18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2011 CUMA 18 SPOR TFF Başkanı Mahmut Özgener, yöneticilerin ligi mahvettiğini söyledi, sert mesajlar verdi ‘Futbolda demokrasi yok’ CUMHUR ÖNDER ARSLAN Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, son haftalarda kulüp yöneticilerinin yaptığı sert eleştirilerin ardından dün suskunluğunu bozdu. Futbol kamuoyuna ve kulüp yöneticilerine mesajlar gönderen Özgener, düzenlediği basın toplantısında hazırladığı metni okudu; soru kabul etmeden başkanvekilleri Lutfi Arıboğan ve Servet Yardımcı ile salondan ayrıldı. Özgener, BeşiktaşKarabük maçında hatalar olduğunu kabul ederken bu karşılaşmanın hakemi Kamil Abitoğlu’ndan ‘arkadaşım’ diye söz etti. Özgener’in 5 madde altında topladığı çarpıcı açıklamaları şöyle: ‘BU İNSANLARI KONUŞTURMAYIN’ Kendinizi bir spor adamı olarak görüyorsanız bir spor adamı gibi, yok ben sadece yöneticiyim diyorsanız o zaman bir lider gibi davranın. Yaşamı boyunca maça çıkıp terlememiş, ısıtıcı merhemlerin kokusunu ciğerlerine çekmemiş, hakemlerin her maça çıkarken yaşadığı duyguların yüzde birini bile hissetmemiş insanların eline mikrofon verip konuşturmayın. ‘DİNAMİT KOYMAYIN’ öneticilerimizi uyarıyoruz: ‘Türk futbolunu kaos ortamına sürüklemenize izin vermeyeceğiz’... İyi yöneticilik, hataların arkasına saklanmak, kolay yolu seçmek değildir. Başarısızlıklarda hakemleri işaret edip kurtulmaya çalışmak kolay, zor olan takımlardaki sorunları çözmek, şampiyonluk yarışından erken kopmanın nedenlerini bulmak. Lütfen artık kolay yolu seçmeyin. Futbol bir oyundur. Herkesin şampiyon olması mümkün değildir. Günü kurtarmak adına Türk futbolunun altına dinamit koymayın. Y ‘AÇIKLAMA MEVSİMİ BAŞLADI’ B ugüne kadar hep bilinen ama bir türlü yetkili ağızlardan dile getirilmeyen gerçekleri kamuoyunun önünde afişe etmek ve gündeme getirmek istiyorum. Türk futbolunda yıllardır ikinci yarının başlamasıyla, aynı süreç nedense hep bilinen mecralardan tekrarlanıp durur. Şampiyonluk yarışında geride kalmaya başlayan veya kadrolarının gücüne yeterince güvenmeyen takımların yöneticileri, ilk hakem hatasında kameraların karşısına geçer. Sert bir üslupla açıklamalar yapar, TFF’yi ve hakemleri suçlamaya başlar. Bu yıl da deyim yerindeyse ‘açıklama mevsimi’ geldi. Artık şunu biliyor olmamız lazım ki kışın son aylarından bahara uzanan bu mevsim, maalesef kara bulutlarla birlikte geliyor. İklim bozuluyor, kavgalar, kırgınlıklar ve şiddet artıyor. Davranışlarını düzeltemeyen yöneticiler yüzünden, futbolumuz sadece marka değerini değil, birçok başka değerini de kaybediyor. ‘MÜCADELE EDECEĞİZ’ ‘HERKESE EŞİT MESAFEDEYİZ’ Merak etmeyin, ‘adil bir oyun’un oynanabilmesi için çalışıyoruz. Kimsenin en ufak bir endişesi olmasın. Federasyonumuz adil ve her kulübümüze eşit mesafede, hakkı olanın kazanacağı, hak edenin ipi göğüsleyeceği bir ligin oynanması için mücadelesini sürdürecek. Geçmişte olduğu gibi sesi çok çıkanın futbolu baskı altına almasına izin vermeyeceğiz. Spor Toto Süper Lig, bu federasyon olduğu müddetçe 18 takımlı bir lig olarak oynanacaktır. T Mahmut Özgener Özgener, konuşmasına Beşiktaşmaçı sonrasındaki tavrıyla dikkat çeken Karabük Başkanı Ferudun Tankut’a teşekkür ederek başladı (Fotoğraf: FATİH ERDOĞDU) ‘HAKEMLER HATA YAPAR’ akemler hata yapar. Dünyanın hemen her ülkesinde bunları görüyoruz. 2010 Dünya Kupası’nda, dünyanın en iyi hakemlerinin yaptıkları hatalar ortada. FIFA ve diğer kurumlar hataları en aza indirebilmek için çözüm önerilerini tartışıyorlar. Örneğin topun çizgiyi geçip geçmediğiyle ilgili son 23 yılda hem Premier Lig’de, hem Dünya Kupası’nda, ciddi olaylar yaşandı. Sorun sadece bizim değil global futbol dünyasının sorunu. H H Lutfi Arıboğan FF olarak, kendilerini kurtarmak için futbolumuzu hiçe sayan bu kişilerle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hakem odalarını ve koridorları etki ve baskı altına alanlara, hakem odası basmanın daha alasını yapmak isteyenlere, her gün gazetelere açıklama yapanlara verilen cezalar daha da ağırlaştırılacak. Bir yöneticimiz susmayacağını söyleyip demokrasinin olmadığından dem vurmuş. Kendisine hatırlatmak isteriz; futbolda demokrasi yoktur, kurallar vardır. Yorum yoktur, kararlar vardır. Futbolun bir anayasası vardır ve orada yazan kurallara göre oynanır. ‘Paranoya konuşmalar’ Y öneticilerin birçoğunun konuşması için hata bile gerekmiyor. ‘İnce, ince doğradılar’, ‘Bizi şampiyon yapmayacaklar’ gibi altı boş, hiçbir rasyonelliği olmayan, paranoyaya varan ifadeler havada uçuşuyor. Transferde yapılan yanlışlar; teknik direktörün, futbolcuların hataları ilk hakem yanlışında hemen hasıraltı ediliyor. Takımların şampiyonluk yarışında yer alması için hiçbir şartı yerine getiremeyen, teknik konularda durmadan hata yapan yöneticiler, hiç yüzleri kızarmadan bütün suçu hakemlere ve federasyona yükleyiveriyorlar. SAHİBİNDEN OĞUZ TONGSİR ‘AYNI İSİMLER METHİYE DÜZDÜ’ ataları en aza indirmek için çalışıyoruz. TFF ve MHK olarak, başta eğitim çalışmaları olmak üzere var gücümüzle çaba gösteriyoruz. Uluslararası alanda görev alan hakemlerimizin artması doğru yolda olduğumuzu kanıtlayan veriler. Kaldı ki, bugün gündemi oluşturmaya çalışan değerli yöneticilerimizin hepsi, sezonun ikinci yarısının başlamasından hemen önce yapmış oldukları değerlendirmelerde, hakemlerimizin ilkyarıda ne denli başarılı oldukları yönünde açıklamalar yapıyor ve buna methiyeler düzüyorlardı. ‘HAKEM ODASI BASMAYI HAK GÖRÜYORLAR’ Kimi Kandırıyorsunuz? Dün sabah bir hevesle geçtim ekran karşısına... Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, kulüp yöneticilerine verip veriştirecekti. “Oh, nihayet” diyordum kendi kendime. Adnan Polat da, Serdal Adalı da, Aykut Kocaman da dersini alacaktı şimdi! “Ligde birinci ile ikinci belli” demek, “Rakibin kazandığı penaltılar incelenmeli” diye ocağın altına odun atmak, “Hodri meydan! Biz de soyunma odası basmayı biliriz” diye konuşarak kabadayılığı yeşil sahalara taşımak kimin haddineydi? Son günlerde başarısızlıklarını örtmek için sağa sola saldıran bu yöneticiler, dersi çoktan hak etmişlerdi. Özgener, basın toplantısında masaya yumruğunu bir vuracak, ortalık süt liman olacaktı... Ama ne gezer... Gene koskocaman bir hayal kırıklığı... Gene ince hesaplar... Özgener’in düzenlediği basın toplantısı “desinler”den öteye gitmeyen, bir yasak savma etkinliğinden başka bir şey değildi. Biz de bir şey söyleyecek sandık. O kadar çekingen, o kadar ürkekti ki; bu yöneticileri deşifre etmekten bile korktu... Ne Adnan Polat diyebildi, ne de Serdal Adalı... İsimlerini bile söyleyemedi, sadece ima edebildi, o kadar... Gazetecilerin soru sormasını bile istemedi. Şimdi diyeceksiniz ki bu bir üslup meselesi. Özgener isimlerden söz etmez. İyi hoş da o zaman Karabükspor Başkanı’na teşekkür ederken üstüne basa basa ismini söylemesine ne demeli? Eleştirirken isim yok, teşekkür ederken var, öyle mi? Başından beri söylüyoruz. Herkes hesap peşinde. Mahmut Özgener de öyle. Önümüzdeki haziran ayında federasyon seçimleri var. Özgener bu isimleri afişe edip, sonrasında oy kaybetmekten korkuyor. Yoksa yöneticilerin bu demeçleriyle futbolumuz uçuruma sürüklenirmiş, kimin umurunda? Bir kandırmacadır sürüp gidiyor. Mahmut Özgener’in bu basın toplantısı da ‘kandırmacanın parçalarından biri’ olarak futbol dünyamızdaki yerini aldı. Bundan en ufak şüpheniz olmasın! ‘ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN’ ‘ABİTOĞLU’NA SAHİP ÇIKACAĞIZ’ T FF olarak biz de sözünü etmiş olduğumuz müsabakada (BeşiktaşKarabük) performans anlamında sorun olduğunu kabul ediyoruz. Ama burada herhangi bir art niyet söz konusu olamaz. Kamil Abitoğlu arkadaşımız, son derece deneyimli ve iyi bir hakemimizdir. Sadece futbol dünyasına mensup insanların değil, hepimizin yaşayabileceği gibi ‘kötü bir gün yaşamıştır’... Kendinizi onun yerine koymadan ‘infaz etmek’, iyi bir hakemi yaşadığı kötü bir maç yüzünden kaybetmemize yol açar. Her hakemimizi böyle cezalandırırsak maçları yönetecek hakem bulamayız. Ligimizde dünyanın en iyi hakemleri de görev yapsa, bu futbol ortamında yaşama şansı kalmaz. TFF olarak kendisine sahip çıkacağız. B azı yöneticilerimizin ve kulüp başkanlarımızın davranışları, ligimizi normal bir futbol ortamından hızla uzaklaştırıyor. Bir kulübümüz, vermiş olduğu mesajlarda planlı bir harekete maruz kaldıklarının altını çizmeye çalışırken aynı sırada oynamakta olduğu bir başka platform olan Ziraat Türkiye Kupası’nda aldığı sonuçlar iyi olduğu için, bundan bahsetmiyor. Soruyorum; kupayı başka bir futbol federasyonu mu yönetiyor, başka bir Merkez Hakem Kurulu mu görevde, yoksa farklı hakemler TFF Başkanı Özgener, basın tarafından mı yönetiliyor? toplantısında Beşiktaş Lütfen elinizi vicdanınıza yöneticisi Serdal Adalı’ya koyun ve insaflı olun... göndermede bulundu. Futbolumuzda şiddet ve birçok önemli konuda hiç konuşmayan yöneticilerimiz ilk hakem hatasında tepki gösteriyor. Kuraldışı, yasadışı işleri “Biz alasını yaparız” diye övüyorlar. Rakip takımların yöneticilerinin kişiliklerine laf ediyorlar. Hakem odalarını baskı altına alıp, koridorlarda gerilim ortamı yaratıyor ve bunu kendilerinde hak olarak görüyorlar. Futbolu mahvediyorlar. Komplo teorileri ve mağdur görünme çabaları her şeyin önüne geçiyor. İnsaf ve sağduyu gibi kelimeler yöneticilerimiz için yabancı dilde sözcükler haline geliyor. Bu yıl da aralarından sadece bir takım şampiyon olacak. Kaçan şampiyonluklara “Bizim de hatalarımız oldu ama hakemler şöyle yaptı, federasyon böyle yaptı” diyerek kılıf uydurmaya çalışacaklar. Son açıklamaların ardındaki gerçek niyetleri herkes anladı. PFDK YİNE CEZA YAĞDIRDI TFF ve hakemler hakkındaki açıklamaları nedeniyle PFDK’ya sevkedilen Adnan Polat, Murat Yalçındağ, Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu’na ceza yağdı. Beşiktaş yöneticilerinden Adalı’ya 30 gün, Zülfikaroğlu’na ise 15 gün hak mahrumiyeti verildi. PFDK Adnan Polat’a 7 gün, yönetici Yalçındağ’a ise 21 gün hak mahrumiyeti cezası kesti. Konya Başkanı Bahattin Karapınar hakeme yönelik eylemi nedeniyle 7 gün, Konya Teknik Direktörü Ziya Doğan da aynı nedenle 1 maç ceza aldı. Bucaspor antrenörü Recep Çetin hakeme hakaret eylemiyle 3 maçla cezalandırıldı. GÖRÜŞ ARİF KIZILYALIN Bir takım düşünün... Dünya üçüncüsü, bir takım düşünün son Avrupa Şampiyonası’nın yarıfinalisti, bir takım düşünün 2010 Afrika şansını sondan bir önceki maça kadar taşıyıp Hamitler’in, Emreler’in, Ardalar’ın yokluğunda finallere veda etmiş... Ve sonra o takımın hocası, “Zaten yıllık 2 milyon lira maaş alıyor, başarısız” denilerek kelle avcılarına kurban edilmiş... Sonra mı? Sonrasını hiç sormayın. “Dünyanın en iyi iki teknik direktöründen biri” denilerek takımın başına Guus Hiddink getirilip, Futbol Genel Müdürlüğü, Futbol ‘en genel’ koordinatörlüğü gibi masallar yaratılıp, yola çıkılmış. Hem yarışmacı, hem yetiştirici bir modelmiş bu... Evet, bu masalın ‘öykü’sü Hüseyin Avni Aker’de bitti çarşamba gecesi. Gördük ki, Ulusal Futbol Takımı da alt yapılar da iflas çizgisinde. Kimse, kimseyi kandırmasın. Yeniden yapılanma bir yalandır. Siz, Volkanlar’ı, Servetler’i, Tuncaylar’ı, Semihler’i, Mehmet Topallar’ı, Haliller’i silip, takımı Tunaylar’a, Mehmet Ekinciler’e teslim edemezsiniz. Ederseniz, ne yarışmacı kimliğiniz kalır, ne yetiştirici. Unutulmasın ki, bu ülke, zamanında Emreler’i, Ardalar’ı, Tuncaylar’ı, ‘komple değişimle’ kazanmadı. Hep teker teker girdiler kadroya ve kalıcı oldular. Açıkcası son 4 maçta gol bile atamayan bir takımın yıllık maliyeti 11 milyon Hiddink’e Ne Gerek Var? Avro’ya ulaşan bir teknik direktöre ihtiyacı var mı? Hele o hoca, iki lafın başında, “Sözleşmem zaten 2012’ye kadar” diyor ve geleceğe yönelik çalışmalardan uzak duruyorsa vatanın, milletin değilse de TFF’nin parasına yazık değil mi? Ya da bu ülkede Hiddink’in yaptığı işi, Denizliler, Terimler, Güneşler, Yanallar yapamaz mı? Bilmem, Kore maçını izlerken eliniz TV’nin kumandasına gitti mi? Gitmemiştir, kıyamamışsınızdır, Ay Yıldızlı formaya. Dişinizi sıkarak, hatta “Ah, Hiddink ahh” diyerek izlemişsinizdir. Ama son dönemlerin en silik futbolunu sergiledi Ulusal Takım. Anımsarım, 1985’teki İngiltere faciasından beri bu kadar ‘sönük’ bir görüntü içinde olmadı Türkiye. Farklı yenildiği maçlarda bile gol için bir şeyler yaptı o formayı giyenler. En azından kendisini hırpaladı o takımın kenar yönetimi... Bir not da A2 Ulusal takımına... Biliyorsunuz bu ülkede Hasan Şaşlar, Alpaylar, Hakan Şükürler, Bülent Korkmazlar, Feyyaz Uçarlar, Mehmet Özdilekler, bir torbaya sokulup okyanusa atıldıkları için adam bulamadık, gittik Hooijdonk’u getirdik. Futbolu bıraktıktan sonra ne yapmış Hooijdonk? Galiba reklam filmlerinde ve ‘paralı davet’lerde boy göstermiş.. Ne diyeyim, yakışır bu TFF’ye, bu tercihler, gerçekten yakışır da Türkiye’ye yakışıyor mu bilemiyorum! Hollandalının uyarılarına karşın futbolcular disiplinsiz görüntü içerisinde Hiddink silahıyla vuruldu SAMİ GÜREL Ulusal Takım, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri’ndeki Avusturya maçı öncesi Güney Kore karşısındaki oyunuyla umut vermezken teknik direktör Guus Hiddink’in ekip içindeki disiplin anlayışında yaşadığı sorunlar bir kez daha ‘su yüzüne’ çıktı. Pozisyon dahi bulmakta zorlanan Ay Yıldızlılar’da, futbolcuların rakipleriyle girdiği agresif diyaloglar nedeniyle de ilerleyen maçlarda sorun yaşanacağa benziyor. Özellikle kaptan Emre Belözoğlu’nun 2 dakika içinde kırmızı kartla oyun dışında kalması Hiddink’in kendi silahıyla vurulması anlamı taşıyordu. Hollandalı çalıştırıcı, maç sonrası yaptığı açıklamada böyle bir durumu kabul edemeyeceğinin altını çizerken üstü kapalı şekilde futbolcularına mesaj yolladı. Hiddink, “Maç sabahı toplantıda mental açıdan nasıl kendimizi kontrol edebiliriz, bunları anlatmıştım. Daha sonrada bazı oyuncularımızla birebir konuşma yaptık. ‘İtiraz olabilir ama bunu kontrollü yapalım. Kendimizi tutalım bunu takımımıza zarar verir bir hale dönüştürmeyelim’ dedik” ifadeleriyle futbolcuların sahada bildiğini okuduğunu itiraf etti. değişim sancısında Ay Yıldızlıların, Almanya, Azerbaycan, Hollanda ve Güney Kore maçlarında gol atamaması, savunmada ise sorunlu bir görüntü çizmesi, Hiddink’in Ulusal Takım’da yaptığı değişimin sancılı geçtiğini gözler önüne serdi. Kadroya girme kriterini ‘Şampiyonlar Ligi’ standartı olarak nitelendiren Hollandalı çalıştırıcı Avusturya maçı için önce “Çarpıcı değişiklik olacağını sanmıyorum” dedi, sonra aynı toplantıda “Yeni isimler aramıza katılabilir” ifadesiyle akıllarda soru işaretleri yarattı. BEŞİKTAŞ ÖZGENER’İ SAMİMİ BULMADI Spor Servisi Beşiktaş Kulübü, TFF Başkanı Mahmut Özgener’in açıklamalarına pazar günkü mali kongrede yanıt verileceğini açıkladı. Siyah Beyazlıların internet sitesinde yer alan duyuruda, “Mahmut Özgener’in kulübümüzü, asbaşkanımız Serdal Adalı’yı ve yönetim kurulu üyemiz Cengiz Zülfikaroğlu’nu hedef alan ithamları ile samimi olmadığına inandığımız açıklamalarına gerekli cevabı, başkanımız, 13 Şubat pazar günü yapılacak Olağan İdari ve Mali Genel Kurul Toplantısı’nda verecektir” denildi. Siyah Beyazlı taraftar grubu Çarşı’nın internet sitesinde ise ‘Mevsimsel Deklarasyon, TFF Başkanı Olarak... Çevir Kazı Yanmasın’ ifadeleri kullanıldı. GÖRÜŞ / SELAMİ ÖZDEMİR Ulusal Takım Liderini Arıyor Ulusal Takımımız son yıllarda geçmişte kadrosunda bulundurduğu ‘lider’ futbolcuları arıyor. Saha içi ve saha dışı davranışlarıyla takımda ağırlığı olan Rüştü, Tugay, Bülent ve Hakan Şükür gibi yıldızları bünyesinde bulunduramadığından başarı biraz uzak. Bu yıldızların arasında parlayan Emre 15 yıldır Ay Yıldızlı ekipte olmasına karşın arkadaşlarına örnek davranışlar sergileyemiyor. Hiddink’in bulduğu yetenekler sahaya takım ruhunu yansıtmıyor. Takım ruhunun bulunmadığı yerde lider pozisyonda olan futbolcuların öne çıkması gerekir. Maalesef Türk futbolunda son yıllarda örnek göstereceğimiz yıldızlar mevcut değil. Türk antrenörlerin sadece saha içinde değil saha dışında da liderlik, kaptanlık yapacak futbolcuları bulup eğitmesi gerekmekte. Bu örnek aynı zamanda kulüplerimiz için de geçerli. Temennimiz Türk futbolu içine düştüğü yabancı sevdasından bir an evvel kurtulup şahsiyetli bir Ulusal Takım yaratır. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle