25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 23 EK M 2011 PAZAR 6 HABERLER Hasdal için nöbete kalkmalı! Muktedirin insafsızlığından, saldırılarından hiç korkmadan! Almanya Deniz Feneri, topluma karşı kurulan en ahlaksız çetedir! Devlete ve siyasete muhaliflikten milyon kez daha kötü ve beter! Bu dava, işçilerimizin alın terinin gaspıdır... Olayın diğer yönü şudur: Almanya’daki işçilere karşı kurulan din iman tezgâhının ana amacını ortaya çıkartmıştır: Din ve iman yolundan gidip gönül ve inançlarını fethet, sonra yoksullara ve insanlığa yardım yapacağız diye paralarını topla ve iç et! Burada gasp edilen sadece paralar değildir. İnsanlığın gönlünde var olan yardımseverliktir, toplumsal dayanışma inancıdır... Bunlar toplumsal varoluşun ve birlikte yaşamanın temellerini oluşturur... Bu en yüce değerler üzerinden, gemilerini yüzdür, şirketlerini kur, siyasi partilerin kasalarını doldur, çoluk çocuğunu geçindir, üstüne üstlük kumarhanelerde para ye... Ve iktidar olarak bütün bunları örtbas etmeye kalkış! Söylenecek tek söz bile kalmıyor! CHP 4 maddelik bildirgeyle terörü kınarken hak ve özgürlüklere dikkat çekti ‘Çözüm için tam destek’ Bildirgede, sorunun çözüm yerinin TBMM olduğuna vurgu yapılarak “Hükümetin çözüme yönelik tüm adımlarına CHP olarak destek vereceğimizi tekrar vurguluyoruz. Teröre karşı her türlü önlem alınırken Kürt sorununun demokratik hak ve özgürlüklere dayalı olarak çözüleceği gerçeği unutulmamalı” görüşüne yer verildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Parti Meclisi (PM), terör eylemlerini yayımladığı 4 maddelik bildirgeyle kınarken AKP hükümetini terör konusunda “tutarsız, beceriksiz ve partizanca” davranmakla suçladı. CHP PM’nin önceki gün 10 saat süren toplantısının ardından, alınan kararlar bir bildirgeyle açıklandı. PM Üyeleri Oğuz Oyan ve Osman Korutürk tarafından kamuoyuna açıklanan bildirgede şu görüşlere yer verildi: Nefret söylemi: Ülkemizde artarak süren terör olayları, toplumun bütün kesimlerinde büyük infial yaratmıştır. Toplumumuzun sağduyusu bugüne kadar toplumun iç bütünlüğünün bozulmasını engellemiştir. Ancak AKP iktidarında Türkiye’de nefret söyleminin giderek egemen olmaya başlamasını kaygıyla izliyoruz. Bunun nedeni, yönetimi sıfır terörle devralan AKP’nin ülkeyi şiddet dozu giderek artan teröre teslim etmiş olmasıdır. Hem mücadele hem müzakere olmaz: AKP’nin tutarsız, samimiyetsiz ve fırsatçı politikaları sorunu adeta içinden çıkılamaz bir duruma getirmiştir. Terörle mücadele tutarlılık ve kararlılık gerektirir. “Terörle hem müzakere hem mücadele ederim” anlayışıyla çözüm üretilemez. AKP, “demokratik açılım” adını verdiği kavramın içini hiçbir zaman doldurmamıştır. Ana muhalefetle bile paylaşmadığı projelerini silah bırakmayanlarla kapalı kapılar ardında paylaşmıştır; onlarla ileri müzakereler yapmış, protokoller imzalamış, taahhütlere girişmiştir. Bu ilkesiz siyaset, Türkiye’yi daha fazla terör batağına itmiştir. 2009 seçimleri, referandum ve 12 Haziran seçimleri öncesinde PKK’ye verdiği sözlerle bir sükunet ortamı sağladığı ve kendi seçim başarısını ülke çıkarlarının önüne koyduğu anlaşılan AKP hükümeti, terör azınca neden şaşırmaktadır? Çözüm yeri Meclis: Dokuz yıldır yaşanan gelgitler sonucunda gelinen nokta gösteriyor ki, Türkiye’de çözümün önündeki başlıca engel AKP’nin tutarsız, beceriksiz ve partizanca yönetim anlayışıdır. AKP şimdiye kadar “salt güvenlik kaygıları üzerinden, sadece güvenlik güçleriyle sorun çözülemez” derken bugün tam da o noktaya gelmiştir. “Siyaset kurumunun çözüm üretmesi gerektiğini” söylememize kulak tıkamıştır. Yineliyoruz; bu ülke sorununun çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi olmalıdır. Ortak aklı egemen kılmanın yolu budur. Demokratik çözüm: İktidar partisinin bu sorunu çözme konusunda adım atabilmesi için şimdiye kadarki tutarsız ve küçük siyasi hesaplara dayalı ilkesiz tutumundan derhal vazgeçmesi gerekmektedir. Teröre karşı her türlü etkili önlem alınırken Kürt sorununun demokratik hak ve özgürlüklere dayalı olarak çözülebileceği gerçeği de unutulmamalıdır. Açıkça söylüyoruz; hükümetin çözüme yönelik tüm adımlarına CHP olarak destek vereceğimizi tekrar vurguluyoruz. Öte yandan, iktidarı CHP’nin somut çözüm önerileri üzerinde de düşünmeye davet ediyoruz. ZM R’DE TEMEL ATMA TÖREN NE KATILAN KILIÇDAROĞLU ‘AKP RÜŞVET VER YOR’ DED CHP Genel Başkanı, köprülü kavşak temel atma töreninde AKP hükümetinin zmirliye yatırım yaparak rüşvet vermeye çalıştığını anlatan Kılıçdaroğlu, “AKP hükümeti zmir ve zmirliye yatırım yapmamak için uzun yıllar çabaladı. Şimdi oy almak için ‘yatırım yapacağım’ diyor. Bu zmirliye rüşvettir. Babanın parasından yapmıyorsun. Yatırım yapmak zorundasın. Sadece belediye başkanlarımıza gölge etme” dedi. (Fotoğraf: AAMURAT KAYNAK) Deniz Feneri ve Libya’ya Demokrasi! Deniz Feneri iyi oldu! Almanya ayağı çökertilen emek, merhamet, iyi niyet ve dayanışma soyguncularının Türkiye’deki uzantıları olmakla suçlananlar allemkallem serbest bırakıldı. Zaten davayı sürdüren savcılar üzerinde bakanlığın siyasi baskıları öteden beri vardı. Savcılar Almanya’ya soruşturma amacıyla gitmek istiyorlar; “kendi paranızla gidin”den tutun, binbir katakulli ile karşılaştı. Ne amaçla olduğu bence açık, davaya gizlilik yasağı koyduruldu. Bu dava, arkasındaki siyasilerin, hadi inandıklarını ileri sürdükleri dille örnekleyelim, cennet ile cehennem arasındaki tercihi konusuydu. Haktan, doğrudan, hukuktan yana mısın, yoksa düzenbazdan, ahlaksızdan, hukuku şey etmekten yana mı!? Bu kadar açık. Yapacağın tek şey, sorunu çözmeleri için namuslu savcı ve yargıçları tamamen özgür bırakmaktan ibaretti! Yargının özgürlüğü, davanın en dokunacağı varsayılan kişi veya kişilerin de aklanması anlamına gelecekti! Ama hayır, öyle olmadı! Savcıların boyunlarına bir ip geçirmedikleri kaldı! Sonunda, mahkeme, hepsini serbest bıraktı. ‘Kentli olmak ‘köstebek’e isyan etmek demektir’ H CRAN ÖZDAMAR İZMİR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini Türkiye Cumhuriyeti’nden daha üstün gördüğünü belirterek “Her şeyi kendisi yapıyormuş gibi gösteriyor. Parlamentodan geçiremediklerini kanun hükmünde kararnamelerle yasalaştırıyor. Üstelik muhalefet eden bir iktidar modeli var, yağmur yağsa muhalefetten biliyorlar” dedi. İzmir’de dün büyükşehir belediyesi tarafından yaptırılacak Ulukent köprülü kavşağının temelini atan Kılıçdaroğlu, daha sonra Ege Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) 28. Yüksek İstişare Konseyi’nin “Türkiye’nin Bugünü, Ekonomi Politikaları ve İç Dış Siyasi Sorunları” başlıklı toplantısında konuştu. S AD’a Balbay eleştirisi ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Kemal Çolakoğlu’nun CHP’nin performansını eleştirmesi üzerine de Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Sizin, İzmir’in bir milletvekili hapiste. O milletvekilini aramızda görmemekten ötürü üzüntünüzü dile getirebilirdiniz. Öyle bir hava yaratıldı ki sanki anayasa çıksa bütün sorunlar düzelecek. Birbirimizi kandırmayalım ama bu yeni anayasaya ihtiyacımız yok anlamına gelmesin. İki konu ayrı.” CHP’nin terörle ilgili uzlaşma komisyonu kurulması önerisine iktidarın kulaklarını tıkadığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Oslo görüşmelerinin içeriğine girmek istemiyorum ama ortaya çıkan ErdoğanPKK görüşmesidir. Seçime endeksli teröre silah bıraktırdılar. Bunun hesabını kime soracağız Mehmet Efendiye mi?” dedi. ‘Kentli olmak..’ Kentliliğin uygar insan olmaktan, Bakanlar Kurulu’ndaki “köstebek”e isyan etmekten geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Kentli olmak kul hakkı yiyenlere karşı isyan etmeyi bilmektir. Kentli olmak, polis gelecek, arama yapacak diye önceden haber vermek değildir. O yüzsüz olmak demektir. Kentli olmak önce insan olmak demektir” diye konuştu. CHP lideri Balçova Belediyesi tarafından yaptırılan öğrenci yurdunu da açtı. Öte yandan Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya’nın makam aracı havaalanında partililere çarptı 5 kişi yaralandı. E Hayır, sanmayın ki serbest bırakılmalarına karşıyım! Yasa neyse o! Deliller toplanmış, adamlar yargılanıyor. İyi ki serbest bırakıldılar! İki ayrı uygulama, siyasetin iki ayrı tavrı böylece ortaya çıktı. Silivri, Hasdal ve benzeri cezaevlerinde yargılanan uyduruktan “terör örgütü ve eylemi, çete ve darbe” sanıklarına ama işin aslında iktidar muhaliflerine karşı, sadece siyasi ahlaksızlık diyebileceğim bir “tutuklu tutma” uygulaması ile... ..Siyasi kader ortaklığı yaptıkları tepeden tırnağı belgeli olan (RTÜK üyeliğinden yandaş TV’ye kadar) “kendi mezhebinden” kişilere karşı yasanın hak gördüğü uygulama.. İyi ki serbest bırakıldılar! Silivri’ye, Hasdal’a, tutuklu öğrencilere ve herkese... sonuna kadar özgürlük isteyen ses ayyuka çıkmalıdır! CHP, öncelikle Balbay ve Haberal için ve bütün haksızlıklar için bütün Silivri ve Libya’ya Demokrasi geldi!!! Kaddafi ile oğlunu ve yanındakileri yakalayıp linç ettiler. Libya’ya demokrasi getirdi NATO ve müttefikleri ve Türkiye! Buna inanan kimse var mı? Varsa, aynada şöyle bir yüzüne baksın! Hayır, burada Kaddafi “diktatörlüğü” üzerine tek kelime yazmayacağım. Bugün böyle bir şey yazmak insanlık ayıbıdır, ayıbın da ayıbıdır... Biliyoruz ki, ABD ve AB (Türkiye’yi de her zamanki gibi kullanarak), Libya’yı tarumar etmek için fırsat arıyordu, yıllardır! Nasıl ki Irak’ı yerle bir ettiler! Aslında bütün İslam ülkelerini yerlerde süründürmeye hazırlar... Bu geçmişte tarihseldinsel olarak böyleydi... Bugün de, geçmiş tarihin rolü ve katkısı olmakla beraber, esas olarak, İslam ülkeleri üzerinde piyasaekonomik egemenliklerini sürdürmek için böyledir... Şüphesiz ki petrol ve doğalgaz için... Libya’nın değerli petrollerini paylaşma savaşı, Libya ülkesini bombalamayla birlikte başlamıştı... Onlar için ha Kaddafi orada ha ne idüğü belirsiz başka bir caniler çetesi.. “Yandaşları” olsun da... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle