24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT 2011 PAZAR [email protected] CUMHUR YET SAYFA KÜLTÜR 19 Kültür Servisi Brezilyalı şarkıcı, piyanist ve söz yazarı Eliane Elias, 2009 çıkışlı “Bossa Nova Stories” albümüyle 17 Şubat’ta İş Sanat’ta. Cazın Ustaları kuşağında yer alacak konserde, Elias’a, gitarda Ricardo Vogt, basta Marc Johnson, davul ve perküsyonda Rafael Barata eşlik edecek. Vokal yeteneğinin yanı sıra piyanodaki ustalığıyla da ünlenen Elias, gecede, “The Girl From Ipanema“, “Desafinado”, “Chega de Saudade” gibi bossa nova klasiklerini de seslendirecek. Henüz 17 yaşındayken Brezilyalı şarkıcı ve gitarist Toquinho ve şair, besteci ve söz yazarı Vinicius de Moraes’le birlikte konser turnelerine çıkan Eliane Elias, 1981’de ünlü basçı Eddie Gomez’in özendirmesiyle New York’a gitti, 1983’te Steps Ahead topluluğuyla bir albüm yaptı. Daha sonra, evleneceği trompetçi Randy Brecker ile çalıştı ve birlikte yaptıkları albüme kızlarının adını verdi: “Amanda”. Elias 1988’de, caz eleştirmenlerinin oylarıyla Jazziz dergisince “En İyi Yeni Yetenek” seçildi. 1989’da, Blue Note için kaydettiği “Plays Jobim” albümüyle, bir başka efsanevi bossa nova bestecisi Antonio Carlos Jobim’in övgüsünü kazanan Elias’ın, 1995’te caz ustası Herbie Hancock’la gerçekleştirdiği “Solos and Duets” Grammy ödülüne aday gösterildi. Sonradan basçı Marc Johnson’la evlenen Elias, Johnson’la aralarında ECM Records’dan çıkan “Shades of Jade”in de bulunduğu pek çok albüm yaptı. Piyanist, şarkıcı, söz yazarı ve aranjör olarak benzersiz yeteneklerini caz, pop, klasik ve Brezilya müziğindeki olağanüstü yeteneğiyle bütünleştiren Eliane Elias, Jazziz dergisi tarafından “Dünya Yurttaşı” ve “Sınıflamalar Ötesi Bir Sanatçı” olarak nitelendirildi. Elias’tan bossa nova hikâyeleri ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Adalet... Hak... Hukuk... Aklımda ve yüreğimde Pınar, Hrant, Mustafa… Aklımda yüreğimde Türkan Saylan, Müjdat Gezen, Mehmet Aksoy… Aklımda ve yüreğimde, “bizim dönemimizde hiç faili mechul ya da kayıp yoktur” diyen başbakanı dinlemek zorunda kalan Cumartesi Anneleri; ona bir türlü ulaşamayan kayıp sahipleri… Aklımda yüreğimde emniyette, MİT’te “sehven” yazılan, iddia dosyalarına, sanık telefonlarına yanlışlıkla eklenen belgeler, “suç delilleri”… Aklımda ve yüreğimde çifte standardın, hukuksuzluğun daniskası… Ve mideme saplanan, adaletin güç gösterisine, keyfe ve intikama, kan davasına dönüştüğü inancı… Bir zamanlar Çetin Altan’ın dediği gibi canım hiç mi hiç yazı yazmak istemiyor… Bu pazar köşeyi Celal Üster’in “Sözün Özü” kitabından (Can Yayınları) ünlü düşünürlere bırakıyorum. İşte adalet, hak, hukuk üzerine söyledikleri: Madem haksızlık hakseverliğe ağır basacak. O zaman inanmayalım tanrılara. Euripides Her yerde bir tek adalet ilkesi vardır: Güçlünün çıkarı! Platon Gücün haklı çıktığı yerde adalet bekleme. Phaedrus Haksever insan, yalnızca haksızlık yapmayan değil, yapabileceği halde yapmayan insandır. Philemon. Yasaların egemen olmadığı yerde mantar gibi demagog biter. Aristoteles. (Hay ağzını seveyim Aristoteles. Ben de nerden çıktı şu son zamanlarda bu demagog enflasyonu diye düşünüp duruyordum!) Dünyanın tarih ve siciline bakarsan, adaletin kaynağında adaletsizlik korkusunu görürsün. Horatius Çoğu insandaki adalet aşkı, kendisinin haksızlığa uğrayabileceği korkusundan başka bir şey değildir. François de la Rocheloucauld Güçten yoksun adalet düşkündür; adaletten yoksun güç ise zorba. Blaise Pascal kurtulması, bir suçsuzun acı çekmesinden iyidir. William Blackstone Yasalar örümcek ağlarına benzer. Küçük sinekleri yakalar, yabanarıları ve eşekarılarına geçit verirler. Jonathan Swift. (Bu bana bir şey hatırlatıyor… ama çıkaramıyorum… Hani denizli, fenerli bir şeydi…) Suçlu bir insanın yasalara uyulmadan cezalandırılması, o suçlunun kaçmasından bile daha tehlikelidir. Thomas Jefferson Çoğunluk güçlüdür… ama her zaman haklı değildir… Azınlık her zaman haklıdır. Henrik İbsen. Adalet, yerleşmiş adaletsizlikleri onaylamaya yarar. Anatole France. Haksız bir yasa başlı başına bir şiddettir. O yasayı çiğneyenin tutuklanması ise daha büyük bir şiddet. Gandhi. (301. madde göz kırpıyor bana.) Adalet diye bir şey vardır, ama onu her zaman görmeyiz. Sessiz sakin, gülümseyerek oracıkta durur, cazgır adaletsizliğin hemen arkasında. Jules Renard Tüm dünya tarihi şöyle özetlenebilir: Ülkeler güçlüyken her zaman adil değildirler, adil olmak istediklerinde ise artık güçlü değildirler. Winston Churchill Tek bir hata yüzünden yargılanmayı kim adil sayabilir ki? Beryl Markham Dublin’e döndüğümde gıyabımda yargılandım, gıyabımda ölüm cezasına çarptırıldım. Ben de dedim ki: Gıyabımda kurşuna dizin bari. Brendan Behan Buradaki adaletsizlik neredeyse kusursuz! Yanlış insanlar açlık çekiyor, yanlış insanlar seviliyor, yanlış insanlar ölüyor! John Osborne Adalet, hemen her zaman rötar yapan bir trene benzer. Yevgeni Yevtuşenko Bari bizim bir şairimizle bitireyim: “Kanun çalacağız diye çıkıp orta yere / Kanunu çaldılar yere.” Can Yücel. [email protected] Photomed Festivali’nin onur konuğu Türkiye UĞUR HÜKÜM stanbul Film Festivali’nin yeni yaşı Berlinale’de kutlandı PARİS Fransa, Akdeniz Birliği örgütünün desteğinde yeni bir uluslararası fotoğraf festivali başlatıyor. 27 Mayıs 19 Haziran tarihleri arasında Akdeniz kıyısındaki SanarysurMer kentinde düzenlenecek “Photomed (Akdeniz Fotoğraf) Festivali”nin ilkinin onur konuğu İngiliz sanatçı Martin Parr, onur konuğu ülke ise Türkiye ve Türkiye’den fotoğrafçılar olacak. Akdeniz’in tarihiyle olduğu kadar, günümüzde de siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan önemini vurgulamayı hedefleyen festival, fotoğraf sanatı aracılığıyla da Akdeniz’e ortak bir dil daha kazandırmayı amaçlıyor. Sanary’nin festival için tercih edilmesinin gerekçelerinin başında ise ünlü mühendis Michel Pacha’nın kent için önemi geliyor. 1819 yılında burada doğan, tam adıyla BlaiseJean Marius Michel kaptanlık yaparak Akdeniz sahillerini dolaşmış, tanınmış biri. Efsanevi ününe ise 1. Abdülmecit’in kendisine 1880 yılında “Paşa” unvanını vermesiyle kavuşuyor ve 1855’ten 1907’de ölümüne kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun deniz fenerleri, işaret ışık ve şamandıralarını inşa ediyor. İşte bu nedenle de festivalin onur konuğu ülkesi Türkiye seçiliyor. Festivalin Türkiye’ye ayrılan bölümünün ilk başlığı “Michel Paşa’nın İzinde” ünlü koleksiyoner Pierre de Gigord’un Abdullah Kardeşler, Alexander Svoboda, James Robertson gibi sanatçıların fotoğraflarıyla, günümüz fotoğraf sanatçılarından Ali Taptık’ın eserlerini bir araya getirerek 19 ve 20. yüzyılı paralel bir diziyle bir araya getiriyor. “Istanbul, mon amour/ Aşkım, İstanbul” bölümünde Ara Güler ve Bruno Barbey’in kesişen bakışları yer alacak. “Genç Türk Fotoğrafçılar” bölümünde ise Kürşat Bayhan, Osman Bozkurt, Özant Kamacı, Sevim Sancaktar, Yusuf Sevinçli, Selim Süme, Ali Taptık, Serkan Taycan ve Pınar Yolaçan’ın günümüz Türk fotoğraf sanatına örnek çalışmaları sergilenecek. “Akdenizli Kadın Fotoğrafçılar” sergisinde de Carolle Benitah (Fas) ve Ornela Vorpsi’ye (Arnavutluk) Türkiye’den Melisa Önel’in çalışmaları eşlik edecek. Berlin’de 30. yaş kutlaması Kültür Servisi Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin 30. yaşı, önceki akşam 61. Berlin Film Festivali kapsamında Akademie der Künste’de düzenlenen bir resepsiyonla kutlandı. İstanbul Film Festivali kapsamında bu yıldan itibaren verilmeye başlanacak TürkiyeAlmanya Ortak Yapım Film Geliştirme Fonu’nun ilk duyurusunun da yapıldığı geceye aralarında İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan, Berlin Film Festivali’nde bu yıl Türkiye adına “Bizim Büyük Çaresizliğimiz” filmiyle yarışan Seyfi Teoman, yapımcılar Nadir Öperli, Yamaç Okur ve film ekibinin yanı sıra TC Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Sinema ve Telif Hakları Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Ülger de katıldı. Seyfi Teoman “Bal” gibi bir filmden sonra bu görevi üstlenmenin büyük bir sorumluluk olduğunu belirterek “Bal”ın açtığı yoldan ilerlediklerini söyledi. Teoman, İstanbul Film Festivali ile ilgili olarak da “İstanbul Film Festivali gençliğimden beri takip ettiğim, yetiştiğim yer. Bu seyirci festivali tüm dünyada yapılmış filmleri izlemek için çok büyük bir şans” şeklinde konuştu. ki ülke arasında işbirliği İstanbul Film Festivali Köprüde Buluşmalar Platformu, Medienboard BerlinBrandenburg ve Hamburg SchleswigHolstein Film Fonları işbirliği, iki ülke arasındaki ortak yapımlar için yeni bir teşvik sunmayı amaçlı yor. Üç kurum, iki ülke arasındaki kültürel işbirliğini arttırmak ve ortak yapımları desteklemek amacıyla, bu yıldan itibaren Türkiye Almanya Ortak Yapım Film Geliştirme Fonu’nu yürürlüğe geçiriyor. Toplam bütçesi 150 bin Avro olan fon, çekime başlamamış tüm Türkiye Almanya ortak yapımlarına açık olacak. Bizim Büyük Çaresizliğimiz Önceki akşam 61. Berlin Film Festivali kapsamında gerçekleşen 30. yaş kutlamasına “Bizim Büyük Çaresizliğimiz” filminin yönetmeni Seyfi Teoman da katıldı. Teoman, Berlin’de yarışan filmi için “Bal’ın açtığı yoldan ilerliyoruz” dedi. Hukukun bittiği yerde, zorbanın egemenliği başlar. John Locke On suçlunun kaçıp C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle