19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 2011 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ Sabancı: Tasarruf yapmak ulusal önceliğimiz olmak zorunda Ekonomi Servisi Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, cari açığın makul bir seviyede tutulması için daha fazla tasarruf yapılmasının ulusal öncelik olması gerektiğini vurguladı. Sabancı, 2011’i değerlendirdiği ve 2012’ye ilişkin beklentilerini dile getirdiği açıklamasında, 2012’den itibaren beklentilerinin; yeni bir anayasa, yükseköğrenim başta olmak üzere eğitimde yeniden yapılanma, gri alanları azaltılmış ve tabana yaygınlaştırılmış vergi reformu ve daha hızlı, etkin işleyen hukuk düzenini gerçekleştirmeleri halinde bugün elde ettikleri kalkınma performansını uzun vadeli ve sürdürülebilir hale getireceklerine inandıklarını söyledi. Sabancı’nın açıklamasının satır başları şöyle: Sorun AB’nin varlığını tehdit eder hale geldi. Avro Bölgesi eğer içinde olduğu borç krizini çözemezse, popülizm, mikro milGüler Sabancı liyetçilik ve korumacılık gibi olumsuz dinamikler doğabilir. Mevcut kriz 1930’lar buhranını çağrıştırıyor. Dünya, tehlikeleri hafife almamalıdır. Önümüze bazı liderler tarafından çıkarılan bütün engellere ve yaşadığımız hayal kırıklıklarına rağmen, Avrupa bizim için temel bir çıpa olmaya devam etmelidir. Arap komşularımıza destek vermemiz ve daha geniş ekonomik bağlantılar kurmamız önemli olacaktır. AB ve Arap dünyasındaki tüm gelişmelere rağmen, ülkemiz siyasi ve ekonomik istikrara bağlı olarak güven ortamında ve kuvvetli bir büyümeyle 2012’ye giriyor. Yeni yılda beklenenden daha yüksek bir performans gösterme şansımızın da olduğuna inanıyorum. İddialı, kararlı ama aynı zamanda da temkinli olursak bu fırtınada yolumuzu kaybetmeyiz. 11 Hukuksuzluk Aracı; Duruşma Salonları... Kim demiş ki 4 duvarlı cansız odanın bir günahı olmaz diye... Bizde bal gibi de hukuksuzluğun, adil yargılamanın anlamlı bir engeli, aracı, gerekçesi yapılabiliyor... Gazeteci arkadaşlarımızın aylar süren infaz içerikli ön tutukluluklarının ardından başlayabilen Odatv davasının dünkü 2. duruşma gününde de, sabah dokuzda Çağlayan’da olduğum halde salona girmeyi başaramadım... Sanılmasın ki yandaşı, cemaati, teslim alınmışı ile büyük medyamızdan işten atılma korkusunu kıran gazeteciler dayanışma için duruşma izlemeye gelebildiler. Benim beceriksizliğimden de değil, duruşmayı izlemek için görevli televizyoncu, haberci arkadaşlarımız bile giremedi. Birkaç mahkeme önden kesilmiş koridorda, kalabalık bir polis görevlisi kadronun geçiş izni verdikleri listeler, birinci dereceden akrabalarından üçer kişi, sınırlı sayıda milletvekili, avukatlar, ulusaluluslararası meslek örgütlerimizden önceden savcılıkça belirlenmiş isimlerden oluşuyor. Sonrası için, toplam 80 kişilik oturma yerinde, ajans temsilcilerinden de kalan yer olursa... Böyle olunca koridorda oluşan kalabalık ile görevliler arasında kaçınılmaz anlamsız, işlevsiz bir tartışmadır gidiyor... Tutuklu kardeşini görmeye gelene, “Olmaz, aileden üç kişi var. Biri çıksın sen gir” deniyor... Meslek örgütü yöneticisi ancak içerden birisi ile takas ederse girebiliyor. Elinde davada savunma yaptığı belgeleri ile avukat dışarda kalıyor. Canlı yayın yapan televizyoncular, “Biz saatte bir yayına bağlanıyoruz, bizim duruşma izlemede öncelik hakkımız ne olacak?” isyanındalar. Kulağımın dibinde yabancı bir gazeteci, saatlerce, inatla “Listeye baktım, yabancı gazeteci kotasında sadece meslek örgütleri temsilcileri vardı, oysa ben yazı yazacağım. Yargılama alenidir, bu benim insan hakkım..” benzeri cümlelerle bozuk plak gibi takılmış söyleniyor. Duvar yanıt: “Salon elverişsiz, yargıç ayakta izleyici kabul etmiyor. Duruşmanın selameti için kapı önünde kalabalık istemiyor...” Biliyorsunuz bağımsız yargılamanın altın kurallarından biri de “duruşmanın aleniliği”dir, asla ihlal edilemez... Aksi uygulamada yargılamanın geçersizliğine bile hüküm olunabilir... ??? Gözümün önünde 12 Eylül’ün en kara günlerinde, DİSK’in tüm yöneticilerinin sıradan işkenceden geçirildiklerini bildiğimiz günlerde, 12 Eylül’den az önce açılmış bir davanın duruşma günü, o zamanın Bakırköy adliyesine getirilişleri... Sanık sayısı çok olunca aynı gerekçe ile aileleri, gazeteciler, savunma avukatı dışında kimsecikleri içeri almamış, salonu jandarma ile sarmışlardı. Sesimi bağırarak duruşma salonuna duyurabilmiştim, yargıç mübaşiri göndermişti. “Duruşma alenidir, gazeteciyim, içeri alınmadım” diye haber yollayınca akan sular durmuş, yürekli sivil yargıç içeri aldırmıştı. İşkenceden günlük kurtulmuş DİSK yöneticilerinin, burunlarının dibinde avukat dışında bir sivil insan yüzü görmelerinin sevinci belleğimde... İtiraf ediyorum, izleyebildiğim İngiltere, Almanya örneklerinde de normal sivil mahkemeler, maddi koşullar elverişliliği babında bizdekilerden belki biriki gömlek ilerde. Yani bol keseden yeni Çağlayan Adliyesi’nin salonlarında kusur aramak durumu açıklamaya yetmiyor. İşin özü, normal hukuk devleti düzeni içindeki yargılama koşulları ile demokrasilerde yeri olmaması gereken özel yargı elinde, toptancı, siyasi, hele de düşünce suçları için de toptancı ön infaz, tutuklu yargılamalarındaki farkta, hukuksuzlukta... Kısaca demokratik hukuk devleti düzeninin yaralanmasında, hatta katledilmesinde, ister askeri, ister sivil iktidar dönemleri olsun, toptancı düşünce, siyasi suçların üretilmesinde... Demem o ki duruşma salonları olayına, sorunlarına bakıp, adil yargılama, hukuk düzeni üzerinde bir fikir sahibi de olabiliriz... 27 Mayıs öncesinin sivil, öğrenci tutukluları askeri kışlalara toplamasının ardından, darbe ile düşürülen iktidarın ünlü Yassıada yargılama salonu tecritli, baskılı hukuk düzeni, yargılama modeli için çok çarpıcı, önemli örnek. 12 Mart’ta aynı işler için hem cezaevi hem de yargılama salonları olarak askeri kışlalar çok yaygın kullanıldı. İstanbul’da Selimiye, Davutpaşa müzelik örnekler... 12 Eylül yönetimi, tutuklamalar, işkenceler, cezaevleri olarak aynı mekânları kullanmayı seçerken dünyaya daha şirin görünmek üzere duruşma salonu mekânı olarak önce spor salonu kullandı, sonra özel inşaatla Metris’i yarattı. Sivil iktidarımız, Erdoğan hükümetleri eski DGM’ler yerine geçirilen özel mahkemeler için Diyarbakır’da bir büyük duruşma salonunu, İstanbul’da Silivri’yi öngördü. Galiba Ergenekon adı ile başlatılan muhalefet toplatmanın böylesine yaygınlaştırılabileceği hesaplanamadı. Yetersiz Silivri salonu yüzünden Ergenekon’un numaralı davaları ile askerlere yönelik davalar, aylar aralıklarla yapılabilecek konuma, çıkmaza girilince, aylar yıllar süren yargılama avantajı ile çok uzun tutuklu bırakma avantajı da olsa, çok sırıtan bir hukuksuzluk doğunca, kimi gazeteci davaları için Çağlayan’a sıçrandı... Doğalgazda son perde hasır bir boru hattının inşası TANAP Nabucco’nun seçeneklerinin değerlendirilmesi kararı Azeri petrol şirönüne geçti keti SOCAR’a bırakılmıştı. Dünkü mutabakat zaptında, Dünkü imza töreni ile Trans Anadolu TANAP’ın münhasır bir boProjesi (TANAP), Şah Denizi II Konsorsiru hattıyla gerçekleştirilyumu’na sunulan Nabuco dahil 3 alternatif promesi, SOCAR’ın yüzde jeye göre bir adım öne geçti. Nabucco, 10 mil80 BOTAŞ’ın yüzde yar metreküp doğalgaz için TürkiyeYunanistan20 ortaklığıyla yürüİtalya Bağlantısı (ITGI) TransAdriyatik Boru Hattülmesi, gerekirse tı (TAP) ve BP şirketinin Güneydoğu Avrupa Boru ileride SOCAR’ın Hattı (SEEP) tarafından sunulan tekliflerle yarışıyorliderliği şartıyla didu. 3 bin 900 kilometrelik bir hat inşası öngörülen Nağer uluslararası bucco için tereddütler sürerken fiilen öne geçen ve petrol ve doğalgaz şirketlerine açık ol 2017’de devreye girecek TANAP yaklaşık 5 milyar doması gibi hüküm lar maliyetle, başlangıçta 1624 milyar metreküp gaz taşıyacak. Bakan Taner Yıldız’a göre bu; Nabucco, TAP ler yer alıyor. ve ITGI’nin yapılmayacağı anlamına gelmiyor. Ayrıca Nabucco’nun Gürcistan’dan alacağı gaz, Bulgaristan sınırında teslim edilecek. ‘Rus Gazı’nın geleceği bugün görüşülüyor Hattın Avrupa’ya doğru alacağı yol da kendine gelen tekliflere göre SOTürkiye; Rusya’dan, Mavi Akım’ın yanı sı de bütün çalışmaları tamamladık. CAR karar verecek. “İki ülke Avra Bulgaristan üzerinden gelen ‘Batı Hattı’ Rusya Federasyonu’yla karşılıklı rupa pazarına birlikte çıkacak” diile de 6 milyar metreküp doğalgaz alıyor. An kazanımları da ortaya koyduğuyen Azeri Bakan Natıg Aliyev de cak anlaşma 1 Ocak’ta bitiyor ve sonrası bu muzda ‘Batı Hattı’ndan gazın şu hattın ilk başta 6’sı Türkiye’ye 16 gün yapılacak toplantı ile belirlenecek. Ener veya bu şekilde akışının devam milyar metreküp gaz taşıyacağını, ji Bakanı Yıldız, bu konuda yöneltilen soru edeceğini inanıyoruz. Şu ana kadar bunun önce 35, sonra 60 milyar yu, “Gaz arzıyla ilgili bütün tedbirleri al stratejik işbirliğimiz çok iyi gidiyor” merteküpe çıkabileceğidık. Herhangi bir sıkıntı olmayacak şekil diye cevapladı. ni söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Azerbaycan Sanayi ve Enerji Bakanlığı arasında “Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı” yapımına ilişkin mutabakat zaptı, Enerji Bakanlığı’nda düzenlenen törenle imzalandı. Mutabakat Zaptına Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Azerbaycan adına ise Sanayi ve Enerji Bakanı Natig Aliyev imza attı. (Fotoğraf: AA) ? Şah Deniz II sahasından üretilecek doğalgazı Avrupa’ya ulaştırmayı amaçlayan Türkiye Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) projesine ilişkin mutabakat zaptı Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalandı. Avrupa, Gürcistan sınırı yerine Bulgar sınırından doğalgaz alabilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Azerbaycan Sanayi ve Enerji Bakanlığı arasında, “Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı” (TANAP) yapımına ilişkin mutabakat zaptı, Enerji Bakanlığı’nda düzenlenen törenle imzalandı. Zaptı Türkiye adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Azerbaycan Sanayi ve Enerji Bakanı Natıg Aliyev imzaladı. Şahdeniz II doğalgazının Türkiye’de satışı ve Avrupa pazarlarına Türkiye üzerinden transit olarak taşınmasını öngören hükümetlerarası anlaşma 25 Ekim 2011’de İzmir’de imzalanmıştı. Anlaşmada, Azeri doğalgazının Türkiye üzerinden transit taşınmasında, Anadolu’daki ulusal doğalgaz iletim sisteminin kullanılması ya da mün ‘Krizi durdurmakta başarılı olamadık’ Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, son AB zirvesinin finansal koşullar konusunda yeterince detaylandırılmadığını ve temel prensipler hususunda çok karmaşık olduğunu vurgulayarak liderler arasında yapılan tartışmaların krizi durdurmakta başarılı olamadığını söyledi. Lagarde, Fransız gazetesi Journal Du Dimanche’a yaptığı açıklamada, Avrupalı liderlere 9 Aralık’ta Brüksel’de düzenlenen zirvede alınan kararları hızla uygulama çağrısında bulundu. Avrupalıların borç krizine ilişkin tek bir ağızdan konuşmasının ve liderlerin, Christine Lagarde basit ve detaylandırılmış bir takvim sunmasının önemine dikkat çeken Lagarde, istikrarsızlığın dünyanın geneli için tehlike arz ettiğine vurgu yaptı. Hayat Kimya, İran’da üretecek Ekonomi Servisi Hayat Kimya Genel Koordinatörü Orhan İdil, İran ve Mısır’da tesis kuracaklarını ve bunlar devreye girdikten sonra 45 yıl içinde Rusya başta olmak üzere başka ülkelerde de üretim yapmayı planladıklarını, ayrıca yine yurtdışında, muhtemelen İran’da perakendeye yönelik yatırım yapabileceklerini söyledi. İdil, “İran’da 150 milyon dolar yatırımla kuracağımız temizlik kâğıdı tesisi ağustosta faaliyete geçecek” dedi. Düzenlenen toplantıda verilen bilgiye göre, şirket, temizlik kâğıdında Türkiye’de yaklaşık yüzde 25 pay ile pazar lideri. İran’da faaliyete geçecek üretim tesisi de bu ülkedeki en büyük kapasiteli temizlik kâğıdı üreticisi olacak. Fabrika 500 yeni istihdam sağlayacak. 2011’i 857 milyon dolarlık ciro ile tamamlamayı planlayan Hayat Kimya, 2012’de ise yüzde 24 büyümeyle 1.07 milyar dolarlık ciroya ulaşmayı hedefliyor. Hayat Kimya’nın markaları arasında yer alan Papia’nın reklam yüzü Hülya Avşar oldu. Rıdvan Murat ‘TOKİ yapılarda çelik kullanmalı’ Ekonomi Servisi Türk yapısal çelik sektörünün önde gelen kuruluşlarından Zbs Alfaçelik’in Genel Müdürü Rıdvan Murat, TOKİ’nin betonarme alışkanlığından vazgeçerek yapılarda çelik kullanması gerektiğine işaret etti. Murat, düzenlediği toplantıda ABD ve Japonya’da yapılarda yüzde 70, İran’da yüzde 80, AB ülkelerinde yüzde 50 çelik kullanıldığını vurgulayarak Türkiye’de bu oranın yüzde 6’larda kaldığını söyledi. Şu ana kadar 350’ye yakın proje yaptıklarını, 2012’den itibaren KOBİ’lere yönelik fabrika projeleri yapacaklarını kaydeden Murat, 2012’de 50 m2 talep oluşacağını tahmin ettiklerini aktardı. Libya’da 5 milyon dolarlık projeye ülkede yaşanan çatışmalar nedeniyle ara verdiklerini belirten Murat, gelecek yıl için Irak ve Azerbaycan’da iki yeni proje için görüşme yaptıklarını açıkladı. Yaptığımız gözlemler sonucu Torba Yasası’nın 74. maddesi gereği 01.03.2011 tarihinden sonra işe alınanlar ile ilgili istihdam teşvikinden yararlanma konusunda işverenlerin ve çalışanların pek haberdar olmadıklarını düşünüyoruz. İşte size hatırlatma notları: Yeni işe alınanlar teşvike tabi 01.03.2011 tarihinden itibaren işveren aldığı her sigortalının 01.09.2010 tarihinden 01.03.2011 tarihine kadar SGK’ye verdikleri sigorta hizmet belgelerinde gösterdikleri işçiler dışında olmaları ve bu süre içindeki ortalama sigorta sayısına ilave yaratmaları kaydıyla işveren sigorta prim hissesinin tamamı İşsizlik Fonu’ndan karşılanacaktır. 48 ay süre ile bu teşvikten yararlanacaklar: 18 yaşından büyük, 29 yaşından küçük erkekler. Mesleki yeterlik belgesi sahibi 18 yaşından büyük kadınlar. 36 ay süre ile bu teşvikten yararlanacaklar: Mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yükseköğretimi veya Türkiye İş Kurumu’nca düzenlenen işgücü yetiştirme kurslarını bitiren 18 yaşından büyük kadınlar. Bu kadınlar yukarıdaki belge ve eğitime sahip değillerse bu teşvik 24 ay uygulanacaktır. 24 ay süre ile bu teşvikten yararlanacaklar: 29 yaşından büyük erkekler yukarıda belirtilen belge ve mesleki yeterliğe sahiplerse teşvik 24 ay uygulanacaktır. 6 ay ilave süre tanınacaklar: Belge ve mesleki yeterliğe sahip olanların Türkiye İş Kurumu’na kayıtlı işsizler arasından işe alınmaları halinde istihdam teşviki bağlı olduğu süreye 6 ay ilave edilecektir. 12 ay süre ile teşvik uygulanacaklar: 5510 sayılı kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışmakta iken bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra mesleki yeterlik belgesi alanlar veya mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yükseköğretimi bitirenler için on iki ay süreyle, İstihdam Teşviki 6 ay teşvikten yararlanacaklar: 18 yaşından büyüklerden yukarıda sayılan belge ve teknik yeterlik sahibi olmayanlar Türkiye İş Kurumu’na kayıtlı işsizler arasından işe alınmaları halinde altı ay süreyle uygulanır. Diğer şartlar: Bu maddeyle sağlanan destek unsurundan aynı sigortalı için bir kez yararlanılabilir. İşveren hissesine ait primlerin fondan karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak; 5510 sayılı kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na vermesi, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarını yasal süresi içinde ödemesi ve kapsama giren sigortalının işe alındığı işyerinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumu’na prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Eğer sigorta prim ve faizler tecil ve taksitlendirilmiş veya Torba Yasa’ya göre yapılandırılmış ise bu teşvikten yararlandırılır. Yurtdışında çalışan sigortalılar bundan yararlanmaz. Fondan karşılanan prim tutarları, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. alındığına ve işyeri yönünden gerekli şartların taşındığına ilişkin dilekçe ile işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne müracaat etmeleri gerekmektedir. Yapılan yazılı müracaatlar üzerine, kapsama giren sigortalılara ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin, ilave istihdam teşviki seçilmek suretiyle gönderilebilmesi amacıyla SGK tarafından aktivasyon yapılarak teşvikten yararlanılacaktır. Detaylar için 4447 sayılı kanunun geçici 7 ve 9. maddeleri ile 6111 sayılı Torba Yasa’nın 74. maddesi incelenmelidir. Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir. Detaylar için 6111 sayılı Torba Yasa’nın 73. maddesi ve ek 2. maddesine bakılabilir. Kapasite kullanımı düştü İmalat sanayisinde kapasite kullanım oranı (KKO) aralıkta, Aralık 2010’a göre 0.1 puan, kasıma göre 1.4 puan azalarak yüzde 75.5 seviyesine geriledi. Mevsimsellikten arındırılmış KKO ise aynı dönem için 1 puan artarak yüzde 76.6 oldu. Mal gruplarına göre yatırım ve dayanıklı tüketim mallarında artış; gıda ve içeceklerde, dayanıksız tüketim malları, ara malları ve tüketim mallarında düşüş yaşandı. Kısa çalışma ödeneği yapılmalı? Sigorta prim teşvikinden faydalanılabilmesi için, işverenlerin, anılan maddede öngörülen niteliklere sahip sigortalıların 1 Mart 2011 tarihi ve sonrasında işe Reel kesim güven endeksi aralıkta 97.2 değerini alarak iki yıldan bu yana ilk kez kötümser görünüme geçti. Reel kesim güveni bir önceki aya göre 5.1 puan azaldı. Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ise bir önceki aya göre 3.6 puan azalarak 107.7 seviyesinde gerçekleşti. C MY B C MY B Yararlanmak için ne Reel sektör kötümser
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle