23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 13 ŞUBAT 2011 PAZAR dishab@cumhuriyet.com.tr 10 PAZAR YAZILARI Leterme BAŞbaKAN, Belçika şampiyon Haziran federal seçimlerinden sonra hükümet kurma çalışmalarında görev alan Belçikalı politikacılar akıntıya kürek çektiler. Flaman Milliyetçisi NVA Başkanı Bart De Wever, Frankofon Sosyalist Parti Başkanı Elio Di Rupo, Senato Başkanı Danny Pieters ve Meclis Başkanı André Flahaut, yeniden De Wever, sonrasında Flaman Sosyalist Partisi SP.A’nın ağır toplarından Johan Vande Lanotte... hiçbiri hükümet kurma konusunda başarılı olamadı. Bayrak yarışını devralan Frankofon Liberalleri MR başkanlığında son günlerini sayan Didier Reynders’ın başarılı olma şansı ise yok denecek kadar az. Zaten Flaman gazeteleri daha ilk günden bu görevlendirmenin yanlış olduğunu yazdılar. Belçika’nın dünya şampiyonu olmaması için ortada hiçbir neden yok artık. Hükümet kurulamadığı sürece de önceki Başbakan Leterme ve eski hükümet görevine devam edecek. “Kahraman politikacılarımızı mitik hükümet kurma dünya rekoru denemelerinde destekleyin. Birlikte kutla, 13 (Frankofon) aktör Benoît Poelvoorde, birlikte geriye say” çağrısı yapılan Fransızca yayın yapan RTL televizyonunda www.belgiewereldkampioen.be sitesinde hükümet kurulamamasını protesto için rekora kaç gün, saat, dakika ve saniye kaldığı Belçikalı erkekleri “dayanışma amacıyla” izlenebiliyor. 8 kafadar 17 Şubat Perşembe tıraş olmamaya çağırdı. Çağrı siyasiler, günü Gent’in meşhur SintJacobs entelektüeller, akademisyenler ve halk Meydanı’nda büyük bir halk şenliği arasında destek buldu. Böyle giderse Belçika düzenliyor. Hep birlikte hükümet kuramama en uzun sakallı insanlar ülkesi dünya rekorunu kutlayacağız ve olarak da bir dünya rekoru çözümsüzlüğe kadeh kaldıracağız. BRÜKSEL kırabilir ve Guinness’e girebilir. Basiretsiz politikacıların Federal seçimlerden 224 gün beceriksizlikleri ile kafa bulup bir geçmesine rağmen Belçika’da güzel eğleneceğiz. 17 Şubat’ı 18 hâlâ hükümetin kurulamamış Şubat’a bağlayan gece Belçika olması Brüksel’de 23 Ocak’ta dünya şampiyonu olacak. 194 Shame–Utanç eylemiyle protesto günlük ulusal rekor çok önce ERDİNÇ UTKU edildi. 5 genç, “Shame. No kırılmıştı. 208 gün ile Hollanda’ya government, great country ait olan Avrupa rekoruna ise 7 (Utanç. Hükümet yok, büyük ülke)” sloganı Ocak’ta ulaşılmıştı. Şimdi nefesler 249 altında Facebook ve Twitter’da eylem çağrısı günlük dünya rekorunu Irak’tan almak için yaptı. Gençler politikacıların gençlerin tutulmuş durumda. Facebook sayfasında geleceği ile oynadıklarını söyleyerek bir an eğlenceye katılacağını bildirenlerin sayısı önce hükümet kurulmasını istediler. 30 daha şimdiden 10 bini aştı. “Coco before binden fazla Belçikalı yürüyüşte politikacıları Chanel” ve “It Happened Close to You” sorumluluklarını almaya çağırdı. Bazı gibi filmlerde oynamış olan ünlü Belçikalı eylemcilerin, Belçika’da hükümet kurulamama dünya rekorunun kırılacağı 17 Şubat tarihine gönderme yapmaları gözlerden kaçmadı. Birçok göstericinin 21 Ocak akşamı sanatçıların yaptığı ve milliyetçiliği ve ayrımcılığı kınayan eylemde kullanılan “Bizi karıştırmayın” sloganını kullandığı görüldü. 21 Ocak’ta da zaten daha önce dayanışma ve diyalog için açık mektup yazan 400’ü aşkın sanatçıdan 40 kadar müzisyen, yazar, dansçı ve oyuncu Brüksel Flaman Kraliyet Tiyatrosu’nda (KVS) düzenlenen bir etkinlikte sahnede “Kültürü büyük yapan dayanışmadır” sloganıyla milliyetçiliği ve ayrımcılığı kınadı ve Belçika’nın birliğini savunarak yapıcı diyalog çağrısı yaptı. Lieve Franssen, Dirk Tuypens ve Lebuïn D’Haese’in girişimiyle “Bizi karıştırmayın” adı altında KVS’de düzenlenen etkinliğe 700 kişi katılarak salonu tıklım tıklım doldurdu. Bir grup izleyici ise dışarıda kaldı. Bir konuşma yapan oyuncu Maaike Neuville gecede “Flaman ve Valonları bölen ve birbirine karşı hale getiren yükselen milliyetçi duygular konusunda kaygımızı dile getirmek istiyoruz. Görüşmelerin antisosyoekonomik bir gündemin üzerini örttüğünü düşünüyoruz” dedi. KVS Sanat Yönetmeni Jan Goossens ise “iki dil topluluğundan genç ve yaşlı insanlar katıldılar. Salonun alabileceği maksimum sayıda, 700 kişi katıldı” diye konuştu. Etkinlikte sanatçılar milliyetçilik ve ayrımcılığa “Bizi karıştırmayın” mesajı verdiler. Brükselli müzik grubu Jaune Toujours’un “Burası Brüksel” adlı şarkısında dediği gibi burası Brüksel. Sürrealitenin başkenti: “La capitale du suréel . Sürrealitenin başkentinde siyasilerin düştüğü komik duruma uygun yaratıcı protesto eylemleri görmek insanın içini ferahlatıyor. Düşülen komik durumla da en güzel dalgayı yine Belçikalılar geçiyor. 17 Şubat gecesi kadehimizi hep birlikte Belçika için kaldıralım! “Leterme BAŞbaKAN, Belçika şampiyon”. erdincutku@binfikir.be ‘Bize yeni bir yemek kültürü gerekli’ A Gidi ap... merika’da çocukların Richert, nereden bilsin, ağzında bir tekerleme var; yanındaki ilaç kutusunu Türkçe seslenişle şöyle derler: safiyane ifşa etmiş bulundu. “Gidi ap, gidi ap!” İngilizce Reçetesi olmakla beraber araçta yazılışıyla “Giddy up, giddy bulunmasını suç gören, 40 up” diye seslendikleri şey, yaşındaki izbandut gibi polis kovboyların atlarına kamçı memuru Moss ise, “Bu ilaç şaklatıp deh deh demesinden yüzünden ceza yazarsam bir başkası değildir. Bu komut daha eyaletten dışarı üzerine çok hızlanan Amerikan çıkamazsın” deyince, öteki atları gemi azıya alınca, lafımız “Aman yapmayın, ben seks meclisten dışarı “Çüşşşş” sanatçısıyım, sık sık işim için anlamına gelen “Whoaa” denir Los Angeles’a çekimlere ama biz oraya gelmeden gidiyorum” diye karşılık verdi, hikâyemizi aktaralım. Atını işte o zaman polis yelkenleri hızlandırmak isteyen kovboy, suya indirdi. Polis, Barbie düldüle mahmuz batırıp bu Cummings sahte adıyla film çığlığı atar: “Yeaaah, gidi ap, çevirdiğini söyleyen Justic’in gidi ap...” Red Kid çizgi iddiasını kanıtlamasını istedi. romanı okuyanlar buna yabancı Bunun üzerine Justic polis değildir. 5 yaşındaki oğlum Ali aracına yanındaki DVD Nâzım, okulda arkadaşlarından filmlerle geçti, arşivi bayağı öğrenmiş, arabaya biner kalabalıktı. Polis otosundaki binmez arka koltukta yerini bilgisayarda DVD’lerden birini alınca bana sesleniyor, “Haydi beraberce izlemeye başlayan baba, gidi ap gidi ap...” Gidi çift daha sonra işi ilerletip yol ap yapamıyorum, hız sınırı kent kenarındaki çalılık, ağaçlık bir içinde 50 mili geçmiyor. yerde ıssız köşeye çekildi. Türkiye’de olsak belki çocuk Barbie mahlasını kullanan hatırına gaza basardım, polis pornocuya, “İlaçları çevirirse, arka koltuktaki gidi görmemiş olmamın bir bedeli ap’çıyı gösterirdim; Türk polisi var” diye teklifte bulunan müşfiktir, saf ve temiz polise oral seks yaparak kalplidir, anlayışlı ve karşılık vereceğini söyleyen hoşgörülüdür, hemen affeder, artist, orada sanatını icra etti ve “Tamam abi, çocuğu mu daha sonra bütün bunları da kıracağız allahaşkına, blog sayfasında ayrıntısıyla delikanlının gönlü olsun, sen yazdı. İnternet her şeyi şimdi 160 basmazsan valla o duyurunca yasal takip başlatıldı zaman ceza yazarım” gibi ve Moss’un başı ciddi olarak hatır ve naz lakırdıları belaya girdi. Şu PURDUE söyler. Ama, sıralarda Moss Amerikan şerifleri için davalar acımasızdır, basar açılıyor, başına cezayı... Bazı gelmedik durumlarda Amerikan kalmıyor. Öte polisi de farklı yandan Richert ise MAHMUT davranabiliyor, hatta iyi bir pazarlamacı ŞENOL kantarın topuzunu olduğunu kaçırıyor. Geçenlerde, kanıtladı. Olayın teraziye gelmez işlerden duyulmasından sonra, DVD ve birisini yapan polis memurunun internetteki filmleri revaçta yediği herzeler Amerikan olup şu sıralarda kapalı gişe kamuoyunu iyiden iyiye hasılat getiriyor. İşte Amerikan meşgul etti. TV, radyolar ardı taşrasından karayollu, polisli, arkasına bu habere yer cezalı ve pornolu, evlere şenlik verirken, olay gazetelerde haberler böyle... pehlivan tefrikası gibi aktarıldı. Söze, madem gidi ap diye Niyedir, çünkü polisin trafik başladık, gerisini şat gan (Shot cezası keseceği sürücü bir Gun Vurucu Tüfek) ile porno yıldızı idi... Olay şöyle tamamlayalım. Yıllar evvel, cereyan etti: Tennessee büyük oğlum Anıl Can Eyaleti’nin Nashville kenti otomobilin arka koltuğuna yakınlarındaki karayolu oturmaktan sıkıldığı bir sıra, üzerinde aşırı hız yapan bir nasıl olduysa ön koltuğa, aracı, arkasına takılıp diskotek yanıma geçmiş ve geçer ışıkları gibi lambalarını geçmez “Yaşasın Şat gan yakarak durduran polis, tam oldum” demişti. Birden ceza keseceği sıra, sürücü irkilmiştik, ödümüz kopmuştu. “porno sanatçısı” olduğunu Zira, tam o sıra Columbine söyleyince işler değişti. 21 Lisesi katliamı yaşanmış, bir yaşındaki Justic Richert, polis öğrenci 13 arkadaşını James R. Moss’a “Rica etsem vurmuştu. O zamanlar de ceza kesmeseniz” dedi, ortaokulda olan oğlumun bu “Ceza ödemekten usandım!”. deyişi kullanmasını sonradan Polis memuru Moss, sürücünün deşifre ettik: Meğer, Vahşi tuhaf hallerinden kuşkulanınca Batı’ya giden posta arabalarını otomobili aramak istedi, ama haydutlardan, kızılderililerden buna gerek kalmadan kadın korumak üzere keskin nişancı sürücü, “Arabamda verirlermiş, adı da Şat gan uyuşturucu, içki falan yok, imiş... O günden beri, sürücü ama reçeteli sakinleştirme yanına oturan çocuklar “Shot hapları var” dedi. Meğer, gun oldum” dermiş. İyi oldu, Tennessee’nin karayolunda, bunu da öğrendik! velev ki reçeteli olsa dahi, msenol34@yahoo.com böylesi ilaçla seyahat yasakmış. Gidi ap, G enci yaşlısı, zengini ülkede günlük yaşamda fakiri, kadını erkeği, yemeğin artık pek önemi sokakta, trende, otobüste, kalmadı. Günde üç öğün tramvayda, metroda bir yemek için alışverişe şeyler yiyip, içiyor. Her yer gitmeye, mutfağa girip herkese bir lokanta! pişirmeye, masa başına Almanya’da kahvaltı, öğle oturup yemeye ve bulaşık ve akşam yemekleri için yıkamaya her gün en az iki evindeki masa yerine saat ayırmak, hızlı yaşamak sokakları, toplu taşıma zorundakiler için artık araçlarını yeğleyenlerin son olanak dışı! Nestlè şirketinin yıllarda gittikçe arttığı Almanya’da insanların dikkat çekici. Tramvayda, gıdalanması üzerine otobüste otururken arkadaki yaptırttığı bilimsel yolcunun yüksek sesle cep araştırmanın açıklanan telefonuyla konuşması, sonuçları ürkütücü. Her yaş yanınızdakinin elindeki grubundan toplam on bin karton bardaktan kahvesini kişiyle görüşülmüş. 1429 içmesi, arkanızdakinin yaş arasındakiler çoğunlukla iştahla sosisli veya salamlı fastfood’la besleniyor. sandviçini yemesi artık çok Araştırmaya katılanların alışılmış! Eğer rahatsız yüzde otuzu sadece hafta oluyorsanız ya ineceksiniz sonunda ocağın başına ya da yerinizden kalkıp geçip, yemek pişirdiğini kendinize başka bir yer açıklamış. Çoğunluk için arayacaksınız. Rahatsız önemli olan lokantaya olduğunuzu yolcuya gittiğinde ucuz ve büyük söylemek hakkınız yok! porsiyonlarla karnını Gittikçe daha çok insanın doyurabilmesi. Nestlè’nin artık “uluorta” yiyip içmesi araştırmacılarına göre, tabii başka sorunları da yemek pişirirken kullanılan beraberinde getirdi. malzemelerin sağlıklı olup Kentlerde lokantalar olmadığı, hele gençler için, azalırken kıyıntı büfelerinin pek o kadar önemli değil. sayısı arttı. Kapanan bir Yanlış gıdalanan toplumun Alman yüzde 50’si çok lokantasının şişman, 712 yaş STUTTGART yerine bir başka arasındaki Alman lokantası çocukların yüzde açılmıyor. Hangi 20’si hastalık kente giderseniz derecesinde fazla gidin yöresel kilolu. Alman Hemen hemen her AHMET ARPAD akşam, herhangi yemeklerinin tadına varmak bir televizyon için çok kanalında ünlü bir aranmanız gerekiyor. aşçı yanına aldığı bir ünlüyle Kapanan “Hirsch”, “yemek pişiriyor”! Güle “Löwe”, “Adler”in yerine konuşa, çok keyifle güzel “La Piazza”, “Shangai”, görünümlü bir şeyler “La Ferté”, “Topkapı” pişiriyorlar. Fakat program açılıyor. Ancak yabancı bittikten sonra ne pişirmiş mutfağından spesiyaliteler oldukları ve ne de tarifi, sunan bu yerler de ne yazık izleyicinin pek aklında ki işi pek çeviremedikleri kalmıyor. O sadece bu şovla için olacak, tutunamıyor, televizyon karşısında güzel kısa süre sonra kapanıyor. zaman geçirmiş oluyor. Yeni Yerine bir başka yabancı evlenen veya daha büyük bir lokanta açıyor. eve taşınan çiftler mutfak Ülkede yemek alışkanlıkları dekorasyonuna çok önem nesiller değiştikçe gerilerken veriyor. Kısa süre sonra Alman mutfağı da özelliğini içinde pek yemek yitiriyor. İnsanlar gündüzleri pişirilmeyen şık ve gösterişli sağdan soldan aldığı abur mutfaklara ailelerin yaptığı cuburla ayaküstü karın ortalama harcama 10 bin doyuruyor. Akşam eve Avro! Araştırmayı yapanlar: giderken de köşedeki “Gıdalanma toplumun süpermarketten temin ettiği aynasıdır” diyor. “Alman “dondurulmuş hazır toplumuna yeni bir yemek yemeği” fırında çabucak kültürü gerekli”. ısıtıp, televizyon karşısında Araştırmanın hemen yiyor. Bilgisayar ve cep ardından Almanya Kanser telefonlarının gittikçe Araştırma Enstitüsü de bir hızlandırdığı günlük yaşam, açıklama yaptı. Ülkede her geleceğe güvenin yitirilmesi, yıl kanserden yaşamını zar zor bulduğu mesleği yitirenlerin sayısı 220 bin. yitirip işsiz kalma korkusu, Özellikle kalınbağırsak, genç nesil insanının prostat ve mide kanserlerinin yaşamını değiştirmekte. On nedeni yanlış gıdalanma... sekiz yaş üzerinde 17 milyon insanın tek başına yaşadığı www.ahmetarpad.de IKEA imparatorluğunun bilinmeyen yüzü adları İsveççedir. Bütün kea’nın patronu İsveçli bunlarda şaşılacak bir yan Ingvar Kamprad 600 yoktur. Çünkü Ingvar milyar kronluk (yaklaşık 60 Kamprad, Ikea’yı 1943’te milyar Avro) servetiyle İsveç’in bir kasabasında dünyanın en zengini. 85 kurmuş, şirket dünyaya yaşındaki Kamprad, buradan yayılmıştır. Bu İskandinav mobilya üslubunu dünyaya yaymakta genişlemeden sonra genel müdürlük İsviçre’ye ne kadar başarılıysa, taşınmıştı. Ama şimdi cimrilik hikâyeleriyle öğreniyoruz ki Ikea, gazetecileri oyalamakta da o kadar başarılıdır. Kamprad 1982’den beri Hollanda’daki pazara alışverişe gitmek için Ingka Holding adlı şirkete ait. Ama Belçika’da, akşamüzerini beklermiş. Lüksemburg’da, Çünkü pazar dağılmadan Liechtenstein’da önce fiyatlar da şirketler var. düşürülüyormuş. STOCKHOLM Uzmanlara göre Her zaman ekonomi sınırları aştıkça sınıf biletiyle para trafiğinin uçarmış. denetimi Yemeğe davet zorlaştığından ettiği gazetecilere şirketler sosisli sandviç ödeyecekleri ısmarlarmış. Son OSMAN İKİZ vergiyi zamanlara kadar minimuma Kamprad hakkında indirebilmek amacıyla hep böyle anektodlarla birden fazla ülkeye süslenmiş röportajlar yayılıyor. Yanında çalışmış okuduk. Ama birkaç olanların anlattığına göre, haftadır İsveç Kamprad da ilkesel olarak televizyonundan iki vergi ödemeye karşıymış. gazetecinin başlattığı bir Ancak sıfırlamak olanak dışı tartışma iyice alevlendi. olduğundan ödenecek Konu Ingvar Kamprad’ın az vergiyi en düşük düzeyde vergi ödemek için birçok tutabilmek için yasalar ülkede şirket ve vakıf içinde kalmak koşuluyla kurmuş olmasının ahlaki bütün sınırları olup olmadığı. zorlamaktaymış. Tabii bu arada İsveç’in Sınırları zorlamanın en simgesi olarak bilinen ilginç örneği, Ikea imparatorluğunun Liechtenstein’deki vakfa bilinmeyen yüzü de para aktarılması. Ikea ortaya çıkıyor. 38 ülkede bütün ülkelerde satıştan 320 satış mağazası bulunan, elde edilen gelirin yüzde 127 bin kişinin çalıştığı Ikea 3’ünü bağış olarak Interogo İsveç şirketi olarak tanınır. adlı bu vakfa aktarıyor. Ikea da İsveç şirketi Vakfa aktarılan paraların olduğunu özellikle vurgular. toplamı bugün 100 milyar Mavi ve sarı renkler de krona ulaşmış bulunuyor. zaten İsveç bayrağını Tabii bağış olduğundan simgeler. Hep dolu olan bu paradan vergi de restoranlarında en çok ödenmiyor. Kamprad’a aranan yemek İsveç soracak olursanız vakfın köftesidir. Mobilyaların I osman.ikiz@tele2.se C MY B C MY B kasasındaki paralar bir kriz anında çalışanlara yardım amacıyla kullanılacak. Ne var ki küresel mali krizin Ikea üzerinde olumsuz etkisi olmamasına rağmen binlerce işçinin bu bahaneyle işten çıkarılması Kamprad’ın içtenlikle konuşmadığını gösteriyor. Şurası açık ki Kamprad bir peygamber değil. Ama bir üçkâğıtçı da değil. Yaptığı her şey yasalara uygun. Peki ahlaki mi? Yanıtlar dolambaçlı. Maliye bakanına bakacak olursanız, Ikea, vergisini İsveç’te verse iyi olur. Bunu söyleyen de 2006’dan bu yana dört defa vergileri düşürmüş olan ve sosyal refah devletinin temellerini dinamitlemekten adeta zevk duyan bu hükümetin maliye bakanı. Ortalama iki haftada bir gazetelerde daha az vergi ödemenin yöntemleri konusunda akıl verilen bir ülkede, bu işin üstadı olmuş birinin eleştirilmesinin gerçek nedeni acaba ne?.. Ingvar Kamprad devasa Ikea’yı hâlâ aile şirketi olarak koruyor. Şirket halka açılsa, hisselerin göz açıp kapayıncaya kadar satılacağından hiç kuşku yok. Pek çok kişi Ikea’nın kârına ortak olmak istiyor ama Kamprad, imparatorluğu üç oğluna devredecek. Buna çok gıcık oluyorlar. Ayrıca İsveç kıskançlığı kolay kolay üstesinden gelinecek gibi değildir. “İsveç kıskançlığı” diye kitap bile yazılmış. Biz seyrediyoruz. Eğlenceli oluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle