25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 2011 CUMARTESİ [email protected] 12 DIŞ HABERLER ABD, nükleer faaliyetler için kullanılabilecek tünelleri vurmaya yarayan sığınak delen bombalar satıyor BAE’ye İran’a karşı bomba Dış Haberler Servisi İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili gerginlik artarken, ABD’nin yakında Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) hassasgüdümlü bomba satmaya hazırlandığı bildirildi. Amerikan Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, konuya yakın kaynaklar, ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon), BAE ile yapılan diğer silah anlaşmalarının yanı sıra 500 adet havadan karaya füze, Boeing firmasının ürettiği “sığınak delen” bomba ve diğer cephanelik satacağını duyurdular. Satışın gerçekleşmesi halinde BAE hava kuvvetlerinin, İran’ın nükleer silah geliştirdiği öne sürülen sığınak ve tüneller gibi hedefleri vurma kapasitesinin artacağı belirtiliyor. Son aylarda BAE’ye binlerce bomba satan Boeing firmasının sözcüsü Garrett Kasper ise yabancı ülkelere silah satışıyla ilgili açıklama yapamayacaklarını söyledi. Habere göre, önümüzdeki günlerde ABD Kongresi’ne sunulması beklenen silah satışıyla ilgili paket 4 bin 900 silah sistemini içeriyor. Özellikle Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) geçen salı günü İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili raporunu yayımlamasının ardından İsrail’in hatta ABD’nin İran’a saldırı düzenleyeceği yolundaki haber ve söylentiler arttı. PANETTA: SALDIRI İSTENMEYEN SONUÇLAR DOĞURUR Dış Haberler Servisi ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, İran’ın nükleer programını hedefleyen bir askeri harekâtın, bölgede “ciddi etkisi” olabileceğini ve “istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini” söyledi. Panetta, askeri bir harekâtın İran’ın nükleer programını sadece üç yıl erteleyeceğini, bu nedenle “ancak son çare” olarak düşünülmesi gerektiğini belirterek, uluslararası toplumun Tahran’a karşı daha sert yaptırımlar uygulaması gerektiğini bildirdi. Bir harekâtın İran’ı nükleer programından caydırmayacağını, üstelik bölgede ve bölgedeki ABD güçleri üzerinde ciddi etkisi olacağını söyleyen Panetta, “İstenmeyen sonuçlarla karşı karşıya kalmamak için dikkatli olmalıyız” dedi. Panetta, selefi Robert Gates’in, İran’a saldırının, bu ülkenin nükleer programını sadece üç yıl erteleyeceği yönündeki tahminine katıldığını da belirtti. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Kimun’un ise, “İran’ın tüm BM Güvenlik Konseyi ve UAEK kararlarına uyması gerektiğini yinelediği” bildirildi. BM Sözcüsü Martin Nesirky , UAEK’nin İran’ın nükleer programıyla ilgili son raporuna ilişkin sorular üzerine, raporun bir kopyasının genel sekretere verildiğini ve genel sekreterin rapordan ciddi endişe duyduğunu söyledi. Nesirky, şöyle konuştu: “Nükleer programının barışçıl olduğunu kanıtlamak İran’ın üzerine düşen bir yükümlülük. Genel sekreter sorunun askeri yollardan değil diplomatik yollarla çözümlenmesi gerektiğine inanıyor.” Bir Entelektüel Olarak Atatürk Atatürk hakkında son dönemde yapılan en ilginç sempozyumlardan birini izledim. 10 Kasım’da Boğaziçi Üniversitesi tarafından “Bir Entelektüel Olarak Mustafa Kemal Atatürk” adıyla düzenlenen sempozyuma Nermin Abadan Unat’tan ErikJan Zürcher’e, François Georgeon’dan Talat Halman’a uzanan bir yelpazede ünlü Atatürk uzmanları ve bilim insanları katıldı. Sempozyum öncesinde, aynı isimlerle hazırlanan ve önümüzdeki dönem bir kitaba dönüştürülecek olan kısa bir film izledik… ErikJan Zürcher, Nermin Abadan Unat, Talat Halman, Andrew Mango, François Georgeon, Fabio Grassi, Klaus Kreiser, Oktay Yenal… filmde Atatürk’ün entelektüel kimliğinin profilini çizdiler ve toplantının sonraki sempozyum bölümünde konunun ayrıntılı sunumunu yaptılar. ABD BAE’ye bomba satmaya hazırlanırken, ABD Savunma Bakanı, harekâtın son çare olarak düşünülmesi gerektiğini söyledi. (AFP) Entelektüel kimlik neden sona kaldı? Toplantı çok açıdan ilginçti. Sunuş konuşmalarını yapan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Kadri Özçaldıran ile Prof. Zafer Toprak özetle “Atatürk’ün askeri kimliği, lider kimliği yeterince biliniyor. Ama entelektüel kimliği hakkında yeterince kanı sahibi olmadığımıza karar verdiğimiz için, bu ‘entelektüel arkeoloji’ çalışmasına girdik” dediler… Atatürk’ün aydın kişiliğinin onlarca yıl uzun boylu irdelenmeden karanlıkta (alacakaranlıkta?) kalmış olması başlı başına çok şey söyleyen, çarpıcı bir veri her şeyden önce… Büyükelçi Özdem Sanberk’le toplantıyı yan yana izledim. O nedenle yanı başımdaki büyükelçiye hemen bu soruyu yönelttim: “Atatürk’ün leblebisi, zeybeği, Rumeli türküsü, Latife’si, Fikriye’si, gardırobu… enine boyuna konuşulurken; mirasını oluşturan temel fikirleri acaba neden bunca zaman mercek altına alınmadı?” Sanberk özetle! soruma “Çünkü” diye yanıt verdi: “Atatürk’e şimdiye dek ağırlıklı olarak askerler sahip çıktı. Mustafa Kemal’in onlar açısından önem taşıyan, öne çıkan birinci plandaki kimliği haliyle lider ve de asker boyutuydu...” Bu sorunun tabii pek çok karşılığı olabilir… Sempozyumda Atatürk uzmanlarını ve akademisyenleri dinledikçe ben kendi hesabıma “önderin entelektüel zihin haritası” üzerindeki analizlerin bilerek öne çıkarılmadığı kanaatine vardım. Atatürk’ün katman katman önümüze konan “zihin haritası” aslında öyle geniş kapsamlı, öyle derin, öyle çok boyutluydu ki… girdisiyle çıktısıyla çok fazla irdelenmeden öylece ortada bırakıldığı sürece herkes; o haritanın, kendine uygun kesitine sarılabilir; kendi görüşlerine uygun kılıflar bulabilirdi… Mustafa Kemal’in düşünce mirasını bunca zaman analiz etmemek; bu mirasın sağcısıyla solcusuyla kısaca serbestçe araçsallaştırılabilmesi demekti! Kandahar canisine ömür boyu hapis Dış Haberler Servisi Af rüntüleri delil olarak sunan savganistan’da görev yaptığı sıra cılık makamı, Gibbs’i “birlikte da oluşturduğu “öldürme ti görev yaptığı askerleri sindiren, miyle” silahsız Afgan sivilleri ABD askerlerinin Taliban güçöldürdüğü iddiasıyla yargıla lerine karşı korumak için sanan ABD piyade tugayında gö vaştıkları Afgan halkına yönerevli bir astsubay çavuş, suçlu lik etnik temelli derin bir nefret bulunarak ömür boyu hapis ce taşıyan, kana susamış bir hain” zasına çarptırıldı. olarak niteledi. Afganistan’ın Kandahar vilayetinde sivilleri öldüren ve öldürdükleri sivillerin parmaklarını kesen bir Amerikan müfrezesinin lideri olmakla suçlanan Calvin Gibbs (26) hakkındaki karar, mahkeme jürisinin 5 saat kadar süren görüşmesinin ardından açıklandı. Dış Haberler Servisi Jüri Gibbs’e ömür boyu hapis cezası verdi, ancak 8.5 yıl Afganistan’da silahlı bir grup, bir anne ile kızını önce taşladı sonra gibi bir sürede şartlı tahliyesilahla öldürdü. Yetkililer, den yararlanabilecek. Gibbs, cesetlerin parmaklarını kesip cinayetten, kadınları “ahlaksızlık ve zinayla suçlayan” Taliban’ı savaş ganimeti olarak saklasorumlu tutuyor. Saldırının dığını kabul Gazne valisinin ofisinden etmiş, ancak yalnızca 300 metre uzakta düşman ateşidüzenlenmesi dikkat çekti. ne karşılık Silahlı kişilerin, dul kadının verdiğini söykızıyla yaşadığı evine girdikleri, lemişti. Savanne ile kızı dışarı çıkarıp cılık, jüriye, burada önce taşladıkları ve sonra Gibbs ve ötevurdukları belirtildi. Komşuların ki askerlerin, cinayet sırasında yardım çatışma süsü etmedikleri ve yetkililere vermek için Calvin Gibbs zamanında haber vermedikleri öldürdükleri ifade edildi. Polis, cinayetle ilgili sivillerin yanlarına silah bı2 kişiyi tutukladı. Bölgenin raktığını anlattı. Gibbs, öncebüyük bölümünde Taliban den planlayarak adam öldürinsanlardan vergi topluyor, kız mek fiiliyle bağlantılı bütün çocuklarının okula gitmesini suçlamalardan hüküm giydi. önlüyor. Karma düğün İddia makamı Gibbs’i, “öltörenlerine de izin yok. dürme timi” olarak adlanKadınların düğün salonunda dırdığı müfrezesindeki asyürürken çok gürültü yaparak kerlerce Afgan köylülerin ölerkekleri rahatsız ettiği dürülmesinin ve yapılan diğer gerekçesiyle gelinle damat tecavüzlerin baş kışkırtıcısı oldüğünde bir arada duramıyor. makla itham ediyordu. Hükümet için çalışanları öldüren Gibbs, esrar kullandıklarıya da hapseden Taliban, önemli nı rapor eden bir askeri dövyolların da denetimini elinde mekten de suçlu bulundu. tutuyor, şoförler sık sık Davada Gibbs ve diğer asdövülüyor. Cep telefonu, video kerleri, kanlı cesetlerin önünkamera, müzik tabii ki yasak. de poz verirken gösteren gö Anneyle kızını taşlayarak öldürdüler önümüzdeki 5 yıl için yüzde 75 oranında arttırılmasını protesto eden öğrenciler önceki gün Montreal kentinde yürüdüler. Kolombiya’nın başkenti Bogota’da da önceki gün eğitimin özelleştirilmesi yolunda adımlar içeren hükümetin eğitim reformu yasa tasarısı protesto edildi. Yarım milyondan fazla üniversite öğrencisi geçen ay dersleri boykot eylemi başlatmış, Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, eyleme son verilmesi halinde, yasa tasarısını geri çekerek, diyalog başlatma teklifinde bulunmuştu. (Fotoğraflar: AP/AFP) ÖZEL EĞİTİME HAYIR Bütün dünyada öğrenci eylemleri artıyor. Kanada’da öğrenci harçlarının ‘Suriye, UCM’de yargılansın’ Dış Haberler Servisi İnsan Hakları İzleme Örgütü, “Suriye rejimini insanlığa karşı suç işlemekle” suçlayarak, Arap Birliği’nden, Suriye’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk edilmesi çağrısı yapmasını istedi. Suriye’de önceki gün ve dün çıkan çatışmalarda yaklaşık 40 kişi hayatını kaybetti. Arap Birliği’ni, Birleşmiş Milletler’den, Suriye rejimine silah ambargosu ve yaptırım uygulamasını ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sevk edilmesini istemeye çağıran örgütün raporunda, Humus kentinde güvenlik güçlerinin sivillere kötü muamele ve işkence ettiği, sivilleri keyfi tutukladığı, bunların insanlığa karşı suç oluşturduğu belirtildi. Örgüt tanıkların ifadelerine dayanarak, Humus’ta geçen nisan ortasından ağustos sonuna kadar 587 sivilin öldürüldüğünü, Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın şiddetin son bulmasını öngören Arap Birliği planına onay verdiği 2 Kasım’dan bu yana ise en az 104 kişinin öldüğünü bildirdi. Suriye’de dün cuma namazı sonrası çıkan olaylarda, güvenlik güçlerinin müdahale etmesi sonucunda çoğu Humus kentinde olmak üzere 17 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Suriyeli muhalifler dünü, “Suriye’nin Arap Birliği üyeliğini dondurma cuması” olarak adlandırdılar. Önceki gün meydana gelen olaylarda ise 24 kişi hayatını kaybetti. Ölenlerden 6’sının asker ve biri 8 yaşında kız çocuğu olmak üzere 3’ünün çocuk olduğu ifade ediliyor. Ordu birliklerinin, firari askerlerin ateşi altında kaldığını gösteren ve geçen pazar günü çekildiği bildirilen görüntüler de internette yayımlandı. Görüntülerin, muhalif güçlerin silahlanmaya başladığı yolundaki iddiaları kanıtladığı yolunda kimi haberler yayımlanırken, muhalifler, silahlı kişilerin firari askerler olduğunu belirtiyor. Atatürk diktatör müydü? Mustafa Kemal’i anlamaktan çok “araçsallaştırmaya” yönelmek; bu tartışmayı bana göre Atatürk’ün ölümünün 73. yılına dek ertelemiş olmamızın başlıca nedeniydi. Mustafa Kemal belgeseli ve sempozyumdaki konuşmacılar bu bağlamda kayda değer çok şey söylediler... Örneğin; “Modernleşen Türkiye’nin Tarihi” isimli kitabıyla ülkemizde isim yapan EricJan Zürcher “Atatürk’ün çok boyutlu entelektüel kimliği” için şunları not etti: “Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda Atatürk ve Türkiye; Batı’da alabildiğine olumlu bir imaja sahipti. Bunun nedeni dönemin tüm büyük siyasi akımlarının, Atatürk’te bir şeyler bulmasıydı. Avrupa solu için Atatürk, ‘sömürgecilik ve emperyalizmle mücadelenin’ simgesiydi. Avrupalı ve Amerikalı liberaller için; onun ‘laiklik’, ‘sanayileşme’, ‘kadın hakları’ gibi öncü fikirleri takdire şayandı. Dönemin yükselen faşizm sevdalıları ise, Kemal’de meraklı oldukları ‘güçlü adam’ simgesini bulmaktaydılar. Atatürk bu nedenle 20’ler ve 30’larda; hem antiemperyalist solun, hem merkezde modernlik yanlısı liberallerin ve hem de radikal sağın kahramanına dönüşmüştü...” “Diktatör/güçlü adam simgesini” ayrıntılarıyla irdeleyen Zürcher; Ata’nın Hitler ve Mussolini gibi faşist diktatörlerden ayırt edici yanını herkesin düşünmesi gereken şu boyutuyla öne çıkardı: “Atatürk’ün 10. yıl nutuk konuşması çok fazla şey anlatır” dedi Zürcher: “Düşünün ki 1933’teyiz. Karşımızda askeri bir lider var. Tam anlamıyla bir diktatör. Ama aynı tarihlerde İtalya’da iktidarda Mussolini var. Almanya’da da Hitler iktidara geliyor. Atatürk’ün bu konjonktürde yaptığı konuşmaya baktığınızda, kendisinin Mussolini ve Hitler gibi! askeri zaferler ve yayılmacılıktan bahsetmediğini görürsünüz. Atatürk’ün ’33 konuşmasındaki ana meselesi, yalnız ‘modernleşme’, ‘medenileşme’ ve ‘bilimselleşme’dir. Atatürk sadece, ‘uygarlaşmalıyız. Bunun tek yolu bilimdir’ demektedir. Bu, Mustafa Kemal’i ayırdeden olağanüstü farktır!” Buradan devam ederiz… 1923 2006 KEMAL SAVTEKİN (Emekli T.H.Y. MEYDAN MÜDÜRÜ) Bir çocuk daha okusun diye 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212 274 15 02 0212 213 74 02 Fax: 0212 275 52 44 www.yekuv.org Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi : 00158007287986476 • [email protected] Canım Dedeciğim, Ölümünün 5.yılında seni sevgiyle ve büyük bir özlemle anıyoruz. Senin torunun olmak bir onurdur. Bana adadığın hayatın için minnettarım. Senin kokuna hasretim dedeciğim. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle