18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ŞUBAT 2011 SALI CUMHURİYET SAYFA Yurtta kar esareti Yurt Haberleri Servisi Soğuk hava ve kar yağışı yurdun büyük bölümünü etkisi altına aldı. HakkâriŞırnak yolunda çığ düşmesi sonucu, aralarında 25 öğrencinin de bulunduğu çok sayıda kişi uzun süre mahsur kaldı. Hafta sonu Mardin’e geziye giden öğrencileri taşıyan minibüs, önceki gün akşam saatlerinde Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine dönerken yoldaki kar yağışı ve çığ düşmesi sebebiyle kapanan yolda mahsur kaldı. Minibüste 25 öğrencinin bulunduğu belirtildi. HakkâriŞırnak karayolundaki Çığlı köyü yakınlarına da çığ düştü. Çığ nedeniyle yaklaşık 20 araç mahsur kaldı. Daha sonra yol trafiğe açıldı. HABERLER Fotoğraf: AA 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR YüksekovaŞemdinli karayolunun Şapatan geçidi mevkiinde karayoluna inen çığ nedeniyle trafik uzun süre ulaşıma kapandı. Kar yağışı nedeniyle tüm yurtta yaklaşık iki bin köy yolunun ulaşıma kapalı bulunduğu öğrenildi. Meteoroloji yetkilileri kuvvetli don ve buzlanmanın günlük yaşamı olumsuz etkileyeceğini açıkladılar. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, bugün ve yarın sıcaklık İç Anadolu’da gündüz bile 0 derecenin üzerine çıkmayacak. Gece ise Antalya’da 1, İzmir’de 1 dereceye kadar inecek. İstanbul’da da sıcaklık gece 3 dereceye iniyor, bugün zayıf bir kar yağışı bekleniyor. Yolcu otobüsü devrildi Yurt Haberleri Servisi Azerbaycan ve Iğdır’dan aldığı yolcuları İstanbul’a götüren Musa Şahbar yönetimindeki yolcu otobüsü, SuşehriKoyulhisar arasında D100 karayolu Yemişli mevkisinde kar yağışı ve buzlanmanın da etkisiyle devrildi. Kazada aralarında Azerbaycan vatandaşlarının da olduğu 42 yolcu yaralandı. Yaralılardan Huriye Cihan ve 5.5 aylık bebeği Eyüp Taha Cihan’ın durumu ağır. Abdi İpekçi’nin Ölüm Yıldönümünde Mısır’a Bakmak Bugün sevgili Abdi İpekçi’nin ölüm yıldönümü. 32 yıl önce bugün, Humeyni’nin İran’a döndüğü aynı gün, dünyada Soğuk Savaş devam ederken, kafatasçı, dinci, emperyalist uşağı katillerce öldürüldü. Abdi İpekçi’nin katledilmesi, Soğuk Savaş dünyasında, antikomünistdinciırkçı ittifakının Türkiye’deki marifetlerinin bir basamağıydı. Türkiye, bu marifetlerin faşistantikomünistdinci merdivenini 1971 askeri müdahalesiyle inşa etmişti. 1975’te Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti’nin kurulmasıyla bu merdivenden çıkmaya başladı: Bugün bulunduğumuz noktaya tırmandırılmamız tam 40 yıl aldı. Ülkemizdeki ve dünyadaki olayları tarihsel ve evrensel süreçler bağlamında göremezsek hiçbir şey anlayamayız. Onun için Mısır olayını çözümlemeye çalışırken bu küçük girişi yaptım. Tunus’ta başlayıp Mısır’a sıçrayan ve belki başka ülkeleri de etkileyecek olan olaylar tarihsel olarak büyük birikimlerin sonucudur. Bu birikimleri berrak bir biçimde göremezsek, günümüzdeki olayları anlamlandırmamız olanaksız olur. 1) Bugünkü dünyayı oluşturan ilk büyük birikim Soğuk Savaş döneminin kalıntısı olan dinci ve ırkçımilliyetçi akımlardır. Bu akımlar, ABD’nin liderliğindeki Batı dünyasının Sovyetler Birliği’ne karşı yürüttüğü savaşta desteklenmiş, güçlendirilmiş ve siyaset sahnesine çıkarılmıştır. 2) Bugün dünya jeopolitiğini etkileyen en önemli bölge Ortadoğu ve bu bölgeden kaynaklanan birikimdir. Bölgenin önemi üç ayrı nedene dayanır: a) Petrol. b) İsrail. c) Siyasal İslam. ABD bu üç ayrı öğeye de bugüne kadar büyük önem vermiş ve evrensel stratejilerinde her üçünü de kullanmıştır. Petrolü kontrol etmek için, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin şeriatçı sultanlıklarına destek vermekle kalmamış, Irak’ı da işgal etmiştir. Arapların ve şimdi de onlarla birlikte İran’ın ortadan kaldırmak istedikleri İsrail’in güvenliği, ABD’nin Ortadoğu’ya müdahalesini meşrulaştıran bir öğe olarak hem iç hem de dış politikada başarıyla kullanılmaktadır. Siyasal İslam, ABD’nin Sovyetler Birliği ile savaşında çok önemli bir ideolojik ve askeri silah olmuştur: Bir yandan Sovyetler’in çevresi, güneyde İslam ülkelerinin oluşturduğu bir “Yeşil kuşak” ile sınırlandırılmış… Öte yandan silahlı bir mücahit grup olarak oluşturulan El Kaide ile Afganistan’da Sovyet orduları yenilgiye uğratılmıştır. Sovyetler çökünce, dünya yepyeni bir döneme, “Küreselleşme” denilen döneme girmiştir. 3) ABD, bu iki büyük birikim sonunda, kendi yarattığı ve beslediği Siyasal İslam’ı “Küresel dönemde” de kullanmak istemekte ama burada büyük bir çelişki yaşamaktadır. ABD ile siyasal (ve askeri) İslam arasındaki ilişki meşhur Dr. Frankenştayn çelişkisidir: Amerika kendi yarattığı canavarın tehdidi altına girmiş, onu denetleyemez hale gelmiştir. Tabii büyük bir küresel güç olarak derhal bu duruma karşı da yeni stratejiler geliştirmiştir: a) Sovyetler’in çöküşünden sonra “İslam Âlemi” ABD’nin “Birinci düşmanı” ilan edilmiştir. (Bakınız internet sitemdeki Huntington yazılarım.) b) ABD, kendi yarattığı, büyüttüğü ve askeri güç haline gelen Siyasal İslam’a karşı, “Ilımlı İslam” modelini devreye sokmuştur. (Bakınız sitemdeki ABD Kongresi’nin 11 Eylül Raporu.) c) ABD, Soğuk Savaş döneminde desteklediği dinciırkçımilliyetçi ideolojik birikimi, Demokrasi ve İnsan Hakları ideolojisi ile bütünleştirmeye çalışmaktadır. Böylece hem denetlemekte zorluk çektiği “ulus devletleri” bölerek küçültmekte ve zayıflatmakta, hem de Askeri ve Siyasal İslam’a karşı bir kalkan oluşturmaya çalışmaktadır. Sevgili okurlarım elbette bu stratejilerin sonunda ortaya çıkan somut çelişkileri hemen görebileceklerdir: Demokrasileri desteklemekte olan ABD, Kuveyt, Suudi Arabistan gibi baskıcı rejimleri görmezden gelmektedir. Buna karşılık Filistin’de, seçilmiş bir siyasal parti olan HAMAS’ı “terörist örgüt” saymaktadır. Müttefiki olan Şeriatçı baskı rejimlerindeki Siyasal İslam’ı kabul ederken, Türkiye gibi hem demokrat ve laik hem de Müslüman halktan oluşan bir ülkeye “ılımlı İslamı” dayatmaya çalışmaktadır. Tunus’ta Fransa’nın müttefiki olan Bin Ali’ye karşı ayaklanmayı desteklerken, kendi müttefiki olan Mübarek dolayısıyla Mısır’daki ayaklanmaya mesafeli durmaktadır. Önce Tunus, şimdi Mısır, sonra neresi? Bu “halk hareketlerindeki” itici gücün çeşitli isimler altında örgütlenmiş olan Siyasal İslam olduğu biliniyor. Şimdi Tunus’un ve Mısır’ın önünde iki yol var: Ya demokratikleşecekler… Ya da İran gibi, baskıcı bir şeriat rejiminin pençesine düşecekler… Sizce hangisi daha olası görünüyor acaba? Bu sorunun yanıtı da bir başka yazı konusu! [email protected] www.kongar.org Üniversite hastanelerine yönelik düzenleme yurt genelinde protesto edildi Fotoğraf: AA ‘Performansa hayır’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’in Bornova ilçesindeki 2. Sanayi Kimyacılar Sitesi’nde bir yapı market inşaatında dün sabah saatlerinde kaynak yapılırken yangın çıktı. Yangında dumandan zehirlenen iki arkadaşını kurtarmaya çalışan sigortasız çalışan İdris Ünver (36) ile İsmail Ünver (47) adlı kuzenler öldü. Adliyede kanlı infaz İstanbul Haber Servisi Bakırköy Adliyesi’ndeki bir davadan çıkan baba ile kızı bindikleri takside vurularak öldürüldü. Olayla ilgili olarak bir kişi gözaltına alındı. Esenyurt’ta 7 Ağustos 2010 tarihinde meydana gelen ve Özer Ç’nin hayatını kaybettiği, babası Niyazi Ç’nin de ağır yaralandığı olaya ilişkin Mehmet Gündoğdu’nun tutuklu, Gündoğdu’nun eşi ve kayınpederinin de tutuksuz olarak yargılanmasına devvam edildi. Gergin geçen duruşmanın ardından tutuklu sanık Gündoğdu’nun eşi Eylem Gündoğdu ile kayınpederi Ali Haydar Koçintar, bir taksiye binerek adliyeden ayrılmak istedi. Bu sırada davanın mağdur ve müştekisi olan Niyazi Ç. taksiye ateş açtı. Saldırı sonucu Eylem Gündoğdu ve Ali Haydar Koçintar yaşamını yitirdi. Gözaltına alınan Niyazi Ç, Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği’ne götürüldü. Davanın iddianamesinde, evin önüne otomobil park edilmesi yüzünden, komşu olan iki aile arasında kavga çıktığı belirtiliyor. İddianamede, Mehmet Gündoğdu’nun çıkan kavganın sonrasında evde bulunan ruhsatsız tabancayı alarak, Özer Ç’yi öldürdüğü, babası Niyazi Ç’yi de yaraladığı anlatılıyor. İddianamede, iki aile arasındaki asıl ihtilafın, Niyazi Ç’nin Koçintar’ın evine bitişik olarak ev yaptırmasından kaynaklandığı belirtiliyor. ANKARA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince “Bakır06” adı altında düzenlenen operasyonda, Şereflikoçhisar ilçesinde 12 bin litre işlenmemiş atık yağ ile 50 bin litre kaçak akaryakıt ele geçirildi, 2 kişi gözaltına alındı. DEPREM SONRASI MÜDAHALE 60 saniyede şiddet haritası İstanbul Haber Servisi Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Türkiye’nin 81 ilinde meydana gelen 3.5 ve üzeri büyüklükteki depremler için 2011 yılı itibarıyla şiddet haritaları üretmeye başladı. Haritalar, depremin olduğu bölgedeki olası hasar ve can kaybını göstererek sağlık ve arama kurtarma ekiplerinin afete hızlı bir şekilde müdahale etmesini sağlayacak. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Nurcan Meral Özel, Amerika, Japonya ve İtalya’dan sonra BÜ Deprem Mühendisliği Bölümü’nün geliştirdiği ELER isimli program ile bu haritaların Türkiye’de de otomatik olarak üretilmeye başlandığını belirtti. Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat da şimdi 60 saniyede ürettikleri şiddet haritalarını 17 Ağustos 1999 depreminde 1000’in üzerinde anket formu dağıtarak 2 ay içinde oluşturabildiklerini belirtti. Azeri bilim insanı Prof. Dr. Elçin Halilov’un “2013 ve 2014 yıllarında 6.5 ve üzeri büyüklükte Kuzey Anadolu Fayı üzerinde 4 adet deprem bekleniyor” sözlerini de değerlendiren Kalafat şunları söyledi: “Depremin önceden belirlenmesi için yapılan çalışmalar araştırma safhasında. Orada 4 depremden bahsediliyor ama tarihsel verilerde Marmara’da bu sıklıkta deprem göremezsiniz. KAF’ın ana fay zonu 7’nin üzerinde depremler üretir. İstanbul’da 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem olma olasılığı 2030 yılına kadar yüzde 64, 2050 yılına kadar yüzde 75, 2090 yılına kadar yüzde 95... ” İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin kent merkezi ile Balıkesir’de yaptığı operasyonlarda, bazı araçlarda, piyasa değeri yaklaşık 5 milyon lira olan, 12 bin 458’i cep telefonu, toplam 19 bin 177 parça gümrük kaçağı mal ele geçirildi. Bakan Akdağ’dan tuhaf gerekçe ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Merkezi’nde son beş yılda 529 kişinin vefat ettiğini belirterek “Vefat eden 529 hasta; hastane koşulları veya yetersiz sağlık hizmeti nedeniyle değil, hastalıkların ilerlemesi nedeniyle terminal dönemde palyatif tedavi uygulanırken kaybedilmiştir” dedi. Bir kişiye 227 bin lira Haber Merkezi On Numara oyununun dünkü çekilişinde 10 bilen bir kişi, 227 bin 350 lira ikramiye kazandı. Şanslı numaraların; 3, 6, 11, 12, 17, 20, 21, 25, 26, 29, 30, 34, 43, 49, 53,57, 58, 61, 64, 72, 76 ve 80 olarak belirlendiği çekilişte 9 bilenler 2 bin 196 lira 70 kuruş, 8 bilenler 97 lira 45 kuruş, 7 bilenler 13 lira 55 kuruş, 6 bilenler; 2 lira 25 kuruş, hiçbir numarayı bilemeyenler ise 1 lira 65 kuruş ikramiye kazandı. Gören’de “Sağlıkta Dönüşüm programı Dünya Bankası projesiydi. Performans sistemi ile sağlık tamamen ticarileştirilecek” dedi. İZMİR: Ege ve Dokuz Eylül üniversiteleri tıp fakülteleri binaları önünde toplanan öğretim üyeleri, “akademik bilimsel eğitim istiyoruz”, “performansa hayır”, “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı. Tıp Fakültesi De kanlığı önünde toplanan grup, hastane polikliniklerine dek yürüdü. ADANA: Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi öğretim üyeleri, üniversite hastanelerine yönelik yapılan yasal düzenlemeyi protesto etti. Gruba Adana Tabip Odası ile SES üyeleri de destek verdi. AYDIN: ADÜ Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi önünde toplanan öğretim üyeleri, ADÜ Rektörlüğü önüne kadar yürüdü. SAMSUN: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlık ana giriş kapısı önünde toplanan öğretim üyeleri düzenlemeye tepki gösterdi. ANTALYA: Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi bir grup, Tıp Fakültesi Hastanesi’nin önünde basın açıklaması yaptı. Daha sonra grup, Acil Servis önüne kadar yürüdüler. Aile hekimliği uygulamasında sıkıntılara dikkat çekildi Devlet hekimlere ödettiriyor BARIŞ YAMAN KONYA Sağlık Bakanlığı’nca zorunlu hale getirilen aile hekimliği uygulaması beraberinde sıkıntıları da getirdi. Aile hekimlerinin tedavi hizmeti verdiği sağlık merkezlerinin masrafları ile birlikte merkeze alınan cihazları doktorların kendi cebinden ödemek zorunda kalması tepki çekti. Konya Tabipler Odası Başkanı Prof. Dr. Faruk Aksoy, “Zo runlu Mesleki Sorumluluk Sigortası”nın hekimlik mesleğini yapmayı zorlaştıracağını, performans nedeniyle hekimlerin daha fazla hasta bakmakla daha fazla risk aldıklarını ifade etti. Aksoy, şunları söyledi: “Merkezin, engelli rampası yok, jeneratörü yok, fakat bunu hekimler cebinden ödeyerek veriyor. Daha önce devletin olan bu binaların eksiklikleri hekimlerden çıkarılıyor. Sağlık Bakanlığı, alacaksın yoksa ceza keserim diyor. Devlet binalarını eksiklikleri ile birlikte devrettiler.” Aile hekimlerinin yardımcısı konumunda bulunan aile sağlığı elemanlarının da sıkıntılara yol açtığına işaret eden Aksoy, “Aile sağlığı elemanlarının bilgi düzeyi eksik ve hastaların birçoğu bu elemanlardan şikâyetçi. Bir hekimin binlerce hastaya bakması mümkün değil” dedi. (Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE) 5 milyon TL’lik kaçak cep İSTANBUL (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Kaçak akaryakıt operasyonu (Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR) Katil zanlısı Niyazi Ç, Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği’ne götürüldü. Sigortasız işçileri alevler yuttu Haber Merkezi Üniversite hastanelerinde Tam Gün Yasası kapsamında uygulamaya alınan performans sistemine tepkiler artarak sürüyor. Tıp fakülteleri öğretim üyeleri, üniversite hastanelerinde öğretim üyelerine muayene ücreti ödenmesi döneminin bugünden itibaren sona ermesi ve yine üniversite hastanelerinde bugünden itibaren Sağlık Bakanlığı hastanelerinde uzun bir süredir uygulanan performans sistemine geçilecek olmasına karşı yurt genelinde eylem yaptı. Performans sistemiyle tıp fakültelerindeki öğretim üyeleri de yaptıkları muayene, ameliyat ve diğer işlemlerin yanı sıra yürüttükleri eğitimaraştırma faaliyetleri için ek ücret alacak. Ancak uygulamanın bugün başlayacak olmasına karşın YÖK 1 yıldır yönetmelik hazırlayamadı. ANKARA: Başkentte, Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi üyesi Ankara, Hacettepe, Gazi ve Başkent üniversiteleri tıp fakülteleri öğretim üyeleri dün YÖK’ün önünde uygulamayı protesto etti. Grup adına açıklama yapan Prof. Dr. Aylin Uluşahin, “Sağlık hizmetinde hasta başına, ameliyat başına ödeme yani performansa dayalı sistem yanlıştır. Tıp fakültesinde ise iki kere yanlıştır” dedi. Öğretim üyeleri, alkışlarla YÖK’ü protesto etti. İSTANBUL: İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi bir grup uygulamayı Beyazıt’taki İÜ Kampusu önünde protesto etti. Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden de hekimlerin destek verdiği eyleme, hekimler cüppeleriyle katıldılar. Öğretim üyeleri, performans sistemine karşı taleplerini ve topladıkları 600’e yakın imzayı da İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’e ilettiler. Prof. Dr. Raşit Tükel “Altyapı oluşturulmadan açılan yeni tıp fakülteleri ve arttırılan öğrenci kontenjanlarıyla birlikte tıp eğitimini çöküşe götürecek, iyi hekim yetişmesini ve hastaların nitelikli sağlık hizmeti almasını engelleyecektir” diye konuştu. Tükel, üniversiteden istifaları da düşünmediklerini kaydetti. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner İZMİR C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle