24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 8 HABERLERİN DEVAMI Y İstanbul Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak Y Sinop Y Y Samsun Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 26 15 15 15 20 20 19 12 12 13 15 13 17 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB B B B B B B B Y Y Y 12 17 9 25 26 24 21 25 20 20 15 11 9 Oslo Y Helsinki B Stockholm B Y Londra AmsterdamY Brüksel Y Paris B Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte B Madrid Y Viyana Y 6 6 10 15 13 12 14 14 12 14 17 19 14 Belgrad B 17 Sofya PB 15 Roma Y 21 B 20 Atina Zürih Y 13 Moskova Y 7 Aşkabat Y 17 Taşkent B 21 Baku Y 11 Bişkek B 21 B 12 Tiflis Kahire PB 26 Şam B 25 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Batı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Kırklareli, Tokat ve Sivas çevreleri yağmur ve sağanak, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunun yükseklerinde gece karla karışık yağmur ve kar yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Rüzgâr, Marmara ve Kuzey Ege’de kuzey ve kuzeydoğu yönlerden yer yer kuvvetli olarak esecek. CUMHURİYET 26 EKİM 2011 ÇARŞAMBA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Ekim GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada malzeme kullanılan binaların 25 saniye içinde yıkıldığından yakınan yazıları, ilgililerin gereken önlemleri aldık, alıyoruz içerikli demeçlerini, Van depremi vesilesiyle yine izledik. Toplumun her kesimi, böyle gelmiş böyle gitmez diye bas bas bağırıyor. Kaç gün? Bir hafta, on gün… Sonra? Her şey eski tas eski hamam! Arada bir tellaklar da değişiyor ama… Depremin kaderini değiştirecek yasal, yöresel önlemler bir türlü alınamıyor. Van depremi yine İstanbul’u anımsattı. İstanbul’un binaları 7.9’luk bir depreme dayanıklı mı, değil mi? Belediye başkanı, her türlü önlemi aldık, alıyoruz cinsinden demeçler verdi, veriyor. Dün açıklandı: İstanbul’daki binaların yüzde 60’ının ruhsatı yok! İlgilisine göre, binaların depreme dayanıklılığını sağlamak için inşaatta uyulması gereken teknik esasları belirlemek amacıyla 2007 yılında yürürlüğe giren Deprem Yönetmeliği ayrıntılı bir metin. Pratikte yaşama geçirilemiyor. 1999’daki büyük Marmara depreminden sonra cep telefonundan bankacılık işlemlerine, vergi beyannamelerinden uçak biletlerine, gümrük ve pasaport işlemlerine kadar birçok alanda vatandaşa Deprem Vergisi ödetildi. Bir hesaba göre 40 katrilyon. Bu para ile olası depremlere karşı önlemler alınacaktı ama…. AKP hükümeti bu parayı, deprem şöyle bir kenarda dursun dedi ve kimi açıklarını kapamak için kullanıverdi. Nerede bu paralar? Hesabını ver diyen muhalefete; “Hadi canım sen de... Ben ulusal irade ile ne istersem yapayım diye iktidara geldim” diye tersleyen, muhafazakâr (dinci) kafa, yıllardır iktidarda. Dünden bugüne değişen bir şey yok! Dramatik deprem öyküleri arasına sıkıştırılan küçük haberler ise örneğin Erciş’te kötü malzeme kullanılan binaların iskambil kâğıdı gibi çöktüğünü, Van’da 10 hazır betoncudan hiçbirinin kalite belgesi olmadığını, üstelik Yapı Denetim Yasası’nın uygulanmadığını duyuruyor. Duyuruyor da ne oluyor? Şu oluyor: Ülke belediyelerinin pek çoğunu elinde tutan AKP iktidarında bu konulara değinen tek bir sorumlu, bir bakan, bir parti yetkilisi ara ki bulasın! Dünyanın dört bir tarafından yardım önerileri… Türkiye ayağa kalkmış. Seferber olmuş, depremzedelere yardıma koşuyor... Elbette bu olgular, olaylar insanlık adına kıvanç verici içerikte ama… bir de madalyonun öteki yüzüne bakalım. İlgili bakanlar, Van caddelerinde siyasal şov yürüyüşü yapan Başbakan; depremin ilk günü Van’da, Erciş’te ve dolaylarındaki köylere ulaşıldığını ilan ettiler. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay; “Ulaşılmadık bir yer kalmadı. Akşamdan köylerimize çadır ve battaniye gönderdik. Bugün hiç eksikleri kalmayacaktır. Bütün konularda çok organize çalışmalar yapıyoruz” dediği günün ertesi… hâlâ ulaşılmadık yerler kaldığını, her köye çadır ve battaniye gitmediğini, çok organize ve çok sistematik çalışılmadığını kanıtlayan söylemler, olaylar yansıdı ekranlara. Bu depremde de dert çok, hem dert de… Ama geleceğe dönük önlem yine yok! Bir köşe yazısının “Çaresizlik çığlıkları ‘inşallah’ uyandırır” diyen başlığı bir öykü anımsattı. Bir yabancı yetkili, kısa zamanda yapılacakları anlatan Türk yetkilinin her cümlesini, “inşallah!” diyerek onaylıyor. Türk yetkili, “Kısa zamanda Türkçeyi öğrenmişsiniz” deyince, yabancı şu açıklamayı yapıyor: “…Türkiye’de olmayacak işlerin sonunda mutlaka inşallah diyorlar da!..” Van depremi, Türk ulusunun zor günlerde nasıl bir dayanışma gücüne sahip olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Devlet kurumları bir miktar gecikmeli de olsa bölgeye giderken belediyeler, iş dünyası, sivil toplum ve vatandaşların kendi aralarında oluşturduğu gönüllü örgütler depremzedelerin yaralarını sarmak için kenetlendi. Muhalefet partileri de böylesine zor günlerde olması gereken sorumlu tavrı sergilediler. Bu seferberlik sırasında, önce sosyal medyada duyurulan ve büyük destek gören iki önemli girişimi okurlarımızla da paylaşmak isterim. Bunlardan biri meslektaşımız Ahmet Tezcan’ın başlattığı “EvimEvindirVan” kampanyası. Bir diğeri ise Şişli Belediyesi’nin benzer girişimi. Her iki kampanyanın amacı da depremde evlerini ve yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızın, çadırlar ya Dayanışma Günleri da ev ortamıyla kıyas götürmeyen misafirhaneler yerine başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin değişik illerinden gönüllülerin yanında, aile ortamında konuk edilmelerini sağlamak. Bu ve benzeri girişimler, bugün depremzedelerin yarasını sarmakla kalmayacak, aynı zamanda ülkemizin doğusu ile batısı arasında on yıllardır varlığını koruyan, sosyoekonomik uçurumun giderilmesi yönünde yeni bir bilinçlenme ve karşılıklı kaynaşma zemini doğmasına da yardımcı olabilecektir. Yıllardır çektiğimiz terörün ardındaki temel sorunlardan birinin de bölgeler arası gelir dengesizliği olduğu gerçeğini akıllarda tuturak bu tür girişimleri teşvik etmek ve katkıda bulunmak gerekir. Ulusça övgüye değer bir dayanışma gösterdiğimiz bu depremde, tek tük de olsa “ırkçı” ve “ilkel” yorumlar yapanlar da çıkmadı değil. Bu insanlık dışı yorumların benzerleriyle Gölcük depremi sonrasında da karşılaşmıştık. Depreme karşı gösterdiğimiz dayanışmayı, bu tür görüşlerin dışlanması için de göstermemiz gerekir. Son olarak, hem ülke yöneticilerine hem de biz bireylere düşen sorumlulukları bir kez daha hatırlatmakta yarar var. Devlet imkânları hızla yetişememiş olsa da, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın beraberinde bakanlarla hızla bölgeye gitmesi, hem depremzedelere hem de tüm topluma moral olmuştur. Ancak bu, Başbakan Erdoğan’ı bugüne kadar yerine getirmediği önemli bir sorumluktan kurtarmaz. Bugüne kadar ihmal ettiği görevi yerine getirerek hem merkezi hem de yerel yönetimlerin binaların depreme karşı dayanıklılığını ödünsüz denetlemelerini sağlamalıdır. Benzer acılarla bir daha karşılaşmamak için biz vatandaşların da payına düşen bir görev var. Yaşadığımız ev ve işyerleriyle, çocuklarımızı gönderdiğimiz okulların deprem dayanıklılığı konusunda sorumlu birer vatandaş gibi hareket ederek gerekli önlemlerin alınmasını sağlamalıyız. Acil yardım sistemi çökük MURAT KIŞLALI SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ: Hükümetin denetimsiz yapılaşma politikaları depremin etkilerini katladı Can değil rant kaygısı MURAT KIŞLALI TV’de İlaç Pazarlama Prof . Dr. Coşkun Özdemir Baştarafı 2. Sayfada tık söz konusu olma ANKARA Van Depremi, 17 Ağustos 1999 YalovaGölcük depreminden bu yana geçen 12 yılın büyük bölümünde iktidarda olan AKP Hükümeti’nin “rant amaçlı denetimsiz yapılaşma” politikalarının, depremlerin yıkıcı etkisini arttırdığını ortaya koydu. Makina Mühendisleri Odası’nın, “Türkiye’de Deprem Gerçeği” raporundaki bazı tespitler şöyle: Rant amaçlı denetimsiz politikalar: Depremlerde karşılaşılan sorunların temel nedeni, Bakanlıktan çaresizlik itiyıllardır uygulanan siyasi rafı: Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve ekonomik rant amaçlı, “Stratejik Yönetim Projesi Süreç hatalı ve denetimsiz yapıRaporu”nda “Geçmiş depremlerde laşma politikalarıdır. mevcut bina stokunun önemli bir kıs Deprem sigortamının deprem güvenliğinin yetersiz sı etkisiz kaldı: Kamusal hizmetlerde olduğu gibi afetlere ilişkin mevzu Ulusal Deprem Konseyi 2007 baatta da özelleştirme ve piyasa şında hiçbir gerekçe açıklanya açılmacılık egemen kılın maksızın feshedilmiştir. Yapı denetimine mıştır. Zorunlu deprem sigortası da bu temelde gündeme önem verilmiyor: İnşaat Mühendisleri Odası’nın ve TÜgelmiş ve etkisiz kalmıştır. Gerekli dersler çıka İK verilerine göre, 18 milyonu rılmadı: Önceki depremlerin aşan yapı stoku bulunmakta; bu ivedilikle gerektirdiği dersler çı stokun yüzde 67’sinin ruhsatsız karılmamış, mühendislik ön ve kaçak olduğu, yüzde 40’ının lemlerini içeren “afet yönetimi” oturulabilir olmadığı ve depreme karşı güçlendirilmesi gerektiği çalışmaları yürütülmemiştir. Ulusal Deprem Kon belirtilmektedir. Buna karşın geseyi feshedildi: 2000 yılın rek yasal düzenlemelerin eksikda bir Başbakanlık genelgesiyle liği, gerekse denetimlerdeki boşoluşturulan ve depreme karşı luklar, sağlıksız yerleşim alanalınacak önlemleri tespit eden larının önünü açmaktadır. rara bağlı olarak tesisatlarda oluşan hasarlar nedeniyle meydana gelmektedir. Oysa bir yapının taşıyıcı sisteminin maliyetinin toplam yapı maliyeti içindeki payı yüzde 35’i geçmemektedir. Bu durum, konunun bir rant kâr alanı haline çevrildiğini göstermektedir. Denetimsizlik teşvik edildi: 1999 depremi sonrasında “güvenli yapılaşma” adına getirilen “yapı denetimi” düzenlemeleri ise sorunları çözememiş hatta yeni kargaşa yaratmış; olduğu ortaya çıkmıştır” tespitine denetimsiz yapılaşmayı karşın “Çok sayıda binanın detaylı teşvik edip kamusal demühendislik hesapları ile deprem netim alanını ticarileştirgüvenliğini belirlemek hem insan miştir. Denetim ticarekaynağı hem de finansal açıdan te feda edildi: “Türmümkün değildir” denilmektedir. kiye Deprem Haritası”na göre 50 il “Birinci Halkın iradesi ger Dereceden Deprem Bölgesi” çekleşmedi: 1999 Marmara içinde yer almakta iken yasa, milDepremi sonrasında kurulan li gelirden yüzde 67 gibi en yükTBMM Araştırma Komisyonu sek pay alan 19 ili kapsamış, yaRaporu’nda “Yeni bir deprem pı denetimini ticarileştirme/özelpolitikası oluşturulmalı, devlet leştirmeye en uygun iller seçilpolitikası olarak uygulanmalı miştir. 35’i Birinci Dereceden dır... İmar affı politikasından Deprem Bölgesi” içinde yer kesinlikle vazgeçilmelidir. Mes alan diğer 62 il ise yıllarca yapı lek odaları görevlendirilmeli denetimi dışında tutulmuştur. Düzeltildi ama yeterdir” denilmesine karşın bazı mevzuat değişiklikleri bile hâlâ li değil: Nihayet 1 Ocak komisyonlarda beklemektedir. 2011’den itibaren 81 ilin ta Tesisatlarda öldüren mamında uygulanır hale gelen rant: Depremlerde oluşan ka yasa, bir çok zaafiyet ile diğer yıpların yüzde 80’e varan kısmı bazı yasa hükümleriyle çeliştaşıyıcı sistemlerin gördüğü za kiler içermektedir. ANKARA Erciş’te meydana gelen deprem ile ilgili inceleme yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı, “Acil yardım sistemi çökük” dedi. Van ve Erciş’te incelemelerde bulunan TMMOB heyetinin değerlendirmeleri şöyle: TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı: Ana caddenin üstünde Cumhuriyet Caddesi’ndeyiz. Yol boyunca evlerin hepsi çok kötü hasarlı durumda. Yol üstünde ziyaret ettiğimiz köy de yok olmuş. Buradaki en büyük ihtiyaç çadır ve battaniye. Acil yardım sistemi çökük. Yeni kurdukları sistemin sonucu görülüyor. Köylerdeki durumlar çok sıkıntılı. Canik köyünde 150 hane varmış, ulaşılan hane sayısı 40. İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan: Tamamen yerle bir olmuş binaları geziyoruz. Kurtarma çalışmaları devam ediyor. Halen içeride insanlar var. Erciş’te 65 binanın Van’da 6 binanın çöktüğünü öğrendik. Bütün bunlar 99 depreminden önce, hiçbir mühendislik hizmeti alınmadan yapılmış binalar. Buraya zaten yapı denetim 2011’in başında geldi. Mühendislik hizmeti alınan binalar ayakta. Şehir Plancıları Odası Başkanı Necati Uyar: Yeni yapılar hasarlı olsa da ayakta. Denetimsiz ve ruhsatsız yapılar ile köy yapıları hasarlı. Yıkılmış olanların büyük bölümü hatalı inşaat yapımı ve malzeme kaynaklı. Köyler çok hasar görmüş. Mühendislik hizmeti almamış yapıların hepsinde ciddi zarar var. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun: Sorunun binaların yapı stokunun zayıflığından kaynaklı gözüküyor. Tabii burada binalar yapılırken ruhsat sürecinde sıkıntı yaşanmış. Onun dışında yardım dağıtımında bir düzensizlik var. TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ UYARDI: Su sıkıntısı var MUSTAFA ÇAKIR Şikâyetlerinizi söyleyebilirsiniz ama teşhise lüzum yok. Nasıl olsa bu ilaçlar her şeye iyi geliyor. Adresinize hemen gönderiyorlar. Bir aylık ilaç 300400 lira civarında. Ama her ay tekrarlamalısınız. Telefonları öğrendiniz, her ay yeniden ilaç siparişi vereceksiniz. Sonra birçok hastanın yaptığı gibi TV programı sırasında telefon edip teşekkürlerinizi, bütün damarlarınızın açıldığını, şekerin düzeldiğini, kanserin gerilediğini, kısırlığın ar dığını söyleyeceksiniz. RTÜK’ün de bu programlarla övündüğünü tahmin etmek güç değil. Tabipler Birliği’nin durumunu tahmin edemiyorum. Sizler de bu kanalların her birine ayda bu programlar için 70 bin lira ödendiğini öğrendiğinizde doktor ve ekibinin de TV’lerin de bu hizmet aşkını ve özverilerini eminim küçümsemeyeceksiniz. Alan razı veren razı. Sonuçta benzersiz bir halk sağlığı hizmeti (!) var. TRT’DEN ELEŞTİREN UZMANA SANSÜR Haber Merkezi Prof. Dr. Ahmet Ercan, TRT’de AKP hükümetinin zorunlu hale getirilen deprem vergisi ile yıkılan evleri yaptırması gerektiğini söylemesi üzerine susturuldu. TRT’ye konuk olan Ercan, “20062007 yıllarında çıkarılan deprem yönetmeliği uyarınca halkın cebinden 5 kuruş para çıkmadan bu yapıların yapılması gerekiyor. Bu paranın kentsel dönüşüm için kullanılarak halkın ölümden kurtarılması tek çare”dedi. Ercan’ın sözleri üzerine spiker “Sayın Ercan, bizi aydınlattınız çok teşekkür ediyoruz” diyerek yayını sonlandırdı. Cezaevi sallandı, mahkumlar isyan etti VAN(Cumhuriyet) Van’da pazar günü meydana gelen deprem sonrasında, 150’ye yakın hükümlü ve tutuklunun duvarın yıkılmasından yararlanarak firar ettiği Van M Tipi Cezaevi’nde dün akşam saatlerinde isyan çıktı. Merkez üssü Van’ın Demirözü köyü olan 5.4 büyüklüğündeki artçı deprem bölgede şiddetli hissedilirken cezaevindeki hükümlü ve tutuklular paniğe kapıldı. Bazı koğuşlarda yataklar ateşe verilirken 1000 kadar hükümlü ve tutuklunun bulunduğu cezaevinde isyan bir anda yayıldı. Güvenlik güçleri firarlara karşı cezaevi çevresinde geniş önlem alırken itfaiye ekibi de çıkan yangını söndürdü. İsyan gece saat 22.00 sularında sonlandırıldı. ‘ÇÜRÜK MAZLEME VAN’A GÖNDERİLDİ’ İstanbul Haber Servisi Yapı Denetim Kuruluşları Birliği İstanbul Şube Başkanı Tekin Saraçoğlu, yapı denetimi olan 19 ilde belirlenen vasıfsız malzemelerin denetim olmayan illere gönderildiğini öne sürdü. CNBCe’ye konuşan Saraçoğlu, “Yapı denetimi başladığı zaman malzemeleri kontrol ediyoruz. Yapı denetim olan yerlerde vasıfsız malzemeler kullanılmadı. Bu malzemeler nerelere gitti? Yapı denetimi olmayan illere” dedi. Konut sektörü temsilcileri ise iddianın doğru olmadığını, bu malzemelerin kaçak yapılarda kullanıldığını kaydetti. ANKARA TTB ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) temsilcileri tarafından oluşturulan Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Hızlı Değerlendirme Ekibi, Erciş’te çalışmalarını sürdürüyor. Ekipte bulunan TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Mehmet Zencir, deprem sonrasında uzun süre dışarıda kaldıkları için bebeklerde ve çocuklarda zatürre tehlikesi bulunduğunu ve su sıkıntısı yaşandığını söyledi. Heyet, ilçedeki ilk günkü izlenimlerini de raporlaştırdı. Ekibin kriz masasına ulaştığında, yetkililerle iletişime geçmekte zorlandığına dikkat çekilen raporda, “Bunun nedeni, bu esnada ilçede bulunan tüm mülki amirlerin Başbakan’ın incelemelerine eşlik etmesi olarak gözlenmiştir” denildi. Sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde, gelenlerin kayıt altına alınmasında ve malzeme temininde ve ekibin eşgüdüm içinde çalışmasında zorlukların olduğu adeta kaotik bir ortamın olduğu gözlenmiştir. Personel ve olanaklarının çok yetersiz olduğu belirlenmiştir. Bazı ekiplerde usulüne uygun arama kurtarma çalışmasının yapılmadığı, kepçelerin özensizce kullanıldığı, yine bu faaliyetler sırasında, depremzedelerin kontrolsüz bir şekilde enkaz alanlarına girdiği gözlenmiştir. Çadırkentte mutfağın kurulmadığı, stadyum içerisindeki zaten az sayıdaki tuvaletti hijyenin kötü olduğu gözlenmiştir. Atıklarla ilgili çalışmalar yetersiz. Tuvalet gereksinimleri toplu yaşam alanlarında karşılanmakta ve su bulunmamaktadır. Bulaşıcı hastalık tehlikesi var. Sağlık kurumlarının fiziksel, barınma ve sterilizasyon olanaklarının yetersiz. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle