19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ARALIK 2011 SALI EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 11 Şikede Kimin Eli Kimin Cebinde? Şike yasası değişiklik önerisinin, yürürlükteki yasanın “futbolda işlenebilecek suçlarla bağdaşmayacak ağır cezalar içerdiği” gerekçesi ile büyük futbol kulüplerinin ortak girişimi sonucu gündeme girdiği bilinen tek gerçek. AKP’nin torbalar içinde saklanmış, KHK’lerle ülkeyi yönetme, kendi milletvekillerinin hatta pek çok konuda bakanlarının görüşlerini bile alma zahmetine katlanmadan, muhalefet partilerini, ilgili tarafları, meslek örgütlerini yok sayarak, oldu bittici, diktatoryal eğilimli yasa çıkarma alışkanlığı ile ters, paralamenter düzene saygılı tek yasa çıkarma girişimi olma özelliği de ortada. AKP iktidarının onay makamı gibi çalıştırılan Cumhurbaşkanlığı’nın ilk anlamlı vetosunu da yiyen yasa olma özelliğini kazandı. Cumhurbaşkanı Gül, dün veto gerekçesini kamuoyuna dönük açıklamasında “suç ceza arasındaki denge bozuldu, caydırıcılık yok oldu” dedi. AKP’nin de içinde olduğu yasa değişikliği gerekçesi de suç ceza arasındaki dengesizlik değil miydi? Veto edilen yasa değişikliğinin AKP içindeki savunmasında da yürürlükteki yasanın öngördüğü cezaların dünya uygulamalarından ağır olması öne çıkarılmıştı. Kaldı ki söz konusu yasa değişikliği, partilerin uzlaştığı ortak metin olarak Meclis’e getirilirken Başbakan Erdoğan’ın onayının alındığının altı çizilmişti. AKP, iktidar yönetim üslubu içinde AKP Başkanvekili, milletvekillerinin kendi inisiyatifleri ile böylesine tartışmalı, şaibeli, şike operasyonu gündemli bir konuda özgür iradeleri ile hareket edebilecekleri akıldan bile geçirilemezdi. Özel yargının şike operasyonu iddianamesinin, yeni bir şok dalgasına konu olan, beklenenden ağır bir iddianame ile kamuoyunun karşısına çıkışı ile Cumhurbaşkanı vetosu, Arınç’ın, kimi milletvekilleri de içinde olmak üzere, AKP’nin içinde olduğu, kamuoyuna içinde değilmiş gibi pazarlanan eleştirileri... Kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinçli arapsaçına çevrildiği bir tabloyu getirdi. Şike operasyonunun ilk günlerinde yandaş, cemaat sözcülerinin medya aracılığı ile yargısız infazı en ağır boyutlarıyla, polis kaynaklı bilgilere oturtarak kamuoyunda işlettikleri sürecin siyasi sloganını bir daha anımsayalım: “Sıra futbol baronlarında” sloganı, sandık gücünün, cemaat ve AKP iktidar gücü penceresinden, demokrasinin olmazsa olmaz ilkeleri yok sayılarak bağımsız kurumların tümünün bir bir ele geçirilmesi sonrası süreçte yeni hedeflerinin ilanı gibiydi... ??? Ekonomiksosyalsiyasal açısından, insanlık tarihi boyunca bu amaçlar için çok etkin kullanılmış futbolun, kitlelerin mutlu edilmesinden afyonlanmasına, uyuşturulmasına, günümüzde çok daha medyatik, çok da güçlü ekonomisi ile de belirleyici rol almasıyla önemi katlanmıştı. Besbelli kitlelere ulaşmada bu çok etkili gücün evrensel futbola ilişkin örgütlenmeler, denetim koşullarında özerk kurumlar olarak yönetilmesine, özerkliklerine katlanılamayan demokrasinin tüm diğer kurumları gibi katlanılmamanın zamanın geldiği düşünülmüştü. Gelişecek, şikesiz, sağlıklı futbol arayışı içinde, gündemde olabilecek evrensel kurallar, elbette çok riskli şike, futbolda kara paranın işletilmesi ekonomisine karşı alınması gereken önlemler arasında elbette, futbolun yönetilmesi, kulüpler, oyuncuların denetlenmesi, şikeye karşı yasa düzenlemeleri de olacaktı. Yürürlükteki yasa düzenlemesi, şike operasyonu gerekçeleri de bunlar değil mi? Şike, bağışlanamaz bir suçun cezalandırılması, önlem alınması ile Ergenekon gizli tanıklarının işin içine karıştıkları bir iddianame, silahlı çete suçları, dolayısıyla özel yargı, akıl almaz bir suçlar senaryosunu içeren iddianame, bağlantılı tutuklamalar, ağır ceza istemleri ile geldiğimiz noktayı açıklayabiliyor muyuz? Gerçekten Başbakan hasta yatağında iken Cumhurbaşkanı ile Arınç bu işin içinden çıkılmaz tabloda, Başbakan Erdoğan’ın bilgisi dışında olamayacak, AKP’nin içinde olduğu bilinen yasa tasarısına karşı vetolu, özel yargının iddianamesinin de yanında oldukları havası çıkarılan duruşları ile nasıl bir sonuca varmak istiyorlar? Acaba aslında Başbakan da dahil AKP kadroları, yürürlükteki cezaların çok ağır olduğu kendilerince de kabul edilen yasa ile yandaş özel yargı eliyle çok ağır cezalı, ağır bir operasyonu mu hedeflemekte? Çok kalabalık bir seçmen kitlesi, futbol kulüpleri ile taraftarlarını kandırmak üzere yeni yasa değişikliği, daha insani, şike boyutlarında kalacak operasyonu öngörüyor gösterip, var olan yasa ve özel yargı eliyle Ergenekon benzeri orantısız, ölçüsüz, insan haklarını, hukuku umursamaz bir operasyonu gerçekleştirmek için ikili oyun mu oynanıyor? Futbolda şike kadar kirli, insan hakları, hakhukuk boyutunda ondan daha ağır sonuçları olan bir kirli oyundur gidiyor... ‘Offshore için ödeme yapmam’ Ekonomi Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül, devletin offshore paralarını ödemiş olmasının TMSF’yi sorgulatır hale getireceğini belirtti. Her şeyin belli bir mantığı olması gerektiğini, batan para sahiplerinin talimatıyla işlem yapıldığını anlatan Gül, offshore paralarının ancak bankanın hâkim ortağından alınabileceğini belirterek devletin kesinlikle ödeme yapmaması gerektiğini ifade etti. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyeleri ile bir araya gelen Gül, TMSF’nin çalışmaları ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi. RUP projesinde yapım aşamasında maksimum 10 bin kişi çalışacak, tamamlandığında da 500 kişiye sürekli istihdam sağlanacak. Proje yaklaşık 1000 gün sonra devreye alınacak. 50 milyon dolarlık fatura çıkabilir 2001 krizinde bankalar devralınırken bazı noktalarda hatalar edildiğini belirten Gül, “Rehabilitasyon amacıyla banka devirleri ekonomiye olumlu etki yapmamıştır. Kaçınılmaz yanları vardı, ama iyi değerlendirilmeliydi” dedi. TMSF’nin bugüne kadar 20 milyar 37 milyon dolarlık tahsilat gerçekleştirdiğini anlatan Gül, bu tutarın 5.9 milyar dolarlık bölümünün banka hâkim ortaklarından elde edildiğini söyledi. TMSF’nin bugüne kadar 50 bin dava dosyası ile muhatap olduğunu aktaran Gül, o dosyaların önemli bir bölümünde kamu lehine kararlar çıktığını anımsattı. Şakir Ercan Gül, Türk bankacılık literatürüne “kıyı bankacılığı” olarak giren, “denetim ile vergilemenin olmadığı” bankacılık olarak bilinen offshore konusundaki soru üzerine şu bilgileri verdi: L Beş offshore Türkiye’de mevduat topladı. Bunlardan TMSF’nin, Sümerbank’ın iştiraki olan Efektifbank 1 Offshore, Egebank Offshore ve ? TMSF Başkanı Gül: Offshore Yurt Offshore ile sorunu var. mekanizması kullanılarak ‘nasıl L Bu offshore’ların TMSF’ye açtığı davalardan 56 milyon dolar, fa olsa devlet büyüktür, öder’ demek, izleriyle birlikte toplam 150 milyon doğru bir mantık değildir. Bu dolarlık ödeme riski bulunuyor. Off paraları ödemek TMSF’yi shore devletin hiçbir zaman güvenhale getirir. Devlet sorgulatılır cesinde olmadı. En kötü zamanda dahi olmadı ve olmamalı da. ödememeli. Bizim cebimizden L Bu mekanizma kullanılarak “naçıkmamalı. Dava Yargıtay’da sıl olsa devlet büyüktür öder” deHukuk Genel Kurulu’nda mek, doğru bir mantık değil. Bu paraları devletin ödemiş olması değerlendirilecek. TMSF’yi sorgulatılır hale gelir. Bunu toplumdan almamak lazım. Hepimizin cebinden çıkmamalı. Burada hâkim ortağın bir kusuru varsa da bunu toplumdan almamak lazım. Hâkim ortaktan alınmalı. L Offshore konusunda ING Bank aleyhine verilen karar yanlış. Sonuçta o zamanın TMSF’sinin yapmış olduğu bileşik Sümerbank’ın içeriŞakir Ercan Gül, gazetecilere yaptığı sinden belli aktiflerle pasifler seçileaçıklamalarda özetle şunları rek bir paket oluşturulmuş, bu söyledi: OYAK’a satılmış, o da ING’ye sa Toprak grubu anlaşmak tılmış. Fiyatı çok düşük olabilir, istedi, opsiyon verdik. Ocak önemli değil, ama geleceğe sonunda doluyor, anlaşma yönelik bir yüklenme olmuş. olmazsa, kendisi bu tarihin sonuna Bu yüklenme yargı açısından kadar satamazsa Şubat 2012’den da yanlış algılandı. Offitibaren varlıklarını satmaya shore buna dahil olmabaşlayacağız. malı. Offshore ayrı bir  Elimizde Uzanlar’a ait aktif kalmadı, tüzelkişilik. hepsini sattık; satılabilir bir şeyi L Şimdi dava Yargıkalmadı. Uzan Grubu’ndan alacağımız tay’da Hukuk Genel masada duruyor, Maliye’nin alacağı da Kurulu’nda değermasada duruyor.  Mevduata güvencede 50.000 TL sınırını lendirilecek. Dolaarttırma durumu şu aşamada yok. yısıyla bağlayıcı Bu arada Gül, TMSF’nin Halis Toprak ile Kürt bir karar olacak. olduğu için uğraştığı iddiasına öfkelendi ve Bununla ilgili söyleyenin hakikaten izan duygusu yok. “Bunu hukuki mücaÇok üzücü. Bunu hiç duymamış olayım” dedi. delemiz devam edecek. Tüpraş, 2.4 milyarlık yatırımla cari açığı 1 milyar dolar azaltacak Ekonomi Servisi Koç Holding Enerji Grubu Başkanı Erol Memioğlu, İzmit Rafinerisi’nde yapılacak 2.4 milyar dolarlık Fuel Oil Dönüşüm Ünitesi (RUP) yatırımı ile dış ticaret dengesine yıllık 1 milyar dolar katkıda bulunulacağını söyledi. Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut ise söz konusu yatırımla Tüpraş’ın enerji sektöründe Akdeniz’in en önemli oyucularından biri olmayı hedeflediğini ifade etti. Erkut, projenin 2014’te hayata geçeceğini ve 2015’te 5.3 milyon ton daha fazla üretim yapar hale geleceklerini dile getirdi. Benzinde yanlış vergi politikasının cari açığı 260 milyon dolar arttırdığına dikkat çeken Erkunt, “Benzini motorine göre 28 kuruş daha ucuza piyasaya vermelerine rağmen benzine daha yüksek vergi konulması nedeniyle pompa fiyatı motorinden daha yüksek. Piyasaya 1.57 lira olarak motorinin litresini, 1.27 lira olarak ise benzini veriyoruz. Aradaki 65 kuruş vergi farkı yüzünden benzin 35 kuruş daha yüksek piyasaya giriyor. Bu yüzden artan bir motorin ihtiyacı ve üretim fazlası olan benzinde de bir ihracat söz konusu oluyor. Bu da ülkenin cari açığını negatif olarak etkiliyor” dedi. Toprak’ın mal varlığı Şubat 2012’de satılacak İHRACATTA REKORA GİDİYORUZ Yavuz Erkut, Tüpraş’ın ilk 9 ayda toplam cirosunun 18.6 milyar dolar olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Yıl sonunda 22 milyar dolar ciro, ihracatta 4.2 milyar dolara doğru gidiyoruz; bu bir rekor olacak.” Erol Memioğlu ise şunları söyledi: L Tüpraş’ın RUP projesinin amacı 4 milyon tonu aşkın fuel oil ve asfaltı benzin ve dizele çevirmek. L RUP projesi 2.4 milyar dolara mal olacak, faiz ve diğer giderlerle 2.7 milyar doları bulacak. L Tüpraş’a 1.4 milyar dolarlık yatırım yaptık, bundan sonrakiler ile yaklaşık 5 milyar doları bulacak. Dünyanın 26 noktasında 250 milyon Avro’luk lojistik merkezleri kuracak olan Barsan Global Lojistik, üç haneli büyüme hedefi koydu. Barsan Global 26 noktada lojistik merkezi kuruyor MİYASE İLKNUR PARİS Yüzde 100 yerli sermayeye dayanan Barsan Global Lojistik (BGL), küresel ölçekte büyüme kararı aldı. Önümüzdeki dönem dünyanın 26 bölgesinde 250 milyon Avro’luk bir yatırımla kuralacak lojistik merkezleri sayesinde küresel şirketlere kendi lokasyonlarında hizmeti amaçlayan Barsan, yatırımlarla global rekabete hazırlanıyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Çaptuğ, “Bu yatırımlar bize üç haneli büyüme sağlayacak” diye konuştu. 1982’de iki kişi ile Gümrük Müşavirlik Şirketi olarak kurulan Barsan, 2011’de 1800 personeli, 250 TIR’ı, 12 ayrı ülkede kurulu 19 merkezde gümrük müşavirliği ve lojistik hizmetlerini birlikte su nan entegre bir şirkete dönüştü. Son beş yılda Amerika’dan Çin’e, Macaristan’dan Almanya’ya kadar geniş bir coğrafyada yaptığı yatırımların tutarı 150 milyon Avro’yu aşan BGL, Fransa’ya girişinin 15. yılını kutluyor. Bu çerçevede Paris’te düzenlenen toplantıda Çaptuğ, kısa bir süre içinde Avrupa’nın 15 ayrı noktasında, Çin’in 7, Amerika’nın 2 ayrı lokasyonunda ve ayrıca Hindistan ve Güney Afrika’da toplam 26 depolama merkezi yapacaklarını belirterek mevcut 12 ayrı ülkede 19 merkezde yürüyen işleri ile küresel bir ölçeğe kavuşacaklarını söyledi. Çaptuğ, kariyer yapmayı hedef edinen ancak yeterli deneyimi olmayan gençleri eğittiklerini belirterek yönetici kadrolarının da 2530 arasında olduğuna dikkat çekti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle