25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 2011 PAZARTESİ HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 Evinde ziyaret etti İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Başbakan Tayyip Erdoğan’ı Üsküdar Kısıklı’daki konutunda ziyaret ederek Annesi Tenzile Erdoğan’ın kaybından dolayı başsağlığı ziyaretinde bulundu. Başbakan Erdoğan öğle saatlerinde annesinin Karacaahmet’teki mezarını ziyaret etti, komşularının başsağlığı dileklerini kabul etti. Erdoğan’ın Üsküdar Kısıklı’daki konutuna 16.00’da sıralarında giden Kılıçdaroğlu, saat 16.20’ de buradan ayrıldı. Basına kapalı gerçekleştirilen taziye ziyaretine CHP Genel Başkan Yardımcıları Erdoğan Toprak, Gürsel Tekin ve Akif Hamzaçebi de katıldı. Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, Erdoğan ile birlikte dua etti. Daha sonra Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün de Erdoğan’ı ziyaret ettiği öğrenildi. Eşi Emine Erdoğan ile Kısıklı’daki evinden saat 14.00 sıralarında çıkan Erdoğan, annesinin mezarını ziyaret etti. Erdoğan’ın mezarlık ziyareti 1 saat sürdü. Erdoğan, konutunun bulunduğu ziyelerini bugün yapılacak grup toplantısı ile 1416 Ekim’de Kızılcahamam’da düzenlenecek İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda kabul edeceği belirtildi. Bu arada, Irak Milli Meclisi Başkanı Usame el Nuceyfi de Erdoğan’ın konutuna gelerek taziye ziyaretinde bulundu. Sanatçı İbrahim Tatlıses, ve eşi Ayşegül Yıldız, da Erdoğan’a başsağlığı ziyaretinde bulundu. Tatlıses ve eşi, Erdoğan’ın bir başka ziyaretçisiyle görüşmesinin tamamlanmasını konutun bahçesindeki taziye çadırında bekledi. Çift daha sonra Erdoğan’ın evine geçerek taziye ziyaretini gerçekleştirdi. Ziyaret bir saati aşkın sürdü. Kamuoyunda “Cüppeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de Başbakan Erdoğan’a taziye ziyaretinde bulundu. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in, Erdoğan’a taziye mesajı gönderdiği bildirildi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, annesini kaybeden Başbakan Erdoğan’a başsağlığı diledi Sırrı Süreyya’nın Ankara’sı... Tatlıses eşi ile geldi Basına kapalı olarak gerçekleştirilen ziyarette, Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet Başbakan Erdoğan ile birlikte dua etti. (Fotoğraf: AAKAYHAN ÖZER) sokağın başında aracından inerek, sağanak yağmur altında bekleyen yurttaşların başsağlığı dileklerini kabul etti. Komşuları, mahalle esnafı ve basın mensupları da Erdoğan’a başsağlığı dileğinde bulundu. Erdoğan’ın, dün sabah çok yakın akraba olanların dışında taziye ziyareti almadığı öğrenildi. Erdoğan’ın kendisine taziyede bulunamayan milletvekilleri ve partililerin ta Taziyeler grup toplantısında ‘Depremde yıkılabilir’ AYKUT KÜÇÜKKAYA Protokolü Allah korumuş Başbakan Tayyip Erdoğan’ın vefat eden annesi Tenzile Erdoğan için Marmara İlahiyat Vakfı Camisi’nde önceki gece hatim merasimi yapıldı. Erdoğan ve ailesiyle birlikte aralarında çok sayıda bakanın da bulunduğu üst düzey protokolün akın ettiği cami ile ilgili önemli bir ayrıntı ortaya çıktı. Söz konusu cami ile ilgili düzenlenen raporlarda İstanbul’da meydana gelebilecek 6.5 şiddetindeki depremde binanın yıkılabileceği öngörüldü. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi yerleşkesi, kısa bir süre sonra neredeyse tamamen yıkılacak. Caminin bir an önce yenilenmesi Üsküdar Belediye si’nin en önemli gündem maddelerinden birisi. Caminin büyük risk taşıdığına yönelik hem büyükşehir belediyesinin hem de İstanbul Teknik Üniversitesi’nin raporları bulunuyor. Edinilen bilgiye göre yeni cami kubbe altı 3 bin kişi alacak şekilde yaptırılacak, maliyeti ise adının açıklanmasını istemeyen bir hayırsever üstlenecek. BDP milletvekilleri yemin edip Ankara’ya geldiler. Eski vekiller Meclis’te yol yöntem bilse de birçok isim de ilk kez Meclis’e “ayak” bastı. Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana ise 20 yıl önce ilk kez girdiği ve “cezaevi” aracına bildirilerek 17 yıl önce ayrıldığı Meclis’e bunca yıl sonra ilk kez geldi. BDP’liler, “gönülsüzce” yemin edip, Meclis çalışmalarına aktif olarak katılmaya başladı. BDP’lilerin ilk sınavı “sınırötesi operasyon” tezkeresinin görüşmeleriydi. Meclis’teki diğer 3 parti operasyon tezkeresinin süresinin 1 yıl daha uzatılmasına “evet” derken, sadece BDP muhalif kaldı. İlk kez “yemin günü” Meclis’e ayak basanlardan BDP’nin, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, tezkere görüşmelerinde de grubu adına söz alıp, ilk kez kürsüden konuştu. Ancak kendi deyişiyle “acemiliği” nedeniyle konuşma süresini ayarlayamadığından, söyleyeceklerini tam da bitirmeden kürsüden ayrıldı. Genel kuruldaki konuşmasının ardından Önder bir süre gazetecilerle kuliste sobet etti. Gazetecilerin, Meclis izlenimini ve Ankara’ya gelip gelmediğini sorduğu Önder, ince mizah anlayışıyla anlattı Ankara tanışıklığını: “Ankara’yı bilirim, özellikle cezaevlerini...” 12 Eylül öncesinde Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi olan Önder, askeri darbe olunca, birçok arkadaşı gibi tutuklanıp cezaevine gönderilmiş. Ankara’daki “özgür” yaşamı sadece 2 yıl süren Önder, sonrasını şöyle anlattı: “Ondan sonra Ankara’nın çok farklı semtlerdeki cezaevlerini çok iyi öğrendim. Önce Mamak Cezaevi’nde kaldım, ardından Ulucanlar Cezaevi’nde... Sonra Haymana Cezaevi’ne gönderildim. Çamlıdere Cezaevi’nin ise kapısından döndüm. İşte Ankara’yı da cezaevlerini de çok iyi bilirim.” Gazeteciler “Sincan Cezaevi’ne girmemişsiniz” deyince Önder, “O zaman Sincan Cezaevi yoktu, olsaydı, mutlaka oradan da yolum geçerdi” karşılığını verdi. Önder, Ankara’daki onca “kötü anısı”na karşın, milletvekili olduktan sonra, birçok İstanbul milletvekili gibi Ankara’da “geçici konaklama” yerine, evini de Ankara’ya taşımış; “İyi oldu, kiram yarı yarıya düştü” diye espri yapmaktan da geri kalmadı. Hangi davaya ‘baş koydular’ Egemen Bağış, AB Bakanı. Kemal Öztürk ise Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürü. Bakan Bağış, geçen günlerde genel müdür olması nedeniyle Kemal Öztürk’ü kutlamak için AA’yı ziyaret etti. Bakanla genel müdürün ziyarette yaptıkları açıklamaları AA’nın haber bülteninden okuduk. AA’nın haberinden öğrendik ki Bakanla genel müdür, “beraber aynı davaya baş koyan” iki dostmuş. Bakan Bağış, Genel Müdür Öztürk’le dava arkadaşlıklarını, “Bugün sadece Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nü ziyarete gelmedim. Ben aslında kardeşim, uzun yıllar birlikte çalıştığımız, beraber aynı davaya baş koyduğumuz dostumu, Kemal Bey’i ziyarete geldim” sözleriyle ifade ediyor. Bakanla, genel müdürün “beraber baş koldukları davanın” ne olduğunu anlamak için haberin devamını da okumamıza karşın fazla bir bilgi edinemedik. Tek ipucu, Bakan Bağış, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Öztürk’ü anlatırken, “Geçmişten kendisini çok iyi tanıdığım için, birlikte çalıştığımız için, bu görevde de layıkıyla başarılı olacağına inanıyorum. Hem Meclis’te hem Başbakanlık’taki performansı bu görevi de hakkıyla yerine getireceği konusundaki intibalarımızı arttırmıştır” ifadesini kullanıyor. Bir de, “one minute” olayı sonrası Davos dönüşünde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın uçağında birlikte geldiklerini,“Kemal Bey’le uçaktan indiğimizde bizler de şaşırmıştık. Bu kadarını beklemiyorduk. Havaalanında bir sevgi gösterisi olduğunu duyduğumuzda, ‘Belki elli kişi, yüz kişi gelir’ diye düşünüyorduk. Ama binlerce, belki on binlerce insan gecenin saat üçünde havaalanında ve havaalanını şehre bağlayan yollarda büyük bir coşkuyla hepimize sevgi gösterilerinde bulunmuştu” diye anlatıyor. Bağış ve Öztürk uzun süre Erdoğan’ın danışmanlığını yaptılar. Kastettikleri başka bir dava var mı, yok mu bilemeyiz. Ama bizim bu konuşmalardan anladığımız Bakanla genel müdürün “beraber baş koydukları” Erdoğan davasıdır. Bu davanın içeriğini öğrenmek için ise gelecekleri yeni görevler nedeniyle birbirlerine yapacakları kutlama ziyaretlerini beklemekten başka yol yok. Boğaz’a ‘sivil’ mönü Mehmet Bekaroğlu kapatılan Fazilet Partisi’nden Rize milletvekilliği yaptıktan sonra AKP’ye tavır alıp Saadet Partisi’nde kaldı. Son olarak 2009 yerel seçimlerinde SP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Üsküdar’da yaşamını sürdürüyor. AKP’li Üsküdar Belediyesi’nin Boğaz’la ilgili yeni bir projesine dikkat çekiyor. Bekaroğlu’ndan dinleyelim: “Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara geçenlerde bir proje açıkladı. Boğaz’ın öngörünüm çizgileri (Boğaz yerleşimi) darbe döneminde askerler tarafından yapılmış. Bunu sivilleştirecekmiş. Yani Haydarpaşaport projesi çerçevesinde başta Selimiye Kışlası olmak üzere askeri ve tarihi yerleşim yerlerini ziyaretlere açacakmış. Sivilleşme moda haline geldi. Şimdi militarist görüntüyü sivilleştirme adına Boğaz yağmalanacak. Üstelik Başkan Kara niyetinin bu olduğunu da gizleme gereği bile duymuyor. Askeri ve tarihi binaları, ticarete ve turizme açacağını açık açık söylüyor. Sadece turizme değil ticarete de. Şimdi tüm kapıları açacak sihirli formülü de bulmuş: ‘Sivilleşme’. Çünkü bir süredir sivilleşme deyince akan sular duruyor.” Bekaroğlu, “Ben Üsküdar’da yaşadığım için çok iyi biliyorum. İstanbul’da başka ilçe belediye başkanları da böyle midir bilmem ama Üsküdar Belediyesi’nin faaliyetlerinin yüzde 50’si Mustafa Kara’nın tanıtımı üzerine. Kara, Üsküdar Belediyesi’nin gelirinin neredeyse yarısını kendi tanıtımına ayıran bir başkan. Bunu Üsküdar’da yaşayan herkes bilir” diyerek Kara’nın bir başka özelliğine daha vurgu yapıyor. Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle