18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 KASIM 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Taciz ve istismara uğrayan çocuklarla ilgili çalışma başlatan Bakanlık, mağduriyeten herkesi sorumlu tutacak 3 Çocuğa SEVİL ARINAN koruma ANKARA Taciz ve istismara uğrayan çocuklarla ilgili çalışma başlatan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, yaşanan mağduriyetten herkesi sorumlu tutacak. Bakanlık, çocuğun mağdur edildiğini gören, duyan ya da tanıklık eden herkesin ilgili birimlere ihbar etmesini zorunlu kılıp, bildirilmemesi durumunda ceza yaptırımı uygulanmasını gündeme getirecek. Özel koruma sisteminin geliştirileceği mağdur çocukların yanı sıra evden kaçan çocuklar ile madde bağımlıları için bakanlık bün yesinde yeni birimler kurulacak. N.Ç. davasının ardından çocuk koruma konusundaki hazırlıklarına başlayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 1. Çocuk Hakları Strateji Belgesi’ndeki çalışmalarını sürdürüyor. Çocuğun yararını temel ölçüt alacak olan bakanlık, strateji belgesindeki kararlarda YÖK, Adalet, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıklarını doğrudan sorumlu tutacak. Akademisyen, sivil toplum örgütleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının katkı sunduğu belgede, bütün değişiklikler, çocukları korumaya yönelik hazırlanacak yasa taslağına da eklenecek. Atsushi Miyazaki, Can Kıraç ve Atatürk Atsushi Miyazaki Japonya’dan Erciş’teki deprem enkazının altında kalanları kurtarmaya geldi, ihmalimizden dolayı ikinci bir depremin enkazının altında kalarak öldü. İsmet Berkan’ın sözcükleriyle “Bizim, ‘Dış kaplamalarını sökseydik mal sahibine maddi külfeti olurdu, o yüzden hasar olup olmadığına üstten baktık’ zihniyetli görevlilerimizin kurbanı oldu”. ??? Van’da bine yakın vatandaşımızı öldüren şey, deprem değil “zihniyettir”! Bakın yine Berkan o “zihniyeti” nasıl anlatıyor: “Sabah deprem yardımı koordinasyonuyla görevli Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, yanında Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Van Valisi ile birlikte enkazın başına gelirken, bir grup Vanlı depremzede ‘Vali istifa’ diye bağırıyor. Beşir Atalay, ‘Durun bir dinleyin’ diyor, belli ki valiyi savunacak. Ama küçük kalabalığın dinlemeye niyeti yok, onlar bağırmak istiyor. Atalay dönüp arkasını gidiyor, talihsiz bir el işaretiyle. O üç adım yürüdükten sonra polis kalabalığa coplarla girişiyor. El insaf. Biraz vicdan. Polisin ilk müdahalesini kalabalığın taş atması izliyor. Onu polisin biber gazı kullanması. Gaz, enkazda arama kurtarma yapan ekipleri de etkiliyor. Aşağıda canıyla savaşanlar için çok değerli dakikalar bu yüzden uçup gidiyor. Bu vicdansızlığı izah edecek kelime bulmakta zorlanıyorum. Kelimeler kifayetsiz.” ??? Erciş depremi, Türkiye’deki başka depremleri gündemden düşürüyor… Oysa bu depremler son kalan özerk kurumları da yıkıyor: Ne Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, HSYK kalıyor… Ne Türkiye Bilimler Akademisi, TÜBA… Ne de İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, İMKB. Yargı da bilim de borsa da siyasal iktidarın emrinde artık! ??? Türkiye Cumhuriyeti bu zihniyete layık değildir. Kuruluşundaki asıl zihniyeti, Can Kıraç’ın yolladığı 10 Kasım mektubunun bir bölümünde buluyoruz: “Ben Cumhuriyet ilkeleriyle büyüdüm...…Son günlerde, arkadaşlarım bana soruyorlar: ‘Sen Beyaz Türk müsün?’ Cevabım kısa ve kesin oluyor: Ben kendimi evvela Türk olarak kabul ediyorum. Çocukluğumdan bugüne hayatımı Cumhuriyet döneminde yaşadım. Cumhuriyeti anlamaya ve özümsemeye çalıştım, niye kendimizi; Beyaz Türk, Türk, Kürt, İslamcı, Alevi, Sünni diye sınıflıyoruz? Siz gene de soruyorsanız, söyleyeyim; Ben hem Türk’üm hem de Atatürkçüyüm. Bugün, Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 73. yılında, O’nun bize armağan ettiği manevi mirasını sizinle paylaşıyor ve bu mirasa sahip çıkmanızı diliyorum: ‘Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat asla ödün vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur. Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.’ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK” JOBULA’NIN KURUCUSU YAŞAMINI YİTİRDİ Trafik cinayeti kurbanı oldu İstanbul Haber Servisi Jobula adlı insan kaynakları (İK) şirketinin kurucusu ve üst düzey yöneticisi Erdal Büyük, trafik magandasının kurbanı oldu. İşadamı Büyük, önceki gece Osmanbey’de yaya geçidinde yeşil yandığı sırada karşıdan karşıya geçerken, kırmızı ışıkta durmayan bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti. Doğan Grubu’na bağlı Capital Dergisi Yayın Yönetmeni Sedef Seçkin Büyük’ün eşi olan elektronik mühendisi Erdal Büyük, kazanın hemen ardından Şişli Etfal Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak yapılan tüm İşadamı Büyük müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Biri dövdü, diğeri öldürdü TEKİRDAĞ/ADANA (Cumhuriyet) Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Nejla Nalan Kaplan (42), eşi Necip Kaplan (59) tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Adana’nın Ceyhan ilçesinde ise 27 yaşındaki Cennet Çalar, eşi 35 yaşındaki Hüseyin Çalar ve arkadaşları tarafından sopalarla dövülüp polis karakolunun önüne atıldı. Nejla Nalan Kaplan, 6 aylık eşi Necip Kaplan ile henüz belirlenemeyen bir nedenle kavga etmeye başladı. Necip Kaplan, kavga sırasında yanında taşıdığı bıçakla eşini karnından ve boynundan bıçakladı. Nejla Nalan Kaplan, hastanedeki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. İzmir’de yaşayan 3 çocuk annesi Cennet Çalar, Adana Ceyhan’daki ailesine bayram ziyaretine gitti. Bayram sonu Hüseyin Çalar da eşinin İzmir’e dönmek istememesi üzerine yanına arkadaşlarını alarak Ceyhan’a geldi. Genç kadın İzmir’e dönmemekte ısrar edince eşi ve arkadaşları tarafından sopalarla dövüldü. Öfkeli koca, kanlar içinde kalan karısını otomobille Şehit Reşat Coşkun Polis Karakolu’nun önüne atıp kaçtı. Polisler tarafından çağrılan ambulansla hastaneye götürülen genç kadın tedaviye alındı. Bu kez panik Hereke’yi sardı ? Haber Merkezi Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde görülen ve geniş bir alanı etkilemeye devam etmesine rağmen hâlâ kaynağı belirlenemeyen beyaz ve yapışkan maddenin bir benzeri bu kez de Körfez ilçesinin Hereke semtini etkisi altına aldı. Dilovası’ndakinin aksine, rengi daha koyu olan, araçların cam ve kaportalarına yapıştıktan sonra çıkmayan, el sürüldüğünde zımpara izlenimi veren serpinti endişe verdi. Sahte içki davasında 60’ar yıl ? ANTALYA(Cumhuriyet) Almanya’dan 2009 yılının Mart ayında tatile geldikleri Kemer’de kaldıkları otelde aldıkları alkol sonrası komaya giren 7 Alman öğrenciden 3’ünün ölümü, 4’ünün de zehirlenmesiyle ilgili açılan davada, 2’si tutuklu 13 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, ölümlere neden olan “sahte içki” davasında içki üretimi yapan firmanın iki ortağına 60’ar yıl hapis cezası verildi. Minibüs devrildi: 3 kişi öldü ? EDİRNE/KONYA (Cumhuriyet) Edirne’de yabancı uyruklu kaçakları taşıyan minibüsün devrilmesi sonucu 3 kişi öldü. Üyüklütatar köyü mevkisinde meydana gelen kaza sonucunda aralarında çocukların da bulunduğu 9 yaralı hastaneye kaldırıldı. Kazada ölen ve yaralananların kimlikleri ve uyruklarının belirlenmesi için çalışma başlatıldı. Amasya’nın Suluova ilçesindeki trafik kazasında da 3 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Konya’nın Ereğli ilçesinde ise fabrika işçilerini taşıyan otobüsün devrilmesi sonucu meydana gelen kazada 34 işçi yaralandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle