Katalog

26 KASIM 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Taslağı Bakanlar Kurulu’na sunuldu. İş sağlığı ve güvenliği şirketlere emanet Bu ne sorumsuzluk ? İş sağlığı ve güvenliği alanını denetleyecek kurumun devlet olmasına karşın, hazırlanan taslakta, devlet bu görevinden imtina etmiş durumda. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile Türk Tabipleri Birliği devre dışı bırakılıyor. İş güvenlik uzmanları, bir şirketin ticaret yasası hükümlerine göre açtığı kurumda eğitilecek, sınava tabi tutulacak. Uygulamanın birilerine iş kapısı açmaktan öteye gitmeyeceği ileri sürülüyor. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Çalışma ve Sosyal Güvenliği Bakanlığı tarafından Bakanlar Kurulu’na sunulan “İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Taslağı” Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) devre dışı bırakırken, iş sağlığı ve güvenliğinde uzman eğitimi ve denetimi şirketlere bırakılıyor. TMMOB Hukuk Müşaviri Nurten Çağlar Yakış, taslağın özünde çalışanların bulunmadığını belirterek taslağa yönelik eleştirilerini dile getirdi. “Amaç maddesinde işverenin ve çalışanların yükümlülükleri tanımlanırken devlet yok. Devletin kendi sorumlu lukları çıkarılmış. İş sağlığı ve güvenliği alanını denetleyecek, gözetecek olan devlet olmasına karşın bu görevinden imtina etmiş durumda” diyen Yakış, Türkiye’de taşeronlaşmanın hızla yaygınlaşmasına karşın taslakta alt işveren tanımına da yer verilmediğini vurguladı. ILO’ya aykırı Yakış, “Mühendisler, mimarlar iş güvenliği uzmanı belgesi alacak ise bir şirketin ticaret yasası hükümlerine göre açmış olduğu kurumda eğitilecek. Sonra sınava girecek. Bakanlık tarafından belgelendirildikten sonra iş güvenliği uzmanı olacak. Bu bir sektör yaratmaktan, birilerine iş kapısı açmaktan başka bir şey değil. Mimar ve mühendislerin Türkiye üniversiteleri var, meslek odaları var. İstenirse odasından meslek içi iş kazalarında eğitim alır. Para harcamasına Avrupa birincisi gerek yok. Bu TMMOB Yasası’na, AB direktiflerine ve İstanbul Haber Servisi Türkiye iş ILO normlarına aykırıdır” kazalarında Avrupa’da birinci, dünyadiye konuştu. da ise üçüncü sırada yer alıyor. DİSK’in Taslakla Ortak İş Sağlıiş kazaları ile ilgili yaptığı bir araştırmaya ğı ve Güvenliği Birimlegöre Türkiye’de 20002009 arasında 784 ri oluşturulacağına işaret binden fazla iş kazası meydana geldi, bu eden Yakış, “Yani şirkazalarda 10 binden fazla işçi yaşamını yitirketler kurulacak. Bir di. Resmi kayıtlara girmeyen iş kazaları ya işyeri buradan hekim da meslek hastalıkları nedeniyle ölen veya ya da iş güvenliği uzsakat kalan işçilerin sayısı bilinmiyor. manı isteyecek. De2010’un ilk sekiz ayında 238 emekçi hayatını kaybederken, 2011’in ilk sekiz ayında bu sanetimi onlar yapacak” yı 376’ya ulaştı. SGK’nin yayımladığı 2009 dedi. raporunda kazalarda İstanbul önde geliDİSK, İş Sağlığı ve yor. İstanbul’u Ankara, Bursa ve Antalya Güvenliği Uzmanı Tevtakip ediyor. Yaşanan iş kazalarının en fik Güneş, işverenlerin önemli nedenleri işçiyi bir veya birbu taslağa bile karşı çıktıkden fazla cismin sıkıştırması, batlarına dikkat çekerek iş sağması, ezmesi, kesmesi, düşen cilığı ve güvenliği alanının kâr simlerin çarpıp işçiyi devirmeunsuru olarak görülüp piyasaya si, makinelerin sebep olduaçıldığını söyledi. Güneş, taslaktagu kazalar ve kişilerin ki denetim ve yaptırımların yeterdüşmesi olarak besiz olduğunu kaydetti. lirtiliyor. İnsan Hakları, Demokrasi Karnemiz Zayıflarken... 22 Kasım günü, 10 gazetecinin birden tutuklu olduğu, 9 ay sonra açılabilen Odatv davasını izlemeye çalışan, bir gün sonra en çok tutuklu gazetecisi ülke rekoru olan Türkiye’nin tutuklu 64 gazetecisinin yakınları ile bir araya gelerek tutukluluğun yaşam hallerini gözlemlemeye uğraşan, 3. günlerinde de Ankara’da Meclis’te parti gruplarıyla görüşen uluslararası gazetecilik örgütlerinin yöneticileri, dün izlenimlerini kısa bir sonuç metninde topladılar... Avrupa Gazeteciler Sendikaları Federasyonu (EFJ), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RST), Avrupa Gazeteciler Birliği, Alman DJV’nin, TGS ile birlikte yaptıkları bu ortak açıklamada; Zar zor, kargaşa içinde salona girebildikleri, bizlerin giremediği, henüz başlayamayan Odatv davasındaki yargılama koşullarından derin bir endişe duymuşlardı. Daha önce de gelişmeleri yakından izledikleri, en çok sayıda tutuklu ve hükümlü gazetecisi olan Türkiye’de basın özgürlüğünün kötüleşmesi durumunu öfke ve endişe içinde izlediklerinin bir kez daha altını çiziyorlardı. Terörle mücadele, TCK yasaları çerçevesinde gazeteciler aleyhine açılan yargılamalarda kullanılan, düşünce özgürlüğüne darbe indiren hükümlerin, yasa değişiklikleri ile tehdit olmaktan çıkarılmasını talep ediyorlardı. Türkiye’deki gazetecilik örgütlenmelerinin, düşünce özgürlüğü, gazetecilere karşı uygulanan baskılar için bir araya gelmiş olmalarını, Gazetecilere Özgürlük Platformu çalışmalarını sevinçle karşılıyor, verdikleri desteği sürdüreceklerini duyuruyorlardı. Gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyorlardı... ??? Birkaç saatlik uğraşıdan, itişkakış, uzun tartışmalardan sonra, 10 tutuklu gazeteci arkadaşımızın 9 ay sonra çıkarıldıkları mahkemede bile duruşmaya girememiş, yüzlerini görememiş, “Yalnız değilsiniz, arkadaşlarınız yanınızda..” diyememiş olmanın, tutuklu bir gazeteci için moral anlamını bilmenin sıkıntısı içinde, Çağlayan’dan sonra soluğu Silivri’de alayım dedim. Balbay ve Tuncay’ın yargılandıkları Ergenekon davasının son saatleri olacaktı. Yetişemezsem onları da kesinleşmemiş tarihle en erken bir aydan fazla aradan sonra, duruşma salonunda uzaktan ancak görebilecek, bağıra çağıra birkaç cümleyle selamlaşabilecektim... Benim Silivri’ye vardığım alacakaranlık saatlerde, aylar aralıklı yapılan 6 günlük paket yargılamanın son diliminde sanık avukatları tahliye taleplerini yapıyorlardı... Doğal olarak birkaç aylık aralarla izleyebildiğim yargılama sürecinden farklı olarak salonda çok az sanık kalmıştı. Yanlış umutlanmayın, tutuklu sayısının azalması ile bağlantılı değil, ağır hasta sayısının katlanması ile ortaya çıkan bir tabloydu bu... Arka arkaya avukatların son duruma ilişkin tahliye taleplerinin metinlerini dinlerken, giderek daha çıplak ortaya çıkan tek gerçek, “darbeci terör örgütü üyeliği suçuna ilişkin” en küçük bir kanıtın henüz ortaya konmadığıydı. Savcının talebi, tutukluluğun devamı gerekçelerinde de yargının altını çizdiği üzere, hâlâ delillerin toplanması süreci, Balbay’ın önümüzdeki çarşamba günü cezaevinde tutuklu bininci gününü, hücrede tek başına 276. gününü tamamlaması söz konusu iken de devam ediyordu. Tek başına bu tablo, hukukun, insan hakları, yargılama haklarının katledilmesi durumu değil mi? Avukatların kendi müvekkillerine ilişkin özel durumları özetlerken, tek tek sorgulamalar yapılmışken de, suç kanıtı olarak gösterilen tek belge tipinin bilgisayarlardan alındığı söylenen, yasa, hukuk dışı edinilmiş veriler olması daha bir çarpıcı. Çünkü, hukuk gereği kayıt verilerinin numaraları kopyaları ile birlikte sanıklara verilmediğinden, teknik boyutu ile söz konusu metinler üzerinde her tür değişiklik yapılabileceğinden, sonuç; kanıt değerleri hukuken sıfıra sıfır. Sorgulamalarda sorulanların bütününde ise birbirini tanımayan, bir araya gelmemiş insanlar askeri darbe amaçlı terör örgütünün üyesi olmakla soyut olarak suçlanırlarken, cumhuriyet mitinglerine katılmadan, bilinen açık toplantılara uzanan bir halkada kalınmış... Zaten terör örgütü suçlamasının henüz bilinen gerekçeleri de ortada yok. Ha bu arada aradan geçen aylar, yıllar içinde tahliye olanların bir dökümü de çok daha farklı bir garabet durumun tablosunu oluşturuyor... Ergenekon, AKP iktidarına karşı darbe yapmak üzere kurulmuş asker bağlantılı gizli terör örgütü... Ayrı ayrı gruplar içinde açılmış bu davaların toplamında bugüne kadar tutuklanmış, yargılananların ortalama dörtte üçü tahliye edilmiş. Tutuklu kalan ağırlıklı gazeteci, üniversite hocası, bilim insanı, emekli subay, hangi silahlı örgüt gücü olarak darbe yapabilirlerdi ki?.. Gelelim içimi karartan son duruma... Duruşma salonunun boş kalmasına neden olan ağır hasta tutuklular için avukatlar, tahliye olmazsa tedavi hakkı için yakarıyorlar... Kanser, felç, ağır damar tıkanıklığı, yüksek tansiyon, şeker... Yoğun bakımda, tam teşekküllü hastanede olmazlarsa yakın tarihlerde ölme riskleri var... Biliyorsunuz tutukluların yaş ortalaması yüksek, Silivri koşulları çok ağır. Daha ağır bir yaşam hakkı ihlali, işkence tablosu nasıl olabilir ki?.. İş arayan gençlere girişimcilik öğretelim Ekonomi Servisi İstihdam uz rının GSYİH’nin yüzde 4’ünden az manları, Türkiye’de 7 milyon 122 bi olduğunu belirtti. Bunun G20 ülkene ulaşan genç işsiz sayısını aşağı çek leri arasındaki en düşük oran oldumek için girişimciliğin desteklen ğunu söyleyen Çakmak şu bilgileri verdi: mesi önerisinde bulundu. ? Türkiye’de 1524 yaş arası topKamu ve sivil toplum örgütlerine çağrıda bulunan uzmanlar, 1524 yaş lam nüfus 11 milyon 548 bin. ? Genç nüfuarası gençlerin girişimciliğe teşvik sun sadece 3 miledilmesi için uzmanyon 465 bini islaştırılmış meslek edindirme projeleri ? İstihdam uzmanlarına göre, tihdam ediliyor. ? İş aramayıp ve girişimcilik proggenç işsizlik sorunu ancak çalışmaya hazır ramlarının önemine uzmanlaştırılmış meslek olanların sayısı dikkat çekti. Bahçeşehir Üni edindirme projeleri ve girişimcilik 599 bin. ? İş bulma versitesi’nde Türkiprogramlarıyla aşılabilir. ümidi olmayanye Personel Yönetim lar 218 bin kişi. Derneği ve Türkiye ? Genç nüfusta işgücüne dahil olGenç İşadamları Derneği’nce düzenlenen Genç İşsizliği mayan kadın sayısı 4 milyon 351 bin. ? Toplam kayıtdışı istihdam oraÇalıştayı’nda konuşan Uluslararası Çalışma Örgütü Program Sorumlusu nı yüzde 44, gençlerde yüzde 58.3. ? Ağustos 2011’de genç işsizlik Ozan Çakmak, OECD verilerine göre, Türkiye’de eğitim harcamala oranı yüzde 18.6. Türkİş’ten ‘ivedi’ çağrı i Türkiye Ekonomi Servis federasyoKon İşçi Sendikaları r öncesi yapla ay ), nu (Türkİş şkanlar kurulu ba n ke re ması ge l kurula bir toplantısını, gene a karar veray hafta kala yapm ikal Güç Birnd Se di. Özellikle esi sendika liği Platformu üy tiri alan yöeleş başkanlarından günü sendikabe em rş pe , netim di ve önemli” lara yaptığı “ive diği çağrıyla ibaresiyle gönder a davet etti. tıy başkanları toplan dan sendikaon sy ra de fe Kon yazıda, “811 lara gönderilen cak Türkİş Aralık’ta yapıla el Kurulu 21 Olağan Gen rüşmek ve gö hazırlıklarını i yerine geer rl ü d se ro bazı p la, Başkanıy ac am ek tirm n 2 Aralık lar Kurulu’nu 0’te Anka.0 Cuma, saat 14 ı kararlaşas m n la p ra’da to ldi. tırılmıştır” deni İlk GDO’suz pamuklu Ekonomi Servisi Genetik değişikliğe uğramış (GDO) tohumlarla pamuk üretiminin yapılmadığı Türkiye’nin, bu özelliğini bir avantaj olarak değerlendirmek amacıyla başlattığı uygulama kapsamında “GMO Free, Turkis Cotton” etiketi, pamuk balyalarından sonra konfeksiyonda ilk kez Bossa’nın ürettiği kot pantolonda kullanıldı. Projeyle ilgili İzmir Ticaret Borsası’nda yapılan toplantıda Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı ve İZTB Başkanvekili Barış Kocagöz, “Bugün tarladan ürüne, GDO’suz zinciri tamamlayan ilk ürünle önemli bir adımı atıyoruz. Önder tekstil firmalarımızdan olan Bossa AŞ tarafından üretilen kot pantolon ürünlerinde Control Union tarafından yapılan kontrol süreci sonrası sertifika süreci tamamlandı” dedi. GMO Free etiketinin ana amacı, Türk pamuğunun katma değerini ve talebi yükseltmek. Bu yolla, yılda 2 milyar doları bulan pamuk ithalatının azaltılması da hedefleniyor. GDO’suz pamuklu ilk pantolonu Bossa pazarlama müdürü Gülperi Erkanlı giydi. T.C. ADANA/KARATAŞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2010/189 Es. Vesayet makamı ile Satılmasına karar verilen taşınmazların cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Adana ile Karataş ilçesi Adalı köyü, Balkanlık mevkii, tarla cinsi, 67.250,00 m2 yüzölçümlü, 258 parsel nolu, hacizli, ipotekli taşınmazın tamamı satılacaktır. ÖZELLİĞİ: Killikumlu, tesviyeli, sulanabilir vasıflı taban suyunun yüksek olmasından kaynaklanan çoraklaşma belirtileri mevcut, kışın su altında kaldığından birinci ürün için uygun olmayan, toprak işlemesi için suların çekilmesi gereken 2. ürün pamuk ekimine daha elverişli olduğu bilirkişi tarafından bildirilmiştir. Taşınmazın m2 birim fiyatına 1,50 TL den tamamına 100.875,00 TL Kıymet takdir edilmiştir. Muhammen Değeri: 100.875,00 TL’dir SATIŞ ŞARTLARI: 1Satışına karar verilen yukarıda yazılı taşınmazın Birinci arttırması 13/01/2012 tarihinde saat:14.20 ile 14.30 arasında Adana Karataş Belediyesi Mezat salonunda açık arttırma suretiyle satılacaktır. Birinci arttırma tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ile paylaştırma giderlerini geçmek şartıyla ihale edilecektir. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla ikinci arttırma 23/01//2012 günü aynı saatler arasında Adana Karataş Belediyesi Mezat salonunda açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada taşınmazın tahmin edilen kıymetlerinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklıların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale edilecek, böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya o miktar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga vergisi, KDV tapu alım harç ve masrafları ile teslim ve tahliye giderleri alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir). Bu gayrimenkuller üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 16/11/2011 (Basın: 72022) VEFAT Baromuzun 9924 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT ALİ TÜMER vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 26.11.2011 Cumartesi günü (bugün), Levent Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip, Ulus Mezarlığı’na defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI ACI KAYBIMIZ Yokluğuna alışamayacağımız çok sevgili babamız ve dedemiz, Kibriya Güzel’in çok değerli eşi İNGİLİZCE Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, YÜK. MÜH. ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH İş İngilizcesi (Business English), İngilizce iş görüşmelerine (Interviews) hazırlık Gramer ve kişiye özel konuşma dersleri Kadıköy / İstanbul TEL: 0532 701 80 41 (0216) 418 94 51 HÜSEYİN GÜZEL 24 Kasım 2011 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. KISA... KISA... ? TCMB Başkanı Erdem Başçı, kredi büyümesinde son 10 günlük ortalamalarda yüzde 10’un bile altına düştüğünü belirterek “Bu eğilim devam ederse 2012 yılıyla ilgili riskler açısından çok rahat olacağız” dedi. Başcı, bankacılık sisteminde döviz likiditesi sıkıntısı olmadığını söyledi. ? Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Van’da ciddi bir fedakarlık var. Muhtemelen orada görev yapan kamu çalışanlarına 6 aylık bir süre için, bir miktar ek ödeme gündeme gelebilir. O yönde bir çalışmamız var” dedi. 34 DP 4100 plakalı aracın taşıt kartı kaybolmuştur. Hükümsüzdür. (AcArt İnş.Yapı Tic.Paz.Ltd.Şti.) Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ÇOK ÖZLEYECEĞİZ… UĞUR ASLAN GÜZEL AİLESİ C MY B C MY B