19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2011 SALI 6 HABERLER BORA 12’DEN VURDU BARKIN ŞIK ANKARA Makina Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) yapımı keskin nişancı tüfeği ‘Bora 12’ Pakistan Kara Kuvvetleri’nin test atışlarında İngiliz rakibini ezdi geçti. Bora 12, 1000 metre atışlarında 5’te 4 başarı yakalarken İngilizlerin dünya çapında kullanılan keskin nişancı tüfeği ‘Accuracy AS50’ 5 atışı da ıskaladı. Bora 12, Almanya İsviçre ortak yapımı Sig Sauer ve Güney Afri ka yapımı Truvelo keskin nişancı tüfeklerini de geride bıraktı. Pakistan’da yapılan 1000 metre atışlarında, ilk önce her tüfeğin kendi milli mühimmatını atması prensibi belirlendi. Ancak daha sonra Pakistan Silahlı Kuvvetleri, kendi envanterindeki mühimmatlarla atışların yapılmasını istedi. Söz konusu durum, atışların başarısına direkt olarak etki etti. Çünkü Pakistan ordusunun envanterindeki mühimmatın balistik değerleri keskin ni şancı tüfeklerine uygun değildi. Buna rağmen Bora 12, hem gündüz hem de gece atışlarında en yüksek isabet oranını yakalayan keskin nişancı tüfeği oldu. Azerbaycan ordusu tarafından da 2009 yılından bu yana kullanılan Bora 12, 1000 metre gündüz atışlarında 5’te 4 tam isabet oranını yakaladı. Rakip silahların ise hedefleri 1 kez bile vuramadığı öğrenildi. 300 ve 600 metre gece atışlarında da MKEK yapımı silah 5’te 5 tam isabet yakaladı. 1 santimetreye 3 atış rekoru 1200 metre etkili vuruş mesafesi bulunan 7.62 milimetre çapındaki Bora 12 adlı silah, 2006 yılında Jandarma Genel Komutanlığı’nın ihtiyacı üzerine profesyonel keskin nişancılar ile birlikte geliştirilerek üretildi. Tüfeğin, diğer keskin nişancı tüfeklerinde olmayan dipçik boy mesafe ayarı, kaynak (elmacık kemiği tüfek temas noktası) bölgesi yükseklik ayarı, tetik ve kabza arası mesafe ayarı ve geri tepmeyi azaltan amortisör özellikleri bulunuyor. Silah 100 metre mesafede ise 1 santimetrede 3 mermi toplayabiliyor. AKP, CHP’yi Dilimliyor... İzmir mitingine evet, ama yetmez! İktidarın muhalefeti boğmak ve tek parti diktatörlüğünü ülkeye yerleştirmek için yaptığı keyfi operasyonlar, baskılar, tutuklamalar karşısında, İzmir mitingi küçük kalır. CHP farkında mı Türkiye’nin üzerine çöken kıyametin büyüklüğünün! Ve bu kıyametin bir süredir CHP kapılarından içeri girdiğinin... AKP, CHP’yi dilimlemeye başladı! CHP’nin yerel iktidarlarını çökertme operasyonu İzmir’de yoğunlaştı! Mustafa Sönmez’in yazdığı gibi, büyük rant kapısı olan sahillerde iktidarı ele geçirmek istiyorlar; ayrıca RTE’nin başka hiçbir “iktidar” olasılığına olanak tanımayan otoriter yüzü; dış ülkelerdeki tanımlara göre ise iktidarın demokrasi tanımaz “tiran” karakteri.. CHP’yi tamamen safdışı bırakmayı amaçlıyor... Sadece CHP’yi değil... Bütün muhalefet partilerinin etkisiz ve göstermelik minik gruplar halinde Meclis’te “temsil” edildikleri sistem, AKP için “en iyi demokratik sistem”dir! İktidarın damarlarında oluk oluk CHP düşmanlığı, demokrasi düşmanlığı, Mustafa Kemal dönemine ve onun büyük devrimlerine düşmanlık akıyor! ??? CHP “Tehlikenin Farkında mı”? Bırakın ülkeyi! Kendisinin ateşin içine atıldığının farkında mı? Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de demokrasi mi var!” diyordu önceki gün Cumhuriyet yönetici ve yazarlarıyla buluşmasında... Evet yok! Ülkemizde hukuk ve yargı tutuklu! Hukuk ve yargı tutukluysa, ülkede hiçbir şey normal değildir. Olağanüstü bir durum vardır! CHP ise “normal düzenin normal partisi” konumunda... Yanıltıcı olan bu durumdur! AKP sürekli ataklar halinde, dalga dalga ilerliyor. CHP’de ise “başarı öyküsü” diyebileceğimiz, millete umut verdirecek bir örnek bile yok. İzmir mitingi tamam.. Ama İzmir Milletvekili Balbay ve Zonguldak Milletvekili Haberal içeride! Kasıtlı ve keyfi olarak içeride tutuluyorlar... AKP göstere göstere bunu yapıyor! Alay ede ede diyorlar ki “Biz yargıya karışamayız”! BDP’nin de MHP’nin de milletvekilleri tutuklu! Hey, Meclis’te bulunuyorsunuz da ne oluyor yani! Bunu hiç kendinize soruyor musunuz? Madem onları yüzüstü, iktidarın inayetine, “Silivri esirleri” olarak bırakacaktınız, niye milletvekili gösterdiniz ve seçtirdiniz? Türkiye bu haksızlığa isyan halindedir.. Ahmet Hakan: “Zulüm açıktır. O kadar açıktır ki hiçbir yetkili, hiçbir bakan, hiçbir hukukçu, hatta hiçbir yandaş, ‘Yapılan doğrudur’ diyememektedir.” (*) Bu haksızlığın üzerine nasıl gideceksiniz ve milletvekillerinizi esaretten nasıl kurtaracaksınız?! Hepinizin esas görevidir bu! Şüphesiz yasa değişikliği tasarıları hazırlamanız iyidir.. Ama bunun yetmeyeceğini göreceksiniz... Ta ki AKP, “artık bırakalım şunları” deyinceye kadar. Eğer serbest bırakırlarsa, bunun bile “rantını” yiyeceklerdir! “O isterse!”.. “O büyük muktedir”in “kalbi ve gönlü, milletvekillerinin artık demir parmaklıklar arkasında olmasına razı olmadı” olacaktır! Utanç verici bir şey... ??? AKP size kapıyı açtı, göstermelik bir protokol imzası ile içeri buyur edildiniz ve yemin ettiniz... Hiç de öyle değildiniz ilk günlerde! Aranızda pek çok milletvekili “girelim yemin edelim” demiştir... Sizler de bu baskıya dayanamadınız diyelim... Eeee ne oldu? Vicdanlarınız sızlıyordur şüphesiz. Girelim diyen milletvekillerinin de sızlıyor mudur! Yoksa, sallarım başımı, alırım maaşımı havasındalar mı? Millet sizden milletvekillerinizi çıkarmanızı istiyor... Onları oradan kurtarmanızı! Bir başarı öyküsü yazmanızı! Bedeli ne olursa olsun! Tekrarlıyorum: Bedeli ne olursa olsun! Partinizi, adamlarınızı, milletinizi ancak böyle canlandırırsınız... Ancak böyle liderlik edebilirsiniz! Çoğalabilirsiniz. Güven verebilirsiniz... Parti içinde durmadan laga luga eden, başka iş yokmuş gibi CHP’nin ilkelerini gözden geçirelim fasa fisolarını durmadan gündeme taşıyan... AKP’nin saldırılarına karşı tek bir fikir bile üretmeyenler, bırakınız düşsünler! Olağanüstü dönemlere ancak olağanüstü çaba ve politikalarla karşı konursa parti olabilirsiniz... (*) CIAcemaat varakasından yükselen aşağılık bir ses ise, “Ergenekon’u çökertmek için Balbay’ı serbest bıraktırmaya çalışıyorlar” diyor... Aynı kafada ve nitelikte 180 derecelik bir dönek ise, köşesinden, başka yazarları Ergenekoncu olarak yaftalamak peşinde koşuyor… ERGENEKON DAVASI ‘İşkence gördüm’ İstanbul Haber Servisi Birinci Ergenekon davasında Cumhuriyet gazetesine molotof atılması dosyasından azmettirmekten tutuklu sanık Boğaç Kaan Murathan, “Kelebek” operasyonunda gözaltına alındığını anlatarak “Kelebek operasyonu sırasında Adil Serdar Saçan ve Serdar Akça bana işkence yaptılar. Organize Şube’de başkomiser Serdar Akça, Bedirhan Şinal’e beni suçlayıcı ifadeleri verdirdi. Eski Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan da bu davada sanık” dedi. Murathan, “İlhan Selçuk ile Sedat Peker arasında bir husumet olup olmadığına ilişkin bir şey biliyor musunuz” sorusuna “Yok, duymadım” karşılığını verdi. Murathan, Kelebek Operasyonu’nda Organize Suçlar Şubesi’nde polisin elinde 500 kişilik liste olduğunu belirterek “Organize Suçlar’ın listesine kalsa Türkiye’nin en büyük ilaç firması ve çok önemli bir armatör organize suç faaliyeti alanı içinde” diye konuştu. Daha sonra söz alan Bedirhan Şinal, savcılar Zekeriya Öz ve Kadir Altınışık’ın kendisini tehdit ettiğini öne sürerek şunları anlattı: “Yasal olmayan yollarla 67 kere Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne götürüldüm. Örneğin Bakırköy’deki adliyede duruşmam oluyordu. Mutlaka Beşiktaş’a da uğrardık. Ama bunlar yasal değildi. Kadir Bey (Altınışık), Zekeriya Bey (Öz) zorla ifademi almaya çalıştılar. Bu bombaları bana kabul ettirip ‘Camileri bombalayacaktık, Ergenekon bana şunu yaptırdı, bunu yaptırdı’ dedirteceklerdi. Ama bunların işi belli olmaz, yeni bir Bedirhan Şinal bulurlar.” Eryüksel, Örnek’le ilgili iki defteri dönemin G.Kurmay Başkanı’na verdiğini söyledi Özkök izin vermedi ? Balyoz davasında 185’i tutuklu 221 emekli ve muvazzaf askerin savunma ve çapraz sorguları tamamlandı. 16 Aralık 2010’da başlayan dava, 15 Ağustos 2011’den itibaren 2. Balyoz iddianamesiyle birleştirildi. 2. Balyoz’da aralarında Org. Bilgin Balanlı’nın da bulunduğu 28 sanık yargılanıyor. HATİCE TUNCER Kampanyaya BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, sanatçı Zeynep Tanbay ve gazeteci Banu Güven de destek verdiklerini açıkladı. ‘Vicdani ret insan hakkı olarak tanınmalı’ İstanbul Haber Servisi Vicdani reddin insan hakkı olarak tanınması amacıyla kampanya başlatıldı. Vicdani retçiler, vicdani reddin yasal hak olarak tanınması amacıyla başlattıkları kampanyayı Taksim Hill Otel’de düzenledikleri basın toplantısıyla duyurdu. Vicdani retçi Mehmet Tarhan, anayasanın 90. maddesi gereği Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerin iç hukukunun üzerinde yer aldığını belirterek “Biz Türkiyeli vicdani retçiler, 20 yıla uzanan mücadelemizde, meşruiyetimizin kaynağını hiçbir zaman AİHM kararlarında ya da AB kurumlarında aramadık. Vicdani ret, temel bir insan hakkıdır, meşruiyetini bizatihi insan onurundan alır” dedi. Tarhan, vicdani retçilerin taleplerini şöyle sıraladı: “Vicdani ret hakkı bir insan hakkı olarak tanınmalıdır. 1111 sayılı Askerlik Kanunu yürürlükten kaldırılmalıdır. Vicdani retçilerin yargılandığı Askeri Ceza Kanunu 63, 66, 87 ve 88. maddelerinden açılmış tüm davalar düşürülmelidir. Yasanın inanç ve vicdan özgürlüğünü kısıtlayan 45. maddesi kaldırılmalıdır. TCK’nin ‘halkı askerlikten soğutma’ suçunu düzenleyen 318. maddesi kaldırılmalıdır. Tutuklu vicdani retçiler İnan Süver ve Muhammet Serdar Delice, derhal serbest bırakılmalıdır.” MİT beni mağdur etti Söz alan emekli Yüzbaşı tutuklu sanık Zekeriya Öztürk, mahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese hakkında reddi hâkim talebinde bulunarak MİT’in mahkemeye gönderdiği bilgi notu ile ortaya çıkan 2007 yılındaki Başbakan’a suikast iddiasında adının geçmesinden dolayı mağdur olduğunu ifade etti. Öztürk, Özese’yi bu mağduriyetini engellememekle suçladı. Tutuklu sanık Hayrettin Ertekin, gazetecilere gönderdiği açıklamasında hastanede unutulmasını ve taksiyle cezaevine döndüğü iddialarını doğruladı. Balyoz Harekât Planı davasında tutuksuz sanık Hâkim Albay Cumhur Eryüksel, Deniz Kuvvetleri’nde savcı yardımcısı olduğu dönemde bir soruşturma sırasında Özden Örnek hakkında eline geçen bazı belgelerin Genelkurmay Başkanlığı’na gönderildiğini söyledi. Eryüksel, “Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, o belgeleri elinde 1 yıl tuttu. Özden Paşa Ağustos 2003’te Deniz Kuvvetleri Komutanı oldu. Hilmi Özkök soruşturma izni verse Örnek, Deniz Kuvvetleri Komutanı olamazdı” diye konuştu. Eryüksel’in “Bu konular Özden Örnek’in günlüklerinde yazıyor” sözlerine emekli Orgeneral Örnek itiraz ederek, günlüklerin kendisine ait olmadığını daha önce söylediğini anımsattı. Davanın dünkü 56. duruşmasında tutuksuz sanık Eryüksel’in savunması alındı. Kendi adının geçtiği belgeleri reddeden ve öyle bir oluşum içinde yer almasının imkânsız olduğunu söyleyen Eryüksel, şunları anlattı: “Deniz Kuvvetleri’nde savcı yardımcısı olarak 2001’de bir ihale usulsüzlüğüne ilişkin soruşturma yaptım. Bu soruşturma sırasında o dönem Donanma Komutanı olan Örnek ile ilgili notların olduğu iki defter elimize geçti. Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Alpkaya, evrakı 7 Haziran 2002’de Genelkurmay Başkanı’na gönderdi. Özkök, Ağustos 2003’teki YAŞ’a kadar elin de tuttu ve Özden Paşa Deniz Kuvvetleri Komutanı oldu.” Halen Milli Savunma Bakanlığı’nda görevli olan Eryüksel, “Örnek’in günlüklerinde de bu konu anlatılmaktadır. Örnek ile aram iyi olsa, beni İstanbul’a göndermez, Deniz Kuvvetleri Başsavcısı yapardı. Ben onun adamı değilim ki” dedi. Eryüksel’e çapraz sorguda, Örnek, “Savunmanız sırasında önemli şeyler söylediniz, havada kaldı. Anlatmaktaki maksadınız neydi” diye sordu. Örnek, “Eksik bilgiler verilerek yanlış imajlar uyandırılıyor” diyerek hakkında, “Tolga Örnek’in üniversite parası ödenecek” ve “Sevil Hanım’ın Paris masrafları ödenecek” içerikli notlarla ilgili iddialar olduğunu söyledi. şyanın tabiatına aykırı’ Eski Deniz Kuvvetleri Adli Müşaviri tutuksuz sanık Hâkim Albay Ali Cengiz Şirin, “Özden Örnek ile aramız iyi değildi. Bu nedenle Örnek’in beni çok gizli faaliyetlerin içerisinde kullanması eşyanın tabiatına aykırıdır” dedi. Tutuksuz sanık emekli hâkim Albay Emin Hakan Özbek savunmasında iki yıl askeri savcılık yaptığını belirterek 28 Şubat dahil tüm darbelere karşı olduğunu söyledi. Özbek’in “Milletin oyları ile seçilen bir partiyi tehdit olarak görmüyorum” sözleri üzerine salondan bir uğultu yükseldi. Davaya bugün sanık ve avukatlarının talepleriyle devam edilecek. ‘E HANTEPE’DE 7 ASKERİN ŞEHİT OLMASI Mayınları kaldırdık 45 saldırı oldu ALİCAN ULUDAĞ Bir çocuk daha okusun diye ANKARA Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde yer alan Hantepe Üs Bölgesi’nde konuşlu birliğin operasyona giderken mayına basarak 7 askerin şehit olmasına ilişkin görülen davada, bilirkişi ve Ottowa Sözleşmesi tartışması yaşandı. Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde görülen mayın davasında, sanıklar bilirkişi heyetinin raporuna karşı savunma yaptı. Sanık Tuğgeneral Zeki Es, bilirkişilerin raporunda Ottowa Sözleşmesi kapsamında anti personel kara mayınlarının yasaklandığını ifade ettiğini dile getirerek, “Bu mayınları meşru savunma amacıyla yerleştirdik” dedi. Hantepe’deki patlamadan sonra üs bölgelerinin çevresindeki bazı tuzaklamaları kaldırmak zorunda kaldıklarını dile ge tiren Es, “Bu nedenle Hantepe Üs Bölgesi’ne 45 tane saldırı oldu. Kayseri Tugayı Mehmetçik Tepe’de bu yüzden 7 şehit verdi. Tuzaklamalar kaldırıldığı için terörist mevziye kadar sızıp el bombası atarak burayı ele geçirdi, askerleri şehit etti” diye konuştu. Tuğgeneral Es, kendisini anti personel kara mayını kullanarak Türkiye’nin taraf olduğu Ottowa Sözleşmesi’ni ihlal etmekle suçlayan bilirkişi heyetine tepki gösterirken, ilginç bilgiler verdi. Türkiye’nin sözleşmeyi 2004 yılında imzaladığına dikkat çeken Es, ancak bu tarihten sonra iç güvenlik harekât talimnamelerinin sözleşmeye göre yeniden güncellenmediğini söyledi. Es, “Bu güncellemelerin yapılması Genelkurmay İç Güvenlik Harekât Daire Başkanlığı’nın görevidir” dedi. Hasanoğlan Köy Enstitülü öğretmen 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212 274 15 02 0212 213 74 02 Fax: 0212 275 52 44 HAYRİYE AYKEN’i bir yıldır çok özlüyoruz. www.yekuv.org [email protected] Vakıflar Bankası Osmanbey Şubesi 00158007287986476 Yakalanan PKK’li, Fehman Hüseyin’in sağ kolu Haber Merkezi Terör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticilerinden olduğu öne sürülen Suphi Yalçınkaya’nın Fehman Hüseyin’in sağ kolu ve PKK’ye militan kazandırma çalışmalarından sorumlu olduğu öne sürüldü. Örgütün şehir yapılanması olduğu ileri sürülen KCK’ye yönelik eşzamanlı operasyonda aralarında çocukların da bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Mehmet Sabir Taş da tutuklandı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Yalçınkaya’nın ismini vermeden İstanbul’da yakalandığını açıklamıştı. UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ Mesut AYKEN Naile TOHUMCU Uğur AYKEN SAHİBİNDEN Arnavutköy Taşoluk Toki’de 2+1 72.000 TL Tel: 0536.350 53 52 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle