23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 12 DIŞ HABERLER CUMHURİYET 26 EKİM 2011 ÇARŞAMBA dishab@cumhuriyet.com.tr Devrik lider, oğlu ve eski savunma bakanının cenazeleri, sabaha karşı bilinmeyen bir yere defnedildi Kaddafi çöle gömüldü öl geleneklerine saygı gerekçesiyle çadırını Batı ülkelerine taşımasıyla tanınan Kaddafi, çölde toprağa verildi. Aşiretin naaşın kendilerine verilmesi talebi reddedilirken, törende yeğeninin dua okuduğu belirtiliyor. Kaddafi ve oğlunun naaşları 4 gün boyunca, Misrata yakınlarındaki bir et pazarının dondurucusunda tutulmuş, Libyalılar depoyu çoluk çocuk ziyaret etmişti. (Fotoğraf: REUTERS) 80 VEKİL SÖZÜNÜ DİNLEMEDİ Dış Haberler Servisi Libya’nın öldürülen devrik lideri Muammer Kaddafi ve oğlu ile eski Savunma Bakanı Ebu Bekir Yunus’un cenazelerinin önceki gün bilinmeyen bir yere defnedildikleri bildirildi. Misrata Askeri Konseyi yetkililerinden İbrahim Beytalmal, cenazelerin birkaç akrabanın katılımıyla İslami usullere göre önceki gece sabaha karşı toprağa verildiğini belirtti. Kaddafi ve diğerlerinin naaşı dört gündür Misrata yakınlarındaki et pazarında bir dondurucu içinde bekletiliyordu. Naaşların, bulundukları yerden dört ya da beş askeri araçla alınarak bilinmeyen bir yere götürülüp gömülmeden önce, kendisine bağlı üç din görevlisinin yönetiminde dini tören yapıldığı ve yeğeninin de törende dua okuduğu bildirilirken, Kaddafi’nin önde gelen adamlarından Ebu Bekir Yunus’un babası ve iki oğlunun da naaşların alındığı sırada hazır bulundukları kaydedildi. Beytalmal’ın, naaşların “Vandalizm”den korunması amacıyla gizlice gömüldüğünü ifade etmesine rağmen, asıl nedenin Kaddafi’nin mezarının türbeye döneceği korkusu olduğu yaygın kanı. El Cezire, naaşları Sirte’ye gömmek isteyen Kaddafi aşiretinin naaşların kendilerine teslim edilmesi için başvurduğunu, ancak bu talebin reddedildiğini bildirdi. Bu arada Kaddafi’nin doğduğu ve öldürüldüğü kent olan Sirte’de önceki gün bir yakıt tankının patlaması sonucu yüzden fazla kişinin öldüğü, 50 kişinin de yaralandığı bildirildi. Ulusal Geçiş Konseyi komutanlarından Leith Muhammed, olayın bir kaza sonucu meydana geldiğini ileri sürdü. Cameron’a AB isyanı kalmamasının referanduma götürülmesine karşı çıkıyordu. Partisinden 80 milletvekili Başbakan için kritik olarak görülen teklife evet oyu verdi. Dış Haberler Servisi İngiltere Başbakanı David Cameron’un liderliği için kritik olarak değerlendirilen İngiltere’nin AB üyesi olarak kalıp kalmamasının referanduma götürülmesi konulu oylama, iktidardaki Muhafazakâr Parti içindeki görüş ayrılıklarını ortaya çıkardı. Dün, Avam Kamarası’nda 594 milletvekilinin katılımıyla gerçekleştirilen ve resmi bir bağlayıcılığı bulunmayan oylamada 483 milletvekili referandum önerisine karşı çıkarken Cameron’un mesafeli durduğu AB üyeliği konusunda, referanduma evet diyen 111 milletvekilinden yaklaşık 80’inin iktidar partisine mensup olduğu belirtildi. Oylama öncesi partisinin milletvekillerini ikna etmeye çalışan Cameron, Avro bölgesindeki kriz ile İngiliz ekonomisindeki yavaşlama nedeniyle AB üyeliğinin referanduma götürülmesinin zaman açısından uygun olmadığını savunurken referanduma gidilmesi için oy kullanacağını söyleyen partisinin milletvekillerinden Adam Holloway, bu nedenle İngiltere’nin AB’den Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı David Lidington’ın özel sekreterliği görevinden ayrılacağını açıkladı. Başbakan Muhalefetteki İşçi Partisi’nin Cameron Genel Başkanı Ed Miliband de AB üyeliğini halkoylamasına sunmanın doğru olmayacağını ifade etti. İngiliz Parlamentosu İş Komitesi 1973 yılından beri AB üyesi olan İngiltere’nin AB’de kalıp kalmaması konusunu parlamentoya getirmişti. Bu arada ComRes araştırma şirketince yapılan bir ankette İngilizlerin yüzde 68’inin AB üyeliğini desteklediği belirtilirken ICM kamuoyu araştırmaları firmasının raporunda da halkın yüzde 49’unun AB’den çıkılmasını, yüzde 41’inin de AB üyesi olarak kalınmasını istediği kaydedildi. Ç İngiltere Başbakanı, ülkenin AB üyesi olarak kalıp Sirte’de patlama Ölenlerin araçlarına yakıt almak için bekleyenler olduğu kaydedildi. Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelil, Muammer Kaddafi’nin ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldığını açıklaması BM İnsan Hakları Bürosu’nca memnuniyetle karşılandı. Naaşına yapılan otopside Kaddafi’nin çapraz ateş sonucu öldüğü belirtilmiş, ancak cep telefonlarıyla çekilen görüntülerde devrik liderin yakalandığı sırada sağ ol duğunun görülmesi tartışma yaratmıştı. Öte yandan halen Ulusal Geçiş Konseyi’nin elinde bulunan Libya Devrim Muhafızları’nın başı Mansur Dav, Sirte’deki son günlerinde yanında olduğu Kaddafi’nin durumun ne kadar ciddi olduğunun farkına varamadığını söyleyerek, “Mücadeleyi bırakıp gider ve mutlu bir hayat kurabilirdi. Ama o Libya halkının hâlâ Sevildiğini sanıyordu kendisini sevdiğini düşünüyordu” dedi. Dav, Kaddafi’nin Sirte’de evden eve kaçarak yaşadığı günlerde son derece stresli olduğunu da kaydetti. Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi’nin Nijer’e gitmekte olduğu bildirildi. Nijer’deki Tuareg aşireti liderlerinden Rissa ag Bula’nın dile getirdiği iddiaya göre, Seyfülislam Kaddafi’ye Nijer’e gidişinde aşiret mensupları eşlik ediyor. Kaddafi’nin diğer oğlu Saadi de eylül ayında Nijer’e sığınmıştı. Çocuklar kobay mı olacak? Dış Haberler Servisi ABD’de Barack Obama yönetiminin sağlıklı çocuklara, onları olası bir biyolojik saldırıdan korumak amacıyla şarbon aşısı yapılması projesinin güvenilirliği tartışma yarattı. Söz konusu projenin, bu adımı etik dışı ve tehlikeli olmakla suçlayanların itirazlarına rağmen ilgili birimlerce uygun bulunduğu belirtiliyor. Washington Post gazetesinin haberine göre proje, yönetime danışmanlık hizmeti veren Ulusal Biodefense Bilim Kurulu’nun toplantısında da görüşüldü. Yetişkinlerde test edildiği ve askeri alanda 2.6 milyondan fazla kişiye yapıldığı belirtilen aşının çocuklara daha önce hiç yapılmadığına dikkat çekilerek nasıl etki yapacağı, güvenli olup olmadığı ve hangi dozda verileceğinin de bilinmediği kaydedildi. Konunun uzmanlarına göre kızamık, kabakulak ve diğer hastalıkların aksine, çocukların, teorik olarak şarbon hastalığına maruz kalma ihtimalleri çok daha yüksek. “Bunun iyi bir fikir olduğuna inanmak güç” diyen Northwestern Üniversitesi’nden çocuk doktoru ve biyoetikçi Joel Frader, “Bir saldırı olasılığı çocuklar üzerindeki bu testi haklı çıkaramaz” dedi. Kazakistan’la da anlaştı esmi sonuçlar açıklanmasa da Ennahda yandaşları, partinin zaferini kutlarken, bazı Tunuslular da, Ennahda karşıtı gösteri düzenledi (solda). Pankartlardan birisinde “Demokrasi nerede?” yazıyor. (Fotoğraflar: REUTERS) R Kamuda modern, camide radikal Laik PDP, Fransa’daki 10 sandalyeden 4’ünü alan ve laiklerin şüpheyle yaklaştığı Ennahda ile koalisyona girmiyor beklenmiyor. Gelen ilk sonuçlara göre, Fransa’da yaşayan Tunuslular için ayrılan 10 sandalyeden 4’ünü Ennahda aldı. Yeni anayasayı yazacak kurucu meclis için yurtdışında yaşayan 1.1 milyon Tunuslu geçen perşembe, cuma ve cumartesi oy kullanmıştı. Tüm yurtdışındaki Tunuslular için 18 sandalye ayrılmış durumda. Fransa’da 500 bin Tunuslu yaşıyor. Solcu ulusalcı CPR Ennahda’yı 2 sandalye ile izlerken laik sol kaDış Haberler Servisi Tunus’ta laik İlerici Demokrat Partisi’nin (PDP) lideri, hafta sonu yapılan seçimlerden galibi olması beklenen İslamcı Ennahda ile bir koalisyona gitmek istemediğini söyledi. PDP lideri Necip Çebbi, “Ennahda koalisyon hükümeti çağrısı yaptı. Biz katılmak için bir zorunluluk görmüyoruz” diye konuştu. Seçimler sonucunda Ennahda’nın tek başına çoğunluğu elde etmesine yetecek oy alması nat Ettakatol da 2 sandalye almış durumda. Sol kanat Demokratik Modernist Kutup’un bir sandalyesi var. Sonuçların açıklanmasının ardından Ennahda’dan İslamcı gündemiyle ilgili kaygıları gidermeyi amaçlayan açıklamalar geldi. Ennahda, kendisine model olarak AKP’yi aldığını söylerken, Ennahda’yı eleştiren kesimler, partiyi kamuda modernizm, camilerde radikallik yaymakla suçluyor. İş bitirici Tony Blair Dış Haberler Servisi Kazakistan’ın, ülkeye yeni yatırımları çekmek amacıyla danışman olarak eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’le (58) anlaşması İngiltere’de tartışmalara yol açtı. Daily Telegraph gazetesi Blair’in Kazakistan’ın “otoriter rejimine danışmanlık hizmeti vermesine” tepki olarak “Tony Blair, Muammer Kaddafi’nin ölümüyle dost bir diktatörü kaybetmiş olabilir. Ama ümitsizliğe kapılmasın. İş yapacak yeni bir otokrat buldu... Petrol zengini Kazakistan’ın devlet başkanı Nursultan Nazarbayev... (71)” Blair’in bir sözcüsü, eski başbakanın Kazakistan’da “ekonomik reformları hayata geçirmek üzere” bir danışma kurulu oluşturduğunu kabul ediyor. Gazetenin haberine göre Blair, Kazakistan hükümetiyle bir yıllığına 12.7 milyon dolara anlaştı. Sunday Telegraph, Blair’in başbakanlıktan ayrıldıktan sonra Kaddafi’yle 6 kez ziyaret ettiğini yazmıştı. Bu ziyaretlerin en az ikisi Trablus’un gönderdiği özel jetle gerçekleşmişti. Blair, başbakanlıktan ayrıldığı haziran 2007’den beri bir servet kazandı. JP Morgan, Zürih Finansal Servisleri vb. kuruluşlarla yaptığı kârlı anlaşmalardan elde ettiği serveti 20 milyon50 milyon pound arasında hesaplanıyor. Blair ayrıca kendi adında bir şirkete de sahip. Bu şirket Kuveyt hükümetine de danışmanlık yapıyor. Blair hakkındaki suçlamalar üzerine hiç yapışmadığından basında sık sık Teflon Tony olarak adlandırılıyor. (Fotoğraf: REUTERS) ‘Muhalif hastalara işkence’ iddiası Dış Haberler Servisi Uluslararası Af Örgütü, Suriye’deki devlet hastanelerinde, yönetim karşıtı hastalara işkence yapıldığını savundu. Örgütün raporunda, en az 4 devlet hastanesine getirilen muhalif görüşlü hastaların kötü muameleye maruz kaldığı iddia edilirken işkence olaylarına güvenlik güçlerinin yanı sıra bazı hastane personelinin de katıldığı belirtildi. Raporda, güvenlik güçlerinin geçen ay Humus’taki bir hastaneye baskın düzenleyerek yönetim karşıtı bir komutanı aradığı, bulamayınca da yaralı 18 kişiyi tutukladığı ifade edildi. Rejim karşıtı gösteriler sırasında yaralanan pek çok kişinin hastanelere başvurmaktan kaçındığına dikkat çekildi. Raporda, görgü tanıklarının yaralı olduğu halde hastanelerden alınıp götürülenler olduğunu, onları tedavi eden doktorların da tutuklanma veya işkence tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledikleri belirtildi. Dış Haberler Servisi İran Sağlık Bakanlığı ülke genelindeki tüm illerde sadece kadınların yararlanabileceği ve erkeklerin giremeyeceği hastanelerin yaptırılmasını zorunlu kıldı. Kendisi de kadın olan Sağlık Bakanı Merziye Vahid Destcerdi, tüm illerde bir veya iki tam donanımlı hastanenin kadınlar için tahsis edileceğini ve başkent Tahran’da da üç hastanenin bu yönde hizmet vermeye başladığını söyledi. Daha önce ülkedeki bazı üst düzey din adamları kadın hastaların erkek doktorlar tarafından muayene edilmesini eleştirmişti. İran’da kadınlara özel ve erkeklerin girmesi yasak olan parklar, taksiler vs. var. ‘Kışın’ uzun sürdüğü ülkeler Hastanelerde harem selamlık Dış Haberler Servisi “Arap Baharı”nın, birçok ülkede protestolar kadar baskıcı uygulamalara da yol açtığı uyarısı yapıldı. Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH), hükümetlerin değiştiği ülkelerde insanların hâlâ parmaklıklar arkasında tutulduğu, işkence gördüğü vurguladı. İnsan Hakları Savunucularını Korumak için Denetleme Merkezi, Arap Baharı’nın Bangladeş, Çin, Kuzey Kore, İran, Laos, Malezya, Nepal, Sri Lanka, Tayland ve Vietnam’da “medya ve ifade özgürlüğü” başlıklarında yeni kısıtlamalara yol açtığını bildirdi. Arap Baharı’nın yayılabileceği korkusu, bazı hükümetlerin protestoları yasaklamasına neden oldu. FIDH yetkilisi Suheyr Belhassen, hem kendi ülkesiyle hem de olayların sürdüğü Su riye ve Bahreyn gibi ülkelerle ilgili kaygılarının sürdüğünü belirterek, “Mısırda bir askeri devlet başkanına (Hüsnü Mübarek) karşı yapılan devrimin, iktidara başka askerlerin gelişiyle sonuçlandığını” söyledi. “Tunus’ta seçimler beni sevindirmişti ama işkence sürüyor” diyen Belhassen’e göre, “Arap Baharı’ndan söz ediyoruz ama kıştan çıkmak çok zor.” Nobel ödüllü Ang San Su Çi de, bir insan hakları kuruluşu için kaleme aldığı yazıda, özellikle Çin ve Zimbabve’deki duruma dikkat çekti. Çin, internette “Yasemin” kelimesinin bile aranmasını yasaklarken, Zimbabve’de 46 kişi Mısır ve Tunus’taki protestoların videolarını izledikleri için vatana ihanetle suçlanarak tutuklanmıştı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle