22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 2011 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 Kılıçdaroğlu, deprem öncesi alınmayan önlemler ve sonrasındaki koordinasyonsuzluğa dikkat çekti ‘Yaşayabilirlerdi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 70 milyonun Van ve Erciş’teki deprem nedeniyle tek yürek olduğunu vurgularken “Ciddi bir eşgüdümsüzlük var. Acımız var, eyvallah. Acıyı paylaşıyoruz. Ama o insanlarımız yaşayabilirdi, depreme karşı önlem alabilirdik” dedi. Kılıçdaroğlu, basına kapalı grup toplantısından sonra açıklamalar yaptı. Depremin hemen ardından Van’a gittiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, depremin büyüklüğünün 6.6 olarak duyurulması ve daha sonra 7.2 diye düzeltilmesini eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Deprem burada, biz bilemiyoruz, ABD biliyor. Bunu da sorgulayacağız” dedi. Deprem sonrası yönetici kademesinde bölgeye giden ilk partinin CHP olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu konuda mütevazı olmayacağız. Nerede sorun, dert, afet varsa arkadaşlarımız oradadır. Onların dertlerine derman olmak, acılarını paylaşmak Zeytinli Beldesi Belediye Başkanı Hasan Arslan ile iki belediye meclis üyesi dün grup toplantısında CHP’li oldu. için oradayız” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “gördükleri tabloyu siyasallaştırmak değil, vatandaşlarla paylaşmak istediğini; ciddi bir eşgüdümsüzlük bulunduğunu, koordinasyon olmadığını” ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Yüksek binalara kim izin verdi. İmar 3 kat, izin vermişsiniz 7 kat, kim bu, bunun üzerinde du rulmuyor. Ona hesap sormayıp da onu milletvekili yaparsanız kimden hesap soracaksınız? Acımız var, eyvallah. Acıyı paylaşıyoruz. Ama o insanlarımız yaşayabilirdi görüşünü dile getirdi. Kılıçdaroğlu’nun kastettiği kişinin eski Erciş Belediye Başkanı, Van Milletvekili Fatih Çiftçi olduğu öğrenildi. Kılıçdaroğlu, “bir gönüllü kuruluşa uçak temin eden bir partinin genel başkanı olarak” 62 gönüllü kuruluşun deprem bölgesinde çalışmasından duyduğu memnuniyetin altını çizdi. CHP lideri, “Bülent Ecevit, Başbakanlık’ın internet sitesinde deprem vergilerinin nerelere harcandığını, bilanço halinde yayımlardı. Şimdi bu tabloyu bilmiyoruz” dedi. Başbakan Erdoğan’ın depremin ardından bölgeye yaptığı ziyarete dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bir başbakan bir kente gidip depremin, acının yaşandığı bir süreçte, koordinasyon merkezine gitmeli, hem vali hem belediye başkanını çağırmalı ve onlardan ayrıntılı bilgi almalı. Felaketin yaşandığı bir süreçte siyaset yapılmaz, kızgınlık olmaz. Tam tersi hepimiz birbirimizi kucaklamak zorundayız. Kucaklayacağız ki aydınlığı getirebilelim, kucaklayacağız ki bu ülkede tasada ve kıvançta beraber olalım” açıklamasını yaptı. Van’da bir yurttaşın “Eğer Türkiye’de böyle bir olay olsaydı buraya dünya kadar yardım gelirdi” dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Dedim ki; burası Türkiye, ben de Türkiye Cumhuriyeti’nin en güzel kenti olan Van’dayım. Hep beraber olacağız. Sakın ola ki böyle bir kaygıya kapılmayın.” Haydi Gelin Tümleşelim... Dağınık bir ufuğun kesilmesi gibidir yaşam... Bazen havanın yarılmasını düşlerim... Tüm acıların dinmesini... Ufkun sonsuzluğunda yaşamın çoğalmasını... Açlığın, yoksulluğun bitmesini... Akan kanın durmasını... Gözyaşlarımızın dinmesini... Adsız çocuklarımızı, kavruk yüzlü kahramanlarımızı, Meriç’ten Fırat’a, Edirne’den Van’a insanlarımızın bu coğrafyada özgürce barış içinde yaşamasını. Televizyon kanallarında Van’da ve Erciş’te yaşanan dramı izlerken gördüğüm, düşlediğim tüm renkler kayboluyor birden. Gözlerimi yumuyorum. Bu coğrafya benim, sizin, hepimizin... Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle... Tüm etnik kimlikleri atıyorum bir kıyıya. İnsan olmanın erdemini arıyorum. Van’ın Erciş ilçesi... Yıkılan konutlar... Yedi katlı bir konut yerle bir olmuş... Apartmanda oturanların hemen hemen tümü öğretmen... Altı kişi kurtarılmış... Van’dan gelen haberler acımızı büyütüyor... Güroymak geliyor aklıma... Ardından Yüksekova, Hakkâri... O şehit cenazeleri... Kaç şehidimiz oldu bir hafta içinde? 37... Bir haber dikkatimi çekti, benim ülkemin bir cennet olduğunu fark etmeyenler için yazıyorum. Filistinli Amina Muna’nın telefonda annesi Samira Munna’ya söyledikleri... Amina ne diyordu annesine: “... Anne, hiç cennetin nasıl olduğunu düşündün mü?” Anne Samira: “Bazen düşündüm kızım!” Amina: “Şimdi ben cennetteyim... Çünkü Türkiye’deyim...” Amina 10 yıl İsrail’de cezaevinde yatmıştı. Yaşam boyu hapis cezası alan Amina, İsrail’le Hamas arasında tutuklu takası kapsamında Türkiye’ye gönderilmişti. Benim ülkem bir cennet... Ovaları, dağları çokuluslu altın avcılarına peşkeş çekilse de... Hakkâri’nin Sümbül Dağları, Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Kaçkarlar, Spil, Toroslar ve Kaz Dağları... O canım ırmakları... Gözlerimi yumup düşlerimi çoğaltıyorum... Van depremi hepimizin yüreğini sızlattı. İsrail bile “Yardıma hazırım” dedi, tüm ülkeler yanımızda yer aldı. Van’daki acıyı Manisa’da, Aydın’da, Kayseri’de, Trabzon’da yaşayan insanlarımız da yüreklerinde hissetti. Gelin tek yürek olalım... Gelin kardeşliğimizi iyice pekiştirelim... Gelin akan kanı durduralım... Pazar günü İzmir’de “teröre lanet” mitingine on binler katılmıştı... Çünkü şehit cenazeleri peş peşe geliyor, ana kuzularımız ölüyordu... Eğer Van depremi olmasaydı İzmir’deki miting manşet olacaktı hem Cumhuriyet’e hem de öteki gazetelere. Önceki gün İzmir mitingi, on binlerin haykırışı, tek sütundu Cumhuriyet’te... Demek ki Türk, Kürt yok! Kardeşlik var! Eşit yurttaşlık! Acılarımız da ortak bizim sevinçlerimiz de... Yakın tarihimizin sayfalarına bakın, göreceksiniz. Amina Muna’nın annesine söyledikleri Türkiye’nin gerçek fotoğrafıdır... Munzur Ovası’nda dolaşmak, Sümbül Dağları’nda o görkemli doğayı seyretmek, Kaçkarlar’da soluk almak, Ege ve Akdeniz kıyılarında denizin mavi derinliğinde sevginin resmini çizmek. Parçalanmış hayatlar bize göre değil inanın! Hayat insan için umut tüm hüzünlere karşın... Etnik ve mezhepsel kimliklerden uzak, ırk ayrımcılığı yapmadan kucaklaşmanın zamanıdır şimdi. Tutalım ellerimizi, kenetlenelim kültürümüze, yaşadığımız coğrafyanın tüm güzelliği için... Şarkılar söyleyelim... Umuda doğru uzanalım birlikte... Tümleşelim... Binlerce yıllık tarihimize bakalım; Hasankeyf’ten Allianoi’ye doğru bir kuş uçuşunda Homeros’un “ışık sahili”ne inelim... Vişne, narenciye bahçelerini dolaşalım... Zeytin ağaçlarının altında oturalım... Cunda’da denize taş atalım... Islık çalalım çocuklar gibi, oynayalım. Harran’da soluklanıp Istrancalar’da sevdanın adresini arayalım... Zor mu bunları yapmak, zor mu?.. ERGİN: DAHA ÇOĞULCU VE TEMSİL ORANI YÜKSEK BİR KURUL OLDU ANKA 2 saat uçtu Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) tarafından geliştirilen ve 30 Aralık 2010 tarihinden bu yana uçuş testlerine devam edilen ANKA İnsansız Hava Aracı Sistemi ile 22 Ekim 2011 tarihinde 2 saat 10 dakikalık bir uçuşun daha gerçekleştirildiği bildirildi. TUSAŞ’dan yapılan açıklamada, bu uçuşta test hedefi olan 10 bin feet irtifaya sorunsuz ulaşıldığı, otonom uçuş modunda performans belirlemeye ve kalibrasyona yönelik bir seri test manevrasının başarıyla gerçekleştirildiği belirtildi. HSYK’yi HSYK’ye övdü İstanbul Haber Servisi Adalet Bakanı Sadullah Ergin, birçok kesimin tepkisine neden olan HSYK’nin yapısına ilişkin değişikliklerin, “daha çoğulcu ve yargı organlarının temsil oranı daha yüksek bir HSYK oluşturulmasını sağladığını” savundu. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ise “2010’daki anayasa değişiklikleri ile yıllardır oluşan askeri ve yargısal vesayetin varlığına son verilmesini Türk demokrasisi adına önemli bir ilerleme olarak görüyorum” dedi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından Swiss Otel’de “Türk Yargı Sistemindeki Reformlar, Dünden Bugüne HSYK ve Avrupa Uygulaması ile Mukayese” isimli sempozyum düzenlendi. Sempozyumda konuşan Ergin, 2002’den bu yana, ileri bir demokrasi ve hukuk normunu hayata geçirme kararlılığıyla büyük ilerlemelerin sağlandığını, anayasada yapılan değişikliklerle temel hak ve özgürlüklerin alanının genişletildiğini ve sivil otoritenin üstünlüğüne dayanan demokratik hukuk devletinin güçlendirildiğini savundu. Hukuk alanındaki en köklü değişikliklerin HSYK’nin yapısının değiştirilmesiyle meydana geldiğini belirten Ergin, yeni yapının adil, tarafsız ve etkin bir yargılama için atılan olumlu bir adım olduğunu söyledi. Bakanlığın tutukluluk süreleriyle ilgili çalışmalarının sorulması üzerine Ergin, “Ceza mevzuatımızın tamamına dönük bir gözden geçirme çalışması var. İlk Bakanlar Kurulu’na bir değerlendirme arz edeceğiz” yanıtını verdi. Yüksek yargı organları, kurulların hâkim ve savcılar üzerinde oluşturduğu korku ve kaygıların son bulması gerektiğini belirten Kılıç, “Yargı bağımsızlığı, yargının her türlü eleştiriden bağımsız olacağı anlamına gelmediği gibi onun kamusal sorumluluktan muaf tutan bir dokunulmazlık zırhı olarak da görülemez” dedi. Tutukluluk süreleri Şehit er Kaya uğurlandı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde mayın patlaması sonucu şehit olan er Müslüm Kaya’nın cenazesi Diyarbakır’da toprağa verildi. Terhisine 28 gün kala şehit olan er Müslüm Kaya için Diyarbakır’ın Hani ilçesi Gürbüz beldesinde ceneze töreni düzenlendi. Törene Vali Mustafa Toprak, AKP Diyarbakır Milletvekili Süleyman Hamzaoğulları ile diğer sivil ve askeri yetkililer katıldı. Şehidin ailesi ve yakınları törende gözyaşlarına boğuldu. 9 çocuklu ailenin en büyük oğlu olan şehidin cenazesinin toprağa verilmesinin ardından şehidin naaşının sarılı olduğu bayrak ve diğer emanetleri baba Mehmet Kaya’ya teslim edildi. TBMM’de genel görüşme bugün ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çukurca saldırısı nedeniyle AKP, CHP, MHP ve BDP’nin önergeleri doğrultusunda TBMM’de terör konulu genel görüşme ertelenmesi için yasal formül bulunamaması nedeniyle bugün yapılacak. Genel görüşmenin de ön görüşmede olduğu gibi kapalı yapılması bekleniyor. Genel görüşmede, önerge sahipleri adına birer milletvekili, siyasi parti grupları, hükümet ve şahsı adına iki milletvekili konuşacak. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın genel görüşmeye katılıp TBMM’yi bilgilendirip bilgilendirmeyeceği belirsizliğini koruyor. ‘Tanklar sınırı geçmedi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait tankların sınır ötesine geçtiğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan basın açıklamasında “Tank birliklerimiz, Silopi doğusunda, sınırlarımızın içerisinde ve sınıra yakın bölgelerde eğitim ve tatbikat icra etmişlerdir” denildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da tankların sınırı geçtiği iddialarının kesinlikle doğru olmadığını belirtti. Erdoğan, İngiliz yayın kuruluşu BBC tarafından ortaya atılan “operasyonlarda 1400 PKK’li öldürüldü” iddiasının da doğru olmadığını belirtti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle