18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2011 SALI 18 İstanbul K Edirne B Kocaeli K Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak K Sinop Y Samsun K Trabzon K Giresun K Ankara B 6 4 5 5 9 7 7 1 5 6 5 3 1 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B K B PB B B B B Y K K K 3 2 3 15 13 11 7 8 4 6 0 1 4 HABERLERİN DEVAMI Oslo K 2 Belgrad B 0 Helsinki K 0 Sofya PB 2 Stockholm K 2 Roma Y 14 Londra K 6 Atina PB 9 AmsterdamPB 4 Zürih B 3 Brüksel K 3 Moskova K 8 Paris PB 4 Aşkabat Y 11 Bonn B 4 Taşkent Y 14 Münih B 2 Baku K 5 Berlin B 1 Bişkek Y 11 BudapeştePB 1 Tiflis K 4 Madrid PB 8 Kahire PB 20 Viyana PB 3 Şam Y 11 Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Anadolu’nun doğusu ve güney ve güneydoğu Anadolu’nun bölgeleriyle, sabah saatlerinde Maraş ve Hatay çevrelerinde yağış bekleniyor. Yağışlar Bingöl, Siirt ve Tunceli’de kuvvvetli olmak üzere Doğu Karadeniz kıyıları Trabzon Giresun ve Rize Güneydoğu Anadolu’da yağmur ve sağanak diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Şubat GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Ana muhalefet ise davranışlarıyla, konuşmasını süsleyen argo sözcüklerle asıl eşkıyayı ilan ediyor: RTE! Başbakan’ın sürekli halkı provoke ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu’nun saptamasına göre, RTE’nin küfürlü, kışkırtıcı konuşmalarının kaynağında “sağlık sorunları” yatıyor. “Ruh hali iyi değil” diyor. Başbakan’ın kimi sağlık sorunları olduğu biliniyor. (Diyabet) şeker hastası olduğu yazılıyor, konuşuluyor. Yalanlanmıyor. Şekerin yükselmesi veya düşmesi durumunda değişen, hırçınlaşan “ruh hali uyguladığı politikalara yansıyor”. Nitekim şu eşkıya tartışması politik irdelemelerine yansıyan ruh haline tipik bir örnek. Can Dündar’a dünkü demecinde bir kez daha yinelemiş bu gerçeği CHP Genel Başkanı... ...“İyi olmayan” ruh halinin RTE’nin demokratik rejim aleyhine sonuçlar verdiğine de işaret ederek... Bir olasılığı da gündeme taşıyor: “Mussolini dönemine hazır ol” Türkiye! “Ben de insanım. Sinirlendiğim zamanlar oluyor” diyen bir gerekçe saldırgan, kışkırtıcı üslubunu “makul ve makbul” gösterebilir mi? RTE 365 günün 360 günü bir gün ağzını kilitler, küfürle, hakaret yüklü sözcüklerle konuşmaz ise, ertesi günü muhalefete, medyaya, kendi gibi düşünmeyenlere söylemediğini bırakmıyor. CHP’nin Yargıtay ve Danıştay’ın bünyesinde siyasal amaçlı değişiklikler yapan yasayı TBMM Adalet Komisyonu’nda sert biçimde eleştirmesi, konuşmaları AKP çoğunluğunun beş dakikayla sınırlamasından sonra CHP milletvekilerinin komisyon üyeliklerinden istifa etmeleri... RTE’ye mutat güncel saldırganlığını bir kez daha sergileme fırsatını verdi. Anayasaya göre beş üye istifa edince yeni üyeler seçilinceye kadar komisyonun çalışmalarına ara vermesi gerekiyor ve bu gerek yerine getirilmezse komisyonun kabul ettiği tasarı Anayasa Mahkemesi’ne gidecek! Hani denize düşen yılana sarılır derler ya; benzetmek gibi olmasın ama CHP’nin son davranışını özetleyen açıklamalar buna benziyor. Anayasaya, yasalara, geleneklere göre siyasal kimliğini