ağlanacak halimize gülmeye ve halen varolan alanları da ‘değerlendirmeye’ çalışarak devam ediyoruz.” İ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle