22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 12 DEPREM CUMHURİYET 24 EKİM 2011 PAZARTESİ Van’daki deprem tarihin en büyük sarsıntılarından biri olarak kayıtlara geçti ANKARA (AA) Van’da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem Cumhuriyet tarihi boyunca Anadolu’da meydana gelen en büyük depremlerden biri olarak kayıtlara geçti. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün verilerine göre, Cumhuriyet tarihinin en büyük depremlerinden biri 7 Mayıs 1930’da Hakkâri’de, İran sınırına yakın bir noktada meydana geldi. 7.2 büyüklüğündeki bu depremde kayıtlara göre 2 bin 514 kişi öldü. Değişmeyen kader Cumhuriyet tarihinin en büyük depremi 27 Aralık 1939’da Erzincan’da meydana geldi. 7.9 büyüklüğündeki bu depremde 32 bin 968 kişi öldü, yaklaşık 100 bin kişi yaralandı. Kışın en şiddetli günlerinde meydana gelen bu felaketin ardından yurt çapında yas ilan edildi. Yardım konvoyları, soğukla da mücadele eden depremzedelere ancak iki gün sonra ulaşabildi. Tunus Seçimleri ve Kapıdaki Yeni Tehlike... Mağrip’in küçük ülkesi Tunus’ta yanan ateşin yayılarak bölgenin tümünü kapsayıp, ülkelerini demir yumrukla yöneten ve acımasızca soyup talan eden despot rejimlerin birbiri ardından tarihin çöp sepetini boyladıkları ‘Arap Baharı’nın kaynak ülkesi, dün (23.10.2011) uzun zamandır özlemle beklenen ‘demokratik’ seçimlere gitti. 7 milyon seçmen parlamentoya 217 vekil seçti. Umarız bölgenin okumuşu en fazla olan, ne ki o yörelerde benzerine pek rastlanmayan laik geleneğe sahip Tunus, karşılığında ağır bedel ödediği demokrasiye kavuşur. Ancak bunun kolay olmayacağı, işin başından bu yana kimse için sır değildi. Zira Bin Ali ve şürekâsının soygun ve dikta rejiminden nemalanan yandaş kalıntılarının bugün yerli yerinde durdukları ve eskiye dönüşün beklentisi içinde pusuya yattıkları, dahası uygun zamanı bekledikleri de kimsenin saklısı değildir. Nitekim seçimler yaklaştıkça örneğin ilk başlarda demokrasiden yana görünen, ne var ki, zaman ilerledikçe gerçek kimliklerini açıklamak zorunda kalan Müslüman Kardeşler kökenli İslamcı parti Ennahda’nın tek başına ya da koalisyonla iktidara gelme durumunda ülkeyi nereye götüreceklerini ortaya koyan hoşgörüsüzlük örnekleri vermişlerdir. Örneğin bir iki hafta önce İranFransız ortak yapımı bir animasyon filmi olan Persepolis’in özel televizyon Nessma’da gösterimi sebebiyle, filmin dince yasak olan Allah’ın suretini sergilediği için kıyamet koparılmış, filmi vizyona sokanlar ölümle tehdit edilmiştir. Dinci partinin bu tavrı, İlerici Demokrat Parti ve solcu Ettakatol partisi tarafından şiddetle eleştirilmiştir. Gerçi güvenilir kaynaklara göre dinci partinin, seçimi kazansa bile tek başına iktidara gelmesi uzak bir ihtimal olarak görünmektedir. Dinci partinin ilerici cephe ile koalisyonu ise neresinden bakılırsa bakılsın kolay olmadığı gibi, ülkeyi bitip tükenmeyen arayışlara götürmesi ihtimali de vardır. İslamcı parti Ennahda’nın başkanı Raşid Gannuşi bu konuda açık konuşuyor, demokrasiye işimize geldiği sürece taraftarız, demekte sakınca görmüyor. Tıpkı Müslüman Kardeşler’in kurucusu Hasan el Banna’nın “Seçimler bizi toplum üzerinde uzun çalışmalardan sonra iyi sonuç vereceğine, daha açık bir deyişle Müslüman Kardeşler’in iktidarını sağlayacağına emin olunduğu sürece ilgilendirmektedir” dediği gibi. Örneğin bir yorumcuya göre seçim sonuçları ‘Kardeşler’i’ yüzde 30’un altında bırakırsa bu seçimlerde hile yapıldığı anlamına gelir. Bu ise ‘Müslüman Kardeşler’in’ sokağa dökülmesine ve giderek şiddete başvurmalarına yol açar. Ayrıca, seçimlerde hile yapılması da gerekli değildir. Partinin yüzde 30’un altında kalması, hile yapıldığının kanıtıdır. Ayrıca “Kardeşler’in” buna inanması yeterlidir. Despot Bin Ali’nin aile efradı ve yüklü servetiyle ülkeyi terk etmesi sırasında kaleme aldığımız bir yazıda, eğitimli insanların yaşadığı bir ülkede azılı despotların 1983’ten bu yana yapılan üç ‘demokratik’ seçimde oyların yüzde 90’ından fazlasına alarak iktidarını sürdürmeyi nasıl becerdiği sorusunu şöyle yanıtlamıştık: Bunun gizli saklı tarafı yok. Klasik dikta rejimlerinde yapıldığı gibi, Bin Ali de öncelikle polisi ve yargıyı el geçirmiş, muhalefeti ezmiş, insan haklarını hiçe sayarak karşı koyanları hapis ve işkenceyle sindirmiş, basın özgürlüğünü yok ederek gazeteleri ve yazarları cezalandırma yolunu seçmiştir. ABD’nin Tunus elçisinin yazışmalarında Bin Ali’nin soygun ve talan rejimi ‘Senin olan artık benimdir’ şeklinde geçmektedir. Ancak despotla birlikte soygundan nemalanan yandaşların kalıntılarının varlıklarını hâlâ sürdürdükleri de gerçektir. Zamanı geldiğinde ortaya çıkacaklarından kuşku yoktur. Ancak şu sıralar demokrasi için bir başka tehlike kapıda sırasını beklemektedir. Bu laik geleneği olan ülkeyi demokrasiden uzaklaştırarak çağdışı İslamcı bir rejime sürüklemesi, ‘Arap Baharı’ aydınlığını kara kışa çevirmesi tehlikesidir. Üstelik sözünü ettiğimiz tehlike salt Tunus’la da sınırlı değildir. Mısır başta olmak üzere kimi bölge ülkelerinde ‘Müslüman Kardeşler’ yeniden güç kazanmakta, dahası ‘demokratik şeriat’tan bile söz etmektedirler! 35 bin kişiyi kurban verdik Türkiye’de meydana gelen büyük depremlerden bazıları şöyle: 20 Aralık 1942’de Tokat’ın Niksar ve Erbaa ilçelerini etkileyen 7 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 3 bin kişi öldüi, 6 bin 300 kişi yaralandı. 26 Kasım 1943’te Samsun’un Ladik ilçesinde meydana gelen 4 bin kişinin hayatını kaybettiği depremin büyüklüğü de 7.2 olarak ölçüldü. 1 Şubat 1944’te Bolu’nun Gerede ilçesinde meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde 3 bin 959 kişi öldü, çok sayıda insan evsiz kaldı. 18 Mart 1953’te Çanakkale Yenice’deki 7.2 büyüklüğündeki depremde 265 kişi öldü. 25 Nisan 1957’de Fethiye’de aynı yıl mayıs ayında ise Abant’ta 7.1 büyüklüğünde depremler oldu. Fethiye’de 67, Abant’ta 52 kişi öldü. 19 Ağustos 1966’da Muş Varto’da meydana gelen depremde 2 bin 396 kişi öldü, bin 489 kişi yaralandı. Varto’nun karşılaştığı bu en şiddetli depremin büyüklüğü 6,9 olarak ölçüldü. Bir yıl sonra 22 Temmuz 1967’de Adapazarı Mudurnu’da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde de 89 kişi yaşamını yitirdi. 28 Mart 1970’de Kütahya Gediz’de meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde bin 86 kişi öldü, bin 260 kişi yaralandı. 6 Eylül 1975’te Diyarbakır Lice’de 2 bin 385 kişinin öldüğü depremin büyüklüğü ise 6.6 olarak ölçüldü. 24 Kasım 1976’da Van Muradiye’deki deprem 7.5 olarak ölçüldü. Bu depremde 3 bin 840 kişi yaşamını yitirdi, birçok kişi yaralandı. 30 Kasım 1983’te ise Erzurum ve Kars’ı etkileyen 6.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremde bin 155 kişi öldü, bin 142 kişi yaralandı. 13 Mart 1992’deki Erzincan depremi bu ille birlikte Tunceli’yi de vurdu. 6.8 büyüklüğündeki depremde 653 kişi yaşamını yitirdi. Yaralı ise 3 bin 850 olarak belirlendi. 1 Ekim 1995’te Dinar’da meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremde 90, 27 Haziran 1998’de Ceyhan’da meydana gelen 6.2’lik depremde ise 146 kişi yaşamını yitirdi. 17 Ağustos 1999’da Gölcük’te meydana gelen depremin büyüklüğü 7.8 olarak ölçüldü. Felakette resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişi yaşamını yitirdi. On binlerce kişinin yaralandığı bu depremde 73 bin 342 ev hasar gördü. 12 Kasım 1999’da deprem bu kez Düzce’yi vurdu. 7.5 büyüklüğündeki bu depremde 763 kişi hayatını kaybetti. 3 Şubat 2002’de AfyonSultandağı’nda meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremde ise 44 kişi yaşamını yitirdi. 1 Mayıs 2003’te Bingöl’de meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremde de 176 kişi hayatını kaybetti. İsrail yardım için el uzattı Dış Haberler Servisi Van’da meydana gelen depremin İsrail’in Tel Aviv kentinin yüksek semtlerinde de hissedildiği belirtilirken İsrail Dışişleri Bakanlığı Türkiye’ye yardım teklifinde bulundu. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü arayarak üzüntülerini aktardı. İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, “Peres Gül’e son deprem dolayısıyla dayanışmasını dile getirerek her neye ihtiyaç olunuyorsa yardım teklifinde bulundu” denildi. İsrail basını İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın Dışişleri Bakanlığı üzerinden Türk hükümetine her türlü yardım önerisinde bulunduklarını açıkladı. Öte yandan, İsrail Genelkurmay Başkanı Benny Gantz, İsrail ordusuna, Türkiye’nin deprem bölgesine bir ekip gönderilmesi olasılığı karşısında hazırlıkların yapılması talimatını verdiği bildirildi. ABD Başkanı Barack Obama, deprem dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamaya göre Obama, “Van’daki depremle ilgili haberleri büyük bir endişeyle takip ettiklerini” bildirdi. Amerikan halkı adına hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına en derin taziyelerini ilettiğini belirten Obama, “Düşünce ve dualarımız depremden etkilenen bölgeye yardım götürmeye çalışan cesur erkek ve kadınlarla birlikte. Bu zorlu zamanda müttefikimiz Türkiye ile omuz omuza duruyoruz ve Türk yetkililere yardıma hazırız” ifadelerini kullandı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton adına ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nu arayarak yardım tekliflerini iletti. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone de ABD’nin her türlü yardım için iletişim içinde olduğunu bildirdi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek de dayanışma ve başsağlığı mesajı gönderdi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Başbakan Erdoğan’a bir mesaj göndererek üzüntülerini dile getirdi ve yardıma hazır olduklarını bildirdi. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ihtiyaç halinde yardıma hazır olduklarını açıkladı. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Van’daki deprem sebebiyle Almanya’nın Türkiye’ye yardıma hazır olduğunu söyledi. Alman Yeşiller Partisi eşbaşkanları Claudia Roth ve Cem Özdemir de, ortak bir başsağlığı mesajı yayınladı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Stavros Lambrinidis, yardıma hazır olduklarını söyledi. İran, Türkiye’ye her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu bildirdi. BosnaHersek’in “Kızılay’ı” Merhamet’in Başkanı Hayruddin Şahiç, deprem bölgesi için acil ihtiyaçları belirleyeceklerini belirterek deprem bölgesine gönderilecek yardım ve destek konularını yerinde tespit edeceklerini kaydetti. Şahiç, bu çalışmaların ardından, deprem bölgesine acil olan ihtiyaçları en kısa sürede ulaştıracaklarını bildirdi. Diplomatik kaynaklar Türkiye’nin henüz uluslararası yardım çağrısında bulunmadığını belirtti. Azerbaycan, İngiltere, Polonya, Macaristan ve İsviçre’den de teklif geldiği bildirildi. ül’e Peres, mevkidaşı G rsa ‘Her neye ihtiyaç vatti hazırız’ mesajını ile Obama’dan taziye mesajı Merhamet’ten yardım çalışması DEPREM BÖLGESİNDE İNCELEMELERDE BULUNAN CHP’Lİ TANRIKULU ‘BÜYÜK BİR YIKIM VE ACI VAR’ DEDİ... ‘Koordinasyon eksikliği var’ Haber Merkezi CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Van’da 54’e yakın çökmüş bina olduğunu belirtirken, “Bölgede koordinasyon eksiliği var” dedi. Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan CHP’li Tanrıkulu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bölgede tespitlere göre 54’e yakın tamamen çökmüş bina olduğunu ifade eden Tanrıkulu, Türkiye’nin her yerinden araçların, iş makinelerinin, kurtarma ekiplerinin Van’a gelmeye başladığını söyledi. Yollarda meydana gelen bozuklukların giderilmeye çalışıldığına dikkat çeken Tanrıkulu, “Gerçekten büyük bir acı var, büyük Üniversite 1 hafta tatil VAN (Cumhuriyet) Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde (YYÜ), kentte yaşanan 7.2’lik depremin ardından eğitime bir hafta ara verildi. YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, sadece kampus içinde 3 binada hafif çaplı hasar olduğunu, yaralanma veya can kaybı yaşanmadığını bildirdi. Eğitime 1 hafta ara verildiğini belirten Rektör Battal, “Öğrencilerimizin hepsinin durumu iyi aileleri rahat olsun. Çevre merkezlerle görüşüyoruz. Öğrencilerimizin mağdur olmamaları için elimizden geleni yapacağız. İsteyenleri buradaki emniyetli binalara yerleştireceğiz. İsteyenler için çadır kuruyoruz uygun yerlere. Çevre illerin yetkilileriyle görüşüyoruz, isteyenleri oraya yönlendireceğiz. Aileler merak etmesin. Hiçbir öğrencimizin burnu bile kanamadı” dedi. KILIÇDAROĞLU BUGÜN GİDİYOR, CHP HEYETİ BÖLGEDE CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, incelemelerde bulunmak ve depremin zararlarını yerinde görmek için bugün Van’a gidecek. CHP İletişim Koordinatörlüğü’nden verilen bilgiye göre, Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı başkanlığında; Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş, İzmir Milletvekili Musa Çam, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Muş İl Başkanı İsmail Adanur’dan oluşan CHP heyeti de Van Erciş‘e gitti. CHP’liler başta Erciş olmak üzere bölgede incelemeler yapacak. geçti. Erdoğan, kriz merkezinde bilgi aldı. Vatandaşlarla bir süre sohbet eden Erdoğan Van’a döndü. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Van Ferit Melen Havaalanı’nın uçuş trafiğine açık olduğunu bildirdi. Yıldırım, yardıma ihtiyacı olan vatandaşların, 112 ve 155 çağrı merkezlerine mesaj atabileceklerini, bunun tüm operatörler için geçerli olduğunu söyledi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ da, “Bölgeye süratle sağlıkla ilgili güçlerimizi intikal ettiriyoruz, sağlık açısından sıkıntımız yok” dedi. ‘Hava trafiği açık’ bir yıkım var bölgede. Bir duygu ortaklığının burada yakalanması lazım. Bir an evvel bir dayanışma ruhunu bölgeye aktarmalıyız. Ayrıca bölgede koordinasyon eksiliği var. İnsanlar sokakta” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Van Valisi Münir Karaloğlu’nu arayarak bilgi aldı. Bakanlar Kurulu da bugün 11.00’de olağanüstü toplanma kararı aldı. Deprem haberinin duyulmasıyla Başbakan Tayyip Erdoğan, “DAP” adlı özel uçak ile saat 19.44’te Van’a geldi. Erdoğan ile İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de Van’a geldi. Erdoğan, bölgedeki bakanlardan bilgi aldıktan sonra Erciş’e C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle