19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 B A Ğ I Ş : Ö V G Ü D E C İ M R İ E L E Ş T İ R İ D E CÖ M E R T BAHADIR SELİM DİLEK HABERLER CUMHURİYET 13 EKİM 2011 PERŞEMBE İSTANBUL AB Komisyonu’nun dün yayımladığı İlerleme Raporu’nu değerlendiren Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, raporun övgüde cimri, eleştiride cömert olduğunu söyledi. Bağış, uzun tutukluluk sürelerine ilişkin rahatsızlıkları hükümet olarak göz ardı etmediklerini, bu konuda çalışmaların sürdüğünü söyledi. Bağış, “Türkiye’de vatandaşlarımız gibi Türk basını açısından da tarihin en özgür ve demokratik dönemi yaşanıyor” dedi. Bağış, Türkiye’nin reformları artık AB olmadan da yaptığını ileri sü rüp “Türkiye, artık aferin bekleyen öğrenci psikolojisinde değildir” dedi. Bağış “Son dönemdeki bazı gelişmeler yanlış yansıtılmak suretiyle Türkiye’deki ifade ve basın özgürlüğü konusunda çarpıtılmış imaj oluşturulmaya çalışıldığı ortadadır. Her zaman ifade ettiğimiz gibi Türkiye’de vatandaşlarımız gibi Türk basını açısından da tarihin en özgür, en demokratik dönemi yaşanıyor” dedi. “Şu anda mesleğinden dolayı cezaevlerinde tutuklu bulunan ve hüküm giymiş tek bir gazeteci dahi yoktur” diyen Bağış,”Mesleği ile ilgisi olmayan illegal faaliyetlerde bulunmuş ba zı gazetecilerin yargılanması ve bu kapsamda tutuklanması ya da hüküm giymesi tamamen yargının tasarrufunda bir husustur” şeklinde konuştu. Bağış şöyle konuştu: “Uzun tutukluluk sürelerine dair rahatsızlıkları hükümet olarak biz elbette göz ardı edemeyiz, etmiyoruz. Bu konuda AB Bakanlığımızın ve diğer ilgili bakanlıklarımızın birtakım çalışmaları sürmektedir. İllegal faaliyetlerde bulunduğu iddia edilen gazetecilerin uzun süre tutuklu kalmasına karşı yükseltilen sesin sadece mesleğinden dolayı 50 yıl hüküm giymiş bir gazeteciye karşı yükseltilmemesidir.” Baltayı Ayağına İndirmek Suriye önemli, Türkiye ve AKP’nin kaderi buna bağlı! Önce bir durum saptamasıyla başlayalım: ABD ve Batı’nın Suriye ve İran’la “ilgilenmesi”nin nedeni, bu ülkedeki “muhalefet”in kanla bastırılması mıdır? Yani ABD ve Batı, “demokrasi” için mi Suriye’de Esad yönetimini yıkmak istiyor? (Ve İran yönetimini...) Buna evet diyecek olana kargalar güler. Ama bu yolda yapılan yorumlara ben gülmeyeceğim. Sadece artık ıcığı cıcığı bilinen fotoğrafı görmeye çalışacağım: 1) Batı, Ortadoğu’yu yeniden şekillendiriyor; bu amaçla Irak’ın işgali gibi, ABD’yi bile mali bakımdan batıran büyük bir operasyona kalkıştılar. Irak, yeni Ortadoğu için kilit ülkeydi! Çünkü... 2) Ortadoğu’daki yeni biçimlenmenin göbeğinde olan Kürt Meselesi’nin (petrol ve İsrail’in güvenliği için de) en ideal çözümü için uygun zemin, Irak’ın çökmesiyle oluşturulacaktı... 3) ABD, müdahale edeceği, biçimlendireceği, egemenlik kuracağı bölgelerde ve ülkelerde “kapalı rejim” istemiyor. Çünkü bu ülkelerde yandaş iktidar değişikliği gerçekleştiremiyor! Bu değişiklik, özellikle Ortadoğu için geçerlidir. Çünkü hayati çıkarların kesiştiği bölge orasıdır... ABD’nin Kuveyt’le, Birleşik Arap Emirlikleri’yle, Umman’la, Suudi Arabistan’la (hepsi kapalı rejim) uğraştığını (şimdilik) görmüyoruz. Tam tersine bunlar Ortadoğu’nun biçimlendirilmesinde ABD ve Batı’nın müttefikleri... Tek adam ve parti egemenliğinin olduğu, “Batı parlamentarizminin” en kötü şekliyle bile olsa bulunmadığı ve dolayısıyla “seçimler yoluyla” büyük iktidar değişikliğinin gerçekleşmediği ülkelerde, ABD ve Batı, çok partili sistemi dayatıyor. Bunun cilalı adı “demokrasi” (Ortadoğu Demokrasisi veya İslami Demokrasi!). 4) Çok partili rejime geçilince, destekledikleri bir partiyi iktidara geçirmek zor olmuyor; kuzeyimizdeki veya Rusya’nın eteklerindeki “turuncu devrimleri” anımsayın! Bol para ile desteklenen siyasiler veya kurulankurdurulan partiler.... yallah iktidara! 5) Bu, olayın siyasi yönü. İktisadi yönü de “çok partili” düzenin ekonomide tam liberalizm uygulamasıyla, kendi iç pazarının, ülke zenginliklerinin Batı şirketlerine tamamen açılmasıdır. Artık neleri varsa... 6) “Çok partili” görüntülü uyduruk bir demokrasi, Ortadoğu’da, dünyanın herhangi bir yerinden çok daha önemlidir. Petrol, bu önemin birinci adıdır... İsrail (güvenliği) ise ikinci... Üçüncü önem de Kürt Devleti’dir.. 7) Bu üçlü, Batı siyasetinin Ortadoğu’daki temel siyaset taşlarıdır. Orta ve uzun vadeli! Bütün adımlar bu yolda atılıyor. Adım adım, gıdım gıdım, dilim dilim, iki ileri bir geri veya iki geri bir ileri... Ama şaşmaz hedefleri gerçekleştirmeye doğru! 8) Irak halledildikten sonra, en zayıf halkanın adı Suriye’dir! Suriye, hem ortadaki Kürt Meselesi’yle ilişkilidir.. hem petrolle.. hem de İsrail ve güvenliği ile... Bu nedenle Suriye(’nin halli) gündemdedir! 9) Esad yıkılınca.. İsrail rahat edecektir... İranSuriye (aynı zamanda mezhebi) ittifak aksı çökecektir. Bir Sünni ittifak kurulacaktır İran’a karşı. (Türkiye bu oyuna kapılıyor!) İran yalnızlaştırılacaktır... Ve ayrıca Kürt Meselesi’nin devletleşmesi yolunda da başka bir kapı daha açılacaktır! 10) Bu Ortadoğu’daki fotoğrafı gözden kaçıracak veya ayrıntının ayrıntısına takılacak her türlü yorum, en azından bugünkü politik çerçeve içinde, olan bitenleri ıska geçecek gibi görünüyor... Türkiye’ye gelince... Bu oyunda kullanılmak istenen “büyük oyuncu”, “joker”. AKP iktidarı tam bir açmazda... Baltayı kendi ayağına indirecek plan ve program içinde... Süreç, öyle görünüyor ki, ne yaparsa yapsın, AKP’yi iktidardan düşürecek bir gelişim izliyor. Suriye’ye müdahale etse de etmese de.. Ortadoğu’nun kaderi, AKP’yi, Erdoğan’ı ve Davutoğlu’nu ağlarına takmış gibi... AB Komisyonu, Türkiye’ye ilişkin içinde birçok uyarı yer alan 2011 İlerleme Raporu’nu yayımladı ‘İhlaller kaygı verici’ Dış Haberler Servisi AB Komisyonu’nun Türkiye’ye ilişkin 2011 İlerleme Raporu’nda ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konusunda, adalet sisteminde yaşanan eksikliklere işaret edildi, kadın haklarına ilişkin uyarılar yapıldı. Komisyon, yeni bir anayasanın gerekliliği üzerinde önemle dururken tüm siyasi partilerin ve sivil toplumun bu sürece katılımına dikkat çekti. Raporda, hassas olarak nitelendirilen meselelerin kamuoyunda açıkça tartışılabilmesine rağmen yüksek sayıda ifade özgürlüğü ihlallerinin ve basın özgürlüğünün pratikte kısıtlanmasının kaygı doğurduğu bildirildi. Gazetecilerin hapse atılmasının ve Ergenekon davası kapsamında yayımlanmamış bir kitap taslağına el konulmasının bu endişeleri güçlendirdiği belirtilen raporda, Türkiye’nin ifade ve basın özgürlüğünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla uyum sağlayabilmek için yasal düzenlemeler yapması gerektiği kaydedildi. Ergenekon davası ve darbe planlarına yönelik diğer soruşturmaların “Türkiye açısından demokrasiye karşı işlendiği iddia edilen suçlara ışık tutmak ve hukukun üstünlüğüyle demokratik kurumların uygun işleyişine güveni arttırmak için fırsat kalmaya devam ettiği” savunuldu. Bununla birlikte raporda söz konusu soruşturmaların yürütülmesiyle ilgili endişelerin bulunduğu, savunma hakkının riske edildiği, savcıların ve mahkemelerin kamuoyunu bilgilendirme mekanizmalarına sahip olmadığı gibi sorunlar nedeniyle kamuoyunda süren davaların meşruiyetiyle ilgili endişelere neden olduğu dile getirildi. Raporda, medya kuruluşlarına birçok kez yüksek para cezası uygulanması da eleştirildi. Komisyon, Türkiye’nin ordu üzerinde sivil denetim konusunda “iyi ilerleme kaydettiğini” bildirdi. Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının emekliliklerini istemeleri üzerine yeni atamaların hızla yapılması övüldü. Türk Si Enerji gerilimini ‘Adalet Divanı çözsün’ işareti AB Komisyonu’nun ilerleme raporuyla eşzamanlı olarak yayımladığı genişleme stratejisi belgesinde Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında yükselen tansiyondan endişe duyulduğu belirtilerek iyi komşuluk ilişkilerini ve sınır anlaşmazlıklarının barışçıl çözümünü olumsuz etkileyecek her türlü tehdit, sürtüşme ve eylemden kaçınılması çağrısı yapıldı. Türkiye’ye limanlarını açması ve Kıbrıs Rum Kesimi’yle ilişkilerin normalleştirilmesine dönük adımlar atılması çağrısı yapılan belgede, AB Komisyonu’nun Türkiye’nin bu yükümlülüklerinin takipçisi olmayı sürdüreceği ifade edildi. Tavsiyeler bölümünde üye ülkelerden, ikili sorunları hızla çözerek katılım sürecinin tıkanmasına izin vermemelerini talep eden AB Komisyonu, ikili anlaşmazlıklar nedeniyle katılım sürecinin kilitlenmesinin genişleme sürecinin aday ülkeleri dönüştürme gücüne zarar vereceği uyarısında bulundu. Belgede isim verilmeden Doğu Akdeniz’deki enerji geriliminde Uluslararası Adalet Divanı’nın çözüm kapısı olabileceği belirtildi. Belgede, “Katılım müzakerelerinde ne yazık ki bir yılı aşkın süredir yeni fasıl açılamadı. Türkiye ile ilişkilerde ortak çıkarı ilgilendiren alanlarda somut adımlara dayalı yeni bir yapıcı dönemin tetiklenmesine ihtiyaç duyuluyor” denildi. Ergenekon davası ve d a r b e planlarına yönelik diğer soruşturmaların fırsat olduğu iddia edildi. GENİŞLEME STRATEJİSİ BELGESİ lahlı Kuvvetleri’nin yetkilerini aşan siyasi konulara doğrudan ya da dolaylı müdahale girişimi vakalarının azaldığı da ifade edildi. Raporda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ülkedeki belirgin kutuplaşma atmosferinde “uzlaştırıcı rolünü sürdürmesi” nedeniyle övüldü. Gül’ün görev süresinin gelecek yıl mı yoksa 2014 yılında mı sona ereceğinin hâlâ müphem olduğu da kaydedildi. AB Komisyonu, Türkiye’nin katılım müzakerelerinin tıkanmasından üzüntü duyduğunu bildirerek ilişkilerin tamiri ve sürecin tekrar rayına oturtulması için vize, terörle mücadele, Gümrük Birliği, enerji ve dış politikada yoğunlaştırılmış siyasi diyalog gibi ortak çıkarı ilgilendiren konularda işbirliği önerisinde bulundu. TÜSİAD: ÖNEMLİ EKSİKLERİ İŞARET EDİYOR ÜSİAD’ın raporla ilgili değerlendirmesinde, komisyonun Türkiye’de başta tutukluluk süreleri olmak üzere, yargının işleyişi, bireysel özgürlükler, medeni ve siyasal haklar, kadın hakları, ifade ve basın özgürlüğü, seçim sistemi, kamu ihaleleri, sosyal politikalar, düzenleyici kurumların bağımsızlığı ve devlet yardımları gibi çeşitli konularda önemli eksikliklere işaret edildiği belirtildi. Raporun, Türkiye’nin AB standartlarında demokrasiye ve T küresel çekim merkezi olan ekonomiye sahip olması için bir yol haritası ortaya koyduğuna vurgu yapıldı. Bu yönde raporda vurgulanan özellikle demokratik reformların önümüzdeki dönemde yaşama geçirilmesinin Türkiye açısından kritik bir öneme sahip olduğunu ifade eden TÜSİAD, “sivil inisiyatifle başlatılan ve saydam bir süreçle yürütülmesi gereken, toplumsal ve siyasal uzlaşmaya dayalı yeni anayasa girişimi bu açıdan belirleyicidir” görüşünü dile getirdi. POYRAZKÖY DAVASI Ergenekon mahkemesi, savunma hakkını kısıtlayan bir karara imza attı Buzdolabının altındaki mühimmat tartışması HİLAL KÖSE 15 dakikalık adalet İLHAN TAŞCI Poyrazköy davasının tutuksuz sanığı, Balyoz davasında tutuklu Güney Deniz Saha Komutan Yardımcısı Tuğamiral Fatih Ilğar, “Bir devlet kendi yetiştirdiği evlatlarına bu kadar mı haşin davranır? Peygamber ocağı suç makinasına dönüştürüldü” dedi. Teğmenlerin evinde buzdolabında mermi ve not bulan polis tanık ifade verirken, üye yargıç Mehmet Hamzaçebi sık sık müdahale edince avukatlar tepki gösterdi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 16. oturumuna, tutuklu teğmenler Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan’ın evinde buzdolabının arkasında patlayıcı madde ve suikast notunu bulan polis memuru Ersin U, tanık olarak dinlendi. Birçok soruya “hatırlamıyorum” yanıtı veren tanık, arama sırasında bir zorlukla karşılaşmadıklarını, sonunda teğmenlerin kahvaltı ikram ettiklerini belirtti. Ersin U, “Aramada Abdullah Öcalan’ın kitabını ve Deniz Gezmiş posterlerini bulunca, başka malzemeler de bulunabileceğini düşünerek buzdolabının arkasına da baktım” dedi. Ersin U, buzdolabının arkasında patlayıcıyı nasıl gördüğünü çömelerek gösterdi. Avukat Celal Ülgen ise sanığın gösterdiği pozisyonda buzdolabının altındaki poşeti görmesinin imkânsız olduğuna dikkat çekti. Teğmen Akın’ın çamaşır ve bulaşık makinesine bakılmadığını söyleyince, mahkeme başkanı tanığa “Neden bakılmadı” diye sordu. Ersin U. ise “Bilmiyorum” dedi. Tuğamiral Fatih Ilğar ise “Peygamber ocağı suç makinesine dönüştürüldü. Bu iftiraya dur deyin. Rüzgar hep kuzeyden esmez.” diye konuştu. Emekli Astsubay Ergin Geldikaya da Beşiktaş’ta, AKP’nin ve “Fethullah Gülencilerin” yargıçlar üzerinde baskısı olduğunu iddia ederek “Bundan önceki tahliye taleplerimden de vazgeçiyorum. Kimsenin ekmeğiyle oynamayayım” diye konuştu. Geldikaya tahliye edildi. ANKARA Cezaevi kampusunda bulunmasından yargılamada izlediği usule kadar pek çok yönüyle uygulamaları tartışılan Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Ekim tarihinde de 31 maddelik bir ara karar aldı. Bunlar arasında en dikkat çeken ve tartışmaya neden olan karar ise avukatlar ile sanıkların konuşma sürelerine getirilen sınırlama oldu. Mahkemenin kararında, sanıkların kendilerine ve avukatlarına ayrı ayrı yarımşar saat, toplamda ise bir saat ve üzerindeki süre içerisinde tahliye ve lehlerine olan delillerin toplanmasını isteme amacına yönelik süre tanıdığı belirtildi. Adil yargılanma hakkını tartışmalı hale getiren kararda şöyle denildi: “...Tanınan sürenin bir kısım tarafından bu amaçla kullanılmayıp dava dışı konular hakkında beyanda bulunulması, bunun yanında bir kısım sanıkların daha önceki celselerdeki beyanları aynısıyla tekrar et KAZAN: SAVUNMA HAKKIYLA BAĞDAŞMAZ A vukat Turgut Kazan, 49 yıllık meslek yaşamında ilk kez böyle bir durumla karşı karşıya kaldığına işaret ederken “Böyle bir örnek olamaz. Adil yargılanma hakkıyla, savunma hakkıyla bağdaşır yanı yoktur. Eğer sanık çok tekrar ediyorsa makul biçimde uyarılabilir. Ama böyle bir sınır konulamaz. Ama özel yetkili mahkemelerde böyle şeylerle karşı karşıya kaldığımda şaşırmamak gerektiğini de öğrenmiş bulunuyorum” yorumunu yaptı. 49 yıldır avukatlık yaptığını anımsatan Kazan, “Çok kötü koşullarda, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de savunma görevi yapmaya çalıştım. Bu türden bir kararla ilk kez karşılaşıyorum. Özel yetkili mahkemedir, hiç şaşırmıyorum” dedi. olmak üzere her bir sanığa ve müdafiine talep ve beyanda bulunması için ayrı ayrı 15’er dakikalık süre verilmesine...” Mahkemenin kararı uyarınca sanıklar ve avukatlar yalnızca cuma günleri 15’er dakika talep ve beyanda bulunabilecek. Ergenekon davasının bazı sanıklarının avukatlığını üstlenen Celal Ülgen mahkemenin aldığı kararı savunmanın kısıtlanması olarak değerlendirirken “Böyle bir süre, ne 15 dakika ne de 15 saat. Böyle bir süre konulamaz. Çünkü savunma ne kadar konuşacağı konusundaki süreyi kendisi tayin ve takdir eder. Bunun dışında yapılacak olan sınırlamalar hem hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz hem de adil yargılanma hakkı ilkesiyle bağdaşmaz. Savunma kalabalık davalarda zaten kendisini otomatik olarak sınırlar ve kontrol eder, bunun bir süreye bağlanmasına gerek yoktur” dedi. MAVİ MARMARA BASKINI 174 İsrailli hakkında kırmızı bülten talebi İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Akif Ekinci, Mavi Marmara soruşturmasında 174 İsrailli hakkında kırmızı bülten çıkarılmasını istedi. Baskınla ilgili soruşturmayı yürüten savcı, 9 Türk vatandaşının öldürüldüğü saldırıyı gerçekleştiren şüpheliler ile emri veren kişi ya da kişiler olduğu iddia edilen 174 İsrailli hakkında yakalama kararı verilmesi için Adalet Bakanlığı’na yazı yazdı. Yazıda şüphelilerin tüm dünyada İnterpol aracılığıyla aranabilmesi için kırmızı bülten çıkarılması istendi. İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı da, geçtiğimiz günlerde operasyona katılan ve emri verdiği iddia edilen 174 kişinin isimleri ve bunlardan 148’inin fotoğrafının bulunduğu şemayı savcılığa sundu. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü dosyayı İsrail’e gönderdi ve bu kişilerin olaylara karışan kişiler olup olmadığını sordu. tikleri, kendilerine tanınan bu hakkı amacına uygun olarak kullanan sanıkların azami 15 dakikalık süre içerisinde talep ve beyanlarını sıraladıkları, tutuklu sanıkların tamamının savunmalarını kendilerine tanınan çok geniş zaman dilimi içerisinde yapmış oldukları ve yargılamanın geldiği aşama gibi hususlar dikkate alındığından, bundan böyle seri olarak yapılan bir hafta ve/veya üzeri devam eden duruşmaların en son günü C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle