18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EK M 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER Deniz Feneri e.V. soruşturması adım adım ‘temize havale’ edilmek üzere 7 CHP’li Tekin: Suç ortaklığı bozulmaz ZM R (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Deniz Feneri davası zanlılarının serbest bırakılmasıyla ilgili, “Şehit cenazelerinin kaldırıldığı toplumun en duygusal olduğu bir ortamda bir gece yarısı operasyonuyla bu suçlular serbest bırakılmıştır. Türkiye’de hukuk sisteminin geldiği noktayı tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Bütün ortaklıklar bozulur suç ortaklığı bozulmaz” dedi. Tekin, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla katıldığı İzmir programında yaptığı açıklamada, Deniz Feneri davası sanıklarının serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Tekin, şunları söyledi. “Nihayet dosya gelince birinci öncelikli üç savcıyı yediler. Sanık olarak gözaltında olanlar iktidarı tehdit ederek, ‘En kısa sürede bizi bırakmak zorundasınız’ derken şunu söylemek istemiştir. O sanıklar aynı zamanda bu iktidarın suç ortağıdır.” Sıra ‘suç vasfında’ Hapiste Yatacak Olana Öğütler Yazının başlığı aslında bir kitap adı: Tuncay Özkan’ın son kitabı. Cumhuriyet Kitapları’ndan yeni çıktı. Aynı zamanda Nâzım Hikmet’in 1949’da yazdığı bir şiirin de adı: Kısaca “Öğütler” diye de bilinen “Hapiste Yatacak Olana Bazı Öğütler” şiiri. Tuncay Özkan kitabına, Nâzım Hikmet’in 1949’da yazdığı, bu şiirle başlıyor. Dün Deniz Feneri davasının sanıkları tahliye edilirken ben de bu kitabı okuyordum. İktidara yakınlıklarıyla bilinen Deniz Feneri sanıkları “suç vasfının değişme ihtimalinin olması, delilleri karartma şüphesinin bulunmaması, kaçma şüphelerinin olmaması, delillerin toplanmış olması” gerekçesiyle serbest bırakılmış. Dilerim adalet, Ankara’da ayrı, Silivri’de ayrı işlemez ve yıllardır içerde yatan sivil ya da asker Silivri sanıkları da aynı gerekçeyle tahliye edilme olanağına kavuşur. Yağmur altında, Silivri Cezaevi’nin havalandırmasında birlikte koşarlarken, Tuncay Özkan’ın, Mustafa Balbay’a ezberinden okuttuğu Nâzım Hikmet’in şiiri şöyle başlıyor: Dünyadan memleketinden insandan umudun kesik değil diye ipe çekilmeyip de atılırsan içeriye yatarsın on yıl on beş yıl daha da yatacağından başka sallansaydım ipin ucunda bir bayrak gibi keşke demeyeceksin yaşamakta ayak direyeceksin… Ve çeşitli öğütlerden sonra şöyle bitiyor: Yani içerde on yıl, on beş yıl, daha da fazla hatta geçirilmez değil, geçirilir, kararmasın yeter ki sol memenin altındaki cevahir! Bu şiirin ardından, hapiste yatanlara sorular sormaya ve bazı öneriler yapmaya başlıyor Tuncay Özkan: Yenilgiye karşı cesaretle durabilecek ve dik kalacak mısınız? Cesur musunuz? Hâlâ! Bu kocaman kaybınıza; özgürlüğünüzden ve barışınızdan yoksun bırakılmaya, esir olmaya rağmen bir şahsi başarı öyküsü yaratabilecek misiniz? Kendinize saygı duyuyor musunuz? Bunu koruyabilecek misiniz? Hiç kimse sizi sevmese de, siz kendinizi seviyor musunuz? Sevmeyi başaracak mısınız? Sizi sevmeyenleri dahi sevecek kadar büyük olabilecek misiniz? Kendinizle yüzleşip, gözlerinizin bebeğine bakıp, en doğru özeleştirileri yapıp yola devam edebilecek misiniz? “Hayır” mı diyorsunuz? “Evet” diyene kadar, kendinizle yüzleşmeye devam… Özgürlük ve barışın elinizden alınabileceğini öğrendiniz. Bunlar için kavga vermeye hazır mısınız? Bir daha ne sizin ne de bir başkasının elinden çalınmasın diye mücadeleye hazır mısınız? Yeniden ayağa kalkmayı istiyor musunuz? İstemelisiniz! Tuncay Özkan’ın bu son kitabı da bundan öncekiler gibi hem çok değerli hem de çok kolay okunuyor… Duygu yüklü… Felsefe yüklü… Bilgi yüklü! Tuncay Özkan dışarıdayken de sözünü sakınmayan bir gazeteciyazardı… İçerdeyken de kalemini sakınmamış… Tarihe geçecek bir kitap yazmış! Not: Sevgili Hikmet Bila aramızdan ayrıldı. Kendisine rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyorum. AYKUT KÜÇÜKKAYA Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağında tutuklanan “asıl faillerin” kamuoyunda çok tartışılan bir sürecin sonunda serbest bırakılmasının ardından soruşturma şimdi de “suçlama vasfının değişip değişmeyeceği” tartışmasına odaklanacak. Soruşturma kapsamında zanlılara yönelik suçlamanın dolandırıcılık ve sahtecilikten çıkartılarak, takibi şikâyete bağlı bir suç olan güveni kötüye kullanma şeklinde değişebileceğinin ilk sinyali şüphelilerin tahliye talebini kabul eden mahkemenin kararına “suçun vasıf ve mahiyetinin değişme olasılığı” ifadesiyle yansıdı. Zanlı ların avukatlarının yaptığı “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve nitelikli dolandırıcılık” iddiasıyla yürütülen soruşturmada suç vasfının, “Dernekler Kanunu’na muhalefet” ve “güveni kötüye kullanma” olarak değiştirilmesi talebinin soruşturmayı devralan yeni savcılar tarafından kabul görmediği ortaya konuldu. Yeni savcılar Veli Dalgalı ve Hakan Pektaş tahliye talebinin görüşüldüğü mahkemeye sundukları mütalaada, tutukluluk şartlarının değişmediği, bu nedenle şüphelilerin tahliye talebinin reddedilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdi. Bu görüşe karşın Nöbetçi Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi şüpheli avukatların itirazını yerinde görerek şüphelilerin tahliyesini kararlaştırdı. Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ve eski RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın da aralarında bulunduğu şüphelilerin tutuklanmasına neden olan “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve nitelikli dolandırıcılık” suçlaması 32 yıla kadar hapis cezasını öngörüyor. Karaman’ın avukatlarının “suç vasfının değiştirilmesi” talebinde yer alan, ‘Dernekler Kanunu’na muhalefet’ ve ‘güveni kötüye kullanma’ eylemlerinin cezai yaptırımı ise toplam 7 yıl. Karaman’ın avukatlarının yaptığı başvurunun ardından basına, “Savcılık Karaman’ın suç vasfını değiştirirse, yeni suçlamaya ilişkin maksimum hapis cezasını da dikkate alarak tahliye kararı verebilecek” haberleri yansımıştı. TUTUKLU GAZETEC LER N AVUKATI ERSÖZ ‘Eşitlik ilkesi uygulansın’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon davalarında tutuklu yargılanan gazeteciler Tuncay Özkan, Soner Yalçın, Doğan Yurdakul ve Barış Terkoğlu’nun avukatı Hüseyin Ersöz, Deniz Feneri soruşturmasında eski RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın da aralarında bulunduğu 4 kişinin serbest bırakılmasına dikkat çekerek “kanunların uygulanmasında eşitlik ilkesinin göz önüne alınmasını” istedi. Ersöz yaptığı yazılı açıklamada “Ergenekon davası kapsamında iddia edilen örgütün varlığına ilişkin bir mahkeme kararı bulunmamasına ve hiçbir istihbarat örgütü tarafından teyidi yapılmamasına karşın Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan 3 yıla, Doğan Yurdakul, Nedim Şener, Soner Yalçın ve Ahmet Şık 9 aya yakın bir zamandır tutuklu bulunmaktadır. Deniz Feneri soruşturmasındaki şüphelilerin tutukluluklarının 4. ayında serbest bırakılmalarına karşın gazetecilerin halen özgürlüklerinin kısıtlı olması vicdanları kanatan bir uygulamadır” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle