18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Teorisi ve Fonksiyonel Analiz Anabilim Dalı’nda, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Ege Üniversitesi’nde yüzlerce değil, binlerce mühendis yetiştirerek. Matematik öğretimine âşık olmuş gibiydi. Ama Türkiye’nin ilk kadın matematik profesörü olmak yetmiyordu ona. Daha çok, matematik üzerine düşünmeyi severdi. Kadınlar Dünyası dergisine konuşurken, “Bence matematik erkeklerden çok kadınlara daha uygun bir daldır. Tüm bilim dalları tutkuyu gerektirir; ayrıca matematik için sezgi de zorunludur. Kadınlarda ise, hem tutku hem sezgi çok güçlü” demişti. nceki gün sona eren yaşamın trajik yanı buydu. Aynı zamanda, cumhuriyetçi bilim politikasının da düşündürücü yanı. Öyle anlaşılıyor ki, Cumhuriyetimiz kendi eğitim politikasını yürütebilmek için elindeki insan malzemesini suyunu çıkarırcasına çalıştırmakla yetiniyor, ama o insanların büyük devletlerce yapıldığı gibi rahat araştırma merkezlerinde bilim dünyasına evrensel katkıda bulunmalarına yeterince ağırlık vermiyor. Selma Hoca’nın içinde kalan ve bugün onunla birlikte toprağa gidecek ukde de buydu galiba. CUMHURİYET 10 EKİM 2011 PAZARTESİ Dünyada Otomobili Kim, Nasıl Üretiyor? Taşıt araçları sanayisinde oluşan deneyim ve bilgi birikiminin değerlendirilmesi için yapılması gereken, her biri alanında başarılı ama iş hacmi dünya ölçeğinde küçük olan aile işletmelerinin bir araya gelerek piramidin üst kademelerine geçmelerini sağlamak. Prof. Dr. Çelik KURDOĞLU Cumhuriyetle Alışveriş VATAN, üzerinde doğup sonra toprağına gömüldüğümüz yerdir. Cumhuriyet, bu vatanda bize önce çok şey verip sonra çok şey almak ister. Bugün toprağa vereceğimiz Selma Soysal’a çok olanak vermişti cumhuriyet. Zonguldak’taki ortaokul sınıflarından sonra Çapa Kız Öğretmen Okulu, Kandilli Lisesi ve Yüksek Öğretmen Okulu’nda parasız yatılı eğitim, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik ve Astronomi Bölümü’nde öğrenim, Profesör Dr. Cahit Arf gibi değerli bir matematikçiyle “Sonsuz Boyutlu Hilbert Uzayı” üzerine doktora yapma, Paris, Londra, Boston üniversiteleriyle Massachusetts Teknoloji Enstitüsü MIT’in uzmanlık programlarına katılma olanağı vermek gibi. umhuriyet, verdiklerinin karşılığını almayı bekler; daha doğrusu, biz ona borcumuzu ödemek isteriz. Selma Soysal, o borcu ömrünün sonuna kadar ödedi. Hem de fazlasıyla ve kendini harcarcasına. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Fonksiyonlar Ö C Rakamlarla araç üretimi: 2010 yılında dünyada 77.743.000 adet otomobil üretilmiş. Çin’de bu rakamın beşte birinden fazlası üretiliyor, arkasından ABD ve Japonya geliyor. Taşıt sanayisi, otomobil, hafif ticari araç, ağır ticari araç ve otobüs şeklinde dört ana alt gruba ayrılıyor. En büyük üretim hacmi otomobil sektöründe. Ama bu bilgi yeterli değil ve bizi yanıltır. Çünkü önemli olan soru kaç markanın küresel otomobil üretimini yönlendirdiği, bu üretimin nasıl modellendiği. Her gün trafikte görmeye alışık olduğumuz markaların sayısı 15 civarında. Bunlar arasında en büyük sayıda üretim yapan Toyota (8.557.000). Arkasından General Motors (8.476.000), Volkswagen (7.341.000), Hyundai (5.764.000), Ford (4.983.000) ve diğerleri geliyor. Türkiye’de en çok satılan Renault (2.716.000), Fiat (2.410.000) ile daha alt sıralarda yer alıyor. İngiltere’nin iş âlemi ile ilgili bakanı Mark Prisk geçen hafta içinde bir konuşmasında, otomobil sanayisinin İngiltere ekonomisi için hayati öneme sahip olduğunu söyledi; bu ülkede otomobil üretim miktarı 1.393.000 adet. Geleneksel İngiliz markalarının hemen tamamı yabancı yatırımcılara ait. Türkiye 1.097.000 ile İngiltere’nin arkasından geliyor. arkalar Bu markaların her birinin piyasanın değişik katmanlarına hitap eden alt kategorileri var. En büyük üretici olan Toyota 5, GM 7, Volkswagen 9, Fiat 7, Daimler 10 alt kategoride üretim yapıyor. Toyota geçen yıllarda en büyük üretici GM’yi geçerek bir numaraya yerleşti. Çin’de 10’dan fazla marka var, bunların her birinin alt markalarıyla birlikte 30’u aşkın Çin markası üretiliyor. Yazının başında Çin’in dünyada en büyük üretici konumuna geldiği belirtilmişti, bu rakamın içinde Çin markaları yanında diğer ülkeler markalarının üretimi de yer alıyor. İlk otomobil imalatçısı Henry Ford zamanında otomobilin tamamı aynı fabrikada üretiliyordu. Ne kadar fazla sayıda araç imal edilirse, maliyetler o kadar azalıyordu. Bu yöntem kitle üretimi yöntemini Fordizm adı altında gündeme sokmuştu. Hatta Henry Ford’un kitle üretim ilkesini “aracı müşterinin istediği herhangi bir renkte üretebiliriz, yeter ki o renk siyah olsun” diyerek karikatürize ettiği anılır. Araç üretimi kabaca üç aşamadan oluşuyor. Birinci sırada sektörün 10 civarında şirketten oluşan ana oyuncuları yer alıyor. Orta vadede bu sayının birleşmelerle küçülmesi bekleniyor. M Üretim modeli değişti Ana mal üreticileri teknolojik gelişmeleri, piyasalarda tüketicilerin tercihlerini izleyerek imalat aşamasını organize ediyorlar. Bu şirketlerin yaptığı aslında ülkemizde çok da iyi anılmayan “montaj” işi. Ama bu şirketler montajını yaptıkları ürünün tasarımını, teknolojinin geliştirilmesini, üretim organizasyonunu ve nihai ürünün pazarlamasını da yaparak değişik aşamalarda katma değer üretiyor, para kazanıyorlar. Otomobil üretmek bu sürecin tamamını kurgulamak, finanse etmek, yönetmek demek. Birleşmelerin arkasındaki faktörlerin başında özellikle otomobil sektöründe ürünlerin model ömrünün (product life cycle) kısalması geliyor. Modeller eskiye oranla çok daha çabuk değişiyor. Kullanılan yeni malzemeler, otomobillerde elektronik unsurların mekanik unsurlardan daha önemli hale gelmesi ve yeni pazarların açılması bu ana oyuncuların önüne önemli fırsatlar getirirken, aynı zamanda yatırımların boyutlarını genişletiyor. Bu gelişme araç imalatında fason üretimin, imalatın uzmanlaşmış yan kuruluşlara devredilmesinin önemini arttırıyor. Türkiye’de üretim yapan Renault şirketi küresel olarak ürettiği değerin yüzde 80’ini, Fiat yüzde 75’ini fason imalatçılara yaptırıyor. Yüzyıl sonrasına gelindiğinde imalat sanayisinin tamamında bu organizasyon modeli değişti. Bir mamulü oluşturan parçaların niteliklerinin açıkça tanımlanabilmesi, kodlanması, bilgisayar destekli tasarım ve imalat teknolojilerinin yaygınlaşması, esas tasarımcının yol haritasının hazırlamasının ardından alt imalatın uzmanlaşmış üreticilere yaptırılmasına imkân verdi. Bu gelişme araç sanayisi ile kısıtlı değil, imalat sanayisinin tümünde, hizmetler sektöründe özellikler görülmekte. Araç sanayisinde tedarik zinciri bir piramit şeklinde oluşuyor. Piramidin üst ucunda ana mal üreticisi ile doğrudan temasta olan imalatçılar yer alıyor, piramit diğer imalatçılarla tabana doğru genişliyor. Katma değerden alınan pay da aşağıya inildikçe azalıyor. Örneğin geçen yıllarda Türkiye’de yatırım yapması için çaba harcanan Magna şirketi piramidin üst noktasında yer alan şirketler arasında. Magna bulunduğu noktada tedarikçi olarak çalışıyor, bunun için teknoloji geliştirmekten, imalatın organize edilmesine kadar tüm hizmetleri yerine getiriyor. Türkiye kendi otomobilini yapsın derken dikkat edilmesi gereken tablo bu. Yatırımcı, işadamı kâr etmek için çalışır, bunu doğru bir şekilde yapmanın yolu katma değer üretmek. Elli yıllık bir deneyim ve bilgi birikiminden söz ediliyor; bu birikim taşıt araçları sanayisinde piramidin alt kademelerinde oluştu. Taşıt araçları sanayisinde oluşan deneyim ve bilgi birikiminin değerlendirilmesi için yapılması gereken, her biri alanında başarılı ama iş hacmi dünya ölçeğinde küçük olan aile işletmelerinin bir araya gelerek piramidin üst kademelerine geçmelerini sağlamak. Dünyada araç üreticilerinin sayısının bu tür birleşme ve satın almalarla giderek azaldığını rakamlarla belirttik. Aynı reçete yan sanayi üreticileri içinde geçerli ve gerekli. Sonuç Sanal Dış Politikanın Gerçekle İmtihanı Alper TAŞDELEN Uluslararası İlişkiler Uzmanı gözlerden kaçmamaktadır. Bugün için aşbakan Erdoğan Birleşmiş AKP’nin Arap coğrafyasında en sıcak Milletler Genel Kurulu’nda ilişkide olduğu devletler, ABD’nin yaptığı konuşmada mevcut güdümünde olan, petrol gelirleri uluslararası düzeni ve BM karşılığında güvenlikleri ABD politikalarını eleştirdi. BM’nin tarafından karşılanan, demokrasi ve sömürgeci düzenin bir parçası insan haklarında son sıralarda bulunan olduğunu, zayıf ülkelerin haklarını rantiyeci ve totaliter Arap korumadığını, belli ülkelerin çıkarlarının peşinde koştuğunu belirtti devletleridir. AKP, Mısır, Tunus ve Libya için savunduğu demokrasi ve ve yeniden yapılanma yoluyla bütün insan hakları taleplerini bu ülkelere insanlığa hizmet eden bir kimliğe taşımamaktadır. sahip olması gerektiğini vurguladı. Erdoğan’ın bu söylemine katılmamak üze Kalkanı elbette imkânsız. Ancak hemen akla AKP, son olarak füze kalkanı gelen soru 9 yıldır iktidarda olan AKP’nin, dış politikada Erdoğan’ın bu projesinin radar sistemlerinin Türkiye’ye kurulmasına da onay söylemi doğrultusunda ne yapmış olduğu ve bu karşı çıkış doğrultusunda vererek, bölgede yeni bir Amerikan politikasının daha hayata geçmesine hareket edip etmediğidir. imkân tanımıştır. Her ne kadar bu Bu kapsamda AKP’nin verdiği ilk sınav Irak’ın ABD tarafından işgalidir. sistem NATO şemsiyesi altında kurulacak olsa da projenin temel ABD, Irak’ın işgaline lojistik destek amacının İsrail’i İran tehdidine karşı vermesi için Türkiye’nin kapısını ilk korumak olduğu açıktır. Üstelik bu kez 57. Hükümet döneminde çalmış sistemin NATO üyesi olmasına ve ve dönemin Başbakanı Ecevit ABD radar tesislerine ev sahipliği ile talepleri dahi konuşmadan söz yapmasına rağmen Türkiye’nin konusu bir askeri harekâta karşı neredeyse yarısını ve radar tesislerinin olduklarını kesin bir dille belirtmiştir. kendisini korumadığı açığa çıkmıştır. 2002 yılında iktidara gelen AKP Başbakan Erdoğan’ın BM Genel hükümeti ise pazarlıklar sonucunda Kurulu’ndaki konuşması küresel bir ABD ile uzlaşmış ve konuyu 1 Mart role de işaret etmektedir. Ancak tezkeresi olarak Meclis’e sunmuştur. haksız ve adaletsiz uluslararası düzene Muhalefetin oylarıyla tezkere karşı olmak temelindeki bu rol için her reddedilse de AKP, devam eden şeyden önce, temelleri ve süreçte ABD’nin Irak işgalini hiçbir mekanizmalarıyla güçlü bir dış zaman eleştirmemiş ve burada yaşanan insanlık dramını hiçbir zaman politika gerekiyor ki, Türkiye’nin belini büken asıl sorun da tam bu yüksek sesle dile getirmemiştir. noktadadır. rap Baharı Yaratılan imaj ve tüm makyajlamaların aksine son yıllarda Ortadoğu’da Arap Baharı olarak Türk dış politikası hiçbir somut başarı adlandırılan, halkların totaliter ve elde edemeyen, Mavi Marmara baskıcı rejimlere karşı ayaklanmaları sürecinde yaşandığı gibi haklı olduğu ile emperyal güçlerin politikalarının atbaşı gittiği sürece dair de AKP ciddi konularda bile haksız duruma düşen, kendi güç analizini yapamayan ve bir eylem planı içinde olmamıştır. günlük hareket eden bir kimliğe AKP’nin Mısır, Tunus ve Libya için bürünmüştür. Mikroemperyal dile getirdiği demokrasi ve insan motiflerle beslenen bu ütopik dış hakları söylemleri ABD’nin bu politika anlayışı sebebiyle Türkiye, ülkelere vaat ettikleri kadar ve bu politikalarla sınırlı kalmıştır. Buradaki “komşularla sıfır sorun”, “barış ve istikrar” söyleminden, restleşme ve kırılma noktası özellikle Libya sertleşme noktasına gelmiş, haklı örneğinde yaşanmış, Başbakan davalar ve kazanımlar günlük Erdoğan NATO’nun Libya’ya müdahalesine önce karşı çıkmış ancak oldubittilerle heba edilmiş, mevcut sorunlar çözülemediği gibi yeni stres bu söylem kısa bir süre içerisinde alanları yaratılmıştır. Bu derecede tersine dönmüş ve Türkiye bu başarısız bir dış politika pratiği, müdahalede etkin olma rolüne Türkiye’nin uluslararası arenada soyunmuştur. Türkiye’nin nakit para gücünü, itibarını ve hareket alanını yardımı yaptığı Libya’nın yeni azaltmakta; daha etkin ve üst perdeden yönetimini Fransa, İngiltere ve ABD ittifakı kurmuş, bu yönetimin ilk işi de bir politika yürütmesini de imkânsız kılmaktadır. bu ülkelere Libya’nın doğal Unutulmamalıdır ki, bir sisteme zenginliklerini peşkeş çekmek karşı çıkılacaksa, önce o sistemin olmuştur. dışında durmak ve karşı çıkacak AKP’nin Ortadoğu’ya dair ölçüde güçlü ve tutarlı olmak gerekir. politikasındaki çifte standart da B F A C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle