Katalog

12 KASIM 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sivas katliamı davasında mahkum olan Vahit Kaynar, Polonya’da serbest bırakıldı 5 Üç aydın, yazarın, yayıncının PKK’yle bağı olabilir mi? Bence olamaz! Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın ve öteki meslektaşlarımızın bir başka örgütle bağları olmadığı gibi. ??? Televizyon kanallarında oğlu, yıkılan otelin enkazı altında kalan anneyi izliyorum. Bakanlar yine AKP, katili isteyemedi ? Sivas katliamı sanığı Vahit Kaynar, yakalandığı Polonya’dan, 40 günlük süre içinde iadesi istenemediği için serbest kaldı. Sivas davası avukatlarından Şenal Sarıhan, “Hükümet isteseydi, ağırlığını koysaydı bu sorun çözülür, Kaynar iade edilirdi’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te 35 aydının yakılarak öldürülmesine ilişkin davada idam cezasına çarptırılan firari sanık Vahit Kaynar’ın tutuklu bulunduğu Polonya’da kefaletle serbest bırakıldığı bildirildi. Sivas davası avukatlarından Şenal Sarıhan, “Devlet bir kez daha katliam sanığını yargının önüne getiremedi” dedi. Vahit Kaynar, 25 Eylül’de Polonya’da yakalanmış ve tutuklanmıştı. Polonya yasalarına göre 40 gün içinde Türkiye’ye iade işlemi gerçekleşmemesi halinde Kaynar’ın serbest bırakılacağı belirtiliyordu. Kaynar’ın yakalandığı haberini Sivas davası avukatlarından Şenal Sarıhan, 5 Ekim’de yaptığı açıklama ile duyurdu. Sarıhan’ın başvurusu üzerine Adalet Bakanlığı ancak 11 Ekim’de Kaynar’ın iadesiyle ilgili Polonya makamlarına başvurdu. Ancak bu süreçte Polonya mahkemesi Kaynar’ı yaklaşık 55 bin lira karşılığında serbest bıraktı. Avukat Şenal Sarıhan, Kaynar’ın Türkiye’ye iadesi konusunda devletin gerekli müdahaleyi yapmamasını eleştirerek, şunları söyledi: “Hükümet isteseydi, ağırlığını koysaydı bu sorun çözülür, Kaynar iade edilirdi. Adalet Bakanlığı bizim başvurumuzdan günler sonra gerekli belgeleri toplayıp Polonya makamlarına başvurdular. 40 günlük iade süresi bürokratik işlemlerle dolduruldu. Bu aslında çok basit bir iştir, hemen çözülebilirdi. Üstelik bu cezası kesinleşmiş bir katliam sanığıdır. Devlet bir kez daha katliam sanığını yargının önüne getiremedi. Adi suçlarda dahi insanlar anında gözaltına alınabiliyorlar, ama bir katliam sanığını yargı önüne getirilemiyor” dedi. Muhtarın korkusu deprem, derdi İBB İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul milletvekilleri Süleyman Çelebi ve Mevlüt Aslanoğlu, Bakırköy ve Çatalca ilçelerinde muhtarların sorunlarını ve isteklerini dinledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yakınan muhtarlar, öncelikli sorunlarının deprem, ulaşım ve çevre olduğunu anlattı. Toplantılarını İstanbul’un diğer ilçelerinde de sürdüreceklerini belirten Çelebi, “Muhtarların tamamına yakını ‘Gece rahat uyuyamıyoruz. İşte Van’daki durum ortada’ diyorlar. ‘TOKİ, İBB, AKP’li belediyelere istediği yerde istediği kadar imar hakkı tanıyor. CHP’li belediyelerin isteklerini dinlemiyor. Ayrımcılık yapılıyor’ dediler” diye konuştu. Sorunun Temelinde Ne Var? Yine bir kadın gördüm televizyon ekranlarında. Gözlerinde bir yağmur bulutu, hüzün ve acı. Çığlık çığlığaydı. Enkaz altında kalan yavrusunun çıkarılmasını bekliyordu. Hayat bir tuhaf... Çocuklarımızın ölümleri, adı konulmamış bir savaş, şehit cenazeleri, eli kanlı PKK, mayınlı tuzaklar, baskınlar... Gerçekten barış ne zaman gelecek bu ülkeye? Malzeme yerine dere kumundan, çakıl taşından konut ve otel yapanlardan ne zaman hesap sorulacak? Yoksulu daha yoksul, varsılı daha varsıl yapan vahşi kapitalizm Türkiye’de ivme kazanırken, sermayeemek çelişkisini yok sayanlar demokrasi ve insan haklarından, gelir dağılımında eşitsizlikten nedense söz etmiyorlar. Varsa yoksa Mustafa Kemal Atatürk’ü eleştirmek... Elbet kimi sözde Atatürkçüler, tıpkı 1980 darbesinden sonra Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı gibi bir yöntem izliyorlar; Atatürk’ü putlaştırmak! Türkiye’nin 1920’ler ve 30’lardaki koşullarını 2011 yılında tartışmak, devlet içinde örgütlü silahlı güçleri, çeteleri güncel deyişle “derin devleti” Kemalizmle örtüştürmek cehaletin ta kendisidir. ??? Kürt sorunu demokrasi içinde konuşulup tartışılacaktır. Olayın sosyal, ekonomik ve kültürel boyutu ele alınacaktır. Feodal yapılanma ve aşiretler konusu da gündeme getirilecektir. Bir yıl önce siyasal iktidar yandaş, candaş, liberal gazetecileri bir araya getirmedi mi Kürt sorununun çözümü için? AKP iktidarı bugün liberallerle araya uzaklık koydu, daha doğrusu onları dışladı. Neden ve niçin? KCK operasyonları... Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Ayşe Berktay ve Ragıp Zarakolu gibi aydınların tutuklanması... Karaoğlan anıldı Demokratik Sol Parti (DSP) İstanbul İl Teşkilatı, ölümünün 5. yıldönümünde eski başbakanlardan, DSP Onursal Başkanı Bülent Ecevit’i düzenlediği etkinlikle andı. Mecidiyeköy’de bulunan DSP İl Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıya DSP Genel Başkan Yardımcısı Soydal Silay, DSP İstanbul İl Başkanı Erdoğan Sincer ve çok sayıda partili katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Sincer, Ecevit’in darbelere tek başına direnen bir lider olduğunu belirterek “Hapislere atılan ama hiç yılmayan bir demokrattı. Taklitçi değil, yerli solu yaratan Karaoğlan’dı. Türkiye’de grevli, toplusözleşmeli sendika hakkı, iş güvencesi ve işsizlik sigortası onun eseriydi” dedi. Silay da yaptığı konuşmada, Türkiye tarihine üç Mustafa’nın damga vurduğunu belirterek “Bunlar Mustafa Kemal Atatürk, Mustafa İsmet İnönü ve Mustafa Bülent Ecevit’ti. Ecevit, Kıbrıs’a barış getirerek diğer liderler gibi tarihteki yerini aldı” diye konuştu. Etkinlik, şiir dinletileri ve barkovizyon gösterimiyle son buldu. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) Van’da... Halk tepkili... Valiyi yuhalıyorlar... Polis cop ve biber gazı kullanıyor... Acılı insanlara, ne yaparlarsa yapsınlar polis böyle davranır mı? Olayları izlerken “Kürt sorunu yoktur, Kürt yurttaşlarımızın sorunları vardır” diyen bakanlar geliyor aklıma... Ardından Habur’dan giren PKK’liler... Kurulan çadır mahkemeleri, onların bir kahraman gibi karşılanıp otobüslerle ilçe ilçe dolaştırılmaları... Ben inanın KCK’nin ne olduğunu bilmiyorum... KCK, Başbakan Erdoğan’ın belirttiği gibi “devlet içinde devlet mi” anlamış değilim. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de Kürt sorununun ne olduğunu anlamış değil. ??? Gerçekten Kürtler ne istiyor? Bağımsız bir devlet mi? PKK’nin haraç toplaması ve uyuşturucu kaçakçılığının sürmesini mi? Anayasal eşitlik, yurttaşlık hakkı mı? Demokratik özerklik mi? Bu konular demokratik bir ortamda oturulup tartışılabilir. Sakıncası yoktur! Bakın Van’da çöken beş katlı otel bir aşiretin... Onlara kimse dokunamıyor korkusundan... Devlet halkın değil, aşiretlerin yanında... Mustafa Kemal bunu 1920’lerde fark etti... Köy enstitüleri bu nedenle kuruldu... Aşiretlerle, şıhlarla, şeyhlerle bu nedenle mücadele edildi o günün koşullarında. Demokrasi, özgürlük, barış ve kardeşlik... Van ve Erciş depreminin ardından Kürt yurttaşlarımız nereye gidiyor? Batıya.... Ankara, İstanbul, İzmir vb. gibi kentlere... Türk kardeşlerinin oturduğu yörelere. ??? Gözü yaşlı anneyi düşünüyorum yazımı sonlandırırken... Acılarla yüklü, umutları tükenmiş bir toplum. Hava soğuk, inceden yağmur yağıyor İstanbul’a... BAŞBAKAN YİNE GAZ VE COPTAN YANA Erdoğan depremzedeleri provokatörlükle suçladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Van’da bakanları ve valiyi protesto ettikleri için polislerce coplanan depremzedeleri “provokatörlükle” suçladı. Erdoğan, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yaptırdığı 111 tesisin toplu açılış törenindeki konuşmasında Van depremiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Geçmiş depremlerden gerekli ders çıkarılmadığı için depremlerde daha büyük kayıplar yaşandığını kaydeden Erdoğan, “Sadece müteahhitleri, denetim kuruluşlarını, yerel yönetimleri değil, artık tek tek kendimizi de sorgulamak durumundayız” diye konuştu. Erdoğan, “Bu depremi speküle eden, bunun üzerinden kendisine rant sağlamaya çalışan çevreleri de buradan uyarmak istiyorum” diyerek bakanları ve valiyi protesto ettikleri için polis tarafından coplanan depremzedeleri suçladı. Erdoğan şunları söyledi: “Bunların hiçbirisinin depremle mücadelede verdikleri herhangi bir katkı söz konusu değil. Bunlar depremzede de değil. Bunlar sadece buradaki süreci provoke etmeye çalışan provokatörler. Orada çalışmakta olan, gayret eden bakanlarımız, valimiz, valilerimiz ve oraya emeğini koyan güvenlik güçlerimiz, orada bir de bunlarla mücadele etmek zorunda kalıyor.” Erdoğan, yıkılan binalar için AFAD da dahil “oturulabilir” raporu verenlere yasal sürecin başlatılacağını kaydetti. OTOBÜSLERLE TAŞINDILAR Personel zorunlu alkışçı Törene Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) personeli resmi yazı yazılarak otobüslerle taşındı. Tarım Ormanİş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, açılış töreninin kalabalık olması ve Başbakan Erdoğan’ı alkışlaması için Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun talimatıyla tören alanına yüzlerce çalışanın zorla getirildiğini ifade etti. Çalışanların törene katılımı için Orman Genel Müdür Yardımcısı’nın imzası ile resmi yazı hazırlandığını kaydeden Durmuş, Orman Genel Müdürlüğü’nden 600, Bolu Orman Genel Müdürlüğü’nden 120 çalışanın AKP’ye getirildiğini belirtti. Bunun yanı sıra Ankara’ya yakın olan Konya, Kastamonu, Zonguldak, Çorum ve Amasya gibi illerden de OGM çalışanlarının zorunlu olarak AKM’ye taşındığını dile getiren Durmuş, “Kurum çalışanlarını mesai dahilinde siyasal iktidarın moral destek aracı olarak kullanılması asla kabul edilemez. 111 eser içerisinde yer alan 48 HES, asla ormancı çalışanlarını ilgilendirmediği gibi ormancılığın ruhuna da uymamaktadır. Doğayı tahrip eden bu tesislerin açılışında ormancıların alkışlanması da kabul edilir bir durum değildir” dedi. ‘Muhteşem yüzüncü yıl’ Başbakan Erdoğan, Bağlum’da düzenlenen AKP 10. yıl hatıra ormanı ve fidan dikim töreninde yaptığı konuşmada ise “Türkiye’nin en genç partilerinden biri olan AKP, 10 yılda, adeta asırlık bir çınar gibi ülkemizin her yanında kök saldı” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yıldönümü olan 2023 için, “Osmanlı gibi muhteşem Türkiye” hedefi koydu. Erdoğan,“Aynen Osmanlı nasıl bir çınar gibi gür, dev, muhteşem bir hale geldiyse, şunu bilin; inşallah Türkiye Cumhuriyeti de o muhteşem yıllara yeniden kavuşacaktır” dedi. C MY B C MY B