kapı önünde bıraktığı sanılan Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’i, anayasaya aykırı duruma “müdahale etmeye” çağırıyor. Oysa, eski Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un yorumuna göre Palandöken’de kayak yapan, tarafsızlığını yitirmiş Meclis Başkanımızın “ayakları kayacağı yerde ağzı kaymış!” Zira 2011 Haziran’ında RTE’yi üçüncü kez başpehlivan ilan eden demeçler veriyor. Yargıtay Başkanı Gerçeker; Başbakan’a gidip yüksek yargının bünyesini değiştirecek yasa üzerinde bir rapor hazırlayacaklarını, bu nedenle tasarının Meclis’te görüşülmesine ara verilmesini rica ediyor. Başbakan, “Bakarız!” deyip geçiyor ve tabii... ...AKP çoğunluğu bildiğini okumaya devam ediyor! Ne Yargıtay’ın ricası, ne anayasaya göre komisyon çalışması... Başına buyruk bir demokrasi anlayışı egemen. Bu gelişmeler yıllardır RTE’nin muhalefetin sesine kulak vereceğini... demokrasiyi gardıroba asmış bir kafanın muhalefetle diyaloğa önem vereceğini sananların ne kadar yanılgı içinde olduklarını bir kez daha kanıtlıyor. Yargıtay Başkanı ile biçimsel demokrasi gereği görüşen bir Başbakan, Adalet Komisyonu’nun çalışmalarına beş üyenin istifasından sonra ara vermesini kabul eder mi sanırsınız? Şimdi bir yol yöntem arayıp bulacaklar ve anayasa, yasa, içtüzük bir yana, dilediği gibi yasa çıkaracak, siyasetin bir parçası olan diğer girişimlere devam edecek! Demokrasinin içine şey ettiğinin şeyi yapmakta olan RTE’ye kimi aklı evvel yazarlarımız; Mısır gibi ülkelere RTE’nin neden “demokrasi ihraç etmediğini” sorup soruşturuyorlardı dünkü yazılarında. Kimileri de RTE’ye akıl veriyor: Arap ülkelerindeki kargaşaya “müdahale etmesini” istiyordu. Ülkesini demokrasiye muhtaç duruma düşüren bir Başbakan… antidemokratik yollara başvurarak tek adamlık peşinde koşan bir iktidar sahibi... ...Arap ülkelerine demokrasi ihraç edecek ha? Başlayın gülmeye! Bakanlık bitti, hesap bitmedi FIRAT KOZOK Eski Milli Eğitim Bakanı Çelik. AKP’li Hüseyin Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı döneminde yaptığı atamalar nedeniyle mahkumiyet kararları almaya devam ediyor GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı döneminde il milli eğitim müdürüyken öğretmen yaptığı Erzincan İl Milli Eğitim Müdürü Aydın Yalçın’a 15.5 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkum edildi; tazminatın ödenmesinde, işlemde imzası bulunan bürokratlar da sorumlu olacak. Çelik, Erzurum Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak’a da defalarca 3 ile 5 bin TL arasında değişen tazminatlar ödemişti. AKP’li Çelik, bakanlığı döneminde sık sık özellikle bazı il milli eğitim müdürlerine yönelik gerçekleştirdiği değişiklikler nedeniyle mahkumiyet ka rarları almaya devam ediyor. Çelik, son olarak Erzincan İl Milli Eğitim Müdürü Aydın Yalçın’ın açtığı davada manevi tazminata mahkum oldu. Yalçın’ı Gümüşhane İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne geçici olarak görevlendiren, buradaki görevlendirme süresinin bitimine kısa bir süre kala Bayburt’a öğretmen olarak gönderen Hüseyin Çelik, son görevlendirmenin Sivas İdare Mahkemesi’nden dönmesi üzerine Yalçın’ı bu kez 2008 yılının Ekim ayında Ankara’da bakanlık müşavirliğinde görevlendirdi. Müşavirlik görevlendirmesini de idare mahkemesine taşıyan ve haklı bulunan Yalçın, Erzincan’a iade edilmesinden 9 gün sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi’nden (MEBGEP) görevlendirilerek tekrar Erzincan’daki görevinden uzaklaştırıldı. Bandırma’dan yazan bir okurun mektubundaki şu cümle Ergenekon tutuklularının kimin elinde olduğunu özetliyordu: “Hukukun gücü sizi oradan çıkarmaya yeter mi?” Ankara’dan yazan okur ise daha karamsar bir soru soruyor: “Nasıl bir mucize sizi oradan çıkaracak?” Bu soruları toplumun adalete, hukuk devletine olan inancının ne hale geldiğini gösterdiği için aktardım. Elbette bu kadar karamsar değilim. Geçen hafta gazetelerin iç sayfalarında bir haber vardı. Yemen’de yönetime muhalif bir gazeteci tutuklandı. Ali Abdullah Salih yönetimi, gazeteci Tawakul Karman’ın sadece gazetecilik yapmadığını, toplumsal kaos yaratacak eylemlerin de içinde olduğunu iddia ediyordu. Bunlar her ülkede suç, hele Yemen yasalarına göre çok ağır suç. Ancak gazetecinin serbest bırakılması için başkent Sana’da büyük gösteriler yapıldı. Karman serbest bırakıldı. Bu örneği de hukukun kaynaklarından birinin halk olduğunu anlatmak için aktardım! Mahkemeler bir anlamda hukukun kavşağıdır. Kuralların yanı sıra pek çok fiili durum da kavşak düzenini etkiler. Türkiye’de şu anda hukukun tek kaynağı var: İktidar. Kabile hukukunun bile bugünkü iktidardan daha düzeyli bir adalet sağlama, kural koyma anlayışı vardır. Bu böyle gitmez, gidemez. Bir kişinin, bir iktidarın en zayıf anı, kendisini en güçlü hissettiği andır. Böyle bir dönemden geçiyoruz. Galatasaray Arena Stadı’nda yaşanan olay, hukukun kaynaklarından başlıcasının halk olduğunun en somut örneklerinden biridir. Yatırım mükemmel. Tören harika. Ülkeyi yönetenlerle kulübü yönetenler arasındaki uyum, çiftler buz dansından öte... Bir şeyi unutmuşlar... “Küçücük” bir şeyi: Halkı! Demokrasilerin temel kurallarından biri budur: Halktan büyük güç yoktur! Bu kavramın öneminin daha çok dillendirileceği bir döneme girdik. Gerçek anlamda bir güçten söz edebilmek için onun belli bir düzeninin, hedefinin olması gerekir. Aksi halde “kontrolsüz güç, güç değildir”. Türkiye’de, ülkenin kuruluş değerlerini özümsemiş, Atatürkçü insanların sayısı çok yüksek. Bütün sorun bunu bir “güce” dönüştürebilmekte. Üç tane bir rakamını alt alta koyun, yanınızdakine sorun: “Ne görüyorsun?” “Üç tane bir” diyecektir. Üç tane bir rakamını yan yana, omuz omuza koyun, bu kez yanıt, “yüz on bir” olacaktır. Sadece bir araya gelmek değil anlatmak istediğim; bir hedef beraberliğinde buluşmak. Böyle bir güç, ülkede hukukun nasıl uygulanması gerektiğini de gösterecektir. Bütün dereler en güçlü olan yatağa akar ve ortaya büyük bir ırmak çıkar. Irmakla buluşamayan dere, yok olur gider. Bu doğa kanununu topluma, siyasete uyarlarsak, uzun uzun söz aramaya gerek yok, Anadolu insanı söylemiş söyleyeceğini: Hiçbirimiz, hepimiz kadar güçlü değiliz! [email protected] Karar temyize götürüldü Erzincan İl Milli Eğitim Müdürü Aydın Yalçın, söz konusu mahkeme kararlarına karşın bir türlü Erzincan’daki görevinin başına dönememesi üzerine Hüseyin Çelik ile bakanlık bürokratları hakkında Ankara 5 ve 11. Asliye Hukuk mahkemelerinde iki ayrı tazminat davası açtı. Her iki mahkeme de Aydın Yalçın’ı haklı bulurken, Çelik ve bürokratlarının “yargı kararlarını esastan uygulamadığı”na karar vererek, biri 7.5 bin, diğeri 8 bin olmak üzere toplamda 15.5 bin TL tazminata çarptırdı. Çelik’in avukatları kararı temyize götürdü. Türkiye genelinde basın açıklamaları yaparak yasa tasarısını protesto eden sendikalar, Ankara’da gerçekleştirilecek eyleme hazırlanıyor. Dün düzenlenen eylemlerde Ankara’daki buluşmaya destek çağrıları yapıldı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Emek örgütleri torba yasayı protesto etmek için Ankara’ya yürüyor ‘Mücadeleyi büyütelim’ Haber Merkezi Emek örgütlerinin 3 Şubat Perşembe günü Meclis yerleşkesini çevreleyerek gerçekleştirecekleri “Torba Yasa” eylemi için süreç başladı. Türkiye genelinde basın açıklamaları yaparak yasa tasarısını protesto eden emek örgütleri, bugün İstanbul ve İzmir’den saat 12.30’da, Diyarbakır ve Trabzon’dan da saat 10.30’da Ankara’ya doğru yürüyüşe geçecek. Perşembe günü 81 ilden gelen emekçiler ve Ankaralılar Kurtuluş Parkı’nda buluşarak TBMM kapısına yürüyecek ve burada “Torba Yasası’na Hayır Zinciri” oluşturacak. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Ankara’da gerçekleştirilecek “insan zinciri” eylemine destek vermeye çağırdı. İstanbul’da da, Mecidiyeköy’de toplanan DİSK, KESK,TMMOB ve İstanbul Tabip Odası, torba yasasını yaptığı kitlesel gösteri ile protesto etti.“Geleceğimiz için, torbacılara karşı birleşerek Meclis’e yürüyoruz”, “Vurgun, düzmece, kapkaç yasası” pankart ve dövizleri açan emekçiler, “AKP yasanı al başına çal”, “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganları attı. Protesto gösterisinde konuşan Süleyman Çelebi, AKP’nin gözü dönmüş bir biçimde neoliberal politikaları ve esnek çalışma saatlerini emekçilere dayatmaya çalıştığını belirterek “Gelin bu mücadeleyi büyütelim. Emeğe yönelik saldırıya karşı cephemizi oluşturalım” diye konuştu. Adana’da da, Kamu Emekçileri Sendikası’na (KESK) bağlı sendika ve demokratik kitle örgütü da, KESK Diyarbakır Şubeler Platformu, Ankara’ya yapılacak olan yürüyüş için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Tüm BelSen Şube Başkanı Edip Yaşar, Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Karahan, SES Diyarbakır Şube Başkanı Vahdettin Kılıç’ın yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Şanlıurfa’da Eğitim Sen binasının önündeki açıklamaya KESK’lilerin yanı sıra BDP, İHD de destek verdi. KESK Dönem Sözcüsü Eğitim Sen Şube Başkanı Sıtkı Dehşet, Diyarbakır’dan Ankara’ya giden yürüyüş kolunu Şanlıurfa Ali Şelli Parkı’nda saat 14.00’te karşılayacaklarını belirtti. Siirt’te SGK önünde yapılan açıklamaya katılan çok sayıda kişi, “Torba yasa tasarısı geri çekilsin”, “AKP al yasanı başına çal” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları attı. MARDİN’DE İŞSİZLİK HERKESİ VURDU Esnafın derdi evine ekmek götürebilmek ADNAN AVUKA ‘SÖMÜRÜYE KARŞI ÇIKACAĞIZ’ Hükümetin torba yasa tasarısına karşı emekçilerin mücadelesi sürüyor. İzmir’de Kemeraltı girişinde toplanan DİSK, TMMOB, TTB ve KESK üyeleri, “Sözleşmeli köle olmayacağız” sloganları attı. Eylemde konuşan KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar, “AKP hükümetinin dayattığı torba yasası, emekçi ve yoksul halkı sömürmeye yönelik bir uygulamadır. Biz ve tüm yurttaşlar bu dayatmalara karşı çıkacağız” dedi. ‘Yasayı geçirmeyeceğiz’ İskenderun’da Boyacılar Parkı’ndaki eylemde konuşan KESK İskenderun Dönem Sözcüsü Cüneyt Özbey Çavdır, Torba Yasa Tasarısı’na karşı memurların protesto amacıyla Meclis’i kuşatacağını ve yasanın geçmesine izin vermeyeceklerini söyledi. Gaziantep’te Yeşilsu’da düzenlenen basın açıklamasına DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından düzenlenen ve Türkİş’e bağlı bazı sendikalar, CHP Milletvekili Yaşar Ağyüz ile CHP, EMEP, BDP, ÖDP, İHD gibi siyasi parti ve dernekler de destek verdi. düİzmir’de büyük yürüyüş İzmir’de“Huzenlenen kuk, Adalet ve Emek İçin Uğur Mumcu Halk Yürüyüşü”ne katılan yüzlerce kişi, yargının ayaklar altına alınmasına, katillerin bırakılıp yurtseverlerin zindanlara atılmasına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “AKP’nin halkın ve ülkenin yararına çalışmadığı apaçık ortadadır. Şimdi de başımıza torba yasası belası açtılar. Çalışanların iş güvencesini ortadan kaldıran tasarı, geri çekilsin” denildi. (Fotoğraf: METE KIZIK) üyeleri, torba yasanın iptali için TBMM’ye yapacakları yürüyüşe katılım çağrısı yaptı. 5 Ocak Meydanı’nda toplanan emekçiler, burada yaptıkları basın açıklamasının ardından, kent merkezinde yurttaşlara bildiri dağıttı. Emek örgütleri adına basın açıklaması yapan SES Şube Sekreteri Muzaffer Yüksel, “Torba yasaya hayır demek için, emekçilerin haklarını gasp eden bu yasanın iptali için TBMM’ye yürüyeceğiz” dedi. Diyarbakır’da MARDİN Mardin Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği Başkanı Doğan Gazan, kentteki işsizliğin esnafı büyük sıkıntıya soktuğunu vurgulayarak “Esnafın tek düşüncesi akşam evine giderken bir ekmek alabilmek oldu” dedi. Şehirdeki icra oranının da yüzde 300 arttığı iddia edildi. İş yapamamaktan şikâyetçi olan Mardin esnafı büyük sıkıntı içerisinde. Alışverişlerin bıçak gibi kesildiğini söyleyen esnaf, her gün “Acaba bugün bir şeyler satıp da evime ekmek götürebilecek miyim?” derdine düşüyor. Esnaf Odalar Birliği Başkanı Doğan Gazan da “Gün geçmiyor ki bir esnafımız işyerini kapatmasın” diyerek esnafın çektiği sıkıntıyı dile getiriyor. Mardin’deki işsizliğin korkutucu boyutlara ulaştığını ifade eden Gazan, “Esnafımızın tek düşüncesi evine birkaç ekmek alabilmek. Sabah kepenk açan esnaf akşama kadar hiç siftah yapmadan dükkân kapatıp evine boynu bükük dönüyor. Hükümet ve muhalefet yurdunun insanını unutup birbirleriyle uğraşıyor. Yazık bu ülkeye” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle