23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2011 CUMA [email protected] 10 DIŞ HABERLER KAVŞAK ÖZGEN ACAR Bir Danışman! Ama Kimin? kalmamalıydık. Medyaya bırakmamalıydı bu işi. Biliyorum. Türk medyası, ikinci bir ‘Türk Papa’ yaratma şu üç paragrafı anımsamanın maharetinden yoksun değildir. İlk zamanı geldi: ‘Türk Papa’yı refiklerim ihdas “(….) Vatikan, ‘dinler arasında etmişti. Ama büyük sırrı, bu kez diyalog’ için Türkiye’deki ben açıklıyorum. Vatikan’a bu Müslümanların ‘resmi örgütü’ yazıyı okuyamadan gelip gitmiş Diyanet İşleri Başkanlığı yerine, Başbakan Erdoğan’ı da şimdilik kendisine ‘Rabb’in (yaratıcının) mazur görüyorum. Ama Dışişleri aciz kulu’ diyen ‘hoca efendi’ M. Bakanı Abdullah Gül uyumamalı. Fethullah Gülen’i seçti. Önümüzdeki günlerde, Vatikan’a Nurculuğun piri ‘Saidi Nursi’nin tez elden bir nota verilmeli. de Hıristiyan dünyası ile ‘Türkiye’nin, Varol Yusuf’un ilişkilerinin güçlü olduğu’ kemiklerinin asli vatanına iadesini söylencesini öne süren hoca talep etme hakkının mahfuz efendi hazretleri, kullandığı bu tutulduğu’, Vatikan’a açık bir dille kalkan ile Vatikan’ın istediği iletilmelidir. ‘diyaloğu’ Papa 2. Jean Paul’e Tam dokuz kuşak boyunca, yazdığı bir mektupla başlattı. hayatlarını Polonya’da sürdürmek Hoca efendi 9 Şubat 1998’de zorunda kalmış bir ailenin Vatikan’da Papa’nın huzuruna çocuğuydu Papa. Kökenleri, çıkarak ‘Hıristiyan dünyası ile zamanında Anadolu’dan diyaloğa’ girdi. Bu girişimini Polonya’ya göç etmiş (adları çelik gerçekleştirmek için de sabırla kasamda mahfuz!) bir Türk çifte Türkiye’deki Hıristiyan ve Yahudi dayanmaktaydı. Bu mutlu çift, liderler, hatta bazı aydınlarla kol Polonya’yı mesken tuttuklarında, kola girerek ‘diyalog’ ortamının kendilerine Vojtyla diye Polakça takıyyesini yarattı. bir soyadı uydurmuşlardı. Katolik Türkiye’nin AB üyeliğine ve bağnaz bir ortamdaydılar. adaylığının gerektirdiği düşünce Hayatlarını idame ettirebilmek için ve din özgürlüğü kuramları, asli kimliklerini gizlemeleri ABD’nin BOP’u, hoca efendinin gerekiyordu. Günümüze dek ekmeğine yağ sürdü. Sırtını ABD süren bu aile geleneği, ve AB’ye dayayan hoca özetle şuydu: Evde iken efendi, Vatikan’dan da namaz dahil dini ‘icazet’ alınca, vecibeleri aksatmaksızın uluslararası alanda yerine getirmek, dışarıda maddi ve manevi ise Katolik gibi yapılanmasını hızla görünmek! yoğunlaştırdı. Vojtyla’gillerin ‘Diyalog’ ve maceralarını anlatsam ‘misyonerlik’ Vatikan’ın ansiklopedi olur. Mesela özünde var, demiştik. (çekmecemdeki Hoca efendinin hızla belgelere göre!) bu aile, yayılmasında ‘misyonerlik’ olgusunun Gülen ve Papa. 1879 doğumlu çocuklarına Varol adını rolü inkâr edilemez. vermiş, kütüğe ise Karol Hoca efendinin Papa ile yazdırmıştır. Karol, bir gizli görüşmesinden sonra, Müslüman olduğu ileri sürülen ‘Müslüman misyonerleri’ de Emilia Kaczorovska’yla evlenir. ‘Vatikan Misyonerlik Okulu’nda’ Karol ve Emilia, 1920 yılında nur öğrenim görmeye başladılar. topu gibi ikinci bir oğlan çocuğa Vatikan’ın ‘rahleyi tedrisinden’ sahip olduklarında, isim konusunda geçtiler.. Aralarında bir Türk TV küçük bir anlaşmazlık yaşanır. haber kanalının Roma Baba, Yusuf ismini önerir. Annenin muhabirinin de bulunduğu itirazı yoktur ama bebeğe çift isim Gülen’in misyonerleri bugün verilmesinde ısrarlıdır. İsimsiz işbaşında. Bu gerçek, Dışişleri bebek ilk kez hapşırdığında, bu Bakanlığı’nın ‘kriptolarında’ sorun da kendiliğinden çözülüverir. olduğu kadar, MİT’in ‘kozmik’ Anne ve babanın, Türkçe olarak kasalarında da yer alıyor hep bir ağızdan, ‘Çok yaşa, var ol!’ olmalı.(…)” dedikleri andır bu. İsim bulunmuştur artık: Varol Yusuf! O günlerde bazı okurlar ve Tabii ki asli kimliği gizleme geleneği dostlar “Vatikan’ın rahleyi mucibince bu isim, çocuğun nüfus tedrisinden” geçen Türk TV cüzdanına Karol Jozef Vojtyla diye kanalının Roma muhabiri olan, yazdırılır. Gülen’in misyonerinin kimliğini Zavallı Karol Jozef Vojtyla’nın, sormuşlardı. namı diğer Varol Yusuf’un hayatı O gün adını vermediğimiz meşakkatlerle doludur. Kimliğini meslektaşımız Lütfullah Göktaş gizleme uğruna, 26 yaşında rahip Marmara Üniversitesi’nde olur. O sıralar, 1978’de II. Jean “ilahiyat ve felsefe” okuduktan Paul adıyla Papalık tahtına sonra 1990’da Roma’ya oturmak zorunda kalacağını yerleşmişti. nereden bilebilirdi ki! Ama kader Vatikan’da Papalığın Gregorius işte! (…)” Üniversitesi’nde “dinler Bu yazıdan iki gün tarihi” dalında uzmanlık sonra Fethullah Gülen’in eğitimi aldıktan sonra resmi internet sitesinde Zaman gazetesinden bir “dinler arası diyalog” alıntıda meslektaşımız, alanında yoğunlaşmıştı. “Papa’nın ardından en Çeşitli Arap yazarlarının güzel yazıyı gazeteci kitaplarını Türkçeye dostumuz Lütfullah kazandırması Göktaş’ın Göktaş kaleme aldı” Roma’da yaşamasını sözleri ile övülüyordu. sürdürmesi için elbette yeterli değildi! tarihli “Fethullah 16Mayıs 2006Gülen Kimin Misyoneri?” başlıklı yazımızdan Artık Göktaş’ın NTVLütfullah Göktaş. AA bağlantılı salt bir Göktaş’ın yaşamı, gazeteci olduğunu 1998’de Abdullah sanıyorsanız, yanılıyorsunuz! Öcalan’ın İtalya’ya 46 Kasım 2008’de Roma’da gönderilmesinin yarattığı bir “Dinler Arası Diyalog” bağlamında tesadüf ile değişti. “KatolikMüslüman Forumu’nun Orada yaşayan bazı Türk İlk Çalıştayı” yapıldı. meslektaşlara ek olarak, pek çok Toplantıya Türkiye’den bir ayağı Türk gazeteci ve televizyoncusu Vaşington’da olan, “Siyaset da Roma’ya uçmuşlardı. Gidenler Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar İtalyanca bilmiyorlardı. Vakfı’nın (SETA)” müdürü katılmıştı. Olayların yaşandığı yerlerdeki Ayrıca katılımcılar listesinde Türk meslektaşlarımıza yaklaşan “MüslümanHıristiyan İlişkileri Göktaş, İtalyancayı ve Roma’yı iyi Uzmanı” olarak “danışman” sıfatlı bildiğini söyledi. Öcalan’ın Göktaş’ın da adı vardı! Kimin Roma’dan ayrılmasına değin “danışmanı” olduğu belirtilmemekle Göktaş NTV’cilere yardım ederken birlikte, kimin danışmanı olduğu maddi olanak sağlamakla kalmadı, anlaşılmıyor mu? sonrasında bu kanalın Roma muhabirliğini de kaptı. Ardından buna Anadolu Ajansı Eylül 2009’da Anadolu Ajansı, muhabirliği de eklenince Göktaş, bağlı olduğu Başbakan hem gazeteci olmuş hem de Yardımcısı Bülent Arınç ve maddi olanaklara kavuşmuştu. Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Hanım’ın Libya ziyaretini izlemeye Göktaş’ı Roma’dan özel Türk gazetelerine Roma’dan olarak Trablus’a gönderdi. makaleler de gönderen Göktaş’ın Peki, “Dışişleri Bakanı Abdullah ilginç yazılarından biri, Radikal Gül’e uyumamalı” diyebilen, gazetesinde 11 Nisan 2005’te “çelik kasa sahibi” Lütfullah “Papa Türk ve Müslüman’dı!” Göktaş bugün hangi göreve başlığı ile şöyle başlıyordu: getirildi? “Başbakan Tayyip Erdoğan, “Yazısını okuyamadan Roma’ya Vatikan’daki cenaze merasimine, gittiği için şimdilik mazur Varol Yusuf adına tanzim edilmiş gördüğü” Başbakan Erdoğan’a bir Türk pasaportuyla gelmeliydi. “basın danışmanı” oldu. Bakalım Ölen Papa’nın, aslında hem Türk bundan sonra “mazur” mu hem de Müslüman olduğu görecek, yoksa GülenErdoğangerçeğini dünyaya ilan etmeliydi. ArınçVatikan arasında eşgüdümü Bir Türk’ün, II. Jean Paul adıyla mü sağlayacak? Vatikan’a gömülmesine seyirci Yurtdışında ilk tatbikat EKBER KARABAĞ TAHRAN Geçen ay ilk kez Akdeniz’e savaş gemisi göndereceğini açıklayan İran, bu kez tarihinde bir ilke daha imza atarak ülkesi dışında bir hava tatbikatı yapacağını bildirdi. Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Hasan Şah Sefi, önceki gün bir tören sırasında yaptığı konuşmada, İran Hava Kuvvetleri’nin müttefik olarak tanımladığı ülkelerin katılımıyla yurtdışında ortak bir askeri tatbikat yapacağını açıkladı. Tahran’daki bazı yabancı askeri ataşelerin de katıldığı törende, Şah Sefi, amacını “Hava Kuvvetleri’nin tec İran, İslam devriminden sonra ilk kez bir hava tatbikatını sınırları dışında gerçekleştirecek. Tatbikatın, “müttefik ülkelerle” yapılacağı bildirildi rübe ve yeteneklerini ülke sınırları dışında test etmek” olarak açıkladığı tatbikatın gelecek İran yılı (21 Mart 2011’den sonra) yapılmasının planlandığını söyledi. Yürüttüğü nükleer programlar nedeni ile kendini başta İsrail’den gelecek askeri saldırı tehdidi altında gören İran, geçen yıl birçok kez hava, deniz ve kara tatbikatı yaparak askeri potansiyelini güçlendirmeye çalıştı. Tahran, ilk kez ülkesi dışında yapacağı tatbikatın nerede ve hangi ülkelerle düzenleneceğini açıklamadı. Birçok ülke askeri alanlardaki faaliyetlerini sır gibi saklamayı tercih ederken, İran askeri başarılarını ve yenilikleri medya aracılığı ile duyurmayı yeğliyor. Uzmanlar, Tahran’ın, karşı taraflara gözdağı vermek amacıyla bu yönteme başvurduğunu düşünüyor. teri yapılması çağrısında bulunduğu için ev hapsine alındığı bildirildi. Kerrubi’nin internet sitesi sahamnews.org’da, güvenlik güçlerinin muhalif liderin başkent Tahran’daki evinin girişinde konuşlandırıldığı ve yakınlarıyla görüşmesinin engellendiği belirtildi. Mehdi Kerrubi ve Mir Hüseyin Musavi, Mısır ve Tunus’taki protestoları desteklemek için gösteri izni istemiş, Başsavcı Gulam Hüseyin Mohseni Ejeh ise talebi reddetmişti. Kerrubi ev hapsinde İranlı muhalif lider Mehdi Kerrubi’nin, Mısır’daki hükümet karşıtı protestolara destek vermek amacıyla gös MÜNİH İDARE MAHKEMESİ KARARI Okul üniformalı Pakistan’ın Mardan kentinde okul üniforması giyen 1314 yaşlarında bir gencin bir kışlada düzenlediği intihar saldırısında 31 kişi öldü, 40’tan fazla kişi de yaralandı. Hayatını kaybedenlerin tamamının asker olduğu açıklandı. Saldırının sorumluluğunu üstlenen Taliban örgütü, Amerikan insansız uçaklarıyla düzenlenen saldırılara misilleme yaptıklarını duyurdu. (Fotoğraf: REUTERS) eylemci vurdu Almanya’ya vizesiz giriş kapısı açıldı OSMAN ÇUTSAY Ruijten’in ‘imtiyazlı ortaklık’ oyunu ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL AP Türkiye raportörü Ria Oomen Ruijten Türkiye’ye imtiyazlı ortaklık alternatifinin tartışılmaya açılması önergesinin reddedilmesi üzerine bu önergeyi oylamadan geri çekti. AP Dışişleri Komisyonu’nda dün Türkiye Taslak Raporu oylanırken, Fransız parlamenter Dominique Vlasto Türkiye için “imtiyazlı ortaklık” seçeneğinin ele alınmasını istediği şu önergeyi komisyona sundu: “Komisyon ve Konsey Türkiye ile tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık alternatifini dikkate alarak mü zakerelere bu yönde devam etme ihtimali üzerinde çalışmalıdır.” Vlasto’nun bu önerisinin reddedilmesi komisyon üyelerinin Türkiye için bu ihtimali düşünmediklerini net bir biçimde ortaya koydu. Türkiye Raportörü Ria Oomen Ruijten ise bu önergeyi oylamadan geri çekerek, “imtiyazlı ortaklık önergesinin komisyon tarafından reddedilmesinin kayıtlara geçmesini engellemiş” oldu. Cumhuriyet’in “Bir önergenin oylandıktan ve reddedildikten sonra geri çekilmesinin nasıl yorumlandığı” sorusu üzerine Türk kökenli Alman Sosyalist Parlamenter İsmail Ertuğ şunla rı söyledi: “Bugün yapılan oylamada bu önerge kayda geçseydi Avrupa’nın Hıristiyan Demokratları’na önemli bir darbe vurulmuş olacaktı. Raportör bunu gördüğü an bir ‘hayır’ yenilgisi almadan önergeyi geri çekmeyi uygun gördü.” Parlamenterlerden Emine Bozkurt’un verdiği türbana ilişkin önerge ise komisyonda kabul edildi. Önergede “siyasi partilerin Türk toplumunun kutuplaşmasını önlemek amacıyla türban yasağı konusunda bir çözüme gitmeleri” istendi. “Çözümün kadınların özgür seçimini temel alması” gerektiği dile getirildi. FRANKFURT Federal Almanya yürürlükteki bir hukuksuzluğa idari mahkeme kararıyla son vermeye hazırlanıyor. Münih İdare Mahkemesi, Türk vatandaşlarının turistik amaçlarla da gelseler Federal Almanya’ya giriş için vize almaları gerekmediğini karara bağladı. Avrupa Adalet Divanı’nın Türk vatandaşlarını vizeden muaf tutan kararlarına yıllardır dikkat çeken Türk hukukçular, Münih İdare Mahkemesi kararını, hukuk dışı uygulamalara son verilmesi çağrısı olarak yorumladılar. Mahkeme kararında, Türk vatandaşlarının turistik seyahat amacıyla da olsa üç ay oturum almadan Federal Almanya’da kalabilecekleri belirtildi. Ancak idarenin temyiz yoluna gitmesi bekleniyor. Münih’teki Sanas avu katlık bürosunun yürüttüğü bir davanın sonucu olarak alınan bu kararın emsal niteliği taşıdığını hatırlatan Avukat Temel Nal, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamalarda, “Dava çok önemli. Bu emsal niteliği nedeniyle de İdare’ye temyiz yolu açık bırakılmış görünüyor. Önemli davalarda böyle yapılır. Ben de, Federal Almanya’da İdare’nin karara itiraz edeceğini sanıyorum. Göreceğiz” dedi. Münih İdari Mahkemesi’nin emsal niteliği taşıyan kararına gerekçe olan davayı, Türkiye’de yaşayan Candan Erdoğan açtı. Erdoğan ve arkadaşları, 29 Eylül 2009’da ABD’den geldikleri Münih üzerinden İstanbul’a gidecekken, gecikmeli indikleri için uçağı kaçırınca otelde kalmak istemişler ancak vizeleri olmadığı gerekçesiyle kendilerine izin verilmemişti. T.C. ANKARA 3. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2009/552 KARAR NO: 2010/1179 DAVALI: YAVUZ TOKGÖZ İLANEN TEBLİGAT DAVACI: GÜLSEN TOKGÖZ vekili tarafından davalı Yavuz Tokgöz aleyhine açılan BOŞANMA davasının yapılıp, bitirilen açık yargılaması sonunda verilen karar olan; HÜKÜM: Davacının boşanma davasının kabulüne; Ankara ili Beypazarı ilçesi İstiklal Mah. cilt no 7 hane no: 137’de nüfusa kayıtlı Feyzullah ve Seher’den olma 17/06/1985 Yenice doğumlu 22775643534 TC kimlik nolu Gülsen Tokgöz ile aynı yerde nüfusa kayıtlı Ruhi ve Ayşe Seher’den olma 30/07/1978 Beypazarı doğumlu 12085101558 TC kimlik nolu Yavuz Tokgöz’ün TMK 166/1 maddesi gereğince BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek küçük çocukları olan 06/09/2006 doğumlu Elif Tokgöz’ün velayetinin davacı anneye verilmesine, Dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı anne yanında bulunan tarafların müşterek küçük çocukları 06/09/2006 doğumlu Elif Tokgöz için aylık 300 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacının iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne ve kararın kesinleşmesi tarihinden geçerli olmak üzere aylık 350 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, Mahkememizce resen yapılan toplam 727,20 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, Dair davacının yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın davalıya ilanen tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde tebliğ edilmiş sayılacağı ve 15 günlük yasal süre içerisinde temyiz edilmediği takdirde mahkememiz kararının kesinleşeceği hususu tebliğ olunur. 03/02/2011 (Basın: 9352) T.C. SİLİVRİ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN KIYMET TAKDİRİ TEBLİĞİ 2010/ 23 SATIŞ Paydaşlığın satış suretiyle sona erdirilmesi kararı gereği satışına karar alınan Büyükçekmece İliçesi Kamiloba Beldesi Zeytinsuyu mevkii 1072 ada 4 parsele bilirkişi tarafından 138.425,00. TL, yine aynı yer 1072 ada 5 parsele 138.425,00. TL. değer takdir edilmiş olup, adresi meçhul olan hissedarlar FERHUNDE GÜNTÜRKÜN, HÜSEYİN GÜNTÜRKÜN, SEMRA SÖNMEZ ve AYÇA SONMEZ’e ilan yoluyla tebliğine, yayımı tarihinden 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağından takip eden yedi gün içerisinde değere itiraz edilmediği takdirde taşınmazların satışına gidileceği ilanen tebliğ olunur. 03.02.2011 (Basın: 9185) Çelenk ve mutlu gün bağışlarınız için 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212 274 15 02 0212 213 74 02 Fax: 275 52 44 www.yekuv.org [email protected] Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi 00158007287986476 Elmek: [email protected] Belgegeçer: 0312. 442 79 90 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle