25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 8 DIŞ HABERLER CUMHURİYET 24 EKİM 2011 PAZARTESİ [email protected] ‘Chicago’yu işgal et’ Der Spiegel’in haberine göre Libya’nın devrik liderinin yerini BND ortaya çıkardı Dış Haberler Servisi ABD’nin Chicago eyaletinde bir parkta “Chicago’yu İşgal Et” eylemine katılan 100 gösterici gözaltına alındı. Polis, dün sabah saatlerinde göstericileri teker teker kamyonet ve otobüslere bindirerek gözaltına aldı ve parkın etrafına metal barikatlar kurdu. Eylemciler ise gösterilere devam etmekte kararlı olduklarını söylediler. Almanlar yakalattı OSMAN ÇUTSAY New York’ta eylem FRANKFURT Libya lideri Muammer Kaddafi’nin saklandığı yerin ortaya çıkarılmasında Alman gizli servisi BND’nin parmağı olduğu iddia edildi. Haftalık Der Spiegel dergisinin yeni sayısında yer alan bir haberde, Alman istihbaratının Libya ve Kaddafi konusunda yoğun bir ilişkiler ağına sahip olduğu vurgulanarak, BND’nin Kaddafi’nin nerede saklandığını haftalardır bildiği ileri sürüldü. Etkili ve iyi haber alan dergi, BND’nin, Kaddafi’nin bu rin uydurma olduğunu iddia sında yaşananların yinelenmiş olabileceğine de dikkat lunduğu yerin coğrafi koor etti. Güvenilir kaynaklarıyla çekti. Dönemin Alman Başdinatlarını aynen vermediğini, ancak nerede saklandı ünlü Der Spiegel, haberinde, bakanı Gerhard Schröder ğı NATO çevrelerince bir BND’nin bölgede geçmiş Irak’taki askeri harekâta katılmadıklarını iddia biçimde öğrenilen Libederken, Alman isya liderinin Sirte kentihbarat ajanlarının tinden kaçarken buAlman Der Spiegel dergisi: Alman ABD’ye Bağdat’tan lunduğu konvoyun yine NATO uçaklarınca istihbarat servisi BND, Muammer Kaddafi’nin bilgiler taşıdığı ortaya çıkmıştı. Bu idbombalandığını kaysaklandığı yeri haftalardır biliyordu. dialar daha sonra detti. Bu iddiaları reddoğrulanmıştı. deden BND Sözcüsü Almanya, en son Libya ten bu yana yoğun bir istihDieter Arndt, “Kaddafi’nin nerede olduğunu barat ağına sahip olduğunu harekâtına katılmadığı ve bilmiyorduk. Yakalandığı hatırlatırken, bu tür haberle Birleşmiş Milletler Güvenlik yere biz de şaşırdık” ifade rin doğrulanması durumunda, Konseyi’nde bu harekat oylerini kullandı. Arndt, habe 2003’teki Irak Savaşı sıra lanırken çekimser kaldığı için Batı ittifakınca sert biçimde eleştirilmişti. Siyasal bir tecride mahkum edildiği ileri sürülen Berlin hükümetinin, el altından BND’nin Libya liderinin saklandığı yerlerle ilgili bilgileri aktararak, müttefikleri nezdinde “siyasi imajını kurtarmaya çalışmış olabileceği” ileri sürüldü. Siyasal gözlemciler, Muammer Kaddafi’nin ölümünde Alman parmağı olduğu doğrulanırsa, Alman siyasetini ve Angela Merkel hükümetini çok zor günlerin beklediğine dikkat çekti. Küresel Kavganın Ortadoğu’ya Yansımaları Ortadoğu 1980’li yıllardan beri allak bullak; önce İranIrak Savaşı, arkasından Kuveyt ve Irak savaşları. 2003’te büyük darbenin başlangıcı; Irak’ın işgali ve Kürdistan’ın ilk ayağının kuruluşu. 2010 ve 2011’de Afrika ve Akdeniz’in baştan sona çalkalanması; Sudan’ın bölünmesi; Tunus, Mısır, Libya ve Suriye’de eski diktatörlerin yerine yenilerinin aranması. Ve büyük lokma İran’a müdahalenin altyapısının hazırlanması. Türkiye bütün bu gelişmelerin göbeğinde yer alıyor; 1) 1991’de Çekiç Güç anlaşması ile hukuken ve fiilen gelişmelerin bir parçası haline geliyor. 2) 1 Mart 2003 tezkeresinde Meclis’in oyunbozanlık etmesine karşın, “sistem” isteklerini, bir bir yaptırtıyor. 3) Afganistan ve Lübnan olaylarında Ankara asker göndererek sadık bir NATO üyesi olduğunu fiilen ispat ediyor. 4) Tunus, Mısır, Libya ve Suriye olaylarında Ankara daha da öne çıkıyor. NATO üyesi olarak Libya’da inisiyatif alıyor ve Kaddafi’nin ortadan kaldırılmasında önde saf tutuyor. Suriye işinde ani bir dönüşle, Libya’da Kaddafi’ye yaptığını burada Esad’a yapıyor. Ankara değişimli ve dönüşümlü politikalarına karşı, “saffını, tarafını, cephesini net bir şekilde gösteriyor”. Yanlış veya doğru, ancak bulunduğu yer ve tuttuğu taraf belli. Ankara belirli bir tarafta yer almasına karşın PKK ve Kürdistan meselelerinde, Hem iki tarafta da bulunan, Aynı zamanda hiçbir taraftan destek alamayan bir konuma düşüyor. Art arda yapılan Kürt açılımlarına karşın PKK ve bağlı örgütleri Ankara’ya (ve Türkiye’ye) karşı çıtayı yükselterek silahlı saldırıları adeta topyekun bir savaşı andıran zemine sürüklüyorlar. Dün içli dışlı dost olduğu Kaddafi ve Esad ile bugün karşı karşıya gelen Ankara, PKK, Kuzey Irak ve Kürdistan konusunda da benzer bir ikilem yaşamaya başlıyor. Yandaşlıklar ve karşıtlıklar birlikte görülüyor. Hem Kürt açılımı hem de TSK operasyonları beraber yürüyor. Bu, uluslararası ilişkilerde hiç görülmeyen bir olay değil, pek çok örneği var. Ama bizimkinde inisiyatif bizde değil; “kim itti beni” dercesine bir sürüklenme söz konusu. Bölgesel gibi görülen Ortadoğu ve Akdeniz savaşlarında esas çatışma özünde, Çin, ABD ve AB arasında yaşanmaktadır. Bizim çevremizdeki bölgesel olaylar, küresel rekabet ve çatışmanın yansımalarıdır. Çin dev adımlarla dünya pastasındaki payını arttırmaktadır. ABD ve AB oransal olarak küçülmektedirler. 20 yıl içinde Çin ve Hindistan’ın toplamı, iktisadi olarak ABD ve AB toplamını geçecek. Çin’in Ortadoğu ve Kafkaslar’dan enerji gereksinimi vardı. Çin ve Hindistan’ın İran, Türkiye, Ortadoğu ve Afrika pazarlarına hızla girmeleri Batı’yı ürkütüyor. Bölgedeki siyasal etkilerini de engellemek gerekiyor. Bütün bunların sağlanabilmesi için Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ABD ve AB denetimi tamamen ellerine geçirmek zorundalar. Bölgede bütün domino taşları tek tek indirilirken, ortada sadece İran kalmıştır. İşte bu nedenle İran’a operasyon öne çıkıyor. Benzer karşıt gerekçe ile Çin, Rusya ve Hindistan “Suriye’nin Libyalaştırılmasına” karşı bir cephe oluşturdular. Bu aynı zamanda, İran’a ilerde planlanan operasyonu engellemek için bir “kalkan” haline getirilebilir. İran’a Rusya, Çin ve Hindistan’ın desteği daha da artabilir. Bütün bu değerlendirmeler çerçevesinde Ankara’nın Kuzey Irak’a, “sınırlı, sınır ötesi müdahalesinin ne anlam taşıdığını düşünelim”. Bazı sorular soralım; PKK’yi ortadan kaldırmak için mi? Kürdistan’ın oluşumunu engellemek için mi? Yoksa mecburen, istemeye istemeye yapılan bir operasyon mu? PKK’nin 27 yıldır yürütmekte olduğu askeri ve siyasal hareketler göz önüne alındığında, esas sorunun Ankara ile PKK arasında olmadığını; Türkiye’nin, küresel güçlerin bölgesel planlarına ne oranda evet diyeceği noktasına dayandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu konuyu büyük çoğunluk biliyor; ancak kimse açık açık tartışmak istemiyor. Kral çıplak demeye herkes çekiniyor. NEW YORK (AA) New York’ta, “Wall Street’i İşgal Et” sivil girişiminin de destek verdiği grup, polis şiddetini protesto etti. Kentin önemli merkezlerinden “Union Square” alanında toplanan göstericiler, New York’un eski Belediye Başkanı Rudy Giuliani’nin döneminden beri son 16 yıldır her yıl 22 Ekim’de “Polis Şiddetine Son” mitingleri düzenlediklerini belirterek, ABD’de polisin özellikle siyahlara ve Latin Amerika kökenlilere karşı önyargılı olduğunu ve şiddete başvurduğunu savundular. K A D D A F İ ’ NİN ÖLÜM Ü Otopsi yapıldı, detaylar sonra Dış Haberler Servisi Sekiz ay süren şiddetli çatışmalardan sonra, kuşatıldığı Sirte kentinde muhalif güçlerin eline düşen ve nasıl öldüğü konusunda farklı yorumlar yapılan Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin naaşına önceki gün otopsi yapıldı. Otopside devrik liderin ölüm sebebinin başından aldığı kurşun yarası olduğu belirtildi. Kaddafi’nin yanı sıra oğlu Mutassım Kaddafi ile eski Savunma Bakanı Ebubekir Yunus’a da otopsi yapıldı. Daha önce muhaliflerin oluşturduğu Ulusal Geçiş Konseyi yetkililerinin, otopsi yapılmayacağı yönünde açıklamalarda bulundukları bildirilmişti. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Af Örgütü’ne, Muammer Kaddafi’nin naaşının kendilerine verilmesi ve İslami kurallara uygun olarak defnedilmesi için Ulusal Geçiş Konseyi’ne baskı yapması çağrısında bulunmuştu. BM İnsan Hakları Ofisi’nin yanı sıra Af Örgütü ve İnsan Hakları Gözlem Örgütü gibi kuruluşlar, Kaddafi’nin son anlarında yaşanılanların ne olduğunun ortaya çıkması için araştırma yapılmasını istediler. Adı geçen örgütler, Kaddafi’nin çapraz ateş altında kalarak mı yoksa muhaliflerce mi öldürüldüğünün ortaya çıkarılmasını istiyorlar. Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mahmud Cibril, Kaddafi’nin canlı ele geçirildiğini ve yaralanmadığını açıklamış ancak daha sonra muhalif güçlerle Kaddafi yanlılarının arasında çıkan çatışmada sağ kolundan yaralanan devrik liderin, bir araçla bölgeden götürülmek istenirken başından vurulduğunu, Misrata Hastanesi’ne götürülürken de yolda öldüğünü belirtmişti. Misrata’da savaş müzesi MİSRATA (AA) Libya’da iç savaşın en çetin çatışmalarından birinin yaşandığı Misrata kentinde, devrik lider Muammer Kaddafi’ye bağlı askerlerin kullandığı silahların sergilendiği açık hava müzesi, şehrin yıkımının tanıklığını yapıyor. Trablus Caddesi’ndeki binaların hemen önünde sergilenen tanklar, toplar, roketler ve pek çok mühimmat artık Misratalıların bir anıya sahip olmak için kullandığı objeler. Her yaştan Misratalı açık hava müzesini ziyaret ediyor, tankların üzerinde fotoğraf çektiriyor, içleri boşaltılmış mühimmatı eline alıp inceliyor. Müzede, geçen pazar yıkılan, Kaddafi’nin başkent Trablus’taki karargâhı Babül Aziziye’den getirilen iki heykel de sergileniyor. Kartal figürünün yer aldığı heykelin pençelerinde Kaddafi’nin bir kuklası bulunuyor. İşler Güneydoğu’da karışıyor Hindistan’da köprü çöktü Dış Haberler Servisi Hindistan’ın Batı Bengal eyaletinin Darjiiling kasabası yakınında bir asma köprünün çökmesi sonucu ölenlerin sayısı 30’u geçti. Kasaba yakınındaki Bijonbari bölgesinde meydana gelen olayda 100’den fazla kişinin de yaralandığı bildirildi. Köprü, önceki gün bir toplantı için köylülerin toplandığı sırada çökmüştü. Köprüde olay sırasında 200’den fazla kişinin bulunduğu öğrenildi. Tunus ‘demokrasi’ arıyor UTKU ÇAKIRÖZER Çin, ABD ve AB abancı gözlemci yoktu Otopsiye katılan ancak ayrıntılı bilgi vermeyen bir doktorun “tüm ayrıntılarının” daha sonra kamuoyuyla paylaşılacağı bildirilen ve savcılık görevlileri eşliğinde yapıldığı belirtilen otopsi sırasında herhangi bir yabancı gözlemcinin bulunmadığı da kaydedildi. Kaddafi’nin ailesi geçen cuma günü Y TUNUS Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yayılan “özgürlük” taleplerinin doğduğu ülke olarak adlandırılan Tunus’ta dün seçimler yapıldı. Seçimlerde eski rejim döneminde yasaklanan İslamcı EnNahda partisinin birinci çıkması bekleniyor. Geçen yıl aralık ayında Muhammed Buazizi isimli işsiz bir işportacının Sidi Buzid kentinde kendini yakmasıyla başlayıp, ülkeyi 1987’den bu yana yöneten Zeynel Abidin Bin Ali ve ailesinin 14 Ocak’ta ülkeyi terk edişine kadar süren Seçimlerin hemen öncesinde yapılan mitinglerde coşku vardı. (AA) “Yasemin Devrimi”nden 10 ay sonra, 217 kişilik yeni Ulusal Anayasa Konseyi için seçimler yapıldı. İlk kez özgürce oy kullanmanın heyecanıyla yaklaşık 7 milyon Tunuslu sabah erken saatlerden itibaren sandık başlarında kuyruklar oluşturdu. 80’in üstünde partinin isim ve amblemlerinin yer aldığı oy pusulaları zarfa kapatılmaksızın katlanarak şeffaf sandıklara atıldı. Seçimlerin şeffaflığı için 10 ulusal sivil toplum örgütünün yanı sıra uluslararası kurum ve kuru luşlar da sandık başlarında gözlemci bulundurdu. Devrimden 10 ay sonra Tunus halkının bir bölümü demokrasiye hâlâ büyük umutlar bağlarken, bir bölümü yüksek beklentilerini düşürmüş durumda. 20 yaşındaki mühendislik öğrencisi Esma, “Bu seçimler bize iş ve sosyal adalet getirecek” derken, biyoloji alanında yüksek lisans yapan 25 yaşındaki Rania’nın ise umutları şimdiden azalmış: “13 Ocak gecesi Bin Ali’ye ‘git’ diye meydana çıkanlardanım. Özgürlükten mutluyum ama yeni döneme ilişkin umudum giderek azalıyor. Sanki tüm partiler ve siyasetçiler birbirinin aynı gibi...” Seçim kampanyasının en disiplinli ve örgütlü partisi olan EnNahda’ya karşı diğerlerinin hazırlıklarını tamamlaması için seçimler üç ay ertelendi ama sonuç yine de değişmeyecek gibi gözüküyor. Dolaştığım seçim merkezlerinde sandık başlarında gözlemci bulunduran tek partinin EnNahda olduğunu görmek de şaşırtıcı olmadı. ARDA, Ekimin yirmi dördünde Sensiz giriyoruz Senin otuzuncu yaşına... Bin kere de sensiz kalacağımızı bilsek, Yine bin kere, seni tanımak isterdik... ‘İstenmeyen’ kızlara yeni isim C MY B İYİ Kİ DOĞDUN... Arkadaşların, Annen, Baban, Herkes... Türkiye’de oy kullanıldı Bulgaristan’da dün yapılan ve ilk kez bir Türk kökenli Sali Şaban’ın da aday olduğu cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimler için Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşları da çeşitli illerde oy kullandı. Sakarya, Tekirdağ, Koaceli’nde İzmit, Körfez, Gebze ve Çayırova ilçeleri, İzmir ve Manisa, Kırklareli merkez, Lüleburgaz, Babaeski ilçeleri Bursa ve Yalova ile Lüleburgaz’da Bulgaristan vatandaşları sandık başına gitti. Dış Haberler Servisi Hindistan’da adları “istenmeyen” anlamına gelen 285 kız çocuğuna yeni isimler verildi. Maharaştra eyaletinin Satara bölgesinde, yaygın cinsiyet ayrımcılığıyla mücadele ve kızlara itibarlarını yeniden kazandıracağı umuduyla yeni isim verme töreni düzenlendi. Hintçede “istenmeyen” anlamına gelen “Nakusa” ya da “Nakuşi” isimleri verilen kızların bazısı Hintli film yıldızlarının isimlerini seçerken, bir kısmı da güzel anlamları bulunan geleneksel isimleri seçti. Hindistan’da kız bebeklerin kürtajla alınması çok yaygın. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle