23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKİM 2011 PERŞEMBE EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Mey İçki’yi kârla satıp giden Teksaslı fon yöneticilerine göre Türkiye’de tek sıkıntı var: Vergi sistemi bezdirir TEKEL’den 292 milyon dolara aldıkları şirketi 5 yıl sonra 2.1 milyar dolara satan TPG yöneticileri, “Türkiye’de vergi sorununun içinden çıkmak zor. Yine de gelmek istiyoruz. Türkiye çok dinamik” dediler. Ekonomi Servisi Texas Pacific Group (TPG) Capital ortaklarından Vincenzo Morelli Türkiye’de yabancı yatırımcı olarak en büyük endişenin vergi uygulamalarında yaşandığını söyledi. İstanbul’da düzenlenen “Türkiye’ye Yatırım TPG Perspektifi” başlıklı konferansta konuşan Morelli, Mey İçki yatırımıyla edindiği deneyimleri anlatırken “Türkiye’de vergi çok zor. Öngörebilmek kolay değil. Siz en iyi avukatları ya da danışmanları tutabilirsiniz. Hepsi size ayrı bir şey söyleyebilir” diye konuştu. Morelli Mey İçki’yi aldıktan sonra rakı satış hacminin yüzde 10 arttığını, 5 yılda 6 milyar liranın üstünde vergi ödediklerini dile getirdi. Morelli gelecekte de Türkiye’deki yatırımlara katkıda bulunmayı düşündüklerini dile getirdi. TPG Capital kurucu ortağı David Bonderman da TPG’nin Mey İçki’iyi alıp sattıktan sonra neden başka bir yatırım yapmadıkları sorusuna Türkiye’de büyük olasılıkla yatırım yapacakları yanıtını verdi. Bonderman, “Belli bir yerde birkaç tane iyi anlaşma yaparsınız. Bu, illa hep orada iyi anlaşmalar olacak demek değildir. Bu piyasaya önemli. TPG Capital ve daha büyük yatırım yapan şirketimiz olabilir veya borç fonu olabilir” dedi. TPG Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa ile Ortadoğu’dan sorumlu Ramzi Gedeon da Türkiye’de medya, eğlence, enerji, mali hizmetler, ilaç, tıbbi ürünler gibi alanların da bulunduğu birçok fırsatı değerlendirdiklerini söyledi. Cüneyt Zapsu Gün Gün Değişim... Yeni dünya sömürü düzeni çarklarının işletilmesinde tek kutup, küreselleşme sürecinde, kutsal sözcükler arasında “değişim rüzgârlarının” yeri çok önde... Çarkların dönmesinde engel oluşmamasına yönelik piyasalar düzeninde sınırsız özgürlük, ekonomi kurumlarında özerklik istenirken siyasi liderler ve iktidarlar için de anahtar slogan “değişim” oldu. Siyasetin, sistemin sıkıştığı noktaya, pozisyona göre iktidardaki siyasi partiler, liderler değişecek, siyasetin düzen üzerindeki etkinliği olabildiğince zayıflatılırken de lider, parti değişimi ile sistemin işleyişi arasındaki bağlar koparılacaktı... Değişim rüzgârlarının, sistemin kendi krizleri içinde, sistemin kendisini de bu boyutlarda vuracağı galiba öngörülememişti... Güdümlü medya gerçekleri görebilmemiz, aymamızı önleyebilme adına militanca çarpıtmaları ile ülkemizde milyonlar, dünyamızda milyarları bilinçsiz, örgütsüz, pusulasız kılsa da sistemin kirli çarkları, daha daha kirli siyaset, sistemin krizleri öylesine ağır, medyatik çok moda deyimle şok çarpmalarla öylesine ağır vuruyor ki, hak arama bilinci, örgütlülüğünde diblerde sürünsek bile, bir yerlerden bir şeyler patlıyor... Dünyada ve ülkemizde gün gün sisteme ters düşen değişimler algılama alanımızın dışına çıkarılıyor olsa da yok sayılamaz, görünemez oldular... Televizyonlarımızın, gazetelerimizin ana haberleri içinde hiç yer almayan Amerikan bahar eylemlerinden dünkü birkaç cümlecik, içerik ve görüntüleri ile aklı başında olanları uykudan uyandırmaya yetecek içerikteydiler... Hâlâ dünya ekonomik pastasından en büyük payı alan ABD’de büyük kriz milyonları vurduğunda, sistemin ideolojik sahipleri boyutlarını, sonuçlarını beklemediklerini gizleyememişlerdi. Elbette refleksleri sistemin çarklarının işleyişinde en çok önem verdikleri piyasaları, bankaları, büyük sermayeyi kurtaracak reçetelere öncelik vermek oldu. İkisi de aynı ideolojide, sırayla iktidara gelen ABD’nin büyük(!) demokrasisinin değişim rüzgârlarına çok açık kadroları, liderleri istenen reçetelere çok sadık kalacaklardı. Dünyanın sisteme en uyumlu sivil toplum örgütlenmeleri, işçi sendikaları suskun Mehmet Şimşek TOKİ’den 48 bin konut için ihale Ekonomi Servisi Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), ülke genelinde hayata geçirilen, sosyal donatılarıyla birlikte 48 bin konut ve birçok kamu hizmet binasını kapsayan 333 proje için 14 danışmanlık ihalesi yaptı. Kendisine bağlı taşra birimleri bulunmayan TOKİ, gerçekleştirdiği projelerin kalite kontrol ve denetimini, yetersiz kaldığı durumlarda danışman (müşavir) firmalar aracılığıyla yürütüyor. Henry Kissinger Ümit Boyner ASLINDA CÜNEYT’İN TARZINDA BİR İŞ DEĞİLDİ Ev sahipliğini Cüneyd Zapsu ile TPG Capital kurucu ortağı David Bonderman’ın yaptığı “Türkiye’ye Yatırım TPG Perspektifi Konferansı”na katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, TPG ortakları ve çok sayıda konuşmacı katıldı. TPG ortaklarından Vincenzo Morelli, alıp sattıkları Mey İçki örneğine değinirken “Rakı firması... Aslında Cüneyd’in (Zapsu) belki istediği tarz bir yatırım olmayabilir ama daha sonra kendisiyle işbirliği yapmaya başladık. Herhangi bir ürün gibi bir ürün...” diye espri yaptı. Toplantıda konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner de, Türkiye’nin aslında küresel krizi fırsata dönüştüren az sayıda ülkeden biri olduğunu, krizin ardından tekrar büyüme dönemine girdiğini, TÜSİAD olarak şu anda borç yönetimi açısından herhangi bir olumsuz tablo görmediklerini bildirdi. kalacaklardı. Zaten Amerikalıların çoğunluğu, büyük Amerika’nın bir gün köşeyi dönecek bireyi olmanın güçlü medyatik pazarlamasında rüyasına kapılmış, suskun krizden çıkaracak mucize reçeteleri bekliyordu. Yoksullaşma, yoksunlaşma beklenenden çok uzun süreli, çok ağır olunca, çaresizlik ateş bacayı sarınca işin rengi değişmeye başladı... Amerika’da krizin dibinde, en çok ezilenlerin örgütsüz de olsa sokaklara dökülmesi bundan. Sonunda piyasalar düzeninin beyninin, finas kurumları, bankalar büyük sermayenin kurtarılmasına ayrılan tüm kaynakların kendilerini çok daha ağır bir çaresizliğe sürüklemesinin isyanında, öfkelerini bu merkezlere, düzene daha bilinçli, ideolojik yaklaşımlarla yöneltir oldu... Son eylemlerinde piyasalar düzeninin kalbinin hedef alınmasına, en az sayı ile pastadan en büyük payı koparan Amerika’nın en zenginlerinin toplandıkları mahalleler eklenmiş... Satır arası haberlerde hiç beklenmeyen biçimde düzenin iki partisinin yanına, ideolojik içeriği olan başka partilerin eklenebileceği vurgusu var. Bizde AKP iktidarına teslim olmuş medya haberlerinde irade dışı kaçaklar vardı... Yıllardır saklanması, ertelenmesi başarılmış Deniz Feneri davasında köstebek Bakan haberinin, tartışmalarının büyütülmemesi olanaksızdı. En sarısından, biçimsel demokrasilerde krizsiz, istifalar olmaksızın kapatılamayacak skandal boyutlarını kapatma çabaları hâlâ ağır bassa da büyüyeceği artık kabul görüyor... İsrail ile Hamas’ın takas pazarlığı Ortadoğu dengelerinde kimi yeni, önemli değişimlerin göstergesi olarak gündeme düşmüş bulunuyor. Anlaşmanın taraflarının İsrailHamas olması, Mısır’da gerçekleşmesi bizim hükümetimizin izlediği iddialı ben merkezli politikaların çizgisi anlamında biraz düşündürücü olmalı. İsrailli bir askere karşılık bin tutuklunun serbest bırakılması dünya emperyal çarklarında İsrail lehine konan ağırlığın da bir belgesi gibi... Hafta sonu İran’dan gelen Türkiye’ye yönelik sert eleştirilere, Başbakan ve Dışişleri Bakanımızdan artık gelenekselleşen sert çıkışların gelmeyişi, dış politika yorumcularımız tarafından, ABD’nin de izlemekte kararlı olduğu varsayılan “soğuk siyaset” çerçevesinde olduğu değerlendirilmesi yapıldı. İran’a dönük yakın tarihlerde sıcak, sert müdahalelerin değil, zaman içinde yıpratma stratejilerinin yeğlendiği sonucu çıkarılıyor... Suriye’den gelen sert çıkışa da günübirlik yanıt gelmemesi ilişkileri daha da germeme anlamına mı geliyor? Suriye’den dün gelen sesler ise muhalefet değil, iktidar yanlısı eylemlerdendi... Bakan Şimşek söz verdi: Mevzuatı basitleştireceğiz Toplantıda söz alan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TPG ortaklarının temel şikâyet konusu olan vergi konusundaki sorunların yakında çözüleceğini belirterek, “Vergi reformu denilince mevzuatı basitleştirme konusunda bir çabamız var, bu devam edecek. Önümüzdeki dönemde Gelir Vergisi Reformu, Vergi Usul Kanunu, yani Gelir Vergisi ve Vergi Usul Kanunu yeniden yazılacak ve bu konuda, özellikle mevzuattaki belirsizlikler minimize edilecek” dedi. “Eskiden hep IMF’den, AB’den konuşulurdu, şu anda Türkiye’nin tek önemli çıpası mali disiplindir” diyen Şimşek konuşmasında orta vadeli program ile bununla ilişkili olan orta vadeli mali planın (OVP) muhtemelen bir iki gün içinde açıklanmış olacağını sözlerine ekledi. OVP’nin içerisinde çok önemli yapısal reformların bulunduğunu belirterek kayıt dışı ile mücadele için yeni bir eylem planını bitirdiklerini belirten Şimşek, önümüzdeki 12 hafta içerisinde Başbakan Tayyip Recep Erdoğan’ın genelgesiyle bunun yayımlanmasını ümit ettiğini söyledi. Kart borcunu ödemeyene nakit yok Ekonomi Servisi Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmeliğin 22’nci maddesinde yapılan ve 17 Haziran 2011’de yürürlüğe giren düzenlemeye göre, bir yıl içinde en fazla üç defa, dönem borcunun yüzde 50’sinin altında ödeme yapılan kredi kartlarının limitleri, borcunun tamamının ödenmesine kadar arttırılmayacak. Kartlar nakit kullanımına da kapatılacak. Düzenleme, kişinin aynı bankaya ait diğer kartlarını da etkileyecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle