19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 2011 CUMARTESİ [email protected] 16 KÜLTÜR 30. yaşını kutlayan Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın ana teması ‘Umut’ Düş mü, gerçek mi? Kültür Servisi İlki 1982 yılında 28 yayınevinin katılımıyla düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, kapılarını bugün açıyor. Onur konuğu ülkenin Mısır, onur yazarının Ferit Edgü, ana temanın ise “Umut: Düş mü, Gerçek mi?” olarak belirlendiği kitap fuarı, yaklaşık 600 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla, 197 etkinlik ve yüzlerce imza gününün yanı sıra 20 konuk yazarı ağırlayacak. Bu sene 35 ülkeden yayıncının katılacağı Uluslararası Salon, 30’un üzerinde telif ajansı ve ulusal katılıma da ev sahipliği yapacak. Fuarda, bağımsız edebiyat topluluğu LAF (Literature Across Frontiers) bünyesinde ise 24 ülkeden bağımsız yayıncı, edebiyat topluluğu ve kültür merkezi yer alıyor. Fuarın konukları arasında İspanyol edebiyatının yaşayan en önemli isimlerinden b i r i olan ‘Dünya Pırıl Pırılmış... Bana Ne!’ Orhan Kemal’den okuduğum ilk kitap Baba Evi olmuştu. 1950’lerin başlarında. Onu Avare Yıllar izledi. Bu iki kitap, yazarını “vazgeçemediklerim” arasına yerleştirdi hemen. Bugüne kadar da Orhan Kemal hep “benim yazarlarım” arasında yer aldı. Bereketli Topraklar Üzerinde’yle, Murtaza’yla, 72. Koğuş’la, Eskici ve Oğulları’yla. Elbette öyküleriyle. Gösterişsiz, yalın edebiyatın doruklarında dolaşmıştır Orhan Kemal. Anlatacağını “oyun”lara, “numara”lara sığınmadan dosdoğru anlatmıştır. Gücünü, sıcaklığını “insan”dan almıştır. Edebiyat aracılığıyla insana ulaşmamış, insan aracılığıyla kendi edebiyatını yaratmıştır. Orhan Kemal Çukurova’dan geliyordu. İşsizliği, açlığı, acıyı, sömürüyü görmüş, yaşamıştı. Kitaplarda okumamıştı bunları. Toplumsal gerçekçilik denen şeyden haberi bile yoktu belki. Yazarlık içgüdüsü gözlemciliğiyle birleşip yeteneğiyle de beslenince, kendini Gorki’lerin, Steinbeck’lerin çizgisinde buldu. Öykünmeyle değil, kendiliğinden oluveren bir şeydi bu. ??? Bu hafta Önemli Not kitabını yeniden okurken, Yeşilçam’a 150 kâğıda hikâye satmayı “başarınca” mutlu olan Orhan Kemal geldi aklıma. Kitap, Orhan Kemal’in tamamlanmamış yapıtlarıyla seçilmiş düzyazılarından oluşuyor. Edebiyatımızın ölümsüz yapıtları arasında yer alan, bugüne kadar kim bilir kaç baskısı yapılan, tiyatroya uyarlanıp oyunu kapalı gişe oynanan 72. Koğuş’un yazılış öyküsü de var kitapta. “195354 kışı. Vakit gece. Dışarıda sulusepken, kendini Haliç Feneri’nin ahşap evleriyle ıssız sokaklarına kaldırıp kaldırıp vuruyor. Tükürseniz donacak bir soğuk hâkim dünyaya. Karımla ? Bu yıl onur konuğu ülke Mısır’dan 25 yayınevinin katılımıyla, ülke sinemasından edebiyatına, kültür tarihine uzanan bir dizi etkinlik gerçekleştirilecek. Fuarın onur yazarı ise Ferit Edgü. Ödül töreni 14 Kasım’da 30. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’na eşzamanlı olarak düzenlenen 21. İstanbul Sanat Fuarı ARTİST 2011 de bu yıl bir dizi yenilik getiriyor. Etkinlikler arasında, İtalya’dan 100 sanatçının katıldığı sergi ile Türkiye’den bağımsız gruplar ile sanat inisiyatiflerinin işleri yer alıyor. Fuar kapsamında her yıl plastik sanatlara katkıları ve farklı alanlardaki çalışmaları nedeniyle verilen onur ödülleri de 14 Kasım Pazartesi günü düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak. Fuarın “Sanatçı Onur Ödülü”, “Türk grafik sanatına önemli katkıları nedeniyle” Prof. Dr. Yurdaer Altıntaş’a verilirken; “Eleştirmen Onur Ödülü” Prof. Dr. Uşun Tükel’e, “Sanatsever Kurum Onur Ödülü” Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’ne, “Koleksiyoner Onur Ödülü” ise Prof. Dr. Münir Ekonomi’ye veriliyor. 30. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Ödülü ise aynı gün Ferit Edgü’ye veriliyor. 30. İstanbul Kitap Fuarı ile 21. İstanbul Sanat Fuarı, 20 Kasım saat 19.00’a kadar Büyükçekmece’deki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gezilebilir. Ferit Edgü Tess Geritsen Eduardo Mendoza, siyaset bilimci Michael Hardt, 68 hareketinin Almanya’daki isimlerinden Uwe Timm, Fransa’dan Mathias Enard ve David Boratav, İspanya’dan Nuria Amat, gazeteci Robert Fisk, Romanya’dan Prensi Radu ve Irina Horea, Grete Tartler, çocuk edebiyatının önemli isimleri Brigitte Labbé, John Boyne ve Oscar Brenefier bulunuyor. Yanı sıra, Türkiye’de uzun zaman çok satan kitaplar listesinde yer bulan korkugerilim kitaplarının yazarı Tess Geritsen ile Simon Beckett da konuklar arasında. Fuarda Mısır’dan 25 yayınevinin katılımıyla, ülke sinemasından edebiyatına, kültür tarihine uzanan bir dizi etkinlik gerçekleştirilecek. Necib Mahfuz’un 100. doğum yılı paneli ve konuk yazarların katılacağı söyleşiler ve imza günleri fuarın ilk dört günü açık. Türkçede “Yakupyan Apartmanı” adlı kitabıyla tanınan Ala Al Asvani, Necib Mahfuz’un manevi oğlu olarak nitelendirdiği Gamal Gitani, Mısır Yazarlar Birliği Başkanı Mohamed Salmawy; fuarın Mısır’dan konukları arasında yer alıyor. “Tüyap Kitap’ın Otuz Yılı”, “Kahire Bulak”, “Mısır’da Basılan Türkiye Hakkında Ermenice Kitaplar”, “İstanbul’dan Ordu’ya, Ordu’dan İstanbul’a” sergileri de fuar süresince ziyaret edilebilicek. ‘Kıvılcımdan Volkana’ İZMİR (Cumhuriyet) Mustafa Kemal Atatürk tarafından eğitim için Avrupa’ya gönderilen gençlerin öyküsünün anlatıldığı “Kıvılcımdan Volkana” adlı belgeselin galası bugün saat 18.30’da Kültürpark İzmir Sanat’ta yapılacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ücretsiz gösterim öncesinde, saat 17.30’da filmle ilgili bir söyleşi gerçekleştirilecek. Filme de konu olan, ülkenin ilk elektrik mühendislerinden Hasan Tahsin Önalp, ilk beden eğitimi öğretmeni Mehmet Haşim Çelebi Şensoy ile ilk tıp doktorlarından merhum Prof. Dr. Sadi Irmak’ın kızı Saliha Yakut Özden de gala gecesine katılacak. Film, Mustafa Kemal’in gençlere söylediği “Sizi bir kıvılcım olarak gönderiyorum, volkan olup dönünüz” sözünden ilham alınarak hazırlandı. çocuklarım, her zamanki örtülerinin üzerine evde ne kadar battaniye, kilim varsa almış, birbirlerine sokularak çoktan uykuya geçmişler.” Ayda kırk lira ev kirasını ödeyemeyen, cebinde tramvay parası, mangalında kömür olmayan, “Bir ara, kendini sigorta ettirip bir hususi’nin altına atmak, bu suretle sigortadan alınması mümkün parayı çocuklarına bırakmak gibi çılgınca fikirler”e kapılan Orhan Kemal, o gece gaz ocağında ısınmaya çalışarak 72. Koğuş’u yazar. Ertesi gün de... “Öğleden sonra magazinlerden birine koşuyorum. İçim içime sığmamaktadır. Hemen kapacaklar. Hiç olmazsa küçük bir avansla eve döneceğim. Et, ekmek, bir şişe Marmara şarabı, kömür alıp o gece felekten bir gün çalacağım.” Ama “Eserinizi okuyalım. Mümkünse bize yarın uğrayın” derler Orhan Kemal’e. “Ne yapalım? Yarını beklemekten başka çare yok. Bekliyorum. Ertesi gün küçük avanstan o kadar eminim ki, su bardağında bilediğim paslı jiletimle şıpın işi bir tıraş, koşuyorum. Eserlerimi teslim ettiğim dergi sahibi yerine odacı çıkıyor karşıma: ‘Sanat müşavirimiz müstehcen buldu, müsveddelerinizi buyrun...’ “Elimde müsveddem, dolaşan ayaklarımla magazin idarehanesinden çıkıyorum. Kar dinmiş, güneş soğuğu kırmış. Dünya pırıl pırılmış. Bana ne? Bu pırıl pırıl, bu şıkır şıkır dünyadan o kadar uzağım ki. Alamadığım avanstan çok, yaptığım işin anlaşılamaması... “Evden içeri ölü gibi giriyorum.” “Ne karım, ne çocuklarımda tek laf. Kendimi sedire bir kalıp gibi bırakıyorum. Serde erkeklik olmasa ağlayacağım. Hem de katıla katıla...” ??? Önemli Not’u Orhan Kemal’i sevenlerin dikkatine sunuyorum. Kitabı da zaten sadece onların alacağını biliyorum. Günümüzün “in” yazarlarını okumaktan Bereketli Topraklar Üzerinde gibi bir başyapıta bile “vakit ayıramamış” kişiler bu yazılarla mı ilgilenecek! TAL PROJESİ Troyalı Kadınlar’ın yolculuğu Kültür Servisi Tiyatro Araştırma Laboratuvarı (TAL) J. Paul Sartre’ın kaleme aldığı, Güzin Dino’nun Türkçeye çevirdiği “Troyalı Kadınlar” adlı oyunu, 15 Kasım saat 19.30’da Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sinema Anadolu’da ve 26 Kasım saat 20.00’de TAKSAV 16. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali kapsamında DT AKÜN Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak. Yönetmenliğini Ayla Algan’ın yaptığı “Troyalı Kadınlar”, 1988 yılından beri farklı boyutlarda çalışmaları sürdürülen Troya araştırmalarının yeni bir ürünü olarak seyirci karşısına çıkıyor. Oyun, Troyalıların savaşı kaybettiği, Hektor ve Andromakhe’nin küçük bebeği hariç tüm erkeklerin öldürüldüğü noktada başlıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle