19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 ARALIK 2011 CUMARTESİ 2011’in son günlerinde bir anneden gelen bir mektup aldım. Mektup sahibi adını, soyadını, adresini açıkça yazmış, bunlar bende saklı, ama yine de ne olur ne olmaz diye buraya yazmıyorum. Birlikte okuyalım, noktasına virgülüne bile dokunmadığım mektubu: ??? “Merhaba ben Ankara Keçiören’den F.K. Aylardır, sesimizi nasıl duyuralım, nereye gidelim, diye düşünüyorum ve size yazıyorum dilerim köşenizde yer verirsiniz Kızım malatyada inönü Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi, A.K 3 haziranda göz altına alındı 6 Hazirandan çıkarıldıkları Mahkemece tutuklandı On öğrenci ile birlikte hala tutuklular Duruşmaları 17 ocak 2012 ye ertelendi Kızımın tutuklanma sebebi Grup Yorumun İstanbulda düzenlediği 17 Nisandaki Konserin biletini satmak 8 mart dünya kadınlar gününe katılmak Parasız eğitim Parasız sağlık kampanyasına destek vermek bunlarla suçlanıyor ve terör örgütü üyeliği ile yargılanıyor. Grup Yorum konserine 150 binin üzerinde insan birçok sanatçı destek verdi bunların içinde kızımmı suçlu Bir anne olarak soruyorum bu ülkede Demokrasi varsa nerede bu gençlerin gelecekleriyle oynamak bu kadar mı basit. Kızım ifadesinde Hakim ve savcılara diyorki benim hiçbir örgütle ilişkim yok ben Demokratik hakkım olan yüzlerce kişinin katıldığı etkinliklere katıldım ve katıldığım etkinliklerin hepsi yasal polis gözü önünde yapılmış hiçbir müdahale olmamıştır benim tek amacım Okuyup bu ülkeye iyi bir doktor olmak diyor ama ciddiye bile alınmıyor Çocuğum sınavlarına giremiyor okul idaresi Ring arabasıyla okula gelmenin çocukların psikolojisini olumsuz etkiler deniyor Peki benim çocuğumun bozulan Bir Mektup ve Yılbaşı sağlığının hesabını kim verecek Ben çalışmıyorum Eşim pazarlama usulu mutfak eşyası satarak 2’si üniversite olmak üzere 3 çocuğu okutmaya çalışıyoruz ve bunları yaşıyoruz Bir annenin öpmeye kıyamadığı yavrusunu soğuk duvarlar arasında dokunmamanın ne kadar acı olduğunu anlatmak mümkün değil Ramazan bayramından bu güne yavruma sarılamıyorum açık görüş cezası aldılar ve Malatyadan Elbistan hapishanesine gönderildiler. Güçlü olmaya çalışıyorum çocuğumun yanlış bir şey yapmadığını biliyorum ama yine de anne olmak o kadar zorki yüreğime bunları anlatamıyorum Ben bir anne olarak bu durumda olup da sesini duyuramayan tüm anneler adına soruyorum bu kararları verenlerin vicdanları varmı bu çocuklar bu kadar kolay yetişiyorki bu kadar kolay harcanıyor Sayın Ali Sirmen sizin köşe yazılarınızı okuduğum için sizi tanıyorum bir annenin feryadına duyarlı olacağınızı umuyorum daha önce Cumhuriyette çocuklar hakkında yazılar çıktı ama etkili olmadı saygılarımı sunar sağlıklar dilerim. F.K.” ??? Mektup bu. Söyleyecek söz bulmakta zorlanıyorum. Bu tür okur mektupları çok zordur. Çok gelir, sürekli yayımlasan, köşeleri bu işe ayırmak gerek. Hep aynı şikâyetlerdir, ama hep değişik insanlardan geldiği için hepsi özeldir, kendine özgüdür. F.K, çocuklar hakkında daha önce Cumhuriyet’te yazı çıktığını söylüyor “ama etkili olmadı” diyor. Bu satırlar insanı daha da kahrediyor, mektubun sahibi sanki bu köşede çıkınca bu kez etkili olacak mı sanıyor? O da biliyor, öyle olmadığını, ama ana yüreği işte, hiçbir şey yapmasa olmaz, başka yapacak bir şey de yok, “bir de burayı deneyeyim” diyor. Mektubu alan, dört şamar birden yiyor. Bir, gencecik insanların uğradıkları haksızlık ve kadersizlikleri. İki, bir ananın acısı ve çaresizliği. Üç, kendi etkisizliği ve olay karşısındaki çaresizliği. Dört, böyle bir ülkede yaşamanın dehşeti ve utancı. Bunlar karşısında elimden bir şey gelmiyor, yalnızca mektubu yayımlayabiliyorum. Bugün yılbaşı. Çoğunuz gibi ben de basit bir yere gidip bir şeyler içeceğim, arkadaşlarla. Ölenle ölünmüyor, hapse girenle girilmiyor, ne ölmeyene ne hapse girmeyene kızmanın anlamı var. Ama bu gece, bir an, evet hiç değilse bir an, F.K’yi, kızını ve benzerlerini getirelim aklımıza, bir an yüreğimizde bir mum yakalım onlara. Kimbilir belki dileklerimizin gücü temennilerimizi onlara ulaştırır? Hâlâ bir anlamı kaldıysa eğer hepinize, iyi yıllar diliyorum, içerideki ve dışarıdaki hepinize!.. DİSK üyesi Erhan Güneş, isim benzerliği yüzünden karakolda geceledi Polis yavaş, hâkim hızlı! ALİCAN ULUDAĞ ANKARA DİSK’e bağlı Dev Sağlıkİş üyeleri, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde protesto gösterisi düzenledi. Basın açıklamasının ardından bakanlığa girmek isteyen sendika üyelerine polis, biber gazı ile müdahale etti. Aralarında Dev Sağlıkİş Sendikası Eğitim Uzmanı Erhan Güneş’in de bulunduğu 35 kişi gözaltına alındı. Çankaya Karakolu’na götürülen sendika üyelerinin önce GBT’lerine bakıldı, ardından ifadeleri alınarak serbest bırakıldı. GBT’sine bakılan Güneş hakkında yakalama kararı çıkınca serbest bırakılmadı. Avukatların yaptığı araştırmada “Erhan Güneş” adlı bir kişinin bir mala zarar verme davasından arandığı öğrenildi. Bunun üzerine Güneş’in avukatları, yakalama kararının çıktığı Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi kalemi ile görüştü. Kalemdeki görevliler, mahkemenin nöbetçi olduğunu ve saat 20.00’ye kadar sanığın getirilmesi gerektiğini bildirdi. Bunun üzerine koşuşturma başla dı. Avukatlar, emniyetten bir an önce Güneş’in ifadesinin alınmasını talep etti. Ancak ifade ancak 17.30 sularında alınabildi. 19.40’ta Güneş mahkemeye getirildiğinde ise kalemdekiler “Hâkim çıktı” yanıtını verdi. Nöbetçi hâkimin çıkmasıyla Güneş, geceyi emniyette geçirdi ve sabah tekrar adliyeye getirilip ifade vermesinin ardından serbest kalabildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle