18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 2011 PAZARTESİ SÖYLEŞİ CUMHURİYET SAYFA 9 ‘Uç’taki dernek sesleniyor ÇYDD Başkan Yardımcısı Nihal Kızıl, Anadolu’da burs alan lise öğrencisi kızların üniversiteye devam etme oranının hızla arttığını, daha çok bursiyere ihtiyaç duyduklarını söylüyor ÖZLEM YÜZAK AKP, ABD’NİN EKSENİNDEN ÇIKMIYOR Deniz Feneri Derneği’nin ‘izin almadan yardım toplayabilen kuruluşlardan sayılma” talebinin 3 ay gibi kısa sürede jet hızıyla kabul edilerek onaylandığı Türkiye’de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) aynı konuda 6 yıldır sürdürdüğü girişimler hâlâ neticesiz. Hayli trajikomik olan son gerekçeyse ÇYDD’nin bu talebinin “hükümet değişikliği yüzünden” işlemden kaldırılması... ÇYDD’nin, Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliği ve kız çocuklarının okullaştırılması konularında 25 yıldır kesintisiz tutturduğu uzun soluklu koşusu sürekli önüne çıkarılan engellere karşın sürüyor. Ya İçişleri Bakanlığı ve SGK tarafından yapılan rutin denetimlerin süresi, normalde olduğundan çok daha uzun tutularak derneğin okulların açılacağı zamanda yapması gereken bağış kampanyalarının önü kesiliyor ya da üye olmayanların gönüllü olarak çalışmaları engelleniyor. Bugüne kadar 100 bini aşkın öğrenciye burs sağlayan 125 yurt, okul ve anaokulu yaptıran ve eğitime bu kadar katkılarına karşın iktidar tarafından “uçlarda bulunan dernek” statüsünde değerlendirilen ÇYDD’nin başkan yardımcısı Nihal Kızıl ile konuştuk. Son gerekçe gerçekten komik... İzin almadan yardım toplayabilen kuruluşlardan sayılma” talebine “Hükümet değişikliği nedeniyle başvurunuz işlemden kaldırılıyor” yanıtının verilmesi. Yeniden başvuru yapacak mısınız? Yapacağız. Ama bu dosyaların yeniden hazırlanması cidden zorlu bir süreç. Üstelik ne değişecek ki? Bizim ÇYDD olarak 25 yıldır eğitimde fırsat eşitliği ve kız çocuklarının okullaştırılması konusunda yaptıklarımız ortada. Türkan Saylan hocamızın bıraktığı mirası şimdi genel başkanımız Prof. Dr. Aysel Çelikel’in liderliğinde sürdürüyoruz. On binlerce çocuğumuzun hayatını değiştirdik bugüne kadar. Okul yüzü görmeyen kız çocuklarını, kapı kapı dolaşıp ailelerini ikna ederek okuttuk. Türkiye’nin hâlâ kanayan bir yarasını sarmaya çalışıyoruz elbirliğiyle. Buna karşın devletin bakanı çıkıp “Ben uçlarda bulunmalarına rağmen defalarca ÇYDD’nin yaptığı yurt açılışlarına katıldım” diyerek bizi uçta bir dernek olarak konumlandırıyor. Üstelik bunu Deniz Feneri davası ile ilgili yaptığı açıklamada söylüyor. Deniz Feneri, hakkındaki onca şaibeye ve onca davaya karşın 3 ayda bu statüyü almış halbuki bizim başvuru dosyamız 2005 yılından beri sürüncemede. 2006 yılında İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu kendi bakanlığının bu konudaki olumlu yanıtını Başbakanlık’a göndermiş. Bakın şöyle diyor: “ 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca ÇYDD’nin kamu yararına çalışan dernek statüsünde bulunması nedeniyle, adı geçen derneğin, ülke genelindeki proje ve çalışmalarında değerlendirilmek üzere ve anılan kanunda belirtilen yardım toplama şekilleri ile izin almadan yardım toplayabilecek kuruluşlardan sayılması bakanlığımızca da uygun görülmekte ise de takdir ve tensiplerinizi arz ederim...” Bu yazının da üzerinden yıllar geçiyor ve sonunda hükümet değişikliği gibi bir gerekçe ile dosya işlemden kaldırılıyor... Bu arada yaşadığımız bir olay da İçişleri Bakanlığı ve SGK tarafından yapılan rutin denetimlerin süresi... Bu süre daha önceki yıllara kıyasla bu sene çok daha uzun tutuldu. Hesap numaralarımızı yayımlayamadığımız için derneğin okulların açılacağı dönemde yapması gereken bağış kampanyalarını yapamadık. Biliyorsunuz biz bu çocukları okutabilmek için düzenli ba Kâbil’de görev yine Türkiye’de BARKIN ŞIK D Nihal Kızıl eniz Feneri Derneği’nin “izin almadan yardım toplayabilen kuruluşlardan sayılma” talebinin 3 ay gibi kısa sürede jet hızıyla kabul edilerek onaylandığı Türkiye’de, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) aynı konuda 6 yıldır sürdürdüğü girişimler hâlâ neticesiz. Hayli trajikomik olan son gerekçeyse ÇYDD’nin bu talebinin “hükümet değişikliği yüzünden” işlemden kaldırılması... ‘Bizim onlardan öğreneceklerimiz var’ Türkiye’de hepimizin iyi Sanırım yaşadığınız bir arşımıza çıkarılan tüm engellere karşın bildiği gibi bir yandan toplumun diğer sorun da üye olmayan güçlüyüz’ diyen ÇYDD Başkan Yardımcısı yapısı da hızla değişiyor. Türban gönüllülerle ilgili... bir zaman en hassas konulardan Evet burada da ciddi bir Nihal Kızıl, derneğe üye olmayanların biriyken artık Türkiye’nin sıkıntı var. Halen var olan yasa gereği gönüllülük esasına göre gerçeği haline geldi. ÇYDD’nin yasayla üye olmayanların çalışamamasından yakınıyor. ilkelerini asla değiştirmediğini gönüllü olarak çalışabilmesi biliyoruz, ama özellikle engelleniyor. Bu sadece bizim varoşlarda yaşayan kadınlara için geçerli değil tabii, bütün kapsamını genişletmek için önemli bir ulaşmak için söylemde bir tavır sivil toplum kuruluşlarını ilgilendiren bir fırsat. Türkiye’de eğitimden, engellilere, değişikliği oldu mu? konu ve tartışmaya açılması gerekiyor. kadına şiddetten kültüre kadar STK’lerin Aslında belki en başta kimi yanlışlar Bir devlet memuru, örneğin öğretmen çalışma yaptığı birçok alan var. yaptık. Biraz özeleştiri yapacak olursak, üye olmak istemiyor, istemeyebilir. Çalışmaların hakkıyla yapılabilmesi için kimi zaman üyelerimizin varoştaki Belki çekiniyor, belki başka sebepleri gönüllülerin sayısının artması gerekiyor. kadınlara üstten bakan tavırları oldu. Bu var, ama üye olmadan gönüllü olarak ÇYDD’nin çocuklar kadar tavır o kadına çalışmak kadınlara da yönelik sürdürdüğü ulaşmanın yolu değil. istiyor... Ama projeleri var. Biraz bahseder misiniz? yasak olduğu Eğitimin yaşam boyu sürmesi gerektiği Konuşabilmek ve diyalog kurabilmek için gerçeğinden hareketle yetişkinlere, için kendinden biri yapamıyor. özellikle kadınlara yönelik çeşitli eğitim olarak görmeleri Avrupa çalışmaları yapıyoruz. Bunları özellikle lazım. İç eğitimler Konseyi 2011 gelir düzeyinin düşük olduğu semtlerde vererek bunu yılını “Avrupa eğitim ve kültür merkezleri açarak aşıyoruz. Onların Gönüllülük gerçekleştiriyoruz. Okuma yazma bizden, bizim de Yılı” ilan etti. kurslarından kadın hakları, çocuk onlardan Bu da hakları, insan hakları, sağlık konularında öğreneceklerimiz gönüllülük söyleşilere kadar bir dizi etkinlik var... konusunun düzenliyoruz. ANKARA “Arap Baharı” rüzgârına tam destek veren, NATO’nun Libya operasyonu ile füze kalkanı projesine büyük katkı sağlayan Türkiye, son olarak Afganistan’da Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti (ISAF) Kâbil Bölge Komutanlığı görevini bir yıl daha üstlendi. Ankara böylece, ABD’nin güvenlik politikalarına en çok destek veren ülkeler arasında üst sıralara tırmandı. Muammer Kaddafi rejimini devirmek için düzenlenen harekâta bir F16 filosu, 6 gemi ve bir tanker uçakla katılarak operasyonda yer alan 14 ülke arasında 4’üncü sırada bulunan Türkiye, Afganistan’da da 7’nciliğe yükseldi. Afganistan’da Taliban güçlerine karşı yürütelen harekâta 48 ülke destek verirken Türkiye ISAF Kâbil Bölge Komutanlığı’nı 01 Kasım 2011 tarihine kadar uzattı. Türkiye ISAF’ın komutasını 4’üncü kez üstlenmiş oldu. 1800 Türk askeri bir yıl daha Kâbil’de güvenliği sağlamaya çalışacak. 2007 yılında Kâbil bölgesinin sorumluluğunun 8 aylık dönemlerle Türkiye, İtalya ve Fransa tarafından dönüşümlü olarak üstlenileceği açıklanmıştı. Ancak bu uygulama iki yıl sürdü. İtalya ve Fransa orduları Kâbil bölgesinden kademeli olarak çekildi. Yerlerini ise Arnavutluk, Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan, Portekiz, Azerbaycan ve Gürcistan aldı. Bu ülkelerin deneyiminin yetersiz olduğu gerekçesiyle Türkiye komutayı bir yıl daha sürdürecek. Türkiye milli kısıtlamaları gereği, birlikleri sorumluluk sahası dışında ve mayın temizleme, terörle mücadele, uyuşturucuyla mücadele gibi faaliyetlere katılmıyor. Bölgedeki Türk askerine verilen görev Afgan yönetimini desteklemek, Afganistan milli ordusunu eğitmek ve Afganistan halkına güvenlik, istikrar ve gelişme konusunda yardım etmek olarak tanımlanıyor. Afganistan Askeri Lisesi’nin sponsorluğunu da üstlenen Türkiye, bugüne kadar 12 binden fazla Afgan’a askeri eğitim verdi. Türkiye’nin Afganistan’da, Vardak ve Cevizcan illerinde de iki imar timi bulunuyor. Bugüne kadar Afganistan’a yarım milyar dolar kaynak aktarıldı. Yarım milyar dolar aktardık ‘K DOSTLARI MEZARI BAŞINDA OLACAK Mehmet Sucu’yu özlemle anıyoruz İstanbul Haber Servisi Gazetemiz Yazıişleri Müdürü ve köşe yazarlarından, usta gazeteci Mehmet Timuçin Sucu ölümünün ikinci yılında mezarı başında anılıyor. Sucu, 10 Ekim 2009 tarihinde akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirmişti. 49 yaşında yaşama veda eden Sucu bugün Ayazağa Mezarlığı’ndaki gömütü başında dostları ve ailesi tarafından anılacak. Gazeteciliği ve birikimiyle Türk basınının emektarı olan Sucu 1960 yılında Zonguldak’ta doğdu. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nü 1985 yılında bitiren Mehmet Sucu, daha sonra İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans yaptı. Gazeteciliğe öğrencilik yıllarında, 1982’de Hürriyet gazetesinde muhabir olarak başladı. 1988 yılında Günaydın gazetesinde “sayfa sekreteri” olarak çalışmaya başlayan Sucu, 1991 yılında da Yeni Günaydın gazetesine geçti. Mehmet Sucu, 1993 yılında “sayfa sekreteri” olarak Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başladı. Sucu, 2002’den ölümüne kadar gazetemiz yazıişleri müdürlüğü görevini yürüttü. ğış toplayabilmeliyiz? Peki gelen bağışların sayısında bir azalma oluyor mu? Aslında bireysel destekler arttı. Mağduriyetimiz ortaya çıktıkça, bize karşı geliştirilen tavırlara tepkiler de, gelen bağışlar da artıyor. Ama bunların çoğu bireysel. Eğitim için kurumsal bağışların yeri de çok önemli. Burada sıkıntımız var. Birçok alanda olduğu gibi burada da korku ve çekince olmuyor değil. Ama inandığımız ilkeler ve koyduğumuz hedefler o kadar güçlü ki yolumuzda ilerlemeyi sürdürüyoruz. En son kimi camilerde, cenazelerde ÇYDD’nin çelenk bağışı toplamasının engellendiğini öğrendik. Bu da örneğin münferit ve haksız bir uygulama. Son Şişli Camii’nde yaşadık. Bunların hepsiyle tek tek uğraşmak zo runda kalıyoruz. Milliyet gazetesinin el değiştirmesi ile ‘Baba Beni Okula Gönder Kampanyası’ na ne oldu? Maalesef yeni yönetim bu kampanyayı sürdürmüyor. Milliyet’in eski yönetimi Turkcell ile anlaştı. “Kardelen Projesi”nin kapsamına alındı var olan burslar. Yani burs alan öğrencilerimizi yarıda bırakmıyoruz. Ama doğal olarak “Kardelen Projesi”nin belli bir bütçesi olduğu için yeni burs verilecek öğrenci sayısı çok çok azaltıldı. Buna karşın artık Anadolu’dan gelen ve lisesi bitirip üniversite kazanan kızlarımızın sayısı yüzde 20 arttı, onlara yardımcı olmayı sürdürmek zorundayız. Simdi kaç projeyi yürütüyorsunuz? İlköğretim ve liselere yönelik 3 proje miz vardı. “Baba Beni Okula Gönder”, “Kardelen”e eklemlendi. Bunun dışında “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” projemiz sürüyor. Üniversite öğrencilerine yönelikse 1995 yılında başlattığımız “Bir Işık da Siz Yakın” ismini alan projemiz var. Bu proje kapsamında bugüne kadar 47 bin 428 üniversite öğrencisine burs verildi. Bireysel ve kurumsal bağışçıların destekleriyle yürütülen projede her yıl ortalama 7 bine yakın başarılı ve ekonomik olarak bursa ihtiyacı olan üniversite öğrencisi burs alıyor. Peki öğrencilerden gelen başvuru ne kadar? Yani talebin ne kadarını karşılayabiliyorsunuz? Her sene üniversiteyi kazanan ve bir üst sınıfa geçen 10 bini aşkın öğrenci, derneğimizden burs talebinde bulunuyor. Yazıişleri Müdürümüz 1960 … MEHMET TİMUÇİN SUCU’yu Aramızdan ayrılışının 2. yılında özlemle anıyoruz. MEHMET TİMUÇİN SUCU Fırat Can Canan Şekure C MY B ÖZLEDİK… CÇalışanları C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